Danıştay Kararı 8. Daire 2019/225 E. 2022/796 K. 11.02.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/225 E.  ,  2022/796 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/225
Karar No : 2022/796

DAVACI : … Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

DAVALI : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün internet sitesinde 06/04/2018 tarihinde yayınlanan 2017 yılı ocak başı satış fiyatlarının belirlenmesi maksadıyla alınan birim fiyat belirleme Komisyon raporunun; “Termik santral, sanayi, ısınma amaçlı olarak satışı yapılan Kömür/Asfaltit için ocak başı satış alt ısıl kalori değeri başına 0,060-TL/ton olarak hesaplanması”na ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
İdarece belirlenen 2017 yılı ocak başı satış fiyatlarında kömür fiyatının belirlenmesinde önceki uygulamalarda kullanım amacına göre bir fiyat belirlemesi yolu ile belirlendiği, ancak dava konusu edilen uygulamada ise kömürün kullanım amacı/kriteri yerine kömürün kullanım amacı ya da kalorisi farketmeksizin tek bir katsayı belirlenerek hesaplanan ocak başı satış fiyatının dayanağının ve gerekçesinin bulunmadığı, hakkaniyete aykırı olduğu, mevzuatta geçen emsal değerlere ve gerçeklere aykırı olduğu, Maden Yönetmeliği’nin 87. maddesinde öngörülen hususlara yer verilmediği ve bu hususlarına dikkate alınmadığı, davacının işlettiği iki sahadan çıkarılan kömürün kalorifik değerinin düşük ve kalitesiz olduğu, sadece termik santrallerde kullanılabildiği, dolayısıyla bunların piyasa satışlarının olmadığı, idarece ocak başı satış fiyatı belirlenirken kalorifik değer araştırması veya kullanım amacı ayrımlarının kullanılmamasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :
Usule ilişkin olarak davanın süresinde açılmadığı, esasa ilişkin olarak ise 2017 yılına ait komisyon raporunda yer alan fiyatlar ve kalori değerleri göz önünde bulundurularak komisyonca değerlendirme yapıldığı, 3213 sayılı Maden Kanunu’nda da belirtildiği üzere ocak başı satış fiyatı belirleme yetkisinin Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne ait olduğu, bu yetki çerçevesinde fiyat belirlenirken baz alınan en önemli paratmetre olan kalorilik değerin baz alınarak hesaplama yapıldığı, yani, hangi bölgede hangi kaloride kömür üretimi yapılırsa o kalorinin 0,060 TL ile çarpımı sonucu ortaya çıkan satış fiyatı üzerinden devlet hakkının ödenmesi gerektiği, böylece ülke genelinde farklı özellikte bulunan kömürler için uygulama birliğinin sağlanmış olduğu öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün internet sitesinde 06/04/2018 tarihinde yayınlanan 2017 yılı ocak başı satış fiyatlarının belirlenmesi maksadıyla alınan birim fiyat belirleme Komisyon raporunun; “Termik santral, sanayi, ısınma amaçlı olarak satışı yapılan Kömür/Asfaltit için ocak başı satış alt ısıl kalori değeri başına 0,060-TL/ton olarak hesaplanması”na ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Davanın süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabileceği belirtilmiş; “Üst Makamlara Başvurma” başlıklı 11. maddesinde ise, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı kurala bağlanmıştır.