Danıştay Kararı 8. Daire 2019/4790 E. 2022/7915 K. 21.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/4790 E.  ,  2022/7915 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4790
Karar No : 2022/7915

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Üniversitesi
VEKİLLERİ : Av. … Av. …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nde Doçent Doktor olarak görev yapan davacı tarafından, sözleşmesinin uzatılmasının uygun bulunmamasına ilişkin … tarih ve … sayılı … Başkanlığı kararı ile 01/01/2018 tarihi itibariyle görevine son verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı … Teknik Üniversitesi Rektörlüğü işlemin iptali ile yoksun kalınan özlük ve parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; davacı ile yeniden sözleşme yapılmasında nihai karar verme merciinin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı olduğu, dava konusu işlemlerin ise davalı idarenin takdir yetkisi kapsamında alındığı, takdir yetkisini bütünüyle ortadan kaldıracak şekilde yargı kararı verilemeyeceği, durumun ihtiyaç bağlamında değerlendirilerek davalı üniversitenin ihtiyacına göre bir yıllık sözleşme imzalaması ve süresi sonunda da yeni sözleşme imzalanmamasına veya görevine son verilmesine yönelik dava konusu işlemlerde, hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, takdir yetkisinin hukuka uygun kullanılıp kullanılmadığının değerlendirilmediği, davalı idarelerin yargı kararını uygulamama amaçlı işlem tesis ettiği, ikinci defa göreve son verme işleminin hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu, davalı idarenin işlemi yapmaya uygun bir gerekçe ortaya koyamadığı, kendisinin yerine iki yabancı öğretim üyesinin işe alındığı, buna ilişkin belgelerin Mahkeme tarafından istenilmediği, idarenin takdir yetkisini keyfi kullanamayacağı, takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek kullanması gerektiği, işlemin kamu hizmetinin devamlılığı ve bütünlüğü, kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olduğu, görevinde başarılı olmadığı ya da ihtiyaç olmadığına dair somut bilgi belge olmadığı, akademik başarıları olduğu, danışmanlığını yaptığı tezin en iyi tez ödülünü aldığı, Avrupa Araştırma Konseyi Hibe Programı çerçevesinde bir proje için araştırma yaptığı ancak görevine son verildiğinden askıya alındığı, Dünya Müzikleri Teorisi dersini MIAM ve Türkiye’de ilk defa verdiği, Etnomüzikoloji dalında ilk İngilizce doktora programının kurulmasını sağladığı, başarılı bir akademisyen olduğu, idarenin, hizmetine ihtiyaç duyduğu, kamu hizmetine girme hakkının yasal dayanak bulunmaksızın sınırlandırılmasının Anayasa’ya aykırı olduğu, tesis edilen işlemde hukuka uygunluk olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davalı Yükseköğretim Kurulu tarafından, davacının sözleşmesinin, 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 14. maddesi uyarınca Yönetim Kurulu’nun 29/11/2017 tarihli kararı ile uygun bulunmamasına karar verildiği, söz konusu kararın, kanunla davalı idareye verilen yetki üzerine alındığı, bu konuda idarenin takdir yetkisi bulunduğu, tesis edilen işlemlerin usul ve hukuka uygun olduğu, mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davalı İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından ise, davacının 2002 yılından beri Üniversite’de çalıştığı, son olarak 2547 Sayılı Kanun’un 34. maddesi ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca, 01/01/2017 tarihinden 31/12/2017 tarihine kadar geçerli olmak üzere davacı ile Üniversite arasında tip sözleşme akdedildiği, ancak davacının çalışma izninin iptali üzerine kadro ile ilişiğinin kesildiği, davacının söz konusu işlemlerin iptali ve yürütmesinin durdurulması talebi ile … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyası üzerinden açtığı davada, Mahkemece verilen yürütmenin durdurulması kararına istinaden bahse konu kadroya atamasının tekrar yapıldığı, davacının da içerisinde yer aldığı üç yabancı uyruklu personelin görev süresinin uzatılması teklifinin diğer davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca, 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 14. maddesi uyarınca uygun bulunmaması üzerine, davacının, 01/01/2018 tarihi itibariyle de üniversitedeki kadro ile ilişiğinin kesildiği, tesis edilen işlemlerin usul ve hukuka uygun olduğu, mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Müzik İleri Araştırmalar Merkezi’nde Doçent Doktor olarak görev yapan davacı tarafından, sözleşmesinin uzatılmasının uygun bulunmamasına ilişkin … tarih ve … sayılı … Başkanlığı kararı ile 01/01/2018 tarihi itibariyle görevine son verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü işlemin iptali ile yoksun kalınan özlük ve parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 130. maddesinde,”Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim – öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur.” hükmü yer almaktadır.
