Danıştay Kararı 8. Daire 2019/5219 E. 2023/1349 K. 21.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/5219 E.  ,  2023/1349 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5219
Karar No : 2023/1349

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, … Köyü hudutları içerisinde yer alan Sicil: … (ER:…) sayılı maden sahasında II-b grubu mermer (oniks) işletme ruhsatı bulunan davacı tarafından, 3213 sayılı Maden Kanununun 13. maddesinin 1. fıkrası gereği süresi içerisinde yatırılmayan 2016 yılı ruhsat bedelinin %70 ine tekabül eden 14.781,00 TL ile 2017 ruhsat bedelinin %70 ine tekabül eden 18.476,00 TL’nin yatırılması gerektiğine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu işlemin 2017 ruhsat bedelinin % 70’ine tekabül eden 18.476,00 TL’lik kısmının ödenmesi talebine ilişkin olarak; ilgili mevzuat hükümleri uyarınca; ruhsat sahipleri tarafından her yıl Ocak ayının sonuna kadar ruhsat bedellerinin yatırılmasının zorunlu olduğu, aksi takdirde ruhsat sahibinin idari para cezası ile tecziye edilerek 3 ay içerisinde ruhsat bedelinin ödenmesinin kendisinden istenilebileceği anlaşılmakla birlikte, idare tarafından ruhsat bedelinin yatırılmadığının en erken Şubat ayının ilk günü farkedilebileceğinden Medeni Kanunda vücut bulan iyiniyet kuralı uyarınca idare tarafından o yıl içerisinde makul bir tarihte ruhsat sahibine bildirim yapılarak ruhsat bedelinin yatırılmasının istenilmesi gerektiği, somut olayda; 2016 yılının Kasım ayında davalı idarece davacıya gönderilen ve 2016 yılına ilişkin ruhsat bedelinin ödenilmesi talebi ile ödenilmemesi halinde ruhsatın hükümsüz hale geleceğinin bildirilmesine ilişkin yazının 02/12/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, ödeme için öngörülen sürenin 2017 yılı içerisinde sona erdiği, ruhsat bedeli ödenmediğinden ruhsat iptal edilerek 2017 yılı Mart ayına kadar ruhsat hukuku yürürlükte olduğundan bahisle 2017 yılına ilişkin ruhsat bedelinin istenildiği görülmüş olup, davalı idarece makul süre içerisinde ruhsat bedelinin yatırılması istenilerek yatırılmaması halinde ruhsatın iptal edilmesi gerekirken, 2016 yılının son aylarında bildirimin yapılmak suretiyle işlemlerin 2017 yılına uzatılması iyiniyet kuralı ile bağdaşmayacağından, dava konusu işlemin 2017 yılı ruhsat bedeline ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin bu kısmının iptaline, 2016 yılı ruhsat bedelinin %70′ ine tekabül eden 14.781,00 TLlik kısmının ödenmesi talebine ilişkin olarak; davacının 02/12/2015 tarihli terk dilekçesini ibraz ettiği, dilekçe üzerine görevlendirilen heyetçe mahallinde yapılan tetkik neticesinde hazırlanan ve ocağın çevreye uygun hale getirilmesine müteakip terk talebinin uygun olacağının belirtildiği 27/01/2016 tarihli rapor doğrultusunda terk talebinin uygun olmadığına ve Maden Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiğine yönelik 21/03/2016 tarihli işlemin tesis edildiği, akabinde davacıya gönderilen 25/11/2016 tarihli Maden İşleri Genel Müdürlüğü yazısı ile 2016 yılına ilişkin ruhsat bedelinin ödenmediği, ödenmemesi halinde ruhsatın iptal edileceğinin bildirildiği, belirtilen süre içerisinde ruhsat bedelinin ödenmediğinin tespit edilmesi üzerine ruhsat iptal edilerek 2016 ve 2017 yılına ilişkin ruhsat bedellerinin ödenmesine ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği, ruhsat bedelinin yatırılmaması halinde ruhsatın iptal edileceğine ilişkin mevzuat hükmü, ruhsat sahasını terketmek isteyen ruhsat sahibinin en geç bir yıl içerisinde gerekli tedbirleri almak ve işletme faaliyetinde bulunulan alanı işletme projesi doğrultusunda çevreye uyumlu hale getirmek zorunda olduğuna ilişkin mevzuat hükmü ve ruhsat sahibinin ibraz ettiği terk dilekçesinin Genel Müdürlükçe değerlendirileceğine ilişkin mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; ruhsat sahasını terketmek isteyen davacının terk talebinde bulunmasının