Danıştay Kararı 8. Daire 2018/4949 E. 2023/1833 K. 07.04.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/4949 E.  ,  2023/1833 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4949
Karar No : 2023/1833

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sakarya İli, Karasu İlçesi, … Mahallesi sakini olan davacı tarafından; 3213 sayılı Maden Kanunu kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nce müdahil şirkete verilen IV.grup, 646,17 hektar ruhsat alanlı, … tarihli ve … sayılı maden işletme ruhsatının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; müdahil şirkete ait maden sahasında yürütülen madencilik faaliyetinin doğal çevreye, yer üstü ve yer altı su kaynaklarına zarar verdiği ileri sürülerek maden işletme ruhsatının iptali istenildiği, su kaynaklarının zarar gördüğü iddiasının açıklığa kavuşturulması maksadıyla ara kararları ile belirtilen ruhsat köşe koordinatlarına bağlı olarak maden sahasında yapılacak üretim faaliyetlerinin bu alandaki su kaynaklarına zarar verip vermeyeceği, zarara sebep olabilecekse ne tür zararların öngörülebileceği hususunda Sakarya ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nden bilgi ve belge istenildiği, ara karar yanıtlarında bu alanda yürütülecek madencilik faaliyetinin su kaynaklarına zarar vereceği yönünde bir bilgi ve belge sunulmadığı, maden kazısı yapılan alana 65 metre uzaklıkta bulunan Bıçkı Deresi’nin bulunduğu, bilirkişi raporunda bu su kaynağının yürütülen madencilik faaliyetinden etkilendiğine işaret edecek bir tespite yer verilmediği, diğer yandan maden sahasında yüzey toprağının kaldırılarak cevher oranı yüksek toprağının alınması suretiyle üretim yapıldığı, başka bir deyişle patlatmalı üretim yapılmadığı da anlaşıldığından yer altı su kaynaklarının zarar gördüğü şeklindeki iddiayı haklı kılacak bir emare veya bulgu bulunmadığı, öte yandan; davacı tarafından madencilik faaliyetinin doğal çevreye zarar verdiği ileri sürülmekte ise de, müdahil şirketçe maden işletme ruhsatı başvurusu kapsamında Sakarya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce verilen “ÇED Gerekli Değildir” belgesinin sunulduğu, anılan belgenin madencilik faaliyetleri kapsamında ön izin niteliği taşıyan ve Sakarya Valiliği’nce çevresel etki değerlendirmesi neticesinde tesis edilen ayrı bir idari işlem olduğu, bakılan davanın ise maden işletme ruhsatının iptali istemiyle açıldığı ve ÇED gerekli değildir kararının dava konusu edilmediği anlaşıldığından, çevresel etki değerlendirmesine ilişkin hususların bakılan davanın konusu olamayacağı ve esasının inceleme imkanı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Olayda; ilgili alanda yapılacak madencilik faaliyetinin olası zararlarının bilirkişi raporunda detaylı olarak belirtildiği ve ancak belirtilen koşullara uyulması halinde madencilik faaliyetinin yapılmasında herhangi bir sakınca olmadığı yönünde görüş belirtildiği, üretim sahibinin üretim sırasında alması gereken tedbirler ile dikkat etmesi gereken hususlardan hareketle sürdürülebilir kalkınma ilkesine aykırı olarak çevre koşullarının ve ekolojik sistemin, somut olarak su kaynağı ile dere yatağının geri dönülmesi imkansız zararlara uğrayacağı, rapordaki açıklamalar ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, Paralı köyüne su sağlayan kaynağın çok yakınında, dere yatağının ve ekonomik değer yüksek olmasının yanında bölgede yaşayan pek çok kişinin geçim kaynağını oluşturan fındıklıkların bulunduğu alanda madencilik faaliyetine izin verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Müdahil şirkete ait işletme ruhsatı başvurusunun usulüne uygun olduğu ve Maden Kanunu hükmü gereği mülkiyet izni, GSM izni ve ÇED izni alındığından müdahil şirket adına işletme izni düzenlendiği, faaliyetlerin peşinen ve sırf çevresel kaygılar nedeniyle engelleme çabası ve madenlerin yerinde bırakılarak işletilmemesi durumunda ekonomiye zarar verileceği, böylesine yararlı işletmeleri yasa ve yönetmeliklerle belirlenen ölçütler içerisinde gerekli tedbirleri alarak çalıştırmak varken herhangi bir bilimsel ölçü ve kritere dayanmaksızın aleyhte çeşitli iddialarda bulunularak bu üretim faaliyetlerinin engellenmesinde kamu yararının bulunmadığı, bu faaliyetler öncesinde ve faaliyetler devam ettiği sürece zaten ilgili kurum ve kuruluşlarca sürekli olarak denetimlerin yapıldığı, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının, davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararında belirtilen gerekçelerle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. 2577 sayılı Kanunun 50. maddesi uyarınca onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 07/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.