Danıştay Kararı 8. Daire 2019/4951 E. 2020/6187 K. 30.12.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/4951 E.  ,  2020/6187 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4951
Karar No : 2020/6187

TEMYİZ EDENLER: 1- (Davacı) … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLLERİ : Av. Av. …, Av. …
2- (Davalı) … Genel Müdürlüğü’ne izafeten
… Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü, Kartal Orman İşletme Şefliği sınırları içerisinde bulunan ve davacı üniversiteye tahsis edilen 1.006.278,31 m2 büyüklüğündeki orman alanına ilişkin olarak 2017 yılı için 3.315.537,48-TL arazi tahsis bedelinin ödenmesinin istenilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; uyuşmazlık konusu 2017 yılına ait arazi tahsis bedelinin, 2011 yılı arazi tahsis bedeli dikkate alınarak alınarak hesaplanması gerektiği; bu bağlamda, 2012, 2013 ve 2014 yılı arazi tahsis bedelinin bir önceki yıl belirlenen arazi tahsis bedeline her yıl açıklanan yıllık ÜFE değişim oranı uygulanmak suretiyle tespit edilmesi gerektiği, 2015, 2016 ve 2017 yılı arazi tahsis bedellerinin ise bir önceki yıl belirlenen arazi tahsis bedeline her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak bulunması gerekirken, bu şekilde hesaplanmadığı anlaşılan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; Danıştay Sekizinci Dairesinin 13/12/2018 tarih ve E:2018/4673, K:2018/8281 sayılı bozma kararı uyarınca, bozma kararına uyularak dava konusu işlem ile hesap edilen 3.315.537,48-TL toplam arazi izin bedelinin 2.970.164,87-TL’lik kısmı hukuka uygun olup, 345.372,61-TL’lik kısmında ise hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, dava konusu işlemin 2.970.164,87 TL’lik kısmı yönünden İdare Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, bu kısım yönünden davanın reddine, işlemin 345.372,61.-TL’lik kısmının iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, 2011 yılı için ödenmesi gereken arazi izin bedelinin KDV dahil toplamda 1.247.090,98-TL olduğu, 2012 yılı arazi izin bedeli hesaplanırken bahsi geçen 2011 yılı arazi izin bedeli üzerinden ÜFE uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması gerekirken, hatalı olarak 01/01/2011-12/05/2011 tarihleri arasına ilişkin dönem de hesaba katılarak 2011 yılı bedelinin 365 gün üzerinden hesaplandığı ve bedelin KDV dahil 1.962.018,14-TL olarak bulunduğu, Yönetmelik gereği her yıl uygulanacak artışın Nisan ayı ÜFE oranı olması gerekirken 2012 yılı için Şubat ayı ÜFE oranının esas alındığı, hatalı hesaplamalar nedeniyle dava konusu bedelin olması gerekenden fazla talep edildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, dava konusu işlemde yer alan hesaplamaların yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, eksik incelemeye dayalı kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup, davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü, Kartal İşletme Şefliği sınırları dahilinde Sabancı Üniversitesi yapılması için Milli Eğitim Bakanlığı adına Orman Bakanlığının … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı Oluru ile toplam 1.006.278,31 m²’ik ormanlık alanda verilen bedelsiz kesin iznin, … tarih ve … sayılı Orman ve Su İşleri Bakanı (Çevre ve Orman Bakanlığı) Oluru ile 04/05/2009 tarihinden itibaren bedelli izne dönüştürüldüğü; bunun üzerine davalı idarece, orman mevzuatı gereğince alınması gereken izin bedellerinin belirlenmesi amacıyla esas alınan proje maliyet bedelinin 200.727.924,65-TL olarak hesaplandığı; 2017 yılı arazi tahsis bedelinin 3.315.537,48-TL olarak belirlenmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin tesis edilmesi nedeniyle anılan işlemin iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
15/09/2011 tarih ve 28055 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kanunu’nun 17 ve 18 inci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği’nin; “Bedellerin Tespiti” başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ; “Arazi izin bedeli; (1) İzin süresince arazi iradından yoksun kalma ve izin bitiminden sonra yetiştirilecek meşcerenin hasılat düşüklüğünden doğan zararın karşılığı olarak Genel Müdürlükçe belirlenen birim bedel ile verilecek iznin bulunduğu arazinin yol ve yerleşim merkezlerine yakınlığı, civar arazilerinin rayiç değerleri ve talep alanındaki ormanın vasfı dikkate alınarak bölge müdürlüğünce tespit edilecek birim kullanma bedelinin toplamının izin alanı ile çarpımı sonucu, 2) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ve ilgili kurumların ait olduğu yılı birim fiyatları veya proforma faturaları üzerinden hesaplanan toplam proje bedelinin binde beşi (% 05) alınarak bulunur.” hükmü ile 6. fıkrasında, “Müteakip yıllara ait arazi izin bedelleri, Türkiye İstatistik Kurumunca artışın yapılacağı ayda yayımlanan bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim oranına göre açıklanan yıllık ÜFE değişim oranında arttırılmak suretiyle tespit edilerek, bildirime gerek kalmaksızın izin başlangıç tarihinden itibaren en geç 1 ay içinde her yıl defaten tahsil edilir. Ancak ÜFE’nin negatif çıkması halinde bir önceki yıl arazi izin bedeli, o yılın arazi izin bedeli olarak tahsil edilir.” hükmü; “Mevcut İzinlerin Devamı” başlıklı Geçici 1. maddesinin 3. fıkrasında ise; “Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce verilmiş izinlerde arazi izin bedellerinin arttırılması için uygulanan “Deflatör” artış oranı yerine, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile bu Yönetmelikte belirtilen “ÜFE” değişim oranı uygulanır, bildirime gerek kalmaksızın izin başlangıç tarihinden itibaren en geç bir ay içinde her yıl defaten tahsil edilir.” kuralı yer almaktadır.
18/04/2014 tarih ve 28976 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kanunu’nun 17/3 ve 18 inci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği’nin 3. maddesinde, arazi izin bedeli, orman sayılan alanlarda verilecek izinlerden her yıl alınacak bedel olarak tanımlanmış, Bedel Artış Katsayısı (BAK): Her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranını, gösterdiği belirtilmiş; “Bedellerin Tespiti” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında (b) bendinde; “arazi izin bedeli; izin alanının metrekaresi, cari yıl ağaçlandırma birim metrekare bedeli, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan izin türü katsayısı (Ek-1), ekolojik denge katsayısı (Ek-2) ve il katsayısının (Ek-3) çarpımlarının sonucu, bulunur.” hükmü, 9/3. maddesinde, “Bu bedellerden arazi izin bedeli her yıl, diğer bedeller izin başlangıcında bir defaya mahsus defaten alınır.” hükmü, 9/6. maddesinde, “Arazi izin bedeli izin başlangıç tarihi esas alınarak bildirime gerek kalmaksızın her yıl defaten tahsil edilir. Müteakip yıllara ait arazi izin bedeli BAK oranında artırılmak suretiyle tespit edilerek bildirime gerek kalmaksızın izin başlangıç tarihinde defaten tahsil edilir.” hükmü yer almakta olup; “Mevcut izinlerin devamı” başlıklı Geçici 1. Maddesinde ise, “…(3) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce verilmiş izinlerde arazi izin bedellerinin arttırılması için uygulanan “Deflatör” veya “ÜFE” artış oranı yerine, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile bu Yönetmelikte belirtilen “BAK” artış oranı uygulanır, bildirime gerek kalmaksızın izin başlangıç tarihinde defaten tahsil edilir. Ancak bu fıkradaki artış oranı 1/1/2015 tarihinden itibaren tahakkuk edecek bedellerin artırılması için uygulanır…” hükmüne yer verilmiş ve Yönetmeliğin 35. maddesiyle 15/9/2011 tarihli ve 28055 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kanununun 17 ve 18 inci Maddelerinin Uygulama Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu taşınmaz için 2009, 2010, 2011 ve 2012 yılı arazi tahsis bedeli, ağaçlandırma bedeli, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü geliri, … özel ödenek geliri ve teminat bedeli kalemleri ile gecikme zammı olarak toplam 27.301.472,63-TL meblağın belirlenmesine ilişkin … tarih ve …sayılı işlemin iptali istemiyle açılan başka bir davada; … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, Dairemizin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçelere uygun şekilde, işlemde yer alan her bir bedel hakkında hukuki bir değerlendirme yapıldıktan sonra bu değerlendirmeler dikkate alınarak bir işlem tesis edilmesi gerektiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali yolundaki kararında ısrar edilmiştir. Bu karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 01/07/2019 tarih ve E:2018/3466, K:2019/3382 sayılı kararıyla, gerek temyize konu İdare Mahkemesi (ısrar, iptal) kararı gerekse de Dairemizin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçeler doğrultusunda yeni bir işlem tesis edilmesi gerektiği açıklamasıyla onanmış olup; 24/09/2020 tarih ve E:2019/3319, K:2020/1619 sayılı kararla, karar düzeltme istemi reddedilerek anılan karar kesinleşmiştir.