zorunlu olduğu, ancak terkin neticelenmesi için terk dilekçesi ile birlikte işletme faaliyetinde bulunulan alanın işletme projesi doğrultusunda çevreye uyumlu hale getirilmesi v.b. işlemlerin yapılmasının gerektiği, dolayısıyla tek başına terk talebinde bulunulmakla ruhsat sahasının terk edildiğinden bahsedilemeyeceği anlaşılmış olup, dava konusu ruhsat 2016 yılı içerinde halen yürürlükte olduğundan 2016 yılına ilişkin ruhsat bedelinin istenilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmının reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare tarafından, istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ruhsat bedeli ile ilgili işlemlerin 2017 yılına uzamasının Genel Müdürlüğün iyiniyet kurallarını gözetmemesinden değil, davacının restorasyon çalışmalarını zamanında yerine getirmemesinden kaynaklandığı, bu sebeple dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, … Köyü hudutları içerisinde yer alan Sicil:… (ER:…) sayılı maden sahasında 05/02/2013 tarihinden itibaren II-b grubu mermer (oniks) işletme ruhsatı sahibidir.
Davacı, 02/12/2015 tarihli dilekçe ile ruhsat alanında ekonomik ve işletmeye elverişli mermer oluşumlarının tespit edilememesi nedeniyle terk talebinde bulunmuş, talebe istinaden yapılan tetkik neticesinde hazırlanan 27/01/2016 tarihli mahallinde tetkik ve değerlendirme raporunda; “açılan ocağın topografik yapıya çevreye uygun hale getirilmesine müteakip değerlendirilmesi durumunda terk talebinin de uygun olduğu” hususu tespit edilmiş, bunun üzerine anılan rapor doğrultusunda terk talebinin kabul edilmemesi ve Maden Kanununun 32. maddesi uyarınca işlem yapılması hususlarına ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü işlemi tesis edilmiştir.
Akabinde davacı sahanın bir bölümündeki şev yüksekliğinin düşürülmesi ve işlem sonrası fotoğraflanarak Genel Müdürlüğe bildirilmesini istemiş, olumsuz kış şartları sebebiyle istenilen çalışmanın uygun olan bir zamanda yapılarak fotoğrafladığını belirterek 07/12/2016 tarihli dilekçe ile terk talebinin yinelemiş, bunun üzerine … tarih ve … sayılı Bakanlık oluru ile mahaliinde tetkik için yeniden heyet görevlendirilmiş, görevlendirilen heyetçe hazırlanan 04/04/2017 tarihli mahallinde tetkik ve değerlendirme raporunda; “makamın … tarih ve … sayılı olurları ile görevlendirilen heyetin tetkikinde resterasyon işleminin yapılmasına müteakip terki uygun olacağı bildirilmiştir. … tarih ve … sayılı dilekçe ile resterasyon işleminin yapıldığının beyan edildiği bildirilmiş olup, heyetimizce sahada yapılan incelemelerde sahada herhangi bir restorasyon çalışması yapılmadığı heyetimizce tespit edildiğinden terki uygun olmadığı görüşümüzdür” hususu yer almıştır.
Davacı tarafından ilk terk dilekçesi verdikten ve … tarih ve … sayılı Maden İşleri Genel Müdürlüğü işlemi tesis edildikten sonra ve fakat davacıın ikinci kez terk talebini yinelemesinden önce … tarih ve … sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün davacıya gönderdiği yazı ile “yürürlükteki ruhsatlar için her yıl ocak ayı sonuna kadar yatırılması gereken 2016 yılı ruhsat bedeli ödenmediğinden 2016 yılı için yatırılması gereken 26.395,00 TL ruhsat bedelinin 3 ay içerisinde yatırılması gerektiği, yatırılmaması halinde ruhsat hukukunun iptal edileceği” bildirilmiş, bu yazı 02/12/2016 tarihinde davacının çalışanına tebliğ edilmiş, bu yazının ruhsat bedeli ödenmesine ilişkin kısmına davacı herhangi bir itirazda bulunmamış, belirtilen 3 aylık sürenin 02/03/2017 tarihinde sona erdiğinden ve bedelin yatırılmadığından bahisle ruhsatın iptal edildiği belirtilerek 3213 sayılı Maden Kanununun 13. maddesinin 1. fıkrası hükmü gereği süresi içerisinde yatırılmayan 2016 yılı ruhsat bedelinin %70 ine tekabül eden 14.781,00 TL ile 2017 ruhsat bedelinin %70 ine tekabül eden 18.476,00 TL’nin yatırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü işlemi tesis edilmiştir.
Bunun üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3213 sayılı Maden Kanununun “Ruhsatın hükümden düşmesi ve terk edilen alanlarda alınacak tedbirler” başlıklı 32. maddesinde, “Ruhsat sahibi sahasında gerekli emniyet tedbirlerini almak ve sahanın son durumunu gösterir imalat haritası ve maden jeoloji haritasını Genel Müdürlüğe vermek suretiyle terk talebinde bulunabilir.
Herhangi bir nedenle hükümden düşmüş veya ruhsat hukuku yürürlükte olan sahalarda terk edilen alanlarda ruhsat sahibi gerekli emniyet tedbirlerini almak ve sahanın son durumunu gösterir teknik belgeleri Genel Müdürlüğe vermek zorundadır.
Ruhsat sahibi yukarıda belirtilen tedbirleri en geç bir yıl içinde almak ve işletme faaliyetinde bulunulan alanı işletme projesi doğrultusunda çevreye uyumlu hale getirmek zorundadır.
Verilen bu sürede çevre ile uyum planı çerçevesinde gerekli güvenlik önlemlerinin ve çevresel önlemlerin alınmaması durumunda tedbir alınana kadar sorumluluk ruhsat sahibinin olması şartıyla, bu durum valiliğe bildirilir. Çevre ile uyum çalışması için gerekli tedbirler, çevreye uyum planına uygun olarak orman arazilerinde ilgili orman idaresi, diğer alanlarda il özel idareleri veya valilikler tarafından yerine getirilir. Orman idaresi, il özel idaresi veya valilik tarafından çevre ile uyum planına uygun olarak yapılan masraflar, ruhsat bedelinden çevre ile uyum planı çalışmaları için emanete yatırılan tutarlardan karşılanır. Teminatların yeterli olmaması durumunda çevre ile uyum planı çerçevesinde eksik kalan masrafların ödenmesi için ruhsat sahibine bir ay ödeme süresi verilir. Süresinde ödenmeyen ve Genel Müdürlük tarafından ilgili vergi dairesine bildirilen tutarlar 6183 sayılı Kanuna göre ruhsat sahiplerinden tahsil edilir. İlgili idare tarafından çevreye uyum planı dışında başkaca bir proje veya uygulama yapılması hâlinde buna ilişkin masraflar, ilgili idare tarafından karşılanır ve ruhsat sahibinden herhangi bir bedel talep edilmez…” düzenlemesine yer verilmiştir.
21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliği’nin “Ruhsatın hükümden düşmesi ve terk edilen alanlarda alınacak tedbirler” başlıklı 85. maddesinde, “(1) Ruhsat/sertifika süresi içinde, sahanın tamamının veya bir kısmının terkinin ruhsat sahibi veya terk talebinde bulunmaya yetkili vekili tarafından talep edilmesi halinde;
a) Sahada doğal topoğrafyayı değiştiren bir faaliyette bulunulmamış ise bu durum ruhsat/sertifika sahibi ve YTK tarafından bir terk raporu,

b) Sahada doğal topografyayı değiştiren arama faaliyeti yapılan ruhsat sahalarında; ruhsat sahibi, yetkilendirilmiş tüzel kişi tarafından hazırlanmış ve çalışılan her faaliyet alanı için alınan emniyet tedbirlerini içeren terk raporu ve sahanın son durumunu gösterir imalat haritası,
c) Açık işletme yöntemi ile üretim yapılan ruhsat sahalarında; ruhsat sahibi, yetkilendirilmiş tüzel kişi tarafından hazırlanmış ve çalışılan her faaliyet alanı için alınan emniyet tedbirlerini içeren terk raporu, sahanın son durumunu gösterir imalat haritası, maden jeoloji haritası, çevre ile uyum planının uygulandığını gösterir belgeler ve fotoğraflar,
ç) Yeraltı işletme yöntemi ile üretim yapılan ruhsat sahalarında; ruhsat sahibi, yetkilendirilmiş tüzel kişi tarafından hazırlanmış ve çalışılan her faaliyet alanı için yeraltı ocağının yerüstüne bağlantı girişlerinin canlı ve hava girmeyecek şekilde kapatılması, yer üstü sularının yeraltına girmemesi için kuşaklama kanallarının yapılması, mümkünse mevcut yeraltı ocağının derinliğinin topoğrafyaya olan konumu ve çevresel etkileri dikkate alınarak su ve/veya gaz drenajının yapılması gibi alınan emniyet tedbirlerini içeren terk raporu, sahanın eski ve yeni tüm faaliyetlerini gösteren son durumunu gösterir imalat haritası, maden jeoloji haritası ile birlikte Genel Müdürlüğe terk talebinde bulunur.
