Danıştay Kararı 8. Daire 2019/4116 E. 2020/3742 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/4116 E.  ,  2020/3742 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4116
Karar No : 2020/3742

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü’nde doktora öğrencisi olan davacı tarafından, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54/a maddesi, Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin 9. maddesi, 672, 675 ve 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler hükümleri uyarınca “yükseköğretim kurumundan çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Üniversitesi Genel Sekreterliği’nin … tarih ve … sayılı işlemi ile tebliğ edilen … Üniversitesi Disiplin Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının davalı idareye bağlı olarak araştırma görevlisi olarak görev yaptığı ve aynı zamanda davalı idareye bağlı olan Fen Bilimleri Enstitüsü’nde doktora öğrencisi olduğu, yapılan disiplin soruşturması neticesinde davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisakının bulunduğu yönünde değerlendirme yapıldığı, davacının 675 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkartıldığı, davacının terör örgütü ile irtibat veya iltisakının bulunduğu noktasında yeterli kanaatin oluştuğu, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre işlem tesis edildiği anlaşıldığından davacının yükseköğretim kurumundan çıkarılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; eğitim hakkının T.C. Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alındığı, davacının araştırma görevlisi kadrosu ile ilişiğinin kesilmiş olmasının öğrenciliğinden de ilişiğinin kesilmesi sonucunu doğurmayacağı, Yönetmeliğin 9. maddesinin 1/a bendi kapsamında davacı hakkında, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna dair adli yargı mahkemelerince verilen kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmadığı, disiplin soruşturması ile de Yönetmeliğin 9. maddesinin diğer bentlerinde yer alan öğrenciliği sona erdirecek bir fiili işlediğinin ortaya konulmadığı, davacının yükseköğretim kurumundan çıkarılmasına ilişkin işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nin … gün ve E: …, K: … sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının 675 sayılı KHK Eki Liste’de ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarıldığı, Rektörlük makamının 19/12/2016 tarihli oluru ile Lisansüstü Öğrenci Disiplin Soruşturma Komisyonu kurulduğu, Disiplin Soruşturma Komisyonunun 28/12/2016 tarihli raporunda FETÖ/PDY ile bağlantısı olduğu değerlendirilen aralarında davacının da bulunduğu öğrenci isim listesinde yer alan kişilerin yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılmalarının teklif edildiği, dava konusu işlem ile davacının yükseköğretim kurumundan çıkarılmasına karar verildiği, davacının FETÖ/PDY ile olan bağlantısı nedeniyle işlem tesis edildiği, temyiz isteminin kabulü gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, araştırma görevlisi kadrosundan çıkarılmasına ilişkin 675 sayılı KHK’da yükseköğretim öğrenciliğinden çıkarma ile ilgili bir hüküm bulunmadığı, yorum yoluyla bu sonucu çıkarmanın mümkün olmadığı, Yükseköğretim Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinde açık bir şekilde örgüt üyeliğinden dolayı öğrencilikten çıkarma cezasının uygulanabilmesi için kesin hüküm giyme şartının arandığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’in DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

18.08.2012 tarihli ve 28388 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin “Yükseköğretim Kurumundan Çıkarma Cezasını Gerektiren Disiplin Suçları” başlıklı 9/1-a maddesinde; “mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmak kaydıyla, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek” fiilinin yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası gerektirdiği düzenlemesine yer verilmiştir.

Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, herhangi bir öğrencinin, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerini işlediğinin Mahkeme kararıyla ortaya konulması ve söz konusu kararın kesinleşmesi durumunda yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası ile cezalandırılabileceği açıktır.
Bu durumda, davacının suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerinden herhangi biri ya da hepsini işlediğine veya bu yönde eylemde/faaliyette bulunduğuna dair adli yargı mahkemelerince verilen kesinleşmiş bir karar bulunmadığı, dolayısıyla ortada Yönetmeliğin 9/1-a maddesi uyarınca verilmiş böyle bir karar olmadan yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer yandan, davacı hakkında Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 9/1-a maddesi uyarınca suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek fiillerinden dolayı mahkumiyet hükmü kurulması ve söz konusu hükmün kesinleşmesi durumunda, idarece yeniden işlem tesis edilebileceği de açıktır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar sonucu itibarıyla sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 23/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.