Buradan hareketle, yukarıda anılan ve ısrar kararının onanması yolunda İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 01/07/2019 tarih ve E:2018/3466, K:2019/3382 sayılı karar dikkate alındığında; … tarih ve … sayılı işlemin iptal edilmesi, takip eden yıllara ait arazi tahsis bedellerinin hesaplanmasını da etkileyeceğinden, 2017 yılı arazi tahsis bedelini içeren dava konusu işlem yönünden de Dairemizin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararında yer verilen gerekçeler doğrultusunda idarece yeni bir işlem tesis edilmesi gerektiği açıktır.
Bununla birlikte; Dairemizin 07/10/2015 tarih ve E:2014/4771, K:2015/8074 sayılı bozma kararından sonra Mahkemece bozmaya uyularak verilen karara karşı temyiz isteminde bulunulması nedeniyle anılan dosya son olarak Dairemizin E:2018/3270 esasına ve ardından karar düzeltme isteminde bulunulması nedeniyle Dairemizin E:2019/5531 esasına kaydedilmiştir. Söz konusu dosyada, temyiz ve karar düzeltme aşamasında verilen kararların birlikte incelenmesi neticesinde; 2011 yılı arazi tahsis bedelinin 1.056.856,76 TL + 190.234,22 TL (%18 KDV) olmak üzere 1.247.090,98 TL’lik kısmında hukuka aykırılık, 973.589,68 TL’lik kısmında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle Mahkemece verilen kısmen iptal, kısmen ret kararının onanmasına ve karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek anılan kalem yönünden kararın kesinleştiği görülmektedir.
Bu itibarla, uyuşmazlık konusu işlem yönünden, Dairemizin E:2014/4771 sayılı dosyasının devamı niteliğinde olan ve yukarıda ayrıntısına yer verilen kararlar sonucunda hukuka uygun veya aykırı görülen ve kesinleşen alacak kalemlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Öte yandan, yukarıda yer verilen mevzuatın değerlendirilmesinden, arazi tahsis bedelinin her yıl alınan bir bedel olduğu; dolayısıyla 2011 yılı arazi tahsis bedelinin belirlenmesinden sonra 2012, 2013 ve 2014 yılı arazi tahsis bedellerinin, Türkiye İstatistik Kurumunca artışın yapılacağı ayda yayımlanan bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim oranına göre açıklanan yıllık ÜFE değişim oranında arttırılmak suretiyle tespit edilmesi; 2015, 2016 ve 2017 yılı arazi tahsis bedellerinin ise, bir önceki yıl belirlenen arazi tahsis bedeline her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak bulunması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davalı idare tarafından yeniden bir işlem tesis edilmeden önce, yukarıda sözü edilen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca ve Dairemizce verilen kararlar ile bu kararlarda hukuka uygunluğu ve aykırılığı ortaya konulan alacak kalemlerinin dikkate alınarak 2017 yılı arazi tahsis bedelinin, yine Dairemiz kararında tespit edilen 2011 yılı arazi tahsis bedeli üzerinden yukarıda anılan yönteme göre hesaplanması gerektiğinden, dava konusu işlemde hukuka uygunluk, temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin .. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 30/12/2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.