Danıştay Kararı 8. Daire 2018/6174 E. 2023/1013 K. 03.03.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/6174 E.  ,  2023/1013 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/6174
Karar No : 2023/1013

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF : … İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hatay ili, Altınözü ilçesinde bulunan … sicil sayılı sahada maden işletme ruhsatı ve işletme izin hakkı sahibi olan davacı şirketin, 17.06.2014 tarihli Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Yönetim ve Geliştirme Planının, II. grupta yer alan madencilik faaliyetlerini kısıtlayan 3.3.1. bölümünün 15. maddesi hükmü ile bu plan dayanılarak madencilik faaliyetlerine son vermesi gerektiğine ilişkin olarak tesis edilen … Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 17.06.2014 tarihli Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Yönetim ve Geliştirme Planının madencilik faaliyetlerini kısıtlayan hükümlerinin iptali istemine ilişkin olarak; 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 7. maddesinin 5. fıkrası hükmünün; 11.07.2003 tarih ve 25165 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun 4. maddesinin 5. fıkrası hükmüne nazaran özel hüküm niteliğinde olarak, 24.06.2010 tarih ve 2762 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5595 sayılı Kanunla madde metnine eklenmiş olduğu; anılan maddede, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında maden arama ve işletme faaliyetleri ile bu faaliyetler için gerekli geçici tesislere çevresel etki değerlendirme raporunda belirlenen esaslar dahilinde izin verileceği, alınan izinlerin, temditler dahil ruhsat hukuku sonuna kadar devam edeceği hükmü dikkate alındığında, söz konusu düzenlemeyi aşacak şekilde, mevcut ruhsat sahiplerine yeni oluşan hukuki duruma uygun olarak ÇED raporu hazırlaması için makul bir süre tanınmaksızın 1. ve 2. grup madenlerin arama ve işletilmesi yapılamayacağı ve yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilanından önce verilmiş izinlerin, izin süresi sonuna kadar geçerli olup uzatılamayacağı, Yönetim planının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uzatılma aşamasında olan izinlerin, izin süresi sonuna kadar geçerli olup uzatılamayacağı, uzatılma aşamasında olan izinlerin yeni müracaatlar gibi değerlendirileceği yönündeki 3.3.1. bölümünün 15. maddesinde yer alan düzenlemenin 3213 sayılı Kanun’un anılan maddesine ve hukuka aykırı olduğu, davacı şirketin madencilik faaliyetlerine son vermesi gerektiğine ilişkin olarak tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemi yönünden ise, davacı şirketin söz konusu alandaki madencilik faaliyetine ilişkin olarak ÇED Gerekli Değildir kararı bulunmakla birlikte, madencilik faaliyetinin yapıldığı alanın izne tabi alan haline gelmesi nedeniyle, çevresel etkilerinin oluşan yeni hukuki duruma göre araştırılması gerekmekte olup, davacıya, maden hakkı ile ilgili olarak hak kaybına uğramayacak şekilde, davacı tarafından maden sahasına ilişkin olarak ÇED raporu hazırlanarak idareye sunulması yönünde makul süre tanınması gerekirken davacının madencilik faaliyetlerinin salt Hatay, Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içerisinde kalması nedeniyle sonlandırması gerektiği yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, “17.06.2014 tarihli Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Yönetim ve Geliştirme Planının II. Grupta yer alan madencilik faaliyetlerini kısıtlayan 3.3.1. bölümünün 15. maddesi hükmüne” ilişkin kısmının dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, davalı idarenin bu kısıma yönelik istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren başka bir neden de bulunmadığı gerekçesiyle bu kısma yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddine; davacı şirketin madencilik faaliyetlerine son vermesi gerektiğine ilişkin olarak tesis edilen Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemine ilişkin olarak ise, davacının madencilik faaliyetini yürüttüğü alana ilişkin olarak verilen işletme ruhsatının 16.10.2005 tarihinde ilan edilen “Hatay Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası”nın ilanından önce olduğu, işletme ruhsatının süre uzatımının da 08.05.2014 tarihinde onaylandığı, gerek ilk ruhsat tarihi gerekse de uzatım tarihinin 17.06.2014 tarihinde onaylanan “Hatay Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası Yönetim ve Gelişme Planının” ilan tarihinden de önce olduğu, dolayısıyla söz konusu alanın işletme ruhsatı verildikten sonra izne tabi alan haline geldiği tartışmasız olup davacı şirketin Maden Kanunun 7. maddesinin 7. fıkrasına göre kazanılmış hakkı bulunduğundan, işlemin belirtilen gerekçe ile iptaline karar verilmesi gerektiği, istinafa konu Mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek bu kısma yönelik istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yaban hayatı korumu ve geliştirme sahalarında herhangi bir faaliyetin yapılabilmesi için faaliyetin bu alanlara ait onaylanmış yönetim ve gelişim planlarına uygun olması gerektiği, tüm yaban hayatı geliştirme sahalarının yönetim ve gelişme planlarında 1. ve 2. grup madencilik faaliyetlerinin yasaklandığı, bu sahalarda yapılması planan tüm faaliyetlerin ÇED sürecine başlamadan önce geliştirme sahasının onaylı yönetim ve gelişme planına göre incelenmesi gerektiği, plan hükümlerine göre faaliyet yapılabilecek ise üç farklı üniversitenin üç farklı dalında söz konusu faaliyet için bilimsel rapor hazırlatılacağı, bu raporların değerlendirilmesi ve taahhütname hazırlanmasının ardından ÇED raporunun hazırlanmasına devam edilebildiği, madencilik faaliyetinin yapılması planlanan yaban hayatı planına uygun olmadığı halde ÇED raporuna geçilmesi halinde ÇED sürecinin sekteye uğrayacağı veya faaliyete izin verilmeyeceğinden ÇED raporunun hazırlanmasının sadece zaman ve maddi kayba neden olduğu, davacının maden ruhsatı süresinin, plan ilanından sonra uzatıldığı, maden sahası izne tabi alan haline gelen davacının ruhsat süresinin uzatılabilmesi için gerekli izinleri alması gerektiği, ayrıca davacının 2009 yılında yaptığı kapasite artırım talebinin, alanın yaban hayatı geliştirme sahasında olması nedeniyle reddedildiği dolayısıyla davacı tarafından faaliyet alanının yaban hayatı geliştirme sahası dahilinde olduğunun bilindiği belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Hatay ili, Altınözü ilçesi, … Mahallesinde II-a grubu maden işletme ruhsatına istinaden davacı tarafından madencilik faaliyetinde bulunulan saha, 16/10/2005 tarih ve 25968 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla “Çizgili Anadolu Sırtlanının” yaşam alanı olduğu ilan edilmiş ve Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası adıyla sınırları belirtilmek suretiyle bu alanın koruma kapsamına alınmıştır. Sahaya ilişkin yönetim ve gelişim planı 17/06/2014 tarihinde onaylanarak yürürlüğe girmiş, ilgili planın 3.3.1 Yaban Hayatı Geliştirme sahasında genel prensipler başlığının 15. maddesinde “Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içerisinde 5177 ve 5995 sayılı Kanunlarla değişik 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 2. maddesinde tanımlanan 1. ve 2. grup madenlerin arama ve işletilmesi yapılamaz. Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilanından önce verilmiş izinler, izin süresi sonuna kadar geçerli olup uzatılamaz. Yönetim planının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uzatılma aşamasında olan izinler, izin süresi sonuna kadar geçerli olup uzatılamaz. Yönetim ve Gelişme planının yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uzatılma aşamasında olan izinler yeni müracaatlar gibi değerlendirilir.” hükmü bulunmaktadır.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemi üzerine davacı tarafından 06/02/2015 tarihli dilekçe ile yönetim ve gelişme planında yer alan 2. grup madencilik faaliyetini kısıtlayan düzenlemelerin geri alınması istenilmiş, idarenin 19/02/2015 tarihli cevabı ile davacının işletme izninin geliştirme sahasının ilanından önce alındığı ve iznin, 2014 yılına kadar geçerli olduğu, bu süre zarfında maden alanının yaban hayatı geliştirme sahası olarak ilan edilip izne tabi alan haline geldiği, ilgili kanun hükmüne göre de gerekli izinlerin alınması zorunluluğu doğduğu, bu nedenle ilgili kanun olan Kara Avcılığı Kanunu hükümlerine ve bu hükümler kapsamında hazırlanan plana göre madencilik faaliyeti uzatılması talebinin uygun görülmediğinin belirtilmiştir.
