Danıştay Kararı 8. Daire 2018/6106 E. 2023/1908 K. 11.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/6106 E.  ,  2023/1908 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/6106
Karar No : 2023/1908

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; adına kayıtlı trafikten çekme yaptığı … plakasının … plakalı minibüse tescil edilmesi talebiyle yaptığı 22.09.2016 tarihli başvurusu üzerine, tekrar faaliyete başlama talebinin tahsis belgesinin teslim edildiği tarihi 250 gün geçtiği belirtilerek Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Hizmet Yönetmeliğinin 20. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları ve … tarih ve … sayılı UKOME kararı uyarınca M plaka hakkının iptal edilerek seriden plakaya çevrilmesi ve … plakanın boşa çıkartılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kararı ile Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Hizmet Yönetmeliğinin 20. maddesinin 3. ve 4. fıkralarının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davanın, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Sistemi (TETUS) Yönetmeliği’nin 20. maddesinin 3. fıkrası yönünden; taşımacılık hizmetinin bir kamu hizmeti olduğu, ticari taşımacılığa uzun süre ara verilmesinin kamusal hizmetin aksamasına neden olacağı ayrıca ticari faaliyetine ara verecekler için belirlenen 180 günlük süre ve belli mazeret durumlarında mazeretlerin sona erdiği tarihten sonra başlayan 30 günlük sürenin taşımacılık hizmetinin niteliği gözönünde bulundurulduğunda makul süreler olduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığından söz konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Sistemi (TETUS) Yönetmeliği’nin 20. maddesinin 4. fıkrası yönünden; düzenlemenin Mahkemece değerlendirilmesinden; (ilk cümlesi açısından) taşımacılık hizmetinin bir kamu hizmeti olduğu, ticari taşımacılığa uzun süre ara verilmesinin kamusal hizmetin aksamasına neden olacağı açık olduğundan, ticari faaliyetine ara verecekler için belirli bir süre öngörülerek, bu süre sonunda faaliyetine başlamayanların izin belgesinin iptalinde hukuka aykırılık bulunmadığı, söz konusu maddenin 4. fıkrasının son cümlesinde; dava tarihinden sonra, 20.11.2017 tarihinde değişiklik yapılarak, hak sahipleri, ticari faaliyetlerinin sona erdirilmesine dair iptal kararları ile ilgili olarak zarar, ziyan, tazminat vb. hiçbir hak talebinde bulunamaz ibaresinin kaldırıldığı görüldüğünden, dava konusu Yönetmeliğin 20. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi açısından davanın konusuz kaldığı, davanın, … tarih ve … sayılı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kararına ilişkin olarak ise; ilgili mevzuat hükümleri uyarınca, faaliyete ara veren araç sahiplerinin, ara verdikleri tarihten itibaren 180 (yüzseksen) takvim günü içerisinde Belediyeye müracaat ederek faaliyete başlamak zorunda oldukları, faaliyetine ara vermiş olanlardan, 180 (yüzseksen) takvim günü içerisinde faaliyetine başlamayanların, ticari taşımacılık yapma hakları ile iliçi yetki belgesi, çalışma izin belgesi ve varsa ticari tahsisli plakası (M Plaka) UKOME kararı ile iptal edileceği açık olup, … nolu plakasını 14.01.2016 tarihinde trafikten çekme yapmak süretiyle faaliyetine ara veren davacının, Yönetmelik ile belirlenen 180 günlük süre geçtikten sonra, 22.09.2016 tarihinde tekrar faaliyete geçmek talebiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, diğer taraftan; davacı tarafından yenileme işlemi ile ilgili tarafına herhangi bir bildirim ya da ihtar yapılmadığı ileri sürülmüş ise de, 3011 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde, “Mahalli idarelerce düzenlenen ve bu idarelerin yetki ve görev alanlarına giren yönetmelikler, mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları ile ilan olunur.” düzenlemesine yer verildiği, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Meclisinin … tarihli ve … sayılı kararıyla Tekirdağ Toplu Ulaşım Sistemi (TETUS) Hizmet Yönetmeliği değişikliğinin kabul edildiği, kararın 25.08.2016 tarihinde yerel bir gazetede ilan edildiği görüldüğünden söz konusu iddia yerinde görülmediği, öte yandan davacı tarafından; faaliyete ara verme tarihinden sonra yürürlüğe giren yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce gerçekleştirilmiş olan işlemler hakkında uygulanmasının geçmişe yürüme yasağına aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmüş ise de, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Sistemi (TETUS) Yönetmeliği ile yürülükten kaldırılan Minibüs Araçları (M) Plaka Hizmet Yönetmeliğinde de TETUS Yönetmeliği ile paralel düzenlemeye (trafikten çekme belgesi yapan araç sahipleri 180 (yüzseksen) takvim günü içinde mevcut plakasını yeni araca takarak faaliyete geçmek zorundadır…) yer verildiği görüldüğünden söz konusu iddia da yerinde görülmediği belirtilerek, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Sistemi (TETUS) Yönetmeliği’nin 20. maddesinin 3. fıkrası ile 4. fıkrasının ilk cümlesi ve … tarih ve … sayılı Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kararı yönünden davanın reddine, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Sistemi (TETUS) Yönetmeliği’nin 20. maddesinin 4. fıkrasının son cümlesi açısından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; Kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle plakasını devralacak kişinin maddi imkansızlık nedeniyle ödeme yapamaması ve plakayı devaralacak başka bir kişi de bulamaması üzerine Ukomeye başvurarak yeniden faaliyete geçirme talebinde bulunduğu, M plaka hakkınının iptali ve boşa çıkartılması işleminin kanunilik ilkesine aykırı olduğu, kazanılmış hakkının ihlal edildiği, … tarih ve … karar numaralı İl Trafik Komisyon kararı ile yetki belgesine hak kazandığı, Karayolları Taşıma Yönetmeliği’ndeki 1 yıllık sürenin uygulanması gerektiği, dava konusu işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, Davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, kararın bu kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından istemin reddi gerektiği savunulmakta olup, davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz istemlerinin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 11/04/2023 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X-) Hukuk düzeninde normlar hiyerarşisi, Anayasa, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, yönetmelik ve adsız düzenleyici işlemler olarak sıralanmakta; daha altta yer alan bir norm, kendisinden üstte bulunan norma aykırı hükümler getiremeyeceği gibi bir düzenlemenin hiyerarşik sıralamada daha altta bulunan bir düzenleme ile değiştirilememesi ve kaldırılamaması gerekmektedir. İdare Hukukunun temel ilkeleri uyarınca, normlar hiyerarşisinde kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden sonra gelen ve idarelerin, takdir yetkisini kullanarak yaptıkları yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenleyici işlemler, bir üst hukuk kuralının uygulanmasını göstermek amacıyla ve onlara aykırı hükümler içermemek şartıyla açıklayıcı hükümler taşıyan, dayanağı mevzuatta yer alan hükümlere aykırı düzenleme içermeyen genel düzenleyici işlemlerdir.
Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında, “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.” denilerek “suçun kanuniliği” ilkesi; üçüncü fıkrasında da “Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.” ifadesine yer verilerek “cezanın kanuniliği” ilkesi getirilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi uyarınca, hangi eylemlerin yasaklandığı ve bu yasak eylemlere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak eylemleri önceden bilmeleri gerektiği düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır.
Bir fiilin idarî yaptırıma konu edilebilmesi için, bu fiil kanunda açıkça tanımlanmalı veya kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve kuralın içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle doldurularak bu fiilin idarî yaptırımı gerektirdiği ortaya konulmalı, bir fiil nedeniyle uygulanacak yaptırımın türü, süresi ve miktarı ise kanunla belirlenmelidir.
Belirli normların sadece kanunlarla düzenlenebileceğini öngören kanunilik ilkesi, ceza hukukunda olduğu gibi idarî yaptırımlarda da uygulanması zorunlu olan bir ilkedir. Hangi fiillerin idarî yaptırım gerektirdiğinin kanunda açıkça tanımlanması, bunun doğal sonucu olarak bir eyleme yaptırım uygulanabilmesi için yaptırım uygulanacak eylemin belirli olması ve kıyas yoluyla yaptırıma başvurulamaması gerekmektedir.
Dava konusu işlem idari yaptırım niteliğinde olduğundan Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik” ilkesine ve Anayasa’nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında hükme bağlanan “kanuni düzenleme” ilkesine aykırılık oluşturacağından iptali gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.

KARŞI OY :
(XX)- Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olduğu haliyle 3011 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde, “Mahalli idarelerce düzenlenen ve bu idarelerin yetki ve görev alanlarına giren yönetmelikler, mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları ile ilan olunur.” düzenlemesine yer verildiği, davalı idare olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin 30/03/2014 tarihi itibariyle kurulduğu, sonrasında ulaşım işlerine yönelik düzenleme ve güncelleme çalışmalarına başladığı, dava konusu işlem olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Toplu Ulaşım Sistemi (TETUS) Yönetmeliğini çıkararak yerel gazetede yayımladığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı idarenin ulaşım işlerine yönelik yeni düzenlemeler getirmesi sebebiyle daha öncesinde Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde aktif olarak yolcu taşımacılığı yapan şoför esnafının mülkiyet gibi anayasal haklarını ilgilendiren söz konusu Yönetmeliğin, Resmi Gazetede Yayımlanacak Olan Yönetmelikler Hakkında Kanunun 2. maddesinde yer alan mahallinde çıkan gazete veya diğer yayın yolları hükmü uyarınca ilgili taraflara, yerel gazete ilanının yanında diğer yayın yolları ile de duyurulması, yeni düzenleme hakkında ticari yolcu taşımacılığı yapan kişilere ve meslek odalarına bilgilendirme yapılması gerektiği, bu nedenle kararın bozulması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.