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun işlemin tesis tarihinde yürürlükte olduğu şekliyle 14. Maddesinde, “Devlet hakkı ve özel idare payı, her yıl haziran ayının son günü mesai bitimine kadar ruhsat sahibi tarafından yatırılır.” hükmü; 29. Maddesinde, “Ruhsat sahibi, her yıl nisan ayı sonuna kadar bir önceki yıl içinde gerçekleştirdiği işletme faaliyeti ile ilgili teknik belgeleri, işletme faaliyet raporunu ve işletme sahasında arama yapmış ise arama ile ilgili bilgileri Genel Müdürlüğe vermekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, III ve IV Grup Madenlere ilişkin 2017 yılı ocak başı satış fiyatlarının belirlenmesi için oluşturulan Komisyon tarafından hazırlanan raporun davalı idarenin internet sitesinde 06.04.2018 tarihinde yayınlanmasını üzerine davalı idarenin kayıtlarına 29.04.2018 tarihinde giren davacı şirkete ait “2017 Yılı Faaliyet Bilgi Formu” nda 06/04/2018 tarihinde yayınlanan 2017 yılı ocak başı satış fiyatlarının belirlenmesi maksadıyla alınan birim fiyat belirleme Komisyon raporunun; “Termik santral, sanayi, ısınma amaçlı olarak satışı yapılan Kömür/Asfaltit için ocak başı satış alt ısıl kalori değeri başına 0,060-TL/ton olarak hesaplanması”na ilişkin kısmına itiraz edilerek kendi belirledikleri miktar üzerinden hesaplama yapılarak ödenecek Devlet Hakkı miktarı davacı tarafından bildirildiği ve 09/01/2019 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu genel işlemden en geç davalı idareye 2017 Faaliyet Bilgi Formu eklenerek verilen dilekçenin kayda girdiği 29.04.2018 tarihinde haberdar olan ve aynı gün itiraz etmiş olan davacı şirketin, 60 günlük zımni ret süresinin sona erdiği 28.06.2018 tarihini izleyen altmış günlük süresinin son günü olan 28.08.2018 tarihi çalışmaya ara verme süresine denk gelmiş olduğundan ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı ve adli yılın başlangıcı hafta sonu tatiline denk geldiğinden en geç 10/09/2018 tarihinde dava açılması gerekirken bu süreler geçtikten sonra 09.01.2019 tarihinde açılan işbu davada süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Danıştay 8. Dairesinin davanın esasına girmesi ihtimali dahilinde işin esasına gelince;
3213 sayılı Maden Kanunu’nun dava konusu işlemin tesis tarihinde yürürlükte olduğu şekliyle 14. Maddesinde, “(Değişik birinci fıkra: 10/6/2010-5995/8 md.) Devlet hakkı, ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alınır.
(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/8 md.) Üretilen madenin hammadde olarak kullanılması veya satılması halinde, aynı pazar ortamında madenin işletmelerdeki tüvenan olarak ocak başı satışında uygulanan fiyat, ocak başı satış fiyatıdır. Bu fiyat emsallerinden az olamaz. Emsal fiyatının tespitinde bu maddenin üçüncü fıkrası esas alınır.
(Ek fıkra: 10/6/2010-5995/8 md.) Tüvenan madenin, herhangi bir zenginleştirme işlemine tabi tutulduktan veya bir prosesten geçirildikten sonra satış fiyatının oluştuğu durumlarda, ocak başı satış fiyatı, madenin ocakta üretiminden ilk satışının yapıldığı aşamaya kadar oluşan nakliye, zenginleştirme ve varsa farklı prosese ait kullanılan tesis ve ekipmanın amortismanı dahil giderler çıkarılarak oluşan fiyattır.” hükmü getirilmiştir.
Maden ruhsat sahibi tarafından beyan edilen asgari ocak başı satış fiyatının Bakanlık tarafından denetlenebileceği ve bunun sonucunda eksik beyanda bulunulduğunun tespiti halinde bunun tamamlattırılacağı açık olduğundan, devlet hakkına ilişkin olarak ortaya çıkabilecek aksaklıkları ve tutarsızlıkları önlemek, beyanlar arasında birliği sağlayarak devlet hakkı kayıplarının önüne geçmek amacıyla davalı idarenin dayanaklarını ortaya koymak suretiyle asgari emsal fiyat tespiti yapma konusunda yetkili olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Nitekim bu durum 4.2.2015 tarihli 6592 sayılı Kanun ile Maden Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişiklikle, “Madenlerden alınan Devlet hakkına esas olan emsal ocak başı satış fiyatı, bölgeler de dikkate alınarak her madene ait ayrı ayrı ve uygulandığı yıl için belirlenerek Genel Müdürlükçe ilan edilir.” denilmek suretiyle yasal temele de kavuşturulmuştur.
