Danıştay Kararı 8. Daire 2018/3354 E. 2020/5897 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/3354 E.  ,  2020/5897 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3354
Karar No : 2020/5897

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Ltd. Şti.
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Samsun Büyükşehir Belediye Encümeni’nin … tarih ve … sayılı kararı ile 10 yılını dolduran özel halk otobüslerinin sözleşmesinin tek taraflı feshedildiğinden bahisle oluştuğu belirtilen zarar karşılığı 100.000,00-TL manevi ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 30.000,00-TL maddi tazminatın, sözleşmenin feshedildiği 04/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; uyuşmazlıkta, ihale şartnamesinin 2. maddesinde çalışma ruhsatının her yıl yenileceğinin düzenlenmiş olmasının işin süresiz yapılacağı anlamına gelmeyeceği, şartnamede sözleşmenin üst sınırına ilişkin açık bir süreye de yer verilmediği gibi, şartnamede veya sözleşmede işin süresiz olacağına dair bir ibarenin de bulunmadığı, aksine şartnamenin 21. maddesinde, şartnamede düzenlenmeyen hususlarda Devlet İhale Kanunu hükümlerinin uygulanacağının belirtildiği, bu hususun ihaleye giren davacı tarafça bilinmemesinin söz konusu olmadığı, sözleşme süresinin kanun hükmü gereği 10 yıl ile sınırlı olduğu, ayrıca, sözleşmenin süresiz olduğuna güvenilerek hattın yüksek bir değerden satın alındığının somut verilerle ortaya konulamadığı anlaşılmakta olup, davalı idarece hazırlanan şartnamenin ve imzalanan sözleşmenin, dönüşümlü hat kullanım haklarının süresiz bir şekilde kiraya verilmesi sonucunu doğuracak nitelikte olmadığı, işin süresiz olduğuna yönelik haklı beklenti yaratılmadığı; ayrıca, davacının 10 yıl çalışma süresini doldurduğundan bahisle sözleşmenin feshedilmesine yönelik işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarihli, E: …, K: … sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu durumda, mahkeme kararının uygulanması kapsamında 10 yıllık çalışma süresini dolduran özel halk otobüsü sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle ortada hizmet kusuruna dayalı tazmin sebepleri bulunmadığı gibi, kusursuz sorumluluk ilkesine göre de tazminat ödenmesini gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın reddedilen toplam tazminat miktarı üzerinden davalı idare lehine nisbi olarak hesaplanan vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına, İdare Mahkemesince verilen karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.980,00-TL vekalet ücretinin (maddi tazminat bakımından 990,00-TL, manevi tazminat bakımından 990,00-TL olmak üzere) davacı tarafından davalı idareye ödenmesine, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası yönünden yapılan istinaf başvurusunun ise reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; Mahkemenin, talep etmiş oldukları delilleri toplamadan ve maddi zarara yönelik bilirkişi incelemesi yaptırmadan nihai kararını verdiği, ihale şartnamesine süre konulmadığını ve sözleşmelerin süresiz olduğunu işlem ve eylemleri ile ikrar eden davalı idarenin yasalar hilafına ihale şartnamesinde yanıltıcı ibareler kullanarak ihale alıcılarında ve devralanlarda ihalenin süresiz olduğu yönünde haklı beklenti oluşturduğu, bu beklentiye istinaden 10 yıllık emsal sözleşmeler ile karşılaştırıldığında davacıdan defaten yüksek bedeller tahsil ettiği, davalı idarenin gerek ihale şartnamesinin düzenlenmesinde gerekse ihale sonrası gerçekleştirdiği vize, ruhsat yenileme ve devir işlemlerinde ihmal ve kusurunun bulunduğu, idarenin hukuka aykırı işlem ve eylemleri neticesinde davacının mülkiyet hakkının ihlal edilerek maddi ve manevi zarara uğratıldığı ve bu zararın idarece tazmini gerektiği belirtilerek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarece savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, manevi tazminata ilişkin kısmının oybirliği, maddi tazminata ilişkin kısmının oyçokluğu ile ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 23/12/2020 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Uyuşmazlık; Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığınca yapılan otobüs hattı ihalelerinin 10 yılla sınırlı olduğu ve ihaleyi kazananlarla yapılan sözleşmelerin kira sözleşmesi niteliğinde olduğu gerekçesiyle … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı iptal kararına müteakip 10 yılını dolduran özel halk otobüslerinin işletme sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen maddi ve manevi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır.
Olayda, davalı idarece yapılan rotasyonlu hat ihalesine ilişkin sözleşmede, sözleşme süresine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, hem ihale şartnamesinde hem de ihale sonrası yapılan sözleşmede, işin süresine ilişkin maddede, her yıl çalışma ruhsatının yenileceğinin belirtilmesinin yanında, “rotasyonlu olarak intifa hakkını alan yüklenici” şeklinde bir ifadeye yer verilerek işin süresi konusunda intifa sözleşmelerine atıf yapıldığı gözetildiğinde davalı idarece söz konusu sözleşmenin süresiz yapıldığı izleniminin verildiğinin açık olduğu; yine dava dışı bir kooperatif tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında ihale yolu ile kiralanan özel halk otobüslerinden süresi sona erenlerin faaliyetlerinin sonlandırılması istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda, “özel halk otobüsü rotasyonlu (dönüşümlü hat) kullanma haklarının, davalı idarece yapılan ihalelerde, 2886 sayılı Kanun’un 64. maddesinde getirilen kuralın aksine, hiçbir süre öngörülmeden ihale alıcılarına kiraya verildiği, özel halk otobüsü rotasyonlu (dönüşümlü hat) kullanma haklarının herhangi bir süre öngörülmeden kiraya verilmesinin gerekçesinin ise davalı idare tarafından somut bilgi ve belgelerle açıklanamadığı” gerekçesiyle 10 yıllık çalışma süresini dolduran özel halk otobüsleri yönünden işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, davalı idare tarafından Kanun’un açık hükmüne aykırı bir şekilde ihale yapılmak suretiyle hizmet kusuru işlenildiğinin kuşkusuz olduğu, bu hizmet kusuru nedeniyle davacının maddi zararının oluştuğu ve bu zararın ihalede oluşturulan haklı beklentiden kaynaklı olması nedeniyle zarar ile kusur arasında illiyet bağının bulunduğu, sözleşmelerin feshine karşı açılan davaların reddedilmesinin idarenin hizmet kusurunu ortadan kaldırmayacağı ve bu sözleşmeler nedeniyle kişilerin uğradığı zarardan idarenin sorumlu tutulmayacağı sonucunu doğurmayacağı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının maddi ve manevi tazminat isteminin reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının manevi tazminata ilişkin kısmının onanması hususunda çoğunluk görüşüne katılmakla birlikte, davacının uğradığı maddi zarar miktarının araştırılması ve bu zararın hukuka aykırı işlemi tesis eden davalı idarece tazmin edilmesi gerektiği görüşüyle kararın maddi tazminata ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına bu kısım yönünden katılmıyorum.