Danıştay Kararı 8. Daire 2019/3437 E. 2023/1175 K. 10.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/3437 E.  ,  2023/1175 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3437
Karar No : 2023/1175

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Antalya ili, Elmalı ilçesi sınırları dahilinde ve uhdesinde bulunan … sicil sayılı maden sahasına ilişkin olarak 2010 ila 2014 yılları satış bilgi formları verilerek anılan yıllar için oluşacak devlet hakları ile 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin işletme ruhsat harçlarının yatırılması ve yatırıldıklarına dair revize satış bilgi formu ve makbuz asıllarının Genel Müdürlüğe gönderilmesi yolunda tesis edilen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin “devlet hakkı bedeli tahakkuk ettirilmesine” ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; tetkik ve değerlendirme raporunda yer verilen tespitler kapsamında davacı adına devlet hakkı alacağının doğması için üretim yapılması ve yapılan üretim üzerinden hesaplanacak miktarın devlet hakkı olarak alınması gerektiği anlaşıldığından idarenin üretime yönelik somut tespiti bulunmadan ve üretim yapılmadığı tespitine rağmen tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin Maden Kanunu’nun 14. maddesi hükmüne göre değil 24. maddesinin 11. fıkrası hükmü esas alınarak tesis edildiği, anılan fıkrada, işletme izninin verildiği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde ruhsat sahibinin madeni işletmeye almak zorunda olduğu, bu sürede işletmeye alınmayan ruhsat sahalarında, çalışılmayan her yıl için, projede belirtilen üretim miktarının % 10’u üzerinden devlet hakkı alınacağının belirtildiği, dolayısıyla devlet hakkının, üretime bağlı olarak alınmasının yanında işletmeye alınmayan ruhsat sahalarından da alınabileceği, dava konusu uyuşmazlığın Maden Kanunun 24. maddesinin 11. fıkrası hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, bu kapsamda olay incelendiğinde, anılan düzenleme ile işletme izni alındıktan sonra bir yıllık süre içinde madenin işletmeye alınmaması halinde çalışılmayan her yıl için proje belirtilen üretim miktarının %10’u üzerinden devlet hakkı alınacağı, dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre, davacının 2007 yılında işletme izni aldıktan sonra bir yıllık süre içerisinde ruhsat sahasını işletmeye aldığı, 2010 yılından itibaren ise üretimde bulunmadığı, dolayısıyla işletme izni aldıktan sonra madenin işletmeye alınması nedeniyle davacı adına anılan madde hükümleri uyarınca devlet hakkı alacağı tahakkuk ettirilemeyeceği açık olduğundan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, bu kapsamda, Mahkeme kararı sonucu itibariyle yerinde olduğundan davalı idarenin istinaf isteminin belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı uhdesindeki işletme ruhsatının 02/08/2007 tarihinde yürürlüğe girdiği, 22/11/2007 tarihinden itibaren ise işletme izni düzenlendiği, 2010-2014 yılları arasında üretim faaliyetinde bulunulmadığı, 3213 sayılı Maden Kanunun 24. maddesinin 11. fıkrası uyarınca çalışılmayan her yıl için projede beyan edilen üretim miktarının %10’u üzerinden ödenmesi gereken devlet hakkı alacağı doğduğu, ödenmeyen 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarına ait devlet hakkının yatırılması konulu 17/02/2017 tarih ve 406166 sayılı yazının yazıldığı, devlet hakkı alacağının salt sahadan yapılan üretime bağlı olarak alınmadığı, belirtilen izinleri alarak işletme izni düzenlenen sahalara faaliyette bulunma zorunluluğu getirildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 703 sayılı KHK ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33. madde ve 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hasım mevkiiden çıkarılıp Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü hasım mevkiine alınarak ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Antalya ili, Elmalı ilçesi sınırları dahilinde ve davacı uhdesinde bulunan … sicil sayılı maden sahasına ilişkin olarak 05/05/2014 tarihli mahallinde tetkik ve değerlendirme raporunda 2010 yılından 2014 yılına kadar üretim yapılmadığı, sahada stok bulunmadığı, tetkik tarihi itibariyle sahada faaliyete geçmediği tespitlerine yer verildiği tespit edilmiş ve alınan olura istinaden dava konusu işlem tesis edilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3213 sayılı Maden Kanununun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde devlet hakkı, maden istihracı ile sağlanacak gelirden Devlet payına düşen kısım olarak tanımlanmış; “Devlet hakkı ve özel idare payı başlıklı” 14. maddesinde, “(Değişik: 26/5/2004 – 5177/8 md.) (Değişik birinci fıkra: 10/6/2010-5995/8 md.) Devlet hakkı, ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alınır.

(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/8 md.; Değişik: 4/2/2015 – 6592/10 md.) Ruhsat sahibi tarafından beyan edilen ocak başı satış fiyatı Bakanlık tarafından denetlenir ve eksik beyanlar tamamlattırılır. İşletme izni olan maden ruhsatlarından her yıl en az ruhsat taban bedeli kadar Devlet hakkı alınır. Ancak, kaynak tuzlalarında alınacak Devlet hakkında bu şart aranmaz….” hükmüne; 24. maddesinin 11. fıkrasında, “Bu Kanunun 7 nci maddesine göre gerekli izinlerin alınmasından itibaren işletme izni verilir. Bu iznin verildiği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde ruhsat sahibi madeni işletmeye almak zorundadır. Bu sürede işletmeye alınmayan ruhsat sahalarında, çalışılmayan her yıl için, projede belirtilen üretim miktarının % 10’u üzerinden Devlet hakkı alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılmış ancak dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 06/11/2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 4. maddesinde, devlet hakkı, maden istihracından sağlanan gelirden ve/veya üretim yapılmayan ruhsat sahalarından proje beyanı üzerinden alınan Devlet payına düşen kısmı” olarak tanımlanmış, “Madenin işletmeye alınması” başlıklı 30. maddesinde, “(1) İşletme izninin verildiği tarihten itibaren bir yıllık süre içinde ruhsat sahibi madeni işletmeye almak zorundadır.
(2) İşletme projesinde beyan edildiği şekilde üretimin veya üretime yönelik hazırlık çalışmalarının, tesis ve altyapı tesislerinin yapılması madenin işletmeye alınması sayılır.
(3) Beklenmeyen haller ve mücbir sebepler dışında süresi içinde işletmeye alınmayan veya projesinde belirtilen yıllık üretim miktarının %10’unun altında üretim yapılan ruhsat sahalarından, çalışılmayan her yıl için, projede belirtilen üretim miktarının %10’u üzerinden Devlet hakkı alınır. Ancak Devlet hakkı yıllık işletme ruhsat harcından az olamaz. Kamu kurumlarınca doğrudan işletilen bor tuzu ve Ereğli Kömür Havzasındaki taşkömürü ruhsatları için bu hüküm uygulanmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, davalı idarece davacı adına düzenlenen 10 yıl süreli işletme ruhsatının 02/08/2007 tarihinde yürürlüğe girdiği, 22/11/2007 tarihinden itibaren ise işletme izni düzenlendiği, 2010 ila 2014 yıllarında üretim yapılmadığından devlet hakkı istenildiği, belirtilen yıllarda üretim yapılmadığı hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından, üretim yapmadığı maden ruhsatı nedeniyle devlet hakkı bedeli uygulamasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürülmekte ise de, işlem tarihinde yürürlükte bulunan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin, beklenmeyen haller ve mücbir sebepler dışında süresi içinde işletmeye alınmayan veya projesinde belirtilen yıllık üretim miktarının %10’unun altında üretim yapılan ruhsat sahalarından, çalışılmayan her yıl için, projede belirtilen üretim miktarının %10’u üzerinden devlet hakkı alınacağına ilişkin 30. maddesinin 3. fıkrası dikkate alındığında, ruhsat sahasında çalışılmayan her yıl için projede ruhsat sahibi tarafından beyan edilen tutarın %10’u oranında devlet hakkı ödenmesi gerektiği açıktır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline dair karara yönelik istinaf istemini reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 10/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.