Danıştay Kararı 8. Daire 2018/1344 E. 2022/923 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2018/1344 E.  ,  2022/923 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1344
Karar No : 2022/923

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Enerji Mad. San ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …gün ve E:…, K:…sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tekidağ ili, Malkara ilçesi hudutları dahilinde Sicil: …sayılı IV.grup maden işletme ruhsatlı sahada rödövansçı olarak faaliyette bulunan davacının üretim faaliyetinin yeniden durdurulması ile üretilmiş olan madenin sevk edilmesine izin verilmemesi yönündeki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Tekirdağ Valiliğine hitaben yazdığı …tarihli E….sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında yapılan rödövans sözleşmesiyle maden ruhsat sahasına ilişkin işletmenin devredilebildiği, ancak bu durumun ruhsat sahibinin Maden Kanunu’ndan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmadığı, maden ruhsat sahasında görevlendirilecek daimi nezaretçinin ruhsat sahibince atanması gerektiği, ruhsat sahibince daimi nezaretçinin atanmaması durumunda rödovansçının atayabileceğine ilişkin bir hükme yer verilmediği, öte yandan, davacı tarafından, Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 131. ve 139. maddelerinin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Sekizinci Dairesinin 21.09.2016 tarih ve E:2016/4423 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verildiği, Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği uyarınca, maden işletme sahasında esas sorumluluğun ruhsat sahibine ait olduğu, daimi nezaretçinin ruhsat sahibince atanması gerektiği, bu yönde ruhsat sahibinin bir başvurusunun bulunmadığı anlaşıldığından, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği, davacının talebi doğrultusunda ruhsat sahibince bir daimi nezaretçi atanmamasına ilişkin uyuşmazlığın adli yargının görev alanında olduğu, ruhsat sahibi ile davacı arasındaki ihtilafın adli yargı tarafından çözülmesi gerektiği, nitekim ihtilaflara ilişkin açılan davaların da bulunduğu görülmekle, bu yönüyle davacının iddiası yerinde görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince; 21.09.2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliğinin 134. maddesi ile dava konusu işleme dayanak alınan 06/11/2010 tarihli ve 27751 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin tümüyle yürürlükten kaldırıldığı, uyuşmazlık konusu olayda işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümleri gereği davacının faaliyetinin yeniden durdurulduğu, bu haliyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, 21.09.2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maden Yönetmeliği hükümleri kapsamında davacı tarafından daimi nezaretçi istihdamı konusunda davalı idareye başvuru yapılabileceği belirtilerek istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ruhsat sahibinin kötü niyetli olduğu ve sahada yaptığı çalışmayı engellemek için mevcut daimi nezaretçiyi istifa ettirdikleri, ardından da yeni bir daimi nezaretçi atanmasına izin vermemekle birlikte kendilerince bildirilen kişiye de onay vermedikleri, 17.06.2015 tarihinde noterlik kanalıyla ruhsat sahibine hitaben çekilen ihtarname ile ruhsat sahibi tarafından atama yapılıncaya kadar daimi nezaretçi olarak seçtikleri kişinin maden mühendisinin atama onayının yapılması veya bir başka maden mühendisinin atamasının yapılmasının istendiği, ancak talebin idarece, teknik/daimi nezaretçi atama belgeleri ile yaptıkları müracaatın ruhsat sahibi tarafından imzalanıp onaylanmadığından değerlendirilmeye alınmadığı yönünde işlem tesis edildiği, anılan işlem ile Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 131. ve 139. maddelerinin iptali istemiyle Danıştay’da dava açıldığı, Maden Kanununda daimi nezaretçinin ruhsat sahibince atanması gerektiği yönünde hüküm bulunmadığı, Yönetmelikte ruhsat sahibince atama yapılacağının düzenlenerek kanuna aykırı düzenleme yapıldığı, kanunda engelleyici bir hüküm olmamasına rağmen yönetmelikte rödövansçı tarafından atama yapılmaması konusunda daraltıcı bir hüküm bulunduğu, adli yargı da açtıkları davalar ile sahada çalışma yapılmasının mümkün olmadığı, kötü niyetli ruhsat sahibinin daimi nezaretçi atamaması halinde ne yapılacağı konusunda mevzuatta düzenleme bulunmadığı, mevzuatta yer alan boşlukların rödövansçı aleyhine uygulanmaması gerektiği, dava konusu olayın rödövans sözleşmesi olmayıp meydana gelen zarar olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Maden Kanunu kapsamında kanundan doğan tüm yükümlülüklerden ruhsat sahibinin sorumlu olduğu, madencilik faaliyetlerinin rödovans yoluyla ruhsat sahibinden ayrı bir şirket tarafından yapılsa dahi teknik nezaretçi atama yükümlülüğünün ruhsat sahibine ait olduğu, 6592 sayılı Kanunla Maden Kanununda yapılan değişikle birlikte teknik nezaretçi kavramı yerine daimi nezaretçi kavramının getirildiği, anılan düzenlemede görevlendirilecek daimi nezaretçilerin atanma usullerinin yönetmelik ile belirleneceği hükmünün getirildiği, yönetmelik çalışmalarının halen devam ettiği, davacı tarafından Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin 131. ve 139. maddelerinin iptali istemiyle açtığı davada iptal kararı verilmiş olsa bile işbu davanın konusu olan faaliyet durdurma kararını etkilemeyeceği, eski kanun maddesinde yer alan faaliyet durdurma yaptırımının yeni düzenlemede de yer aldığı belirtilerek işlemin hukuka uygun olduğu ve temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Tekidağ ili, Malkara ilçesi hudutları dahilinde Sicil: …sayılı IV. grup maden işletme ruhsatlı sahada rödövansçı olarak faaliyette bulunan davacının çalışmasının daha önceden faaliyeti durdurulmuş olan sahada daimi nezaretçi kontrolünde tehlikeli durumları gidermeye yönelik faaliyetlere müsaade edilmesi ancak üretim faaliyetlerinin durdurulmasına devam edilmesi ile sahadaki üretim faaliyetlerinin yeniden durdurularak üretim amaçlı faaliyetlere ve üretilen kömürün de sevk edilmesine izin verilmemesine dair davalı idarenin Tekirdağ Valiliğine hitaben yazdığı …tarihli E….sayılı işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde; daimi nezaretçi, işletmede daimi olarak istihdam edilen maden mühendisi olarak tanımlanmakta olup, “Daimi nezaret ve teknik eleman” başlıklı 31. maddesinde; “Kaynak tuzlaları hariç olmak üzere maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetleri, maden mühendisi nezaretinde yapılır. Maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinde asgari bir maden mühendisi daimi olmak üzere, işletme tekniği, büyüklüğü ve yapısal durumu göz önüne alınarak diğer meslek disiplinlerinden mühendis istihdam edilmesi zorunludur. Daimi nezaretçi ile vardiyalı çalışan işletmelerde işletmenin büyüklüğü ve niteliği esas alınarak her vardiyada zorunlu olarak istihdam edilecek maden mühendisi ve görevlendirilecek diğer mühendislerin görev, yetki ve sorumlulukları, atanma usul ve esasları, eğitimi, çalışma usul ve esasları Bakanlıkça yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.
Birinci fıkrada belirtilen istihdam şartlarını sağlamadan maden işletme faaliyetinde bulunulması hâlinde 30.000 TL idari para cezası uygulanarak maden işletme faaliyetleri durdurulur. İstihdam şartlarının sağlanması hâlinde faaliyete izin verilir.” hükmü yer almıştır.
Anılan Kanun’un Ek 7. maddesinde; “(Ek fıkra: 4/2/2015 – 6592/22 md.) Ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında rödövans sözleşmeleri Genel Müdürlüğün iznine tabidir. İzin alınmaksızın yapılan rödövans sözleşmesi ile yürütülen madencilik faaliyetleri durdurulur. (Ek cümle:14/2/2019-7164/21 md.) Genel Müdürlük rödövans sözleşmelerinin tarafı değildir.

Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki
sorumluluklar rödövansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.” hükmü yer almıştır.
Maden Yönetmeliği’nin “Daimi nezaretçinin istihdamı” başlıklı 123. maddesinde,
(1) Kaynak tuzlaları hariç olmak üzere maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetleri, maden mühendisi nezaretinde yapılır. Daimi nezaretçisi olmayan maden işletme ruhsat ve hammadde üretim izin sahalarında, maden işletme faaliyeti yapılamaz.
(2) Ruhsat sahibi, hammadde üretim izin sahibi, rödövansçı veya faaliyeti gerçekleştiren tarafından daimi nezaretçinin atanması, Genel Müdürlük onayı ile tamamlanır. Ancak, bir ruhsat sahasında rödövans sözleşmesinin bilgi amaçlı maden siciline şerh edilmesi için yapılan başvuru ile birlikte, daimi nezaretçi atanma talebinin de ruhsat sahibi ve rödövansçı tarafından birlikte yapılması zorunludur. Ruhsat sahasında rödövansçı bulunması veya hammadde üretim izin sahasında faaliyeti gerçekleştiren bulunması halinde, atanması müştereken veya münferiden talep edilebilir, daimi nezaretçi atamasında anlaşmazlığın olması durumunda ise ilgili taraflardan birinin talebi üzerine daimi nezaretçi atanabilir. Ruