Danıştay Kararı 8. Daire 2019/4972 E. 2023/1831 K. 07.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/4972 E.  ,  2023/1831 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4972
Karar No : 2023/1831

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, sahibi olduğu … sicil ve … İşletme Ruhsat numaralı III.Grup Göl Tuzu ocağına ilişkin 2013 yılı Maden Devlet Hakkı Hazine Payı farkı olarak re’sen tesbit edilen 276.422,41 TL tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Devlet hakkına ilişkin olarak ortaya çıkabilecek aksaklıkları ve tutarsızlıkları önlemek, işlemler arasında birliği sağlayarak devlet hakkı kayıplarının önüne geçmek amacıyla davalı idarece dayanakları ortaya konulmak suretiyle fiyat tespiti yapma konusunda yetkili olduğu kuşkusuz olup, mevzuatta belirtilen “ocak başı fiyatı emsallerinden az olamaz.” hükmü gereğince, ocak başı fiyatları ile ilgili olarak bölgede faaliyet gösteren Sicil:… ve Sicil:… saylı firmaların denetimi sonucunda ruhsat sahibi tarafından tuz ihalelerine ödenen bedeller, iskonto bedelleri ile üretim giderlerinin toplam satış tutarından düşülmesi nedeniyle birim fiyatlarında oluşan farklılıklara istinaden ocak başı fiyatının 2013 yılı için 52,26 TL/Ton belirlenmesi sonucunda davacı şirkete 2013 yılı için 276.422,41 TL Devlet Hakkı Hazine Payı farkı tahakkuk ettirilmesine ilişkin dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile dava konusu işlemin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şirketin yasalara uygun biçimde Maden Devlet Hakkı Hazine Payını ödediği, istenen miktarın fahiş olduğu, 2013 takvim yılında geçerli mevzuat hükümlerine göre belirlenen ve ödenen Devlet Hakkı Hazine Payına, 3213 sayılı Maden Kanunu’na 04/02/2015 tarih ve 6592 sayılı yasa ile eklenen değişiklik kapsamında geçmişe etkili olarak fark tahakkuk ettirilmesinin hukuka aykırı olduğu, belirlenen farkı doğuran birim fiyatının afaki olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının 2013 yılına ilişkin vermiş olduğu satış bilgi formlarındaki ocakbaşı satış fiyatlarının o yılki emsal fiyatların altında kaldığı için ödenmesi gereken devlet haklarının dava konusu emsal fiyatlar üzerinden yeniden hesaplandığı ve emsal fiyatlar üzerinden devlet haklarının ödenmesinin istendiği, iptali istenen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : 3213 sayılı Maden Kanunu’nun dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 14. maddesinin 2. fıkrasında, “Üretilen madenin hammadde olarak kullanılması veya satılması halinde, aynı pazar ortamında madenin işletmelerdeki tüvenan olarak ocak başı satışında uygulanan fiyat, ocak başı satış fiyatıdır. Bu fiyat emsallerinden az olamaz. Emsal fiyatının tespitinde bu maddenin üçüncü fıkrası esas alınır.” düzenlemesine; 5. fıkrasında, “Ruhsat sahibi tarafından beyan edilen ocak başı satış fiyatı Bakanlık tarafından denetlenir ve eksik beyanlar tamamlattırılır. Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak madencilik faaliyetlerinden Devlet hakkı % 30 fazlasıyla alınır. Devlet hakkı işletme ruhsat harç miktarından az olamaz.” düzenlemeleri kapsamında devlet hakkına ilişkin olarak ortaya çıkabilecek aksaklıkları ve tutarsızlıkları önlemek, işlemler arasında birliği sağlayarak devlet hakkı kayıplarının önüne geçmek amacıyla davalı idarece dayanakları ortaya konulmak suretiyle fiyat tespiti yapma konusunda yetkili olduğu kuşkusuzdur. Olayda, dava konusu işlemin tesis edilmesi aşamasında belirlenen ocak başı satış fiyatlarının, ocak başı fiyatları ile ilgili olarak bölgede faaliyet gösteren Sicil:… ve Sicil:… sayılı firmaların denetimi sonucunda ruhsat sahibi tarafından tuz ihalelerine ödenen bedeller, iskonto bedelleri ile üretim giderlerinin toplam satış tutarından düşülmesi nedeniyle birim fiyatlarında oluşan farklılıklara istinaden belirlendiği Mahkeme tarafından yapılan ara kararı ve idarenin savunmasından da anlaşılmaktadır. Ancak, idarenin sunduğu belgelerden ocak başı sayış fiyatı belirlemesinin yasaya ve hukuka uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetimi mümkün değildir. Bu nedenle, İdare Mahkemesince, bölgede faaliyet gösteren Sicil:… ve Sicil:… sayılı firmaların ocak başı satış fiyatı ile ocak başı satış fiyatının belirlenmesinde dikkate alınan ve davacının toplam satış tutarından düşülen parametrelerin ayrıntılı dökümünün istenmesi suretiyle değerlendirme yapılması gerekirken, eksik inceleme ile verilen kararda hukuki isabet bulunmadığından davanın reddine dair karara karşı yapılan istinaf isteminin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince 703 sayılı KHK ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33. madde ve 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hasım mevkiden çıkarılıp Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü hasım mevkine alınarak işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 07/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.