(2) Genel Müdürlük bu belgeler uyarınca terk talebini değerlendirir. Terk talebinde eksiklik tespiti halinde, eksikliklerin giderilmesi için talep sahibine iki aylık süre verilir. Bu süre içerisinde eksikliklerin giderilmemesi halinde talep kabul edilmez.
(3) Terk talebine ilişkin olarak mahallinde yapılan tetkikte; gerekli emniyet tedbirleri ve çevre ile uyum planının uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilir. İşletme projesi doğrultusunda faaliyet alanı gerekli emniyet tedbirleri alınmış ve çevre ile uyumlu hale getirilmiş ise terk talebi talep tarihi itibariyle kabul edilir. Ancak, faaliyet alanının çevre ile uyumlu olmadığının ve emniyet tedbirlerinin alınmadığının tespit edilmesi halinde belirtilen tedbirlerin alınması için en geç bir yıl süre verilir. Verilen bu sürede çevre ile uyum planı çerçevesinde gerekli güvenlik önlemlerinin ve çevresel önlemlerin alınması durumunda ruhsat sahibi terk talep edilen alanda ve sahanın son durumunu gösterir teknik belgeleri Genel Müdürlüğe vermek zorundadır. Bu şartların sağlanması halinde talep kabul edilir. Aksi halde, çevre ile uyum planı çerçevesinde gerekli tedbirler alınana kadar sorumluluk ruhsat sahibinin olması şartıyla, terk işlemleri re’sen yapılarak bu durum valiliğe bildirilir.
(4) Herhangi bir nedenle hükümden düşmüş olan ruhsat sahalarında mahallinde yapılan tetkikte; gerekli emniyet tedbirleri ve çevre ile uyum planının uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilir. Ruhsat sahasındaki faaliyetlerin çevre ile uyumlu olmadığının ve emniyet tedbirlerinin alınmadığının tespit edilmesi halinde belirtilen tedbirlerin alınması için ruhsat sahibine en geç bir yıl süre verilir. Verilen bu sürede çevre ile uyum planı çerçevesinde gerekli güvenlik önlemlerinin ve çevresel önlemlerin alınması durumunda ruhsat sahasının son durumunu gösterir teknik belgelerin Genel Müdürlüğe verilmesi zorunludur. Aksi halde, çevre ile uyum planı çerçevesinde gerekli tedbirler alınana kadar sorumluluk ruhsat sahibinin olması şartıyla, bu durum valiliğe bildirilir.

(5) Herhangi bir nedenle hükümden düşmüş veya ruhsat hukuku yürürlükte olan sahalarda terk edilen alanlarda, ruhsat sahibi tarafından üçüncü ve dördüncü fıkra kapsamında gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda, çevre ile uyum çalışması için gerekli tedbirler, çevre ile uyum planına uygun olarak orman arazilerinde ilgili orman idaresi, diğer alanlarda il özel idaresi veya valilik tarafından yerine getirilir. Orman idaresi, valilik veya il özel idaresi tarafından çevre ile uyum planına uygun olarak yapılan masraflar, ruhsat bedelinin, çevre ile uyum planı çalışmalarını karşılamak üzere emanet olarak yatırılan tutardan karşılanır. Ruhsat bedelinden çevre ile uyum planı çalışmaları için çevre ile uyum bedeli olarak yatırılan tutarın yeterli olmaması durumunda çevre ile uyum planı çerçevesinde eksik kalan masrafların ödenmesi için ruhsat sahiplerine bir aylık ödeme süresi verilir. Süresinde ödenmeyen ve Bakanlık tarafından ilgili vergi dairesine bildirilen tutarlar, 6183 sayılı Kanuna göre ruhsat sahiplerinden tahsil edilir. İlgili idare tarafından çevre ile uyum planı dışında başkaca bir proje veya uygulama yapılması halinde buna ilişkin masraflar, ilgili idare tarafından karşılanır ve ruhsat sahibinden herhangi bir bedel talep edilmez.