Olayda; davalı idarece farklı bölgelerde farklı kalorifik (ısıl) değerde kömür istihracı olduğu göz önüne alınarak kömür madeninin kalorifik değeri esas alınmak suretiyle 2017 yılı ocak başı satış fiyatının tespit edildiği ve böylece kalori değeri baz alınarak bölgesel farklılıkların bertaraf edildiği; ayrıca dava konusu işlemde Kanun ve Yönetmelikte yer alan ilkeler uyarınca, termik santrallere, sanayiye ve ısınma amaçlısatışı yapılan kömürlerde; kömürün tüvenan (herhangi bir işleme tabi tutulmadan) olarak satılması halinde tüvenan Kcal/ton değerinin, zenginleştirme işlemi sonrası satılması halinde ise zenginleştirilmiş Kcal/ton değerinin 0,060 TL/Kcal katsayısı ile çarpımı sonucu oluşan fiyat üzerinden ocak başı satış fiyatının belirlenmesi, kömürün zenginleştirme işlemi sonrasında satışının yapılması halinde; lavvar (yıkama) tesisinde işleme tabi tutulan kömür için ortalama 5,00 TL/ton, torbalama yapılması halinde ortalama 25 TL/ton torbalama maliyetinin ve kurutma işlemine tabi tutulması halinde ise 3,00 TL/ton kurutma maliyetinin düşülmesi sonucu ocak başı satış fiyatının hesaplandığı anlaşılmakta olup; mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın öncelikle süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, esasa girildiği takdirde ise; hukuka aykırılık görülmediğinden esastan reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün internet sitesinde 06/04/2018 tarihinde 2017 yılı ocak başı satış fiyatlarının belirlenmesi maksadıyla alınan birim fiyat belirleme Komisyon raporunun yayınlandığı, idarece tesis edilen … tarih ve … sayılı yazı ile 2017 yılına ait hesaplanan devlet hakkında eksik tutar bulunması üzerine kalan miktarın bir ay içerisinde ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, davacının … tarih ve … sayılı dilekçesi ile bu miktarın ihtirazi kayıtla ödediği, faaliyet bilgi formları revize edildiği ve hukuki süreç başlatıldığını bildirmesi üzerine 09/12/2019 tarihinde bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idarenin usule dair iddiaları kabul edilmeyip işin esası incelendi.
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
Devlet Hakkı, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 3. maddesinde, maden istihracı ile sağlanacak gelirden devlet payına düşen kısım olarak; 06/11/2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 4. maddesinin (j) bendinde de, maden istihracından sağlanan gelirden ve/veya üretim yapılmayan ruhsat sahalarından proje beyanı üzerinden alınan devlet payına düşen kısım olarak tanımlanmıştır.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Madenler” başlıklı 2. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, “Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticari değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü
madde bu Kanuna göre madendir.
Madenler aşağıda sıralanan gruplara göre ruhsatlandırılır:
IV. Grup madenler

b) Turba, Linyit, Taşkömürü ….” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun “Devlet hakkı” başlıklı 14. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde de, “(Değişik fıkra: 10/06/2010-5995 S.K/8.mad.) Devlet hakkı, ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alınır.
(Ek fıkra: 10/06/2010-5995 S.K/8.mad.) Üretilen madenin hammadde olarak kullanılması veya satılması halinde, aynı pazar ortamında madenin işletmelerdeki tüvenan olarak ocak başı satışında uygulanan fiyat, ocak başı satış fiyatıdır. Bu fiyat emsallerinden az olamaz. Emsal fiyatının tespitinde bu maddenin üçüncü fıkrası esas alınır.
(Ek fıkra: 10/06/2010-5995 S.K/8.mad.) Tüvenan madenin, herhangi bir zenginleştirme işlemine tabi tutulduktan veya bir prosesten geçirildikten sonra satış fiyatının oluştuğu durumlarda, ocak başı satış fiyatı, madenin ocakta üretiminden ilk satışının yapıldığı aşamaya kadar oluşan nakliye, zenginleştirme ve varsa farklı prosese ait kullanılan tesis ve ekipmanın amortismanı dahil giderler çıkarılarak oluşan fiyattır.

(Ek fıkra: 10/06/2010-5995 S.K/8.mad.) Ruhsat sahibi tarafından beyan edilen ocak başı satış fiyatı Bakanlık tarafından denetlenir ve eksik beyanlar tamamlattırılır. …” hükmüne yer verilmiştir.
21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Devlet hakkına ilişkin genel hükümler” başlıklı 87. maddesinde, ” (1) Devlet hakkı, ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alınır.
(2) Üretilen madenin hammadde olarak kullanılması veya satılması hâlinde, aynı pazar ortamında madenin işletmelerdeki tüvenan olarak ocak başı satışında uygulanan fiyat, ocak başı satış fiyatıdır. Madenlerden alınan Devlet hakkına esas olan emsal ocak başı satış fiyatı, bölgeler de dikkate alınarak her madene ait ayrı ayrı ve uygulandığı yıl için belirlenerek Genel Müdürlükçe ilan edilir. Ocak başı satış fiyatı, ilan edilen emsal fiyattan daha düşük olamaz.
a) Ocak başı satış fiyatı, madenlerin fiyatını belirleyen özellikler ve şartlar dikkate alınarak Genel Müdürlükçe belirlenir. Ocak başı satış fiyatının genel olarak tespit edilemediği durumlarda, madenin mineralojik özellikleri, bulunduğu bölge, işletme ve zenginleştirme yöntemleri ve sahaya özgü şartlar dikkate alınarak ocak başı satış fiyatı, maden ruhsat sahası bazında da belirlenir.
b) Konsantre ürünlerin ocak başı satış fiyatı belirlenirken; ilgili borsalar, ihracatçı birlikleri veya uluslararası piyasalarda oluşan fiyat baz alınır. Ancak, bu madenlerin metal üretimine yönelik entegre tesislerde kullanılması durumunda ilk fiyatın oluştuğu ürün baz alınır.
(3) Tüvenan madenin, herhangi bir zenginleştirme işlemine tabi tutulduktan veya bir prosesten geçirildikten sonra satış fiyatının oluştuğu durumlarda, ocak başı satış fiyatı; ilk satışının yapıldığı aşamaya kadar oluşan nakliye, zenginleştirme ve varsa farklı prosese ait kullanılan tesis ve ekipmanın amortismanı dahil tesise ait enerji, su, kimyasallar, bakım-onarım, sarf malzemesi giderleri ile tesiste çalışan personel giderleri, tesisten satışa kadar olan nakliye giderleri, teknolojik test giderleri ve paketleme giderleri çıkarılarak oluşan fiyattır. Bu fiyat, işletme yöntemi, tenör/kalite, üretilen bölge, aynı pazar ortamı ve diğer özellikler göz önünde bulundurulduğunda benzer işletmelerdeki emsal fiyatlardan ve Genel Müdürlükçe ilan edilen ocak başı satış fiyatından az olamaz. Zenginleştirilen madenin piyasada satış fiyatının oluşmaması durumunda, madenin mineralojik özellikleri, işletme ve zenginleştirme yöntemleri ve sahaya özgü şartlar dikkate alınarak veya benzer proses maliyeti olan tesisler emsal alınarak, madenlerin ocak başı satış fiyatı belirlenir. Ocak başı satış fiyatı belirlenirken ocaktaki yükleme dahil giderler dikkate alınmaz.
(4) Üretilen madenin ruhsat sahibine ait tesiste hammadde olarak kullanılıyor olması halinde, aynı madenin piyasadaki ocak başı satış fiyatı emsallerinden az olamaz.
(5) Aynı tesiste, farklı kalite ve nitelikte birden çok ürünün üretilmesi durumunda ürünlerin ocak başı satış fiyatı, tesisteki üretim sürecinde piyasa satış fiyatı olan ilk ürünün fiyatından, ilk satışının yapıldığı aşamaya kadar oluşan üçüncü fıkrada sayılan giderler çıkarılarak hesaplanır.
(6) Devlet hakkı;
a) I. Grup (a) bendi madenlerin valilik veya il özel idaresince belirlenen ve ilan edilen boyutlandırılmış ve/veya yıkanmış piyasa satış fiyatı üzerinden %4 oranında,
b) I. Grup (b) bendi madenlerden %4 oranında,
c) II. Grup (a) ve (c) bendi madenlerden %4 (Kaba inşaat, baraj, gölet, liman gibi yapılarda kullanılan tüvenan hammadde dışında bu maddedeki Devlet hakkı boyutlandırılmış fiyat üzerinden alınır.) oranında,
ç) II. Grup (b) bendi madenlerde doğal taşın özelliklerine ve bulunduğu bölgeye göre ocakta oluşan piyasa satış fiyatı üzerinden %4 oranında,
d) III. Grup kaynak tuzlarından %1 oranında, bu grubun diğer madenlerinden %5 oranında,
e) IV. Grup madenlerden; altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, krom, alüminyum ve uranyum oksit madenlerinden Kanunun ekli (3) sayılı tabloda belirtilen oranlarda, uranyum oksit dışındaki radyoaktif mineraller ve diğer radyoaktif maddelerden %8 oranında, diğerlerinden ise %2 oranında,
f) V. Grup madenlerden %4 oranında, alınır….” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava Konusu İşlemin İncelenmesi:
Yukarıda yer verilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerinden, ruhsat sahibi tarafından beyan edilen asgari ocak başı satış fiyatının Bakanlık tarafından denetlenebileceği ve bunun sonucunda eksik beyanda bulunulduğunun tespiti halinde bunun tamamlattırılacağı açık olduğundan, devlet hakkına ilişkin olarak ortaya çıkabilecek aksaklıkları ve tutarsızlıkları önlemek, beyanlar arasında birliği sağlayarak devlet hakkı kayıplarının önüne geçmek amacıyla davalı idarenin dayanaklarını
ortaya koymak suretiyle asgari emsal fiyat tespiti yapma konusunda yetkili olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Nitekim bu durum 6592 sayılı Kanun ile Maden Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişiklikle, “Madenlerden alınan Devlet hakkına esas olan emsal ocak başı satış fiyatı, bölgeler de dikkate alınarak her madene ait ayrı ayrı ve uygulandığı yıl için belirlenerek Genel Müdürlükçe ilan edilir.” denilmek suretiyle yasal temele de kavuşturulmuştur.
Kömür (IV. Grup) madeni için 2017 yılına ait Devlet hakkı hesaplanmasına esas ocak başı satış fiyatının tespitine dair Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün 06/04/2018 tarihinde yayınlanan komisyon raporu ile “Termik santrallere, sanayi, ısınma amaçlı olarak satışı yapılan kömürlerde, kömürün tüvenan olarak satılması halinde tüvenan kcal/ton değerinin, zenginleştirme işlemine tabi tutulduktan sonra satılması halinde ise zenginleştirilmiş kcal/ton değerinin alt ısıl kalori değeri başına 0,060 TL/Kcal katsayısı ile çarpımı sonucu oluşan fiyat üzerinden ocak başı satış fiyatının belirlenmesi”ne karar verildiği, dava konusu Komisyon raporunda ise farklı bölgelerde farklı kalorifik (ısıl) değerde kömür istihracı olduğu göz önüne alınarak kömür madeninin kalorifik değeri esas alınmak suretiyle tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı tarafından bölgesel farklılıklar ile kömür madeninin kullanım alanları dikkate alınmadan, ocak başı satış fiyatının tespit edildiği iddia edilmekte ise de, davalı idarece farklı bölgelerde farklı kalorifik değerde kömür istihracı olduğu göz önüne alınarak kömür madeninin kalorifik değeri esas alınmak suretiyle ocak başı satış fiyatının tespit edildiği ve böylece kalori değeri baz alınarak bölgesel farklılıklar bertaraf edilerek, ülke genelinde farklı özellikte bulunan kömürler için uygulama birliğinin sağlanmış olduğu anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
11/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.