Danıştay Kararı 8. Daire 2019/4223 E. 2022/8017 K. 22.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/4223 E.  ,  2022/8017 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4223
Karar No : 2022/8017

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle Elmadağ Polis Meslek Eğitim Merkezi (POMEM) ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Davacının kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıldan fazla ceza mahkumiyetinin bulunduğu ve mevzuat uyarınca, bu cezanın hükmün açıklanmasının geri bırakılması şeklinde tatbik edilmesinin de, davacının POMEM adaylığına kabul edilmesine engel teşkil edeceği anlaşıldığından, davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, müvekkili hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının CMK hükümleri gereği hukuki sonuç doğurmayacağı, dava konusu işlemin mevzuata ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan … Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
19. Dönem POMEM öğrencisi olan davacının, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda “kasten yaralama” suçundan …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek, davacının 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, anılan ceza mahkemesi kararı gerekçe gösterilerek Elmadağ Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nden ilişiğinin kesilmesine yönelik Polis Akademisi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin tesis edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 20. maddesinin 3. fıkrasında; herkesin, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahip olduğu, bu hakkın, kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsadığı, kişisel verilerin, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceği, kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usullerin kanunla düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
25/5/2005 tarihli ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Kanun, kesinleşmiş ceza ve güvenlik tedbirlerine mahkûmiyete ilişkin bilgilerin otomatik işleme tâbi bir sistem kullanılarak toplanmasına, sınıflandırılmasına, değerlendirilmesine, muhafaza edilmesine ve gerektiğinde en seri ve sağlıklı biçimde ilgililere bildirilmesine dair usul ve esasları belirler.”, ”Diğer bilgilerin kaydı” başlıklı 6. maddesinde; “ (1) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hâkim veya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmesi halinde verilmek üzere kaydedilir. (2) (Ek:2/7/2012-6352/103 md.) Karşılıksız yararlanma suçunda etkin pişmanlıktan yararlanması dolayısıyla şüpheli, sanık veya hükümlü hakkında verilen kararlar adlî sicilde bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Onbeş yıl süreyle muhafaza edilen bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından istenmesi halinde verilebilir.” hükümleri yer almaktadır.
26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1. maddesinde; “Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması; kamu kurum ve kuruluşlarında, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları halinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile askeri, emniyet ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli ve ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel hakkında yapılır.
Devletin güvenliğini, ulusun varlığını ve bütünlüğünü iç ve dış menfaatlerinin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgeler ile gizlilik dereceli kamu personeli ile meslek gruplarının tespiti, birim ve kısımların tanımlarının yapılması, güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının usul ve esasları ile bunu yapacak merciler ve üst kademe yöneticilerinin kimler olduğu Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulacak yönetmelik ile düzenlenir.” hükmü yer almakta iken 18/10/2018 tarihli ve 7148 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 29. maddesiyle söz konusu maddeye 2. fıkra olarak “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkilidir.” hükmü eklenmiş ve söz konusu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru neticesinde Anayasa Mahkemesinin 19/2/2020 tarih ve E:2018/163, K:2020/13 sayılı kararı ile ilgili hüküm iptal edilmiştir.
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kamu davasını açmada takdir yetkisi” başlıklı 171. maddesinin 5. fıkrasında; “(5) Kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar,
ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.”, “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. maddesinde; “(13) (Ek: 6/12/2006-5560/23 md.) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.” hükmü yer almaktadır.
07/04/2021 tarih ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nun “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Kanun, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeleri, kimler hakkında yapılacağını, araştırma konusu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğunu, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağını, hangi mercilerin soruşturma ve araştırma yapacağını, Değerlendirme Komisyonunun oluşumu ve çalışma usul, esaslarını, veri güvenliği ile verilerin saklanma ve silinme sürelerini düzenlemektedir.”, “Hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacaklar” başlıklı 3. maddesinde; “(1) Arşiv araştırması, statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın ilk defa veya yeniden memuriyete yahut kamu görevine atanacaklar hakkında yapılır. (2) Kurum ve kuruluşlarda, yetkili olmayan kişilerin bilgi sahibi olmaları hâlinde devlet güvenliğinin, ulusal varlığın ve bütünlüğün, iç ve dış menfaatlerin zarar görebileceği veya tehlikeye düşebileceği bilgi ve belgelerin bulunduğu gizlilik dereceli birimler ile Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, jandarma, emniyet, sahil güvenlik ve istihbarat teşkilatlarında çalıştırılacak kamu personeli ile ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde çalışacak personel, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak öğretmenler, üst kademe kamu yöneticileri, özel kanunları uyarınca güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasına tabi tutulan kişiler ile milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birim, proje, tesis, hizmetlerde statüsü veya çalıştırma şekline bağlı olmaksızın istihdam edilenler hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması birlikte yapılır.”, “Arşiv araştırması” başlıklı 4. maddesinde; “(1) Arşiv araştırması; a) Kişinin adli sicil kaydının, b) Kişinin kolluk kuvvetleri tarafından hâlen aranıp aranmadığının, c) Kişi hakkında herhangi bir tahdit olup olmadığının, ç) Kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararları ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinin beşinci ve 231 inci maddesinin onüçüncü fıkraları kapsamında alınan kararlar ile kişi hakkında devam eden veya sonuçlanmış olan soruşturma ya da kovuşturmalar kapsamındaki olguların, d) Hakkında kamu görevinden çıkarılma ya da kesinleşmiş memurluktan çıkarma cezası olup olmadığının, mevcut kayıtlardan tespit edilmesidir.”, “Güvenlik soruşturması” başlıklı 5. maddesinde; “(1) Güvenlik soruşturması, arşiv araştırmasındaki hususlara ilave olarak kişinin; a) Görevin gerektirdiği niteliklerle ilgili kolluk kuvvetleri ve istihbarat ünitelerindeki olgusal verilerinin, b) Yabancı devlet kurumları ve yabancılarla ilişiğinin, c) Terör örgütleri veya suç işlemek amacıyla kurulan örgütlerle eylem birliği, irtibat ve iltisak içinde olup olmadığının, mevcut kayıtlardan ve kişinin görevine yansıyacak hususların denetime elverişli olacak yöntemlerle yerinden araştırılmak suretiyle tespit edilmesidir.”, “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasını yapacak birimler” başlıklı 6. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında “(1) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve mahalli mülki idare amirlikleri tarafından yapılır. (2) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler, kendilerine iletilen taleple sınırlı olarak güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden gerekli bilgi ve belgeler ile bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamındaki karar ve kayıtları almaya yetkilidir.” hükümlerine yer verilmiş, ayrıca söz konusu Kanun’un 7. maddesinde, yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesi amacıyla Değerlendirme Komisyonu kurulmasına ve bu komisyonun çalışma esaslarına ilişkin kurallara, “Kişisel Verilerin Korunması” başlıklı Üçüncü Bölümünde, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında erişilen bilgilerin ne şekilde işleneceği, korunacağı, güvenlik önlemlerinin alınacağı, ne kadarlık bir zaman dilimi sonrasında silinip, yok edileceği gibi düzenlemelere yer verilmiştir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun ek 24. maddesine dayanılarak çıkarılan 07/11/2016 tarihli bakan onayı ile yürürlüğe giren Özel Harekat Birimlerinde İstihdam Edilmek Üzere Polis Meslek Eğitim Merkezlerine Alınacak Öğrencilerin Giriş Şartları ve Eğitim Öğretimine İlişkin Usul ve Esaslar’ın 7. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, adayın kendisinin ve evli ise eşinin; 1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa dahi bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olmamak,” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık konusu olayda; davacıya ilişkin …Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararı ile verilen 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kayıtlarının Adana Emniyet Müdürlüğü’nce bildirildiği ve bu kayıtlar dikkate alınmak suretiyle davacının Yönetmelikte yer alan şartları taşımadığından bahisle Eğitim Merkezi Müdürlüğünden ilişiğinin kesildiği anlaşılmaktadır.
Dava dosyasını çözebilmek için öncelikle aydınlığa kavuşturulması gereken konu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler tarafından görülüp görülemeyeceği hususudur.
4045 sayılı Kanun’un ilk halinde HAGB kararını güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli olanların görebileceğine ilişkin herhangi bir hüküm yer almamakta iken, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ise söz konusu kararların ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hâkim veya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmesi halinde verilmek üzere kaydedileceği belirtilmektedir. Bu durumda 4045 sayılı Kanun’un ilk halinde güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli olanların HAGB kararlarını görmeye yetkili olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Diğer taraftan 4045 sayılı Kanun’un 1. maddesine 7148 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle eklenen fıkra ile güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlere HAGB kararlarını görebilme yetkisinin verildiği görülmektedir. Bu durumda 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nda HAGB kararlarının kimler tarafından ve ne zaman görüleceği düzenlediğinden 5352 sayılı Kanun’daki hüküm ile 4045 sayılı Kanun’a eklenen hüküm arasında bir çelişki/çatışma ortaya çıkmaktadır.
Bilindiği üzere hukuk kuralları arasında ortaya çıkan çatışmalarda çözüme ulaşabilmek için üç ilkeden yararlanılır. Bunlar; “üst kanun alttaki düzenlemeyi, sonraki kanun öncekini ve özel kanun genel kanunu ilga eder” ilkeleridir.
Uyuşmazlık konusu olayda iki kanun arasındaki çelişki çözülmeye çalışıldığından sonraki kanun öncekini ve özel kanun genel kanunu ilga eder ilkelerinden yararlanmak gerekmektedir. 5352 sayılı Kanun’un 6. maddesinde HAGB kararlarının ne şekilde kaydedileceği ve kimlerin görebileceği düzenlenmiş iken 4045 sayılı Kanun’a eklenen madde ile güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerin, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında bu bilgileri görebileceğine yönelik 5352 sayılı Kanun’un 6. maddesine oranla daha özel bir düzenleme getirildiğinden ve ayrıca sonraki tarihli bir düzenleme olduğundan 4045 sayılı Kanun’a eklenen maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerin HAGB kararlarını görme yetkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan 4045 sayılı Kanun’a eklenen madde Anayasa Mahkemesi tarafından 19/2/2020 tarihinde iptal edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 153. maddesinde iptal kararlarının geriye yürümeyeceği düzenlenmiş olduğundan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerin HAGB kararlarını görme yetkisi Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçerli olacaktır.
Kanun koyucu tarafından kabul edilen 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nun 4. maddesinde 4045 sayılı Kanun’la verilen yetkinin iptal kararında belirtilen hususlar gözetilerek yeniden düzenlendiği görülmekte olup, yukarıda belirtilen iptal kararının verildiği tarih ile 7315 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihler arasında da HAGB kararının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler tarafından görülemeyeceği açıktır.
Nitekim Anayasa Mahkemesi 03/06/2021 tarih ve E:2020/24, K:2021/39 sayılı kararında “İtiraz konusu kuralların da yer aldığı 4045 sayılı Kanun 7/4/2021 tarihli ve 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nun 13. maddesinin (8) numaralı fıkrasıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Başvuran Mahkemede bakılmakta olan davalara konu işlemler itiraz konusu kuralların yürürlükte olduğu dönemde bu kurallar uyarınca tesis edilmiştir. 7315 sayılı Kanun, kuralların dayanak teşkil ettiği işlemlerin hukuki etkilerine dair geçmişe yönelik herhangi bir özel hüküm içermemektedir. Hukuka uygunluk karinesinden yararlanan ve iptal edilmediği ya da yürürlükten kaldırılmadığı sürece hukuk aleminde varlığını ve etkilerini devam ettiren idari işlemlerin hukuki denetimi, tesis edildiği dönemde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmektedir…” yer alan gerekçesiyle 7315 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmeden önce tesis edilen işlemlere uygulanamayacağını belirtmektedir.
Özet olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler tarafından 18/10/2018 tarihli ve 7148 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 26/10/2018 tarihinden öncesinde ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının tarihi olan 19/2/2020 tarihi ile 7315 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi olan 17/04/2021 tarihi arasında tesis edilen işlemlerde görülemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacının Elmadağ Polis Meslek Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne 19. dönem öğrencisi olarak geçici kaydının yapıldığı, hakkında yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması neticesinde; … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla “yaralama” suçundan “1 yıl 10 ay 15 gün” hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve 5 yıl süreyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin, tespit edilmesi üzerine, Elmadağ Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğü Yönetim Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla ilişiğinin kesilmesine karar verildiği, Polis Akademisi Başkanlığının 23/11/2017 tarihli Olur işlemi ile de ilişiğinin kesilerek dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda ilişik kesme işleminin 23/11/2017 tarihinde gerçekleştirildiği görülmekte olup, işleme dayanak olarak elde edilen HAGB bilgisinin yukarıda belirtilen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimler tarafından HAGB kararlarını görme yetkisinin olmadığı zamanda elde edildiği görülmektedir.
Bu durumda davacı hakkında yaptırılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması neticesinde davacının “yaralama” suçundan dolayı almış olduğu HAGB kararına hukuka aykırı bir şekilde ulaşıldığı anlaşıldığından bu şekilde elde edilen bilgi çerçevesinde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, 7315 sayılı Kanun’un 13. maddesinin 8. fıkrası ile 4045 sayılı Kanun’un yürürlükten kaldırıldığı ve 14. maddesiyle, 4045 sayılı Kanun’a yapılan atıfların bu Kanun’a yapılmış sayılacağı düzenlemesine yer verilmiş olduğu hususları gözetildiğinde; davalı idarece, 7315 sayılı Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu’nda öngörülen temel ilkelere, usul ve esaslara uygun olarak, davacı hakkında yeniden bir güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılabileceği de açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:.., K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Fazladan yatırılan toplam … TL harcın istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, kesin olarak 22/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.