Danıştay Kararı 8. Daire 2019/1144 E. 2023/397 K. 07.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/1144 E.  ,  2023/397 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/1144
Karar No : 2023/397

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Elektrik Üretim Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 2014 yılı Maden Devlet Hakkı, Özel İdare Payı ve Köylere Hizmet Götürme Birliği payının tahsili için Kavaklıdere Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından düzenlenen 22/03/2017 tarih ve 4.060.158,57-TL tutarındaki ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davaya konu ödeme emrinin dayanağını oluşturan 2013/1-3, 2014 ve 2015 yıllarına ait devlet hakkı farklarının komisyon raporu doğrultusunda revize edilmesi ve gecikme cezasıyla birlikte ödenmesine ilişkin Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin, 2014 yılına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla ödeme emrinin dayanağı tahakkuk işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu ödeme emrinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ödeme emrine dayanak alınan tahakkuk işlemine karşı dava açıldığı, ödeme emrine konu alacağın kesinleşmediği, ocakbaşı fiyatı üzerinden hesaplanan devlet hakkında hukuka aykırılık bulunmadığı, Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirket adına, 2013/1-3, 2014 ve 2015 yıllarına ait devlet hakkı (Maden Devlet Hakkı, Özel İdare Payı ve Köylere Hizmet Götürme Birliği payı) farklarının komisyon raporu doğrultusunda revize edilmesi ve gecikme cezasıyla birlikte ödenmesine ilişkin Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi tesis edilmiştir.
Devlet hakkı farklarının ödenmemesi üzerine, ödenmeyen 2014 yılına ait devlet hakkı farkının tahsili amacıyla Kavaklıdere Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından 22/03/2017 tarih ve 4.060.158,57-TL tutarındaki ödeme emri düzenlenmiş, bu ödeme emrinin tebliği üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesinde, amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı ve 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabileceği hükümleri yer almıştır.
Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 30/6/2007 tarihli ve 26568 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No: 1’in Birinci Kısım, Üçüncü Bölüm, “I. Ödeme Zamanı” başlıklı bölümünün (6) numaralı alt bölümünün dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan halinde; “3213 sayılı Maden Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan, madenden Devlet hakkı, işletmelerce birer yıllık dönemler halinde üretilen madenlerin ocak başı fiyatları üzerinden hesaplanan ve takip eden yılın haziran ayı sonuna kadar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına beyan edilerek tahakkuk ettirilen ve bu süre içerisinde ödenmesi gereken mali yükümlülüklerdir.
Devlet hakkı, ruhsat sahibince her yılın haziran ayının sonuna kadar ödenir ve bu sürenin son günü amme alacağının vade tarihidir.
Ruhsat sahiplerinin, Devlet hakkını yatırdıklarına dair makbuz suretlerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne vermeleri gerekmektedir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına beyan edildiği halde süresinde (vadesinde) ödenmeyen Devlet hakkının, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilmesi için bir yazı ile vergi dairesine bildirilmesi üzerine, vade tarihi olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca bildirilen tarih esas alınacak ve bu alacağa vade tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı hesaplanacaktır.
Devlet hakkının takibine, ayrıca ödeme süresi verilmeksizin, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre düzenlenecek ödeme emrinin tebliği ile başlanılacaktır.
Ancak, süresinde tahakkuk ettirilmediği için faiz de hesaplanarak vergi dairesine bildirilen Devlet haklarının takibine 6183 sayılı Kanunun 37 nci maddesine göre mükellefe tebliğ edilecek bir yazı ile 1 aylık ödeme süresi verilmek suretiyle başlanılacaktır. Bu takdirde sonradan tahakkuk ettirilen bu alacağın vade tarihi, 1 aylık ödeme süresinin son günüdür.
Madenlerden alınan Devlet hakkının süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle alınması gereken faizin ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hesaplanması gerektiğinden faiz olarak bildirilen tutar; madenden alınan Devlet hakkı ve faiz olarak ayrı ayrı tahakkuk ettirilerek takip edilecektir. Bu takdirde de yalnızca Devlet hakkı alacağının aslına, vade tarihinden tahsil edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı hesaplanacaktır.” düzenlemesi bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, 2013/1-3, 2014 ve 2015 yıllarına ait devlet hakkı (Maden Devlet Hakkı, Özel İdare Payı ve Köylere Hizmet Götürme Birliği payı) farklarının komisyon raporu doğrultusunda revize edilmesi ve gecikme cezasıyla birlikte ödenmesi istemiyle Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve …sayılı işlemi tesis edilmiştir.
Devlet hakkı farklarının ödenmemesi üzerine, ödenmeyen 2014 yılına ait devlet hakkı farkının tahsili amacıyla Kavaklıdere Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından 22/03/2017 tarih ve 4.060.158,57-TL tutarındaki ödeme emri düzenlenmiştir.
Davalı idare, … tarih ve …sayılı işlemin davacıya adi posta yoluyla gönderildiği ve geri dönüşünün olmadığını belirtmiş, davacı tarafından, 19/04/2017 tarihinde … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Kamu alacağını ödemekle yükümlü olan borçlunun, bu alacak ile ilgili ödeme emri çıkartılması aşamasına gelmeden alacağın esasına ilişkin yargı mercilerine başvurma hakkı bulunmaktadır. Özel kanununda hüküm bulunan hâllerde ödeme vadesinde, yoksa 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre tebliğden itibaren bir aylık süre içinde yargı yerlerine başvurularak kamu alacağının esası dava konusu edilebilecektir. Kamu alacağı esasının dava konusu edilmemesi veya dava konusu edilmesine rağmen alacakta hukuki sakatlık bulunmadığına karar verilmesi durumunda alacak kesinleşmiş olacak ve tahsili için ödeme emri düzenlenecektir. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin birinci fıkrasına göre bu aşamada ödeme emrine itiraz hâlinde mahkeme davayı sırf tahsile ilişkin olarak, böyle bir borcun olmadığı, borcun kısmen ödendiği ve borcun zamanaşımına uğradığı nedenleriyle sınırlı olarak inceleyebilecektir. (AYM, E.2009/83, K.2011/29, K.T. 3/2/2011).
Dava konusu olayda, devlet hakkı payı tahakkuku kesinleşmeden dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, devlet hakkı payı tahakkukunun kesinleştiğinden söz edilmesine olanak bulunmadığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık ve tahakkuk işlemine karşı açılan davanın reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığından istinaf isteminin reddine dair Bölge İdare kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak 07/02/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Dava, 2014 yılı Maden Devlet Hakkı, Özel İdare Payı ve Köylere Hizmet Götürme Birliği payının tahsili için Kavaklıdere Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından düzenlenen 22/03/2017 tarih ve 4.060.158,57-TL tutarındaki ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davaya konu ödeme emrinin dayanağını oluşturan 2013/1-3, 2014 ve 2015 yıllarına ait devlet hakkı farklarının komisyon raporu doğrultusunda revize edilmesi ve gecikme cezasıyla birlikte ödenmesine ilişkin Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin, 2014 yıllına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla ödeme emrinin dayanağı tahakkuk işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu ödeme emrinde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş, karara karşı yapılan istinaf başvurusu ise reddedilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 37. maddesinde, amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı ve 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabileceği hükümleri yer almıştır.
Uyuşmazlığa konu ödeme emri ile talep edilen kamu alacağının 3213 sayılı Kanun uyarınca tahakkuk eden devlet hakkı farklarının olduğu hususunda tereddüt bulunmayıp, ödeme emrinin düzenlendiği tarih itibarıyla kesinleşme koşulu aranmaksızın 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi uyarınca vadesinde ödenmeyen ve kesinleşen amme alacağının takip ve tahsili yoluna gidilebileceği açıktır.
Bu durumda, davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.