Danıştay Kararı 8. Daire 2018/6920 E. 2022/400 K. 01.02.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/6920 E.  ,  2022/400 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/6920
Karar No : 2022/400

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 703 sayılı K.H.K. ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33.madde ve 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hasım mevkiiden çıkarılıp Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü hasım mevkiine alınarak işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/02/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
X- Dava, Hatay İli, Antakya İlçesi sınırları dahilindeki E:…, S:… nolu sahada, 09/08/2006-09/08/2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere IV. Grup (Krom) madeni arama ruhsatı sahibi olan davacı şirket tarafından, detay arama faaliyet raporunun süresinde verilmediği ve ruhsat süresinin sona erdiğinden bahisle, maden arama ruhsatının iptaline ilişkin olarak tesis edilen … tarih ve …sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacı şirket tarafından, arama ruhsat süresi sona ermeden önce, 02/08/2011 tarihinde davalı idare evrak kayıt sistemine giren dilekçe ile işletme projesi ve işletme ruhsatı talep harcı verilerek işletme ruhsatı talebinde bulunulduğu ve bu dilekçenin “Ekler” kısmında “ARAMA FAALİYET RAPORU” ibaresi yer aldığına göre; aksini ispat külfeti davalı idareye düşmekte olup, aksi şüpheye mahal bırakmayacak şekilde davalı idarece ispatlanmadıkça, bu bilginin doğru olduğunun kabulü gerektiği, davalı idarece, işletme projesi ile birlikte verilmesi gereken arama faaliyet raporunun; arama ruhsat süresi sonuna kadar verilmediği, bu yanlışlığın fark edilmesi üzerine ruhsat süresi bittikten sonra 16/09/2011 tarihinde evrak kayıt sistemine giren dilekçe ile tamamlandığı, daha sonra 02/08/2011 tarihinde evrak kayıt sistemine giren dilekçeye kalemle yazıldığı ve projenin önüne dosyasına takıldığı ileri sürülmekte ise de; davalı idarenin söz konusu iddiasını şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ispatlayacak herhangi bir tutanak vb. belge ibraz edilmediği, dolayısıyla bu konuda soyut iddia dışında delil bulunmadığı görüldüğünden, 02/08/2011 tarihinde davalı idare evrak kayıt sistemine giren dilekçe ile arama faaliyet raporunun sunulduğu sonucuna varıldığı, kaldı ki; davacı şirket tarafından, 16/09/2011 tarihinde davalı idare evrak kayıt sistemine giren dilekçe ile işletme projesi verilerek tekrar işletme ruhsatı talebinde bulunulduğu, söz konusu dilekçenin “Ekler” kısmında “1 Adet Arama Faaliyet Raporu” ibaresine yer verildiği, bu dilekçenin ekinde arama faaliyet raporunun yer aldığı hususunun davalı idarece de kabul edildiği, dolayısıyla işlem tarihi itibariyle detay arama faaliyet raporunun sunulduğu hususunun tartışmasız olduğu anlaşıldığından, arama ruhsat süresi sonuna kadar detay arama faaliyet raporunun verilmediğinden bahisle, davacı şirkete ait maden arama ruhsatının iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 3. maddesinde, “Detay Arama Faaliyet Raporu: Detay arama döneminde madenin yapısına göre maden arama projesinde belirtilen yöntem ve uygulamalar ile sondaj, yarma, kuyu, galeri gibi arama faaliyetlerine ilişkin bilgileri ve diğer belgeleri kapsayan görünür rezerv raporunu” ifade eder tanımına yer verilmiş, 17. maddesinin 4. fıkrasında, “Yükümlülüğünü yerine getiren ruhsat sahipleri IV. ve VI. Grup madenlerde dört yıl detay arama dönemine hak sağlar. Detay arama döneminde her yıl, görünür maden rezervine ilişkin bilgileri ve bu dönemde yapılan arama faaliyetlerine ilişkin yatırım harcamalarını gösteren detay arama faaliyet raporunun verilmesi zorunludur. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ve/veya arama ruhsat süresi sonuna kadar işletme ruhsat talebinde bulunulmaması durumunda teminat irad kaydedilerek ruhsat iptal edilir. Diğer gruplardaki ruhsatlarda ise genel arama dönemi sonuna kadar rezerv bilgilerini de içeren arama faaliyet raporu ile birlikte işletme projesinin verilmesi zorunludur.” hükmüne, 24. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Arama ruhsat süresi sonuna kadar, tespit edilen madenin rezerv bilgilerini de içeren 17 nci maddeye göre hazırlanmış arama faaliyet raporu ile en az bir maden mühendisi tarafından hazırlanan faaliyet sonrası işletme alanının çevre ile uyumlu hale getirilmesini de içeren, işletme projesi ve talep harcının ödendiğine dair belge ile müracaatta bulunulması halinde işletme ruhsatı hakkı doğar. Ancak I (b) ve II (a) bendi Grubu madenler için işletme ruhsatı talebinde işletme ruhsat teminatı ile harcının da yatırılması zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Hatay İli, Antakya İlçesi sınırları dahilindeki E:…, S:… nolu sahada, 09.08.2006-09.08.2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere IV. Grup (Krom) madeni arama ruhsatı sahibi olan davacı şirket tarafından 02/08/2011 tarihinde davalı idare evrak kayıt sistemine giren dilekçe ile işletme projesi ve işletme talep harcı verilerek işletme ruhsatı talebinde bulunulduğu, 09/08/2011 tarihinde davacı şirkete ait arama ruhsatının süresinin dolduğu, davacı şirket tarafından verilen 02/08/2011 tarihli işletme ruhsatı başvuru dilekçenin “Ekler” kısmında “ARAMA FAALİYET RAPORU” ibaresinin yer almış ise de davacı şirket tarafından 16/09/2011 tarihinde davalı idare evrak kayıt sistemine giren dilekçe ile arama faaliyet raporu verilerek tekrar işletme ruhsatı talebinde bulunulduğu, … gün ve … sayılı dava konusu işlem ile detay arama faaliyet raporunun verilmediği ve ruhsat süresinin sona erdiğinden bahisle, davacı şirkete ait maden arama ruhsatının iptaline karar verildiği, söz konusu işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan mevzuat uyarınca, işletme ruhsatı hakkının doğabilmesi için arama ruhsat süresi sonuna kadar talep harcının, işletme projesinin ve arama faaliyet raporunun birlikte sunulması hususu açık bir biçimde sayma yoluyla belirtilmiş, bunlardan herhangi birinin eksik olması durumunda işletme ruhsatı hakkının doğmayacağı ve genel arama dönemi süresi sonuna kadar maden arama projesinde belirtilen maden kaynağına ilişkin bilgiler ve bu dönemde yapılan arama faaliyetlerine ilişkin yatırım harcamalarını da gösteren genel arama faaliyet raporunun verilmesinin zorunlu olduğu, aksi takdirde ruhsatın iptal edileceği hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacı şirket tarafından 02/08/2011 tarihinde ( işletme ruhsatı yürürlük tarihleri arasında) davalı idare evrak kayıt sistemine giren dilekçe ile işletme projesi ve işletme talep harcı verilerek işletme ruhsatı talebinde bulunulmuş ise de, ilk başvurusunun ekinde arama faaliyet raporun bulunmadığı, nitekim davacı şirketin 16/09/2011 tarihinde davalı idare evrak kayıt sistemine giren dilekçe ile arama faaliyet raporu verilerek tekrar işletme ruhsatı talebinde bulunulduğu hususunda tereddüt bulunmamakta olup; işletme ruhsatına esas belgelerden arama faaliyet raporunu süresi içinde ve en geç 09/08/2011 tarihine kadar davalı idareye sunmadığı sabit olan davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşü ile aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyoruz.