Danıştay Kararı 8. Daire 2018/3896 E. 2023/902 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/3896 E.  ,  2023/902 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3896
Karar No : 2023/902

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : Kendi Adlarına Asaleten, … ve …’a Velayeten … ve …
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tekirdağ ili, Ergene ilçesi, …mahallesi, …parsel no.lu kamu orta malı olarak kullanılan mera parseli içerisinde bulunan ve giriş kapısı ile koruma kapağı olmayan, tuğlalarla örülmüş yaklaşık 3 yıl önce inşa edilmiş kaçak ve ruhsatsız yapı içerisinde bulunan ve bölge halkı tarafından tandır olarak tabir edilen içinde ateş yakılan ocağın içerisine davacıların yakını …’ın düşerek vefat etmesinde davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle 600.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini ile 2.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte idarelerden tazmini istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; her ne kadar dava konusu tandırın ruhsatsız olduğu ve ruhsatsız yapılar üzerinde davalı Ergene Belediye Başkanlığı’nın denetim yükümlülüğü olduğu ve bu denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğinde meydana gelen zararlardan sorumlu olacağı sabit olmakta ise de, söz konusu tandırın ruhsatsız yapıldığına ilişkin olayın meydana geldiği tarihten önce davalı idareye yapılan herhangi bir ihbar ve şikayetin bulunmadığı, müteveffa …’ın ölümünün dava konusu tandırın ruhsatsız yapımından kaynaklanmadığı, ölüm olayının meydana geldiği gün ekmek pişirmek için yakılan tandırın ekmek pişirme işi bittikten sonra söndürülmeden ve gerekli önlemler alınmadan bırakılması sonucunda sıcak olan tandıra müteveffa …’ın düşmesi sonucu yanmasından kaynaklandığı, tandırın bulunduğu binaya kapı yaptırmayan, tandırın ağız kısmını kapatacak ve düşmeleri engelleyecek nitelikte ve sağlamlıkta kapak yaptırmayan tandırın sahibi … ve olayın meydana geldiği gün tandırı yakıp ekmek pişiren ve sonrasında sıcak olan tandırı söndürmeden ve gerekli önlemleri almadan bırakan …’nın eylemlerinin, meydana gelen ölüm olayı ile davalı Ergene Belediye Başkanlığı’nın ruhsatsız yapıda denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesi eylemi arasındaki illiyet bağını kestiği sonucuna varıldığından, uğranıldığı öne sürülen maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davanın reddi gerektiği; ayrıca Ergene Belediye Başkanlığı sınırları dahilinde meydana gelen bir olaydan dolayı Çorlu Belediye Başkanlığı sorumlu tutulamayacağından, davanın davalı Çorlu Belediye Başkanlığı yönünden de bu gerekçeyle reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı idare tarafından, davalı idarelerin kaçak yapıya ilişkin denetim, tespit ve yıkım görevlerini yerine getirmediği, bu nedenle ağır hizmet kusurunun bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Tekirdağ ili, Ergene ilçesi, …mahallesi, …parsel no.lu kamu orta malı olarak kullanılan mera parseli içerisinde bulunan ve giriş kapısı ile koruma kapağı olmayan, tuğlalarla örülmüş yaklaşık 3 yıl önce inşa edilmiş kaçak ve ruhsatsız yapı içerisinde bulunan ve bölge halkı tarafından tandır olarak tabir edilen içinde ateş yakılan ocağın içerisine davacıların yakını müteveffa …’ın düşerek vefat etmesinde davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle 11/12/2015 tarihli dilekçe ile maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle davalı idarelere başvuruda bulunulduğu, davalı Ergene Belediye Başkanlığı’nın … tarih ve …sayılı işlemi ve davalı Çorlu Belediye Başkanlığı’nın zımni ret işlemi ile yapılan başvuruların reddedilmesi üzerine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 600.000,00-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 11/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini ile 2.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerden tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın ‘Yargı yolu’ başlıklı 125. maddesinin 7. fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir.