Davacının Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içerisindeki madencilik faaliyetine işletme izin süresi bitiminde son vermesi gerektiği yönünde tesis edilen Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemi üzerine anılan işlemin iptali ile Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Yönetim ve Geliştirme Planının II. grupta yer alan madencilik faaliyetlerini kısıtlayan 3.3.1. bölümünün 15. maddesinin iptali istenilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:
3213 sayılı Maden Kanunu’nun 7. maddesinin 5. fıkrasında “Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında maden arama ve işletme faaliyetleri ile bu faaliyetler için gerekli geçici tesislere çevresel etki değerlendirme raporunda belirlenen esaslar dahilinde izin verilir. Alınan izinler, temditler dahil ruhsat hukuku sonuna kadar devam eder.” hükmüne, aynı maddenin 7. fıkrasında ” Madencilik faaliyeti yapılan alanların, izne tabi alan olmaları halinde, ilgili olduğu kanun hükümlerine göre gerekli izinlerin alınması zorunludur. Ancak, Genel Müdürlükçe işletme ruhsatı verildikten sonra, işletme ruhsat alanının diğer kanunlara göre izne tabi alan haline gelmesi durumunda ilgili kanunların öngördüğü yükümlülüklerin yerine getirilmesi suretiyle kazanılmış haklar korunarak faaliyetler sürdürülür. Diğer kanunlara göre izne tabi alanlar, Genel Müdürlüğün görüşü alınarak belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun 1. maddesinde “Bu Kanunun amacı; sürdürülebilir av ve yaban hayatı yönetimi için av ve yaban hayvanlarının doğal yaşam ortamları ile birlikte korunmalarını, geliştirilmelerini, avlanmalarının kontrol altına alınmasını, avcılığın düzenlenmesini, av kaynaklarının millî ekonomi açısından faydalı olacak şekilde değerlendirilmesini ve ilgili kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile işbirliğini sağlamaktır.” düzenlemesine, “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının 12. numaralı bendinde ” Yaban hayatı geliştirme sahası: Av ve yaban hayvanlarının ve yaban hayatının korunduğu, geliştirildiği, av hayvanlarının yerleştirildiği, yaşama ortamını iyileştirici tedbirlerin alındığı ve gerektiğinde özel avlanma plânı çerçevesinde avlanmanın yapılabildiği sahaları”, ifade ettiği hükmüne, anılan Kanunun 4. maddesinin 5. fıkrasında “Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında yaban hayatı tahrip edilemez, ekosistem bozulamaz, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ile üretme istasyonları dışında da olsa bu sahalara olumsuz etki yapacak tesislere izin verilemez, varsa mevcut tesislerin atıkları arıtılmadan bırakılamaz, onaylanmış plânlarda belirtilen yapı ve tesisler dışında hiçbir yapı ve tesis kurulamaz, irtifak hakkı tesis edilemez. Bu sahalarda Bakanlıkça gerektiğinde ilave yasaklamalar getirilebilir. Bakanlığın uygun görüşü alınmadan diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yasaklama getirilemez.” hükmüne, aynı maddenin 8. fıkrasında “Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ile üretme istasyonları, orman rejimine giren yerlerde Bakanlıkça, diğer yerlerde Cumhurbaşkanınca tefrik edilir. Bu sahaların ayrılması ve yönetimine ilişkin esas ve usuller Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
08.11.2004 tarihli 25637 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yaban Hayatı koruma ve Yaban Geliştirme Sahaları ile İlgili Yönetmeliğin 1. maddesinde ” Bu Yönetmelik, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu kapsamında olan av ve yaban hayvanları ile birlikte bunların yaşama ortamlarını korumak amacıyla yaban hayatı koruma ve yaban hayatı geliştirme sahalarının kuruluşu, yönetimi, denetimi ve bu alanlarda izin verilecek ve yasaklanacak faaliyetlerle ilgili usul ve esasları düzenler.” düzenlemesine, 13. maddesinde “Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında, yönetim ve gelişme planlarında yer alan faaliyetler ve yapılaşmalar dışındaki faaliyetler ve yapılaşmalara izin verilemez, ekosistem bozulamaz. Bu alanların dışında da olsa bu sahalara olumsuz etki yapacak tesislere izin verilemez, varsa mevcut tesislerin atıkları arıtılmadan bırakılamaz. Bu sahalar içerisinde çöp depolama ve imha alanları oluşturulamaz, onaylanmış plânlarda belirtilen yapı ve tesisler dışında hiçbir yapı ve tesis kurulamaz, irtifak hakkı tesis edilemez. Bu sahalarda Bakanlıkça gerektiğinde ilave yasaklamalar getirilir ve Bakanlığın uygun görüşü alınmadan diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yasaklama getirilemez.” düzenlemesine, aynı yönetmeliğin 22. maddesinde ise “Yaban hayatı geliştirme sahalarında amenajman planlarında biyolojik çeşitliliğin korunması esas alınır. Bu sahalarda, onaylanmış plânlarda belirtilen yapı ve tesisler dışında hiçbir yapı ve tesis kurulamaz, irtifak hakkı tesis edilemez. 3213 sayılı Maden Kanunu ve 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümleri saklıdır. Tabiî çevre ve ekosistemlerin korunması ve iyileştirilmesi yönünden teknik ve bilimsel amaçlara göre, Bakanlıkça düzenlenecek rapora dayanılarak hazırlanacak özel amenajman planları uyarınca, belirli yerlerde ormancılık ve belirli sürelerde üretim, avlanma, saz kesme ve otlatma faaliyetlerine izin verilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nin “Üretim faaliyetleri” başlıklı 27. maddesinde “(Değişik birinci fıkra: 21/3/2007-2007/11932 K.) Ruhsat sahibi, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ile avlaklarda; maden arama ve işletme ruhsatı döneminde üretim faaliyeti gösterebilmesi için gerekli belgelerle valiliğe veya Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne başvurur. Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ile avlaklarda, maden üretim faaliyetlerine çevresel etki değerlendirmesi raporunda belirlenen esaslar dahilinde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından izin verilir. Bu izin, ruhsat aşamasına bakılmaksızın ruhsat hukuku sonuna kadar devam eder.
Yaban hayatı geliştirme sahaları ve üretim istasyonlarının bulunduğu alanlardaki maden arama ve işletme faaliyetleri aşağıdaki esaslar dahilinde yürütülür:
a) İzin verilen maden sahası üzerinde toprak var ise bu topraklar sıyrılarak bir yere depolanır ve faaliyetin tamamlanmasını takiben rekültüvasyon çalışmalarında kullanılır.
b) Madencilik faaliyetleri sırasında av ve yaban hayvanı türleri ile habitatın zarar görmemesi için işletme projesinde öngörülen gerekli önlemler alınır.
c) (Değişik: 21/3/2007-2007/11932 K.) İşletmenin tamamlanmasını takiben, faaliyette bulunulan alan en geç altı ay içinde çevre ile uyumlu hale getirilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının madencilik faaliyeti yürüttüğü sahanın 07.09.2005 tarihli ve 2005/9453 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yaban hayatı geliştirme sahası olmasına karar verilmiş ve ilgili karar 16.10.2005 tarih 25968 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak ilan edilmiştir. Alana ilişkin yönetim ve gelişim planı ise 17.06.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Davacının işletme ruhsatı ise 02.12.2004 tarihli olup, ilk işletme izni tarihi ise 09.12.2005’tir. Maden ruhsatının süresi, 08.05.2014 tarihli olur ile 23.07.2014 tarihinden itibaren yirmi yıl süre ile uzatılmıştır.
Davacı şirketin madencilik faaliyetlerine son vermesi gerektiğine ilişkin olarak tesis edilen Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemine yönelik yapılan inceleme:
Maden Kanunun 7. maddesinin 7. fıkrası uyarınca madencilik faaliyeti yapılan alanın izne tabi alan olması halinde, ilgili kanunların öngördüğü yükümlülüklerin yerine getirilmeden, bu kanunlarda aranan izinler alınmadan davacının bölgede çalışmasına izin verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nin 27. maddesinde, ruhsat sahiplerinin üretim faaliyetinde bulunabilmesi için gerekli belgelerle valiliğe veya Genel Müdürlüğe ya da Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne başvurulacakları, bu alandaki maden üretim faaliyetlerine ÇED raporunda belirlenen esaslar dahilinde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından izin verileceği şeklindeki düzenlemede, madencilik faaliyetinin izin alınmadan yapılamayacağı açıkça ortaya konulmakla birlikte, yaban hayatı geliştirme sahası ile ilgili özel düzenlemelerin yer aldığı Kara Avcılığı Kanunu ile bu kanun kapsamında çıkarılan Yaban Hayatı Koruma ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ile İlgili Yönetmeliği uyarınca dava konusu yaban hayatı geliştirme sahasında davacının II-a grubu madencilik faaliyetini yapıp yapamayacağı konusunda bilirkişi ve keşif incelemesi yaptırılması gerekmektedir.
Bu durumda Kara Avcılığı Kanununa dayanılarak çıkarılan Yaban Hayatı Koruma ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ile İlgili Yönetmeliğinin “Yasaklanan Faaliyetler” başlıklı 13. maddesinde, “Yaban hayatı koruma ve geliştirme sahalarında, yönetim ve gelişme planlarında yer alan faaliyetler ve yapılaşmalar dışındaki faaliyetler ve yapılaşmalara izin verilemez…”, kuralı ile aynı Yönetmeliğin “Yaban Hayatı Geliştirme Sahalarında İzin Verilebilecek Faaliyetler” başlıklı 22. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, “Bu sahalarda, onaylanmış plânlarda belirtilen yapı ve tesisler dışında hiçbir yapı ve tesis kurulamaz, irtifak hakkı tesis edilemez. 3213 sayılı Maden Kanunu ve 6326 sayılı Petrol Kanunu hükümleri saklıdır.” kuralı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu ruhsat sahasında yapılacak madencilik faaliyetinin yaban hayatı geliştirme sahalarında izin verilebilecek faaliyetler arasına girip girmediği, dava konusu madenin üretim yöntemi ve alanın niteliği dikkate alınarak yerinde yaptırılacak bilirkişi ve keşif incelemesi neticesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen kararda hukuki isabet bulunmamıştır.
Dava konusu Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahasının Yönetim ve Geliştirme Planının II. grupta yer alan madencilik faaliyetlerini kısıtlayan 3.3.1. bölümünün 15. maddesi hükmü yönünden, yapılan inceleme:
Yaban hayatının korunması ve geliştirilmesi ve yaban hayatı yönetimi konuları ayrıca ve özel olarak Kara Avlığı Kanunu’nda düzenlenmiştir. Sırf Maden Kanunu’nun anılan hükmünün Kara Avcılığı Kanunundan daha yeni tarihli olduğu dikkate alınarak ilgili hükmün “özel hüküm” niteliğinde olduğu kabulü hukuka uygun değildir. Bu nedenle Kara Avcılığı Kanunu hükümleri karşısında, Maden Kanunu’nun 7. maddesinin 5. fıkrası özel hüküm olarak nitelendirilerek verilen iptal kararının hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptali yönündeki … İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 03/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.