Danıştay Kararı 8. Daire 2019/4787 E. 2023/1336 K. 21.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/4787 E.  ,  2023/1336 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4787
Karar No : 2023/1336

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Çanakkale İli sınırları dahilinde ve davacı şirket uhdesinde bulunan Sicil:… sayılı ruhsat sahası ile ilgili; 2010 yılı 2. dönem, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait Devlet hakları farkları ile 2012 yılı orman payının gecikme cezası ile birlikte ödenmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve E… sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirketin maden işletme ruhsat sahasından çıkardığı kalkeri kendi tesisinde işlemek suretiyle çimento üretmesi ve ek katma değer sağlaması nedeniyle üretim tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre Devlet hakkının %50 indirimli uygulanması gerekirken, davalı idarenin 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 9. maddesinin 2. fıkrasına 6592 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen ikinci cümle gereğince II.(a) ve II.(c) grubu madenlerin teşvik dışı bırakıldığından bahisle, davacı şirketin indirimli olarak düzenleyip verdiği 2010 yılı 2. dönem, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılları satış bilgi formlarının üretimden sonra yürürlüğe giren hükme göre indirimsiz olarak revize edilmek suretiyle %50 Devlet hakkı farkının gecikme cezaları ile birlikte ödenmesine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, çimentonun beton yapımında kullanılan bir yapı malzemesi olduğu, çimentonun ana hammaddelerinin kalker yani kireç taşı, marn ve kil dolayısıyla teşvik kapsamında değerlendirilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince 703 sayılı KHK ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33. madde ve 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. Maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hasım mevkiden çıkarılıp Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü hasım mevkine alınarak işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 21/03/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Dava, Çanakkale İli sınırları dahilinde ve davacı şirket uhdesinde bulunan Sicil:… sayılı ruhsat sahası ile ilgili; 2010 yılı 2. dönem, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait Devlet hakları farkları ile 2012 yılı orman payının gecikme cezası ile birlikte ödenmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve E… sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacı şirketin maden işletme ruhsat sahasından çıkardığı kalkeri kendi tesisinde işlemek suretiyle çimento üretmesi ve ek katma değer sağlaması nedeniyle üretim tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre Devlet hakkının %50 indirimli uygulanması gerekirken, davalı idarenin 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 9. maddesinin 2. fıkrasına 6592 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen ikinci cümle gereğince II.(a) ve II.(c) grubu madenlerin teşvik dışı bırakıldığından bahisle, davacı şirketin indirimli olarak düzenleyip verdiği 2010 yılı 2. dönem, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılları satış bilgi formlarının üretimden sonra yürürlüğe giren hükme göre indirimsiz olarak revize edilmek suretiyle %50 Devlet hakkı farkının gecikme cezaları ile birlikte ödenmesine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, çimentonun bir yapı malzemesi olması ve kalker madeninin de bu yapı malzemesinin bir ham maddesi olması sebebiyle teşvik uygulamasının söz konusu olamayacağı iddia edilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.
Dava konusu işlemin 2010 yılı 2. Dönemine ilişkin kısmı yönünden inceleme:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102. maddesinde; “Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlardaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen 6183 sayılı Kanunun 102. maddesi uyarınca; vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmeyen amme alacağı zamanaşımına uğramaktadır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu işlemle istenilen 2010 yılı 2. dönemine ilişkin devlet hakkının vadesinin 30/06/2011 olduğu ve 01/01/2012 tarihlerinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi (31/12/2016) geçtikten sonra tesis edilen 26/09/2017 tarihli işlem ile istenilen 2010 yılı 2. dönemine ilişkin devlet hakkının zaman aşımına uğradığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin 2010 yılı 2. dönemine ilişkin kısmının bu gerekçeyle iptali gerekmektedir.
Dava konusu işlemin 2010. Yılı 2. Dönemi hariç diğer kısımları yönünden inceleme:
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Madenler” başlıklı 2. maddesinin dava konusu işlem tarihindeki halinde, “Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu Kanuna göre madendir.
Madenler aşağıda sıralanan gruplara göre ruhsatlandırılır:
I. Grup madenler
a) İnşaat ile yol yapımında kullanılan ve tabiatta doğal olarak bulunan kum ve çakıl.
b) Tuğla-kiremit kili, Çimento kili, Marn, Puzolanik kayaç (Tras) ile çimento ve seramik sanayilerinde kullanılan ve diğer gruplarda yer almayan kayaçlar.
II. (Değişik: 10/6/2010-5995/1 md.) Grup madenler
a) (Değişik: 4/2/2015-6592/1 md.) Kalsit, Dolomit, Kalker, Granit, Andezit, Bazalt gibi
kayaçlardan agrega, hazır beton ve asfalt yapılarak kullanılan kayaçlar.
b) Mermer, Traverten, Granit, Andezit, Bazalt gibi blok olarak üretilen taşlar ile dekoratif amaçla kullanılan doğal taşlar.
c) (Ek: 4/2/2015-6592/1 md.) Kalsit, Dolomit, Kalker, Granit, Andezit, Bazalt gibi kayaçlardan entegre çimento, kireç ve kalsit öğütme tesisinde kullanılan kayaçlar…” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca aynı Kanunun 10/06/2010 günlü ve 5995 sayılı Yasayla değişik 9. maddesinde 04/02/2015 tarihinde 6592 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile yapılan değişiklikten önce; “Madencilik faaliyetleri Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılır. Ancak hazır beton, asfalt ve yapı elemanları üretim tesisleri, imalat sanayi sektörü dışında madencilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmez.
Ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının % 50’si alınmaz. Bu hüküm I. Grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmaz.” hükmü; 04/02/2015 tarihinde 6592 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile yapılan değişiklikten sonra ise, “Madencilik faaliyetleri Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılır. Ancak hazır beton, asfalt ve yapı elemanları üretim tesisleri, imalat sanayi sektörü dışında madencilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmez.
Ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının % 50’si alınmaz. Bu hüküm I. Grup madenler, II. Grup (a) ve (c) bendi madenler ve mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol ve benzeri yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Kalker gibi mıcır veya öğütülerek kullanılacak kayaçlar, II. Grup madenler olarak sayılmıştır. Madencilik faaliyetlerinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılacağı, ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının %50’sinin alınmayacağı, ancak, bu hükmün I. Grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat…gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmayacağı açıktır. Nitekim, 04/02/2015 tarihinde 6592 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile yapılan değişiklik ile II. Grup (a) ve (c) bendi madenler için %50 devlet hakkı indiriminin uygulanmayacağına ilişkin açık düzenlemeye yer verilmiştir.
Bu durumda, çimentonun bir yapı malzemesi olması ve kalker madeninin de bu yapı malzemesinin hammaddesi olarak kullanılması sebebiyle, davacı şirketin 3213 sayılı Kanunun 9. maddesinde devlet hakkı için öngörülen teşvik uygulamasından yararlandırılamayacağı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın 2010. yılı 2. dönemi hariç diğer kısımları yönünden bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.