Danıştay Kararı 8. Daire 2018/6474 E. 2023/1834 K. 07.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/6474 E.  ,  2023/1834 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/6474
Karar No : 2023/1834

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … Köyü Muhtarlığı
2- … Başkanlığı
3- … Mahallesi Muhtarlığı
VEKİLLERİ : Av. … – Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Tokat ili, Merkez ilçesinde bulunan … erişim numaralı yüz hektarlık II-a grubu maden sahası için … Mad. İnş. Nak. Tar ve Hay. San. Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenen 17/06/2014 tarihli işletme ruhsatı ile 14/01/2015 tarihli işletme izninin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava dosyasında mevcut bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; uyuşmazlık konusu maden işletme alanının, çevresinde bulunan Organize Sanayi Bölgesi’ne 850 metre, Üniversite Yurtlarına 1650 metre, … Köyü’ne 2450 metre, çevre yoluna 1300 metre, … Köyü’ne 2280 metre, yeni açılan köy yoluna 470 metre, … mevkiine 1160 metre mesafade yer aldığı, bu alanların işletme ruhsatı alanına uzaklıklarının kabul edilebilir sınırlar içerisinde olduğu, hatta … Köyü, … Köyü, … Üniversitesi, Organize Sanayi Bölgesi ve çevre yolunun dava konusu taş ocağı ile ters istikamette bulunduğu ve herhangi bir şekilde taş ocağı işletmeciliğinden etkilenmeyeceği, uyuşmazlık konusu alanın çevresinde yer alan yerleşim alanları ile tarım alanlarına olan uzaklıkları dikkate alındığında, işletme hazırlık aşamasında ve faaliyet sırasında oluşabilecek toz emisyonundan çevrede bulunan yerleşim alanlarının, tarım alanlarının, bağlık bahçelik alanların olumsuz etkilenmeyeceği, dava konusu alana en yakın yerleşim yeri olan …hissedilecek gürültü seviyesinin dahi sınır değerin altında olduğu dikkate alındığında işletme ruhsat alanı çevresinde bulunan … Üniveristesi, Organize Sanayi Bölgesi, … Köyü ve … Köyü’nün gürültüden olumsuz etkilenmesinin söz konusu olmadığı, açık işletme planlamasına bağlı olarak yapılacak basamak yönteminin, patlatma ve kazı çalışmaları sonucunda oluşabilecek kaya ve taş fırlamalarının önüne geçilmesi açısından yeterli olduğu, proje sahasının emniyeti için alt kotta yarma açılarak buradan düşen kayaların ve taşların faaliyet alanının çevresine zarar vermesinin önüne geçilecek olmasının proje alanına en yakın mesafede bulunan Soğuk Bağlarındaki yapıların patlatmadan kaynaklanacak taş fırlamalarından etkilenmesinini engelleyeceği, ayrıca sonradan açılan yarmanın üst tarafından yol yapılacak olmasının en yakın yerleşim yerinin patlatmadan kaynaklanacak gürültüden etkilenmesinin de önüne geçeceği, tesisin bulunduğu alanda rekreasyon alanı, korunması gereken tarihi yapı ve eser, göl, ırmak gibi çevre unsurları, baraj, ırmak, 2863 ve 3386 sayılı Kanun kapsamına giren korunması gerekli taşınır veya taşınmaz bir kültür ve tabiat varlığının gözlemlenmediği, dava konusu alanda oluşan kaynak suyunun davaya konu kalker ocağının bulunduğu vadi tabanında değil de karşı vadi tabanında yüzeye çıkıyor olması nedeniyle uyuşmazlık konusu madencilik faaliyetinden etkilenmeyeceği, uyuşmazlık konusu madencilik faaliyeti sonucunda çevre ve insan sağlığı açısından kalıcı zararlar oluşmayacağı ve çevresel açıdan alınan tedbirlerin yeterli düzeyde olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, bilirkişiler tarafından yerleşim yerine olan uzaklıkların tamamen hatalı hesaplandığı, taş ocağının açıldığı yerde ayrı yeni bir köy yolu yapıldığı, hafif bir yağmurda bile yolun kayganlaşağı, yolun trafik açısından sakıncalı bir hale gelip telafisi imkansız sonuçlar doğuracağı, taş ocağının açıldığı yerin GOP Üniversitesi yerleşkesinin hemen yanında olduğu, organize sanayi bölgesinin su ihtiyacının taş ocağının yanında olan su deposundan karşılandığı, … mahallesinin tarım, hayvancılık ve içme suyunda kullanılan ve ruhsat ile alınmış suyu kuyularının taş ocağının yanında bulunduğu, taş ocağından malzeme taşıyan kamyonların hem köy yolunu kullanacak hem de Tokat’ın hemen yanından geçen şehirlerarası çevre yolunu kullanacakları tonlarca yük taşıyan bu kamyonların yolu bozacağı, ÇED ile ilgili kararların halka duyrulması ve halkın bilgilendirilmesinin usulüne uygun olarak yapılmadığı, Tokat’ın yerleşim olarak gelişeceği bir yerin önünün taş ocağı yapılarak kesilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığı, bölgenin temel geçim kaynağının tarım, hayvancılık, arıcılık olduğu, bölgede ayçiçiği yetiştiriciliğinin fazlaca yapıldığı, taş ocağından kalkan bütün tozun ayçiçeği tarlalarının üzerine ineceği, bilirkişi raporunda bölgede Tokat İl Emniyet Müdürlüğü’nün personel eğitme amaçlı atış poligonun tespit edilemediği belirtilmiş ise de, bu durumun doğru olmadığı bilirkişinin kendi tuttuğu rapordaki fotoğrafta bile atış poligon sahasının net bir şekilde göründüğü, taş ocağında yapılan her patlama sonrasında saçılan taşların, patlama gürültüsü ve tozun çevreye zarar vereceği, çevresindeki evlerin birçoğunun ahşap ve kerpiç olması sebebi ile hasara sebep olacağı, bölgenin ayrıca eski medeniyetlerin yaşadığı antik bir bölge olduğu, ilgili bölgede taş ocağı açılmadan önce bu bölgede yaşayan insanların hiçbirinin görüşü ve muvafakatinin alınmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, 3213 sayılı Maden Kanunu gereği maden ruhsatı verilmesi için gereken şartları yerine getiren kişilere ruhsat verilmesinin zorunlu olduğu gibi verilen ruhsatın iptalini gerektiren sebeplerin de sayıldığı, bu aşamada ruhsatın iptalini gerektirecek bir durum olmadığı, Maden Kanunu’nun 7. maddesinin 11. fıkrasında çevreye zarar verildiğinin tespit edilmesi durumunda madencilik faaliyetlerinin durdurulacağı düzenlemesi çerçevesinde ruhsatlı madenin işletilmesi sırasında çevre ve insan sağlığına zarar verildiği iddiası ile Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne yapılacak başvuru üzerine yapılacak denetimde bu durum tespit edilirse madencilik faaliyetlerinin durdurulacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının ve posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 07/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.