Danıştay Kararı 8. Daire 2018/2530 E. 2022/401 K. 01.02.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/2530 E.  ,  2022/401 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/2530
Karar No : 2022/401

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davacı) : … Çimento ve Beton Sanayi Ticaret A. Ş.
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 703 sayılı K.H.K. ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33. madde ve 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hasım mevkiiden çıkarılıp Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü hasım mevkiine alınarak işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, gerekçede oyçokluğu ile, esasta ise oybirliği ile 01/02/2022 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY:
(X)- Dava, Kahramanmaraş İli, Pazarcık İlçesi, … Köyü, İR:… nolu maden ruhsat sahasında faaliyet gösteren davacı şirketin, 2010 yılında ürettiği ve kendi tesisinde çimento hammaddesi olarak kullandığı kalker madeni devlet hakkı hesaplamasında %50 teşvik indiriminden yararlandırılmayarak fazladan ödendiğini ileri sürdüğü devlet hakkının, ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; davacı şirketin, kalkeri kendisine ait çimento fabrikasında toz haline getirip klinker olarak çimento üretiminde kullandığı, çimentonun bir yapı malzemesi ve kalkerin de bu yapı malzemesinin bir hammaddesi olması sebebiyle, davacı şirketin bu faaliyeti kapsamında 3213 sayılı Kanun 9. maddesinde devlet hakkı için öngörülen %50 teşvik uygulamasından yararlandırılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; anılan kararın temyizen incelenerek bozulması istemi üzerine Dairemizin 18/05/2015 tarih ve E:2012/9173, K:2015/1944 sayılı kararı ile davacı şirketin maden ruhsat sahasından çıkardığı ve kendi tesisinde çimento hammaddesi olarak kullandığı kalkerle ilgili olarak Maden Kanununun 9. maddesinde öngörülen %50 devlet hakkı indiriminden yararlandırılması gerekirken yararlandırılmamasında hukuka uyarlık bulunmamakta olup, davacı şirket tarafından fazladan ödendiği iddia olunan devlet hakkının tespiti yapılmak suretiyle davacı şirkete iadesine karar verilmesi gerekirken, davanın reddine ilişkin verilen temyize konu kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle temyize konu kararın bozulmasına karar verilmiştir.
…İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile ise de; Dairemizin 18.03.2015 tarih ve E:2013/9173, K:2015/1944 sayılı bozma kararı ve dosyanın … İdare Mahkemesinin yetkisizlik kararı ile Mahkemelerine gelmesi üzerine bozma kararına uyularak bozma kararında belirtilen hususlar yönünden değerlendirme yapılarak, davacı tarafından çıkarılan ve davacıya ait çimento fabrikasında değerlendirilen, kalker madeninin çimento üretiminde hammadde olarak kullanıldığı, kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği görülmekle; söz konusu %50 teşvik indirimi uygulanmaksızın devlet hakkının tahakkuk ve tahsil edilmesi hukuka aykırı olduğundan, tahsil edilen tutarın % 50’sinin yasal faiziyle birlikte davacı şirkete iadesi gerektiği, Mahkemelerinin 12/12/2017 tarihli ara kararı ile davacı şirketin, Kahramanmaraş İli Pazarcık İlçesi, …Köyü İR:… ruhsat nolu maden sahasında) 2010 yılına ilişkin olarak yaptığı Kalker madeni üretiminde, madeni kendi tesislerinde dönüştürdüğü için devletin tanımış olduğu %50 lik oranda teşvik uygulamasından yararlandırılmış olsa idi, (2010 yılına ilişkin olarak şirket tarafından yapılan
maden üretimi verileri ve beyannameleri dikkate alınarak) ödemek zorunda kalmayacağı tutarın diğer bir ifadeyle teşvik nedeniyle ödemek zorunda kalmayacağı %50 lik istisna tutarının hesaplanarak döküm ve hesap işlem tablosunun ayrıntılı olarak belirtildiği haliyle gönderilmesinin istenildiği, idarece gelen cevap ve eki belgelerden davacı şirkete teşvik uygulanması durumunda davacının fazladan ödemek zorunda kalmayacağı tutarın 47.444,40-TL olarak bildirildiği, bu durumda davalı idarece hukuka aykırı olarak istisna uygulanmasından yararlandırılmayan davacı şirkete, fazladan ödemek zorunda kaldığı 47.444,40-TL tutarın başvuru tarihi olan 30/06/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte hesaplanarak ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 47.444,40 TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 30/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hesaplanmak suretiyle davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
Ayrıca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesinin 4. fıkrası uyarınca temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin bu gerekçe ile reddi gerektiği gerekçesiyle temyize konu kararın onanmasına ilişkin çoğunluk kararına bu gerekçe ile katılmıyorum.