Danıştay Kararı 8. Daire 2018/4167 E. 2020/4110 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/4167 E.  ,  2020/4110 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4167
Karar No : 2020/4110

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Emniyet Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacılar) : 1- …
2- …
Vekilleri : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Dava, davacılardan …’ın … Polis Meslek Yüksek Okulu öğrencisi iken okulla ilişiğinin kesilmesi sonucu … Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı ve davacılardan … için … tarih ve … sayılı ilişik kesilme tarihine kadar olan melbusat, bakım-onarım, elektrik, su, yakacak, ek ders, tedavi gideri, harçlık ve yemek bedeli olarak 9.000,37 TL’nin ilgili Yönetmelik gereği dört katı tutarına denk gelen 36.001,48 TL tutarının bir ay içerisinde ödenmesine dair davalı idare işlemi ile bu işleme yapılan itirazın reddi yönünde tesis edilen … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 153. maddesinde, “… Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez. İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun (…) teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar. …” hükmü yer almakta, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Kanunun 66. maddesinin üçüncü fıkrasında da bu düzenleme doğrultusunda, Anayasa Mahkemesinin gerekli gördüğü hâllerde, Resmi Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi, bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmektedir.
4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu’nun 15. maddesinin onbirinci fıkrasında yer alan ‘..dört katını..” ibaresinin Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle yapılan başvuru sonucu, 01/01/2013 tarih ve 28515 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 27/09/2012 tarih ve E:2012/28, K:2012/134 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla, Anayasa’nın 2. maddesindeki ‘ölçülülük ilkesi’ne aykırı bulunarak iptal edilmiş, iptal kararının, Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi tarafından, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak altı ay süre ile yürürlüğe girmesinin ertelenmiş olması, 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu’nun 15. maddesinin onbirinci fıkrasında yer alan ‘..dört katını..” ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluğu doldurmak üzere Yasama Organına altı ay süre verilmesi amacını taşımakla birlikte bir diğer amaç da iptal kararı nedeniyle ortaya çıkacak olan hukuksal boşluğun kamu düzenini ihlal edici nitelikte görülmesi nedeniyle altı ay süreyle yürürlükte kalmasının sağlanmasıdır.
Yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden, Anayasa Mahkemesi kararının yalnızca iptal hükmü nazara alınıp, altı ay ertelenmesine ilişkin kısmının dikkate alınmaması hukuken kabul edilemez. Dolayısıyla, kamu yararını olumsuz yönde etkileyecek hukuksal bir boşluğun doğmamasını teminen getirilen bu sürenin yalnızca Yasama Organına yönelik olduğunun kabulü, öncelikle iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihin ayrıca belirlenmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi kararına, bunun yanı sıra Anayasanın 153. maddesinin son fıkrasında yer alan Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı kuralına aykırılık teşkil edecektir.
Dava dosyasının incelenmesinden, … Polis Meslek Yüksek Okulu öğrencisi iken okulla ilişiği kesilen …’ın ilişiğinin kesilmesi sonucu … Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı ve davacılardan … için … tarih ve … sayılı ilişik kesilme tarihine kadar olan melbusat, bakım-onarım, elektrik, su, yakacak, ek ders, tedavi gideri, harçlık ve yemek bedeli olarak 9.000,37 TL’nin ilgili Yönetmelik gereği dört katı tutarına denk gelen 36.001,48 TL tutarının bir ay içerisinde ödenmesine dair davalı idare işlemi ile bu işleme yapılan itirazın reddi yönünde verilen … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, dava konusu işlemin 25/06/2013 tarihinde tesis edildiği, yukarıda bahsi geçen Anayasa Mahkemesi iptal kararının Resmi Gazete’de yayımı olan 01/01/2013 tarihinden altı ay sonra 01/07/2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu durumda dava konusu işlem tarihinde Anayasa Mahkemesinin anılan kararının henüz yürürlüğe girmediği, dolayısıyla 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu’nun 15. maddesinin onbirinci fıkrasında yer alan ‘..dört katını..” ibaresinin halen yürürlükte olduğu hususu nazara alındığında, dava hakkında esasa ilişkin inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gerekçe alınarak dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından bahisle, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk görüşüne katılmıyorum.