Danıştay Kararı 8. Daire 2019/3280 E. 2022/7647 K. 15.12.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/3280 E.  ,  2022/7647 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3280
Karar No : 2022/7647

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Üniversitesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden emekli olan davacının, disiplin soruşturması sonucu 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yükseköğretim Yüksek Disiplin Kurulunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; disiplin soruşturma raporu ve ekleri ile tanık ifadelerinin birlikte değerlendirilmesinden; davacının kız öğrencilere taciz eyleminde bulunduğunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde sabit olduğu anlaşıldığından, disiplin soruşturması sonucunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Disiplin suçunun sabit olmadığı ve somut hiç bir verinin bulunmadığı, eksik inceleme sonucu karar verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Hukuka aykırı olduğu anlaşılan Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava; … Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden emekli olan davacının, disiplin soruşturması sonucu 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Yükseköğretim Yüksek Disiplin Kurulu’nun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 130. maddesinde; çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversitelerin Devlet tarafından kanunla kurulacağı; yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri, yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, mali işler, özlük hakları, öğretim elemanlarının uyacakları koşullar, üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi, Yükseköğretim kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı mali kaynakların kullanılmasının kanunla düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
2547 sayılı Kanun’un, 01.03.2014 tarih ve 6528 sayılı Kanun ile değişik 53/b maddesinde; ”Öğretim elemanları, memur ve diğer personele uygulanabilecek disiplin cezaları uyarma, kınama, yönetim görevinden ayırma, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma
cezalarıdır. Hangi fiillere hangi disiplin cezasının uygulanacağı, bu bentte sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkileri, Devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslar da göz önüne alınmak suretiyle Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir.” kuralı yer almıştır.
Anayasa Mahkemesinin 07.04.2015 tarih ve 29319 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.1.2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararı sonrası, 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesi, 09.12.2016 tarih ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6764 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramış ve 2547 sayılı Kanun’un 53/b maddesinde; Devlet ve vakıf yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanlarına uygulanabilecek disiplin cezalarının uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezaları olduğu belirtilerek, maddede disiplin suç ve cezalarına, disiplin uygulamalarına ilişkin usul ve esaslara yer verilmiştir.
2547 sayılı Kanun’un, 6764 sayılı Kanun ile değişik 53. maddesinin (b) fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentlerinde yer alan “657 sayılı Kanundaki fiillere ilave olarak…” ibarelerinin, Anayasa Mahkemesinin 17.07.2019 tarih ve 30834 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 10.04.2019 tarih ve E:2017/33, K:2019/20 sayılı kararıyla iptaline ve kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ve 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesinin (b) fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentleri, 17.04.2020 tarih ve 31102 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7243 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişikliğe uğrayarak, “657 sayılı Kanundaki fiillere ilave olarak…” ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır.
21.08.1982 tarih ve 17789 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan mülga Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/b-5 maddesinde; kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiili, kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında belirtilmiştir. Ancak anılan Yönetmelik 20.10.2017 tarih ve 30216 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin Yürürlükten kaldırılmasına Dair Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa Mahkemesinin 07.04.2015 tarih ve 29319 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14.1.2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararı ile yükseköğretim kurumları yönetici, öğretim elemanı ve memurlarının disiplin işlemleri için getirilmiş herhangi
bir kanuni güvence bulunmadığı ve yasal belirlilik sağlanmadığı belirtilerek, Anayasa’nın 38., 128. ve 130. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2547 sayılı Kanun’un 53/b maddesinin 2. cümlesinin iptal edilmesine ve kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ve karar 07.01.2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesinin anılan kararı sonrası, 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesi, 09.12.2016 tarih ve 29913 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 6764 sayılı Kanun ile değişikliğe uğramış ve maddede yükseköğretim kurumlarının öğretim elemanlarına uygulanabilecek disiplin suç ve cezalarına, disiplin uygulamalarına ilişkin usul ve esaslara yer verilmiştir.
Devam eden süreçte; 2547 sayılı Kanun’un, 6764 sayılı Kanun ile değişik 53. maddesinin (b) fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentlerinde yer alan “657 sayılı Kanundaki fiillere ilave olarak…” ibarelerinin, “…öğretim elemanı, memur ve diğer personelden oluşan yükseköğretim kurumları kamu personeline ilişkin disiplin kuralları öngörülürken kanun koyucu tarafından bunlar arasında görevin niteliğinden kaynaklanan ve Anayasa tarafından öngörülen ayrım ve farklılıkların dikkate alınmayarak öğretim elemanları ile memur ve diğer personelin tümüyle aynı kurallara tabi kılınması ve dava konusu ibareler yoluyla öğretim elemanlarının disiplin sorumluluğu kapsamına 657 sayılı Kanun’da sayılan fiillerin tamamının dâhil edilmesi, Anayasa’da bu kişiler için öngörülen güvencelerle örtüşmediği gibi gerek uygulayıcılar gerekse disiplin kurallarının muhatapları yönünden birtakım belirsizliklere de yol açtığından dava konusu kuralların Anayasa’nın 2., 27. ve 130. maddeleriyle bağdaşmadığı” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesinin 17.07.2019 tarih ve 30834 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 10.04.2019 tarih ve E:2017/33, K:2019/20 sayılı kararıyla iptaline ve kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ve 2547 sayılı Kanun’un 53. maddesinin (b) fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentleri, 17.04.2020 tarih ve 31102 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7243 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişikliğe uğrayarak, “657 sayılı Kanundaki fiillere ilave olarak…” ibareleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Anayasa’nın 130. maddesinde; üniversiteler, bilimsel çalışmaların yapıldığı ve bilimin öğretildiği kurumlar olarak kabul edilmiş olup, bilimsel ve idari özerklik tanınmak suretiyle, diğer kamu kurumlarından farklı değerlendirilmiştir. Anılan maddede öğretim elemanlarının, Yükseköğretim Kurulunun veya üniversitelerin yetkili organları dışında kalan makamlarca görevden uzaklaştırılamayacakları; görevleri, atamaları gibi birçok hususun kanunla düzenleneceğinin kurala bağlandığı dikkate alındığında, öğretim elemanlarının diğer kamu görevlilerine nazaran daha güvenceli bir personel rejimine tabi kılındığı anlaşılmıştır. Bu bakımdan; Anayasanın 130. maddesi gereği öğretim elemanlarının bilimsel özerkliğe dayalı farklı statüleri dikkate alınarak, disiplin sorunlarının genel nitelikli 657 sayılı Kanun yerine öğretim elemanlarının niteliklerinin gözetildiği, özel bir kanun olan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Nitekim; 657 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 3. fıkrasında, öğretim elemanlarının kendi özel kanunlarına tabi olduğu kurala bağlanmış ve aynı Kanunun disipline ilişkin 125. maddesinin 6. fıkrasında, özel kanunların disiplin suç ve cezalarına ilişkin hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu işlemde davacının, memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğundan bahisle 657 sayılı Kanun’un 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmişse de; Anayasa’nın 130. maddesi gereği öğretim elemanlarının bilimsel özerkliğe dayalı farklı statüleri dikkate alındığında, bu konuda, 657 sayılı Kanun uygulanamayacak olup; öğretim elemanlarının niteliklerinin gözetildiği, özel nitelikli bir kanun olan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun uygulanması gerekmektedir.
Davacının işlediği öne sürülen disiplin cezasına konu, öğrenciye yönelik cinsel taciz fiilinin 18.08.2015 tarihinde, Anayasa Mahkemesinin 14.1.2015 tarih ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararının, 07.04.2015 tarih ve 29319 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra ve anılan kararın 2547 sayılı Kanun’un 53/b maddesinin 2. cümlesinin iptali nedeniyle doğacak hukuksal boşluğun kamu düzenini ihlal edici nitelikte olduğu gözetilerek, Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra yürürlüğe girmesi için öngörülen dokuz aylık süre içerisinde işlendiği anlaşılmıştır. Buna göre anılan dokuz aylık sürenin sonuna kadar iptaline karar verilen kuralın uygulanmaya devam edeceği dikkate alınarak, 2547 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak ihdas edilen Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği uyarınca usulüne uygun olarak yapılacak disiplin soruşturması sonucu fiilin sübuta ermesi durumunda, davacının anılan mevzuat hükümlerine göre disiplin cezasıyla cezalandırılması gerekirken, 657 sayılı Kanun’un 125/E-g maddesi gereğince “Devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer bir anlatımla, davacının işlediği öne sürülen disiplin cezasına konu fiilinin, 2547 sayılı Kanun’un 53/b maddesinin 2. cümlesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal hükmü kurulmakla birlikte 9 aylık süreyle yürürlüğünün korunduğu tarihte işlendiği dikkate alınarak, işbu yargı kararının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla işlem tesis edilirken, usulüne uygun olarak yapılacak disiplin soruşturması sonucu sübuta eren fiile uygun disiplin cezasının, 2547 sayılı Kanun’a dayanılarak ihdas edilen Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği uyarınca verilebileceği tabiidir.
Bu bağlamda; Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuki isabet taşımadığı anlaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 15/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.