Danıştay Kararı 8. Daire 2019/3574 E. 2020/4811 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/3574 E.  ,  2020/4811 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3574
Karar No : 2020/4811

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

Davacı Yanında Davaya Katılan : …

Karşı Taraf (Davalı) : ..Kaymakamlığı Mal Müdürlüğü – …
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının; taşınmazın iadesine yönelik kısmı yönünden onanması, taşınmazın satışına ilişkin kısmı yönünden ise gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … ili, … ilçesi, … mahallesinde bulunan … ada, … (eski … parselden ifrazen …) parsel sayılı 7780,22 m² yüzölçümlü taşınmazın 6292 sayılı Kanun uyarınca kendisine bedelsiz olarak devredilmesi talebiyle davacı tarafından yapılan başvurunun reddine dair Didim Kaymakamlığı Mal Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, ihtilaf konusu taşınmazın yargı kararıyla Hazine adına tescil edildiği, davaya konu taşınmazın tapu kaydında 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi kapsamında herhangi bir şerh bulunmadığı açık olduğundan, taşınmazın iadesi 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrası gereği mümkün olmadığı gibi, 6292 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih olan 26/4/2012 tarihi itibarıyla … Belediyesi sınırları içerisinde bulunduğu açık olan mezkur taşınmazın davacılara doğrudan satışı da yine 6292 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü gereği mümkün bulunmadığından, taşınmaz malın bedelsiz iadesine ilişkin davacı talebinin reddine ilişkin dava konusu idari işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararının dava konusu taşınmazın iadesine yönelik kısmı yönünden;
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyize konu kararın bu kısmının onanması gerekmektedir.
Mahkeme kararının dava konusu taşınmazın satışına yönelik kısmı yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, idari dava türleri sayılarak (a) bendinde iptal davası, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan dava olarak tanımlanmış olup, maddenin 2. fıkrasında, idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun uyarınca, idari yargı yerlerinde açılabilecek iki tür davanın bulunduğu, bunların ise iptal davası ve tam yargı davası olup, üçüncü bir dava türünün bulunmadığı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davaya konu taşınmazın sahipsiz taşlık çalılık yerlerden iken 1939 yılında davacıların murisi … tarafından para ve emek sarfıyla imar ve ihya edilerek zilyet olunduğu, adı geçen kişinin vefatı üzerine varislerinin kimlerden ibaret olduğu bilinmediğinden (muhtar ve bilirkişi beyanları ile), … mirasçıları adına tespitinin yapıldığı, daha sonra … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı tapusunun iptal edildiği, yani davaya konu parselin 1960 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında zeytinlik vasfıyla davacı murisi adına tescil edilmiş iken …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararıyla taşınmazın tapusunun iptaline karar verildiği ve tescil harici bırakıldığı, mahalli tespit tutanağı düzenlenerek söz konusu taşınmazın zeytinlik vasfıyla 28/07/2000 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, davacının, davaya konu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak devredilmesi talebiyle yapmış olduğu 21/05/2012 tarihli başvurusunun dava konusu … tarih ve … sayılı idari işlem ile reddi üzerine görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacının başvurusunun ve bunun üzerine tesis edilen işlemin, dava konusu taşınmazın iadesine ilişkin olduğu, davacı tarafından söz konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca kendisine satılmasına ilişkin bir başvuruda bulunduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, bununla birlikte, dava dilekçesinde taşınmazın iade isteminin reddine dair Didim Kaymakamlığı Mal Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali ile 6292 sayılı Kanun’un 12. maddesine göre satın alma hakkının kullanılıp kullanılamayacağının dile getirildiği görülmektedir.
Bu bağlamda, 2577 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen ilgili hükümleri uyarınca, idari yargı yetkisinin sınırı, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetiminden ibaret olup, İdare Mahkemesince, dava konusu taşınmaza ilişkin davacının 6292 sayılı Kanun’un 12. maddesine göre bir başvurusu ve bu başvuru üzerine tesis edilen bir işlem olmaksızın, başka bir ifadeyle, davacı tarafından doğrudan açılan dava sonucunda yalnızca dava dilekçesinde bahsi geçen talep yönünden bir hüküm kurulması, Mahkemece doğrudan doğruya idari işlem niteliğinde bir karar verilmesi sonucunu doğuracağından, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının dava konusu taşınmazın iadesine yönelik kısmının onanmasına, dava konusu taşınmazın satışına yönelik kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.