Danıştay Kararı 8. Daire 2019/5129 E. 2023/884 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/5129 E.  ,  2023/884 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5129
Karar No : 2023/884

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara ili, Elmadağ ilçesi, …Köyü hudutları dahilinde bulunan Sic:…sayılı IV. Grup (Alçıtaşı) maden işletme ruhsatının iptaline yönelik …tarih ve E:…sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacı tarafından 27/05/2014 tarihinde yapılan temdit başvurusunun Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve …sayılı Olur’u ile uygun görülmesi üzerine, …tarih ve …sayılı yazıyla davacıdan bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içerisinde mali eksikliklerin (güncel işletme ruhsat teminatı tutarının, 2013 ve 2014 yıllarına ait işletme ruhsat harçlarının ve 2013 yılına ait Devlet Hakkı Payı ile vadesi geçmiş borcun olmadığını gösterir belgenin) tamamlanması istenilmiş ve söz konusu bildirim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 24. maddesinin ilk iki fıkrası hükümlerine göre eksikliklerin tamamlanmaması halinde temdit talebinin kabul edilmemesi suretiyle ruhsatın iptal edileceği açık olmakla birlikte, bu hükümlere göre temdit Oluru’nun ve ruhsatın iptali doğrultusunda işlem tesis edilmeyerek, anılan Kanun maddesinde yukarıda içeriği aktarılan şekilde 04/02/2015 tarih ve 6592 sayılı Kanun ile değiştirilen düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra ve bu düzenleme uyarınca davacıya idari para cezası uygulanması suretiyle ikinci üç aylık sürenin tanınması gerekirken, dava konusu işlemin tesis edildiği 06/10/2015 tarihi itibariyle davacı lehine olan yürürlükteki hükümlere aykırı olarak işletme ruhsatının iptal edilmesi ve teminatın irat kaydedilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usule ilişkin olarak, hasımın düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği, esasa ilişkin olarak ise Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 28. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereği güncel işletme ruhsat teminatı ile eksik işletme ruhsat harçlarının yatırılarak makbuzlarının üç aylık süre içerisinde Genel Müdürlüğe verilmesi aksi halde … tarih ve …sayılı Makam Oluru ile uygun bulunan temdit talebinin kabul edilmeyerek ruhsatın iptal edileceği hususunda ruhsat sahibine yazılan …tarih ve …sayılı yazının eşi …’e 01.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 01.10.2014 tarihinden sonraki üç aylık sürenin 01.01.2015 tarihinde 6592 sayılı Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlandığı tarih olan 18.02.2015 tarihinden önce olduğundan 6592 sayılı Kanunla değişik 3213 sayılı Kanun’un 24. maddesinin 2. fıkrası gereği işlem yapılamadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ :2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesi ile eklene “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 5. bendinde “Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.” ; 07/04/2015 tarih ve 29319 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6637 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle eklenen ifadedeki şekliyle Geçici 8. maddesinde ise, “İvedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idarî yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3’üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 14. maddesinde, ilk inceleme hususları; görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülebilir bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, Kanun’un 3. ve 5. maddesinde belirtilen hususların bulunup bulunmadığı şeklinde sayılmış; 15. maddesinde ise ilk inceleme üzerine verilecek kararlar belirtilmiştir.
Bu Kanun hükümlerine göre, İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde 07/04/2015 tarihinden itibaren kanun yolu aşamasında istinaf yoluna başvurulacağı, ancak ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurularında, İdare Mahkemesi kararını bozması durumunda, uyuşmazlığın esasını incelemeksizin dosyayı ilgili İdare Mahkemesi’ne göndereceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, ilk inceleme hususlarında sorun görülmeksizin, mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi hâlinde, Danıştay tarafından incelenebileceği hususunun düzenlendiği görülmektedir.
Dolayısıyla söz konusu düzenlemenin dar yoruma tâbi tutulması gerekmektedir. Bu nedenle, Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderdiği ve kesin olarak karar verdiği; bu tür ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı farklı bir yargılama usûlünün kabul edildiği (temyiz incelemesinin kapatıldığı) dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararının ilk inceleme konuları yönünden bozulmasıyla birlikte işin esası hakkında İstinaf tarafından bir karar verilerek uyuşmazlığın sonlandırılması İstinaf yargılamasından beklenen amaca da uygun düşmektedir.
Temyize konu kararın, davanın esası incelenmek suretiyle verilmiş olması ve ilk derece mahkemesince 11/11/2016 tarihinde “davanın süre aşımı nedeniyle reddine” karar verildiği, …Bölge İdare Mahkemesi … İdari dava dairesince 24/03/2017 tarihinde istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiş olması karşısında, aktarılan Kanun hükümleri doğrultusunda temyiz incelemesi aşamasında yeniden davanın süre aşımı yönünden değerlendirilmesinin yerinde olmadığı ve istinaf incelemesinden beklenen amacı da gerçekleştirmeyeceği anlaşıldığından, Dairemiz tarafından davanın esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 703 sayılı K.H.K. ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33. madde ve 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hasım mevkiiden çıkarılıp Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü hasım mevkiine alınarak, gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Ankara İli, Elmadağ İlçesi, …köyü hudutları dahilinde ve davacının uhdesinde bulunan Sic:…sayılı IV. Grup alçıtaşı işletme ruhsatının süresinin uzatılması talebiyle davacı tarafından … tarih ve …sayılı dilekçe ile davalı idareye başvurulmuştur.
Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve …sayılı oluru ile “devlet haklarının ve 2013-2014 yıllarına ait işletme ruhsat harçlarının ödenmesine, teminatının güncelleştirilmesine ve vadesi gelmiş borcu olmadığına ilişkin belge getirilmesini müteakip” mevcut koordinatlarda işletme ruhsat süresinin 10 yıl uzatılarak IV. Grup işletme ruhsatı düzenlemesinin uygun görülmüştür.
Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve …sayılı yazısıyla davacıdan bu yazının tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içerisinde güncel işletme ruhsat teminatı olan 33.064 TL’nin, 2013 ve 2014 yıllarına ait geçmiş işletme ruhsat harç borçlarının ve 2013 yılına ait devlet hakkının (hazine payı) ödenmesi ve vadesi geçmiş borcun olmadığını gösterir belgenin de Genel Müdürlüğe sunulmasının istenilmiştir.
İşbu yazının davacının süre uzatımı başvuru dilekçesinde göstermiş olduğu ve aynı zamanda adres kayıt sistemindeki adresi olan “…Mah. … Sk. No:… Çankaya/Ankara” adresinde davacının eşine tebliğ edildiği, davacı tarafından 3 ay içinde bahse konu yazı ile giderilmesi gereken eksikliklerin giderilmediğinden bahisle davalı idare Maden İşleri Genel Müdürlüğünün …tarih ve …sayılı oluru ile davacının anılan maden işletme ruhsatının iptaline karar verildiği, “…Mah. … Sk. No:… Çankaya/Ankara” adresine tebligat çıkarmak ve Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tebliğ etmek suretiyle bildirdiği bakılan davanın da bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesininde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu belirtilmiş, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde, “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.” hükmü; 21. maddesinin 1. fıkrasında, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 16. Maddesinde ” Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır.”
hükmü bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun’un 14. maddesinde, ilk inceleme hususları; görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülebilir bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, Kanun’un 3. ve 5. maddesinde belirtilen hususların bulunup bulunmadığı şeklinde sayılmış; 15. maddesinde ise ilk inceleme üzerine verilecek kararlar belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un uygulanmasında süre aşımı kamu düzenini ilgilendiren bir nitelik taşıdığından, yargılamanın her aşamasında davanın taraflarınca ileri sürülebileceği gibi idari yargı yerlerinin de önlerine gelen davanın yetkili yargı yerinde açılıp açılmadığını re’sen (kendiliğinden) araştırmaları gerekir. Bu nedenle ve öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığı tespit edilerek buna göre karar verilmesi gerekir.
7201 sayılı Kanun’un bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin birinci fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. 7201 sayılı Kanun’da yazılı bilinen en son adres kavramı ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ndaki yerleşim yeri kavramı ile aynı anlama gelmemekte olup daha geniş bir anlam içermektedir. Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in 16. maddesinin birinci fıkrasına göre bilinen en son adresin tespitinde tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınmaktadır.
Anılan işlem davacının ruhsat başvurusu sırasında beyan ettiği “…Mah. … Sk. No:…Çankaya/Ankara” adresine tebligata çıkarılmış ve 04.11.2015 tarihinde 7201 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir.
Davacının tebligat adresi olarak “…Mah. … Sk. No:… Çankaya/Ankara” adresini gösterdiği davaya konu işlemin Tebligat Kanunun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği tarih olan, 4/11/2015 tarihi itibari muttali olduğunun ve 31/5/2016 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davanın süresinde açılmadığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, bakılan davanın süresinde açılmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü gerekirken, istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 28/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.