(6) Herhangi bir nedenle hükümden düşmüş ruhsat sahalarında da ruhsat sahibi tarafından gerekli emniyet tedbirleri alınmak zorundadır. Gerekli emniyet tedbirlerinin alınmaması nedeniyle doğabilecek tehlikeli durumlarda ruhsat sahibinin sorumluluğu devam eder.
(7) Terk işlemleri ile ilgili olarak; ruhsat sahibinin yasal sorumluluğunu yerine getirmemesi, ruhsatın iptali veya ihale edilmesi ile ilgili işlemleri geciktirmez.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davalı idare tarafından dava konusu işlemin 2017 ruhsat bedelinin % 70’ine tekabül eden 18.476,00 TL’lik kısmının ödenmesi isteminin hukuka uygun olduğu gerekçesi ile temyiz isteminde bulunulmakta olup, hukuki değerlendirme bu kısım yönünden yapılmıştır.
Yukarıda mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, maden işletme ruhsatları yürürlükte olduğu süre içerisininde her yılın Ocak ayının sonuna kadar ruhsat bedelinin yatırılması gerektiği, terk talebinde bulunulan ruhsat alanında idarece mahallinde tetkik yapılarak sahada gerekli emniyet tedbirlerinin alınıp alınmadığı ve sahanın çevre ile uyumlu hale getirilip getirilmediğinin tetkiki sonucunda mevzuatta belirtilen yükümlülüklerin yerine getirildiğinin tespiti halinde terk talebinin talep tarihi itibarı ile kabul edileceği, yapılan saha tetkikinde verilen süre içerisinde belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmediğinin tespiti halinde ise, idarece ilgililere gerekli tedbirleri alması amacıyla bu defa bir yıl süre verileceği ve verilen bu bir yıllık süre içerisinde de ilgililer tarafından mevzuatta terkin için öngörülen eksikliklerin giderilmemesi halinde ise ruhsat hukuku devam ettirilerek ilgililer tarafından yerine getirilmesi gereken eksikliklerin İl Özel İdaresi veya Valilik tarafından yerine getirileceği anlaşılmaktadır.

Olayda, davacının 02/12/2015 tarihli ilk terk dilekçesi üzerine yapılan tetkik üzerine “açılan ocağın topografik yapıya çevreye uygun hale getirilmesine müteakip değerlendirilmesi durumunda terk talebinin de uygun olduğu” belirtildiğinden Maden Kanununun 32. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiğine ilişkin makam olurunun alındığı, ancak Kanunun 32. maddesinde belirtilen düzenlemelerden hareketle davacıya gerekli tedbirleri alması için süre verildiğine ilişkin bir işlem tesis edildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı gibi, davacının terk talebi sürecine ilişkin olarak yargısal yollara başvurduğuna ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Bu kapsamda, 2016 yılı ruhsat bedelinin tahakkuk ettiği Ocak 2016 tarihinde terk talebinin kabul edildiğine ilişkin bir işlem tesis edilmediği ve 2016 yılı ruhsat bedelinin tahakkuk ettiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Davalı idare tarafından, 2017 yılı ruhsat bedelinin tahakkuk etmesinin sebebinin davacı tarafından restorasyon işlemlerinin yapılmaması olduğu iddia edilmekte ise de, gerek 21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılan 06/11/2010 tarihli ve 27751 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 83. maddesinin 7. fıkrasında, gerekse 21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Yönetmeliği’nin 85. maddesinin 7. fıkrasında yer verilen “Terk işlemleri ile ilgili olarak; ruhsat sahibinin yasal sorumluluğunu yerine getirmemesi, ruhsatın iptali veya ihale edilmesi ile ilgili işlemleri geciktirmez.” düzenlemesi çerçevesinde bu iddiaya da itibar edilmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 21/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.