Mera Kanunu’nun 4. maddesinin 3. fıkrasında “Mera, yaylak ve kışlaklar; özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zaman aşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz.” düzenlemesi, 19. maddesinin 3. fıkrasında ise “Muhtarlar ve belediye başkanları, mera, yaylak ve kışlaklara tecavüz olduğu takdirde durumu derhal Bakanlık il veya ilçe müdürlüğüne, il ve ilçe müdürlükleri de valilik veya kaymakamlığa bildirmekle yükümlüdürler. Bu makamlarca 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi uyarınca gerekli işlemler yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Gecekondu Kanunu’nun 18. maddesinin 1. fıkrasında “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, belediye sınırları içinde veya dışında, belediyelere, Hazineye, özel idarelere, katma bütçeli dairelere ait arazi ve arsalarda veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak, daimi veya geçici bütün izinsiz yapılar, inşa sırasında olsun veya iskan edilmiş bulunsun, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, belediye veya Devlet zabıtası tarafından derhal yıktırılır.” düzenlemesi bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare, yasalarla kendi yetki ve sorumluluğuna bırakılan kamu hizmetini yasal yetkileri içinde ve gereği gibi yürütmek amacıyla önceden gerekli teşkilatı kurmak ve bu teşkilatın ve hizmetin gerektirdiği araç, gereç ve personeli her an hizmete hazır tutmak ve hizmetin iyi bir şekilde yürütülmesi için gerekli tüm özeni göstermekle yükümlüdür.
Hizmetin kötü veya geç işlemesi ya da hiç işlememesi yüzünden kişilerin zarara uğramaları halinde idarenin hukuksal sorumluluğu söz konusudur ve uğranılan bu zararın hizmeti yürütmekle görevli idarece tazmini gerekmektedir.
Kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyla idarelerin, tazminat ödemekle yükümlü tutulabilmesi için de, ortada bir idari eylemin veya işlemin (idare tutum ve davranışın) bulunması, bu eylem veya işlemden zarar meydana gelmesi, bu idari eylem ve işlem ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması gerekir ki zarar doğuran eylem ya da işlemin idareye bağlanabilmesi durumunda, hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkelerine göre zararın tazmini cihetine gidilir.
Tam yargı davalarında öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas olduğundan, olayın oluşumu ve zararın niteliğinin irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
İdare, Anayasamızın 125. maddesinde de belirtildiği üzere kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
Uyuşmazlıkta, Tekirdağ ili, Ergene ilçesi, …mahallesinde …parsel no.lu kamu orta malı olarak kullanılan mera parselinin bulunduğu, söz konusu parsel içerisinde dava dışı … tarafından inşa edilen giriş kapısı olmayan, tuğlalarla örülmüş kaçak ve ruhsatsız bir yapının bulunduğu, yaklaşık 3 yıl önce inşa edilmiş olan yapının içerisinde bölge halkı tarafından tandır olarak tabir edilen, içinde ateş yakılan ve koruma kapağı olmayan bir ocağın yer aldığı, olay günü dava dışı … tarafından ateş yakılarak kullanılan tandırın söndürülmeyerek üzerinin sac bir levha ile kapatıldığı, olay yerinde oyun oynamakta olan davacıların yakını müteveffa …’ın tandırın içine düşerek yandığı ve kaldırıldığı hastanede vefat ettiği görülmektedir.
…’ın hayatını kaybetmesi nedeniyle söz konusu tandırı yaptığı iddia edilen … ve tandırda olayın meydana geldiği gün ekmek pişiren … ile Ergene Belediyesi görevlileri …, … ve …hakkında …Asliye Ceza Mahkemesi’nde ceza davası açıldığı, yargılamanın neticesinde Mahkemece verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla … ve …’nın taksirle ölüme neden olma suçunu işlediği sabit görüldüğünden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85/1 maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, Ergene Belediyesi görevlileri …, …. ve …’nın ise atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine karar verildiği, kararın istinaf aşamasında kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bahsi geçen ceza yargılaması sürecinde Mahkemece sanıkların kusur durumlarının ortaya konulabilmesi amacıyla 3 farklı bilirkişi raporu alınmış, söz konusu raporlardan 2 tanesinde ve özellikle ilk iki rapordaki çelişkinin giderilmesi amacıyla alınan son raporda, Ergene Belediyesi görevlilerinin kazanın gerçekleştiği mahalde kanuna uygun yapıları denetleyerek gerekli önlem ve yaptırımları icra etmeyerek görevin gereklerini yerine getirmeyip tali kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Bununla birlikte, ceza mahkemesince müteveffanın otopsi raporu da dikkate alınarak, kişinin ölümünün tandırdaki yanan ateşten kaynaklandığı, ölüm olayı ile ilgili belediye görevlilerinin denetim görevleri arasında uygun illiyet bağının kurulamadığı gerekçesiyle belediye görevlilerinin beraatine karar verilmiştir.