2547 sayılı Kanun’nun 7. maddesinin (a) fıkrasında, “Yükseköğretim kurumlarının bu Kanunda belirlenen amaç, hedef ve ilkeler doğrultusunda kurulması, geliştirilmesi, eğitim – öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve yükseköğretim alanlarının ihtiyaç duyduğu öğretim elemanlarının yurt içinde ve yurt dışında yetiştirilmesi için kısa ve uzun vadeli planlar hazırlamak, üniversitelere tahsis edilen kaynakların, bu plan ve programlar çerçevesinde etkili bir biçimde kullanılmasını gözetim ve denetim altında bulundurmak”, aynı maddenin (b) fıkrasında ise, “Yükseköğretim kurumları arasında bu Kanunda belirlenen amaç, ilke ve hedefler doğrultusunda birleştirici, bütünleştirici, sürekli, ahenkli ve geliştirici işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,” (f) fıkrasında,”Üniversitelerin ihtiyaçlarını, eğitim – öğretim programlarını, bilim dallarının niteliklerini, araştırma faaliyetlerini, uygulama alanlarını, bina, araç, gereç ve benzeri imkanlar ve öğrenci sayılarını ve diğer ilgili hususları dikkate alarak; üniversitelerin profesör, doçent ve yardımcı doçent kadrolarını dengeli bir oranda tespit etmek,” Yükseköğretim Kurulu’nun görevleri arasında sayılmıştır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun’un 31. maddesinde “Öğretim görevlileri; üniversitelerde ve bağlı birimlerinde bu Kanun uyarınca atanmış öğretim üyesi bulunmayan dersler veya herhangi bir dersin özel bilgi ve uzmanlık isteyen konularının eğitim – öğretim ve uygulamaları için, kendi uzmanlık alanlarındaki çalışma ve eserleri ile tanınmış kişiler, süreli veya ders saati ücreti ile görevlendirilebilirler. Öğretim görevlileri, ilgili yönetim kurullarının görüşleri alınarak fakültelerde dekanların, rektörlüğe bağlı bölümlerde bölüm başkanlarının önerileri üzerine ve rektörün onayı ile öğretim üyesi, öğretim üye yardımcısı ve öğretim görevlisi kadrolarına atanabilirler veya kadro şartı aranmaksızın ders saati ücreti veya sözleşmeli olarak istihdam edilebilirler. Öğretim üyesi kadrolarına öğretim görevlileri en çok iki yıl süre ile atanabilirler; bu süre sonunda işgal ettikleri kadroya başvuran öğretim üyesi bulunmadığı ve görevlerine devamda yarar görüldüğü takdirde aynı usulle yeniden atanabilirler. Atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunların yeniden atanmaları mümkündür. Bu takdirde ilk atama usulü uygulanır. Konservatuarlar ile meslek yüksekokullarına gerektiğinde sürekli olarak öğretim görevlisi atanabilir.” aynı Kanun’un 34. maddesinde ise, “Yükseköğretim kurumlarında, sözleşme ile görevlendirilecek yabancı uyruklu öğretim elemanları, ilgili fakülte, enstitü veya yüksekokul yönetim kurulunun önerisi ve üniversite yönetim kurulunun uygun görüşü üzerine rektör tarafından atanırlar. Bunlar, öğretim görevleri bakımından, bu kanunda aylıklı öğretim elemanları için konulmuş olan hükümlere tabidirler.(Değişik fıkra: 17/08/1983 – 2880/17 md.) Yabancı uyruklu öğretim elemanlarının bu şekilde atanmaları veya görevlendirilmeleri, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Bakanlar Kurulu kararını gerektiren hükümlerine tabi olmadan, Yükseköğretim Kurulunca İçişleri Bakanlığına bildirilir ve iki ay içinde alınacak olumlu görüş neticesinde ilgili üniversitesi ile sözleşmesi yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte olan 78 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 14. maddesinde ”2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 34. ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’nun 16. maddesine göre yükseköğretim kurumlarında sözleşme ile istihdam edilecek yabancı uyruklu öğretim elemanı sayısı dolu öğretim elemanı sayısının % 2’sini geçemez.Bu kapsamdaki yabancı uyruklu öğretim elemanının yükseköğretim kurumları itibari ile dağılımı, isim, ücret ve sözleşme örneğinin vizesi, sözleşme süresinin uzatılması ve sona erdirilmesi, Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılır.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari işlemlerin bir sebebe ve gerekçeye dayalı olması hukukun genel ilkelerinden olup bu ilke genel anlamda düzenleme veya işlem yapan idareyi, uyguladığı ve düzenleme yaptığı alanda, doğru ve anlamlı olgular ortaya koymaya ve denetim yapmaya zorlar.
İdarelerin, işlem tesis ederken Anayasa ve yasalarla çizilen çerçeve içinde takdir hakkına sahip oldukları açık ise de, bu takdir hakkı, serbestçe ve keyfi şekilde kullanılanabilecek bir durumu ifade etmeyip, kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından hukuka uygun olarak temellendirilmiş olgularla desteklenmelidir.
Dava dosyasındaki bilgi belgeler ile davalı idarelerin savunmaları incelendiğinde; davacının görev yaptığı birimde hizmetine ihtiyaç duyulmadığı, görev yaptığı birimde yeterli öğretim elemanın bulunduğu, idarenin takdir yetkisinin olduğunun belirtildiği görülmekte olup bu konu ile ilgili bilgi ve belgelerin dosyaya sunulmadığı anlaşılmaktadır.
Üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarının sözleşmelerinin feshi veya yenilenmemesi durumlarında, fesih veya yenilenmemeye gerekçe olarak gösterilen tüm hususların, somut bilgi ve belgelerle idarelerce ortaya konulması gerekmektedir. Somut bilgi veya belgeye dayandırılmadan salt takdir yetkisi kapsamında işlemin tesis edildiği yönündeki idare savunmalarına itibar edilmeyip, takdir yetkisinin kamu yararına ve hukukun temel ilkelerine uygun olarak tesis edilip edilmediğinin denetlenmesi idare hukukunun temel ilkelerindendir.
Olayda, davacının 2002 yılından itibaren davalı İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda öğretim elemanı olarak görev yaptığı ve en son çalışma izninin, 09/11/2016 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulunca uzatıldığı ve bu karar doğrultusunda da davacı ile davalı üniversite arasında 01/01/2017-31/12/2017 tarihleri arasını kapsayan sözleşme imzalandığı, sonrasında davacının çalışma izninin 22/02/2017 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplasında yeniden görüşüldüğü ve İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yabancı uyruklu öğretim elemanı olarak görev yapan davacının, İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda yeterli öğretim elemanının bulunması nedeniyle çalışma izninin iptal edildiği ve iş bu karar uyarınca da üniversite ile imzalanan tip sözleşmesinin iptaline karar verildiği, bu işlemlerin iptali istemiyle …. İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada yapılan yargılama sonucunda, söz konusu işlemlerin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği, verilen bu karar uyarınca davacının yeniden göreve başlatıldığı ve 20/07/2017-31/12/2017 tarihleri arasını kapsayan sözleşme imzalandığı, sonrasında ise, dava konusu Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 29/11/2017 tarih, 2017/49 sayılı kararı ile davacının sözleşmesinin uzatılmasının uygun bulunmamasına karar verildiği, verilen bu karar üzerine, … Üniversitesi Rektörlüğü’nün, … tarih, … sayılı kararı ile davacının, 01/01/2018 tarihi itibariyle görevine son verildiği, … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında açılan davada yapılan yargılama sonucunda, … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge idare Mahkemesi … Dava Dairesinin … tarih, E:…, K:… sayılı kararı ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, temyiz aşamasında ise Dairemiz tarafından 18/01/2022 tarih, E:2018/4747, K:2022/18 sayılı kararla, davacının görev yaptığı bölümde yeterli öğretim elemanının bulunup bulunmadığı, davacının görev süresinin sona erdirilmesi sonrasında bölüme yeni öğretim elemanı alımının yapılıp yapılmadığı şeklinde gerekli araştırmalar yapılarak, davacının hizmetine ihtiyaç bulunmadığının somut bilgi ve belgelerle ortaya konularak hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerekirken, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın salt davalı idarelerin savunmalarında belirttiği bölümde yeterli öğretim üyesi bulunduğu gerekçesine itibar edilerek karar verilmesine hukuka uygunluk olmadığı gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından, 2002 yılından itibaren davalı üniversite bünyesinde istihdam edildiği, görevine son verildiği sırada doktora ve birden fazla yüksek lisans tezi yönetmekte olduğu, merkezde istihdam edilen tek yabancı öğretim üyesi olduğu, daha önce Prof. … ile danışmanlığını yaptığı, …’ün doktora tezinin, 2015 yılında Sosyal Bilimler dalında en iyi tez ödülünü almış olduğu, ayrıca 2013-2017 döneminde Müzik ve Doktora Programı Yürütme Kurulunda görevli olarak bazı birinci ve ikinci eğitim doktora öğrencilerinin ders danışmanlığını da yaptığı, Türkiye’de Etnomüzikoloji dalında verilen ilk İngilizce doktora programının kurulması ve derslerinin verilmesini sağladığı gibi bu daldaki ilk ingilizce doktora tezlerinin eş danışmanı olduğu, dolayısıyla görevini uzun yıllardan beri verimli bir şekilde yerine getirmiş olduğu ve hizmetine ihtiyaç duyulduğu, kendisinin görevi uzatılmayarak yerine iki yabancı öğretim üyesinin alındığı, dava konusu işlemlerde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uyarlık bulunmadığının ileri sürüldüğü, davacının görev süresinin bitmesi üzerine … Üniversitesi Rektörlüğünün 01/11/2017 tarihli yazısı ile 01/01/2018/-31/12/2018 tarihleri arasında yeniden uzatılmasının Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na teklif edildiği, bu teklif üzerine davaya konu Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı ile “yabancı uyruklu öğretim elemanı olan davacının sözleşmeli olarak çalıştırılmasının uygun olmadığına” karar verildiği ve … Üniversitesi Rektörlüğünün dava konusu işlemiyle 01/01/2018 tarihi itibariyle görevine son verildiği, ancak Yükseköğretim Kurulu’nun anılan kararında herhangi bir gerekçenin belirtilmediği görülmektedir.
İdarelerin takdir yetkisi olduğu kabul edilmekle birlikte, yargısal denetiminin yapılabilmesi için işlemin gerekçelerinin somut bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerekmektedir.
Bu durumda; Bölge İdare Mahkemesince, davacının görev yaptığı bölümde yeterli öğretim elemanının bulunup bulunmadığı, davacının görev süresinin sona erdirilmesi sonrasında bölüme yeni öğretim elemanı alımının yapılıp yapılmadığı şeklinde gerekli araştırmalar yapılması, davacının hizmetine ihtiyaç bulunmadığının somut bilgi ve belgelerle ortaya konularak hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerekirken, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın salt davalı idarelerin savunmalarına göre, bölümde yeterli öğretim üyesi bulunduğu, ihtiyaç olmadığı, takdir yetkisi olduğu gerekçesine itibar edilerek karar verilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki karara yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.