Yukarıda ilgili kısımlarına yer verilen Mera Kanunu hükümlerine göre, meraların amacı dışında kullanılmasına hukuken imkan bulunmadığı, böyle bir kullanımın vaki olması halinde belediye başkanlarının durumu valilik veya kaymakamlıklara bildirmekle yükümlü oldukları; Gecekondu Kanunu hükümlerine göre ise, meraların aynı zamanda Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle bu yerlerde yapılan izinsiz yapıların belediyelerce yıktırılması gerektiği açıktır.
Olayın meydana geldiği yapının yaklaşık 3 yıl önce inşa edilmiş olmasına rağmen bu süre boyunca belediyenin denetim görevini gerektiği şekilde yerine getirerek yapının mera parselinden kaldırılmasını veya yıktırılması sağlamaması nedeniyle, olayda hizmetin hiç işlememesi yüzünden kişilerin zarara uğramaları hali şeklinde tezahür eden idarenin hukuksal sorumluluğu söz konusudur. Nitekim, ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında da belediyenin kusurlu olduğu tespiti yapılmıştır.
Ceza mahkemesince belediye görevlileri yönünden olayla uygun illiyet bağının kurulamaması gerekçesiyle beraat kararı verilmiş olup, İdare Mahkemesince verilen kararda da ceza mahkemesinin gerekçesinden hareket edilerek, davacıların yakınının ölmesinin dava konusu tandırın ruhsatsız yapımından kaynaklanmadığı, ölüm olayının meydana geldiği gün ekmek pişirmek için yakılan tandırın ekmek pişirme işi bittikten sonra söndürülmeden ve gerekli önlemler alınmadan bırakılmasından meydana gelen ölüm olayı ile davalı Ergene Belediye Başkanlığı’nın ruhsatsız yapıda denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesi eylemi arasındaki illiyet bağının kesildiği kabul edilmiştir.
Ancak, ceza mahkemesince yapılan yargılamada belediye görevlilerinin taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılmalarının istenildiği, Mahkemece ceza hukukunun ilkeleri yönünden inceleme yapılarak taksirli hareket ile illiyet bağının olaya olan etkisinin tartışıldığı ve beraat kararı verildiği, bununla birlikte İdare Mahkemesince dikkate alınması gereken hususun ceza yargılaması ilkelerinden tamamen farklı nitelik arz eden idarenin tazmin sorumluluğuna diğer bir ifadeyle hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğa ilişkin olduğu, bu nedenle belediyenin sorumluluğunun yukarıda ayrıntısına yer verilen ilkeler doğrultusunda incelenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Sonuç olarak, ceza mahkemesince olayın hukuka aykırılığı ortaya konulduğundan ve alınan bilirkişi raporlarında belediyenin kusuru tespit edildiğinden, ayrıca, belediyenin Mera Kanunu ve Gecekondu Kanunu’ndan kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği sabit olduğundan olayda hizmet kusurunun bulunduğu noktasında tereddüt bulunmamaktadır. Bu nedenle olayın meydana gelmesindeki kusur durumunun belirlenerek tazminata hükmedilmesi gerekmekteyken davanın reddi yönündeki karara yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.
Bu itibarla, …’nin tandırın inşa edilmesinde ve gerekli önlemleri almamasındaki kusuru, …’nın tandırda ateş yakarak söndürmemesindeki kusuru, davacılardan …ve …’ın gözetim ve denetim yükümlülüklerini yerine getirmemekteki kusuru ile belediyenin hizmet kusurunun gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle takdir edilerek, bu kusur durumu esas alınmak suretiyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, Çorlu Belediyesi yönünden İdare Mahkemesince olayın meydana geldiği yerin belediye sınırları dışında olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Ergene Belediyesinin 6360 sayılı Kanun uyarınca Marmaracık Belediyesi merkez olmak üzere Çorlu Belediyesine bağlı mahalle, köy ve belediyelerle kurulduğu, ceza mahkemesince alınan raporlarda da Ergene Belediyesinin 2014 Mart yerel seçimlerinden sonra kurulduğu ve dava konusu yerin daha önce Çorlu Belediyesine bağlı olduğu belirtildiğinden, bu durumun araştırılarak belediyelerin müşterek kusur durumlarının aydınlatılması ve kusuru tespit edilemeyen belediyenin hasım konumundan çıkartılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın yukarıda belirtilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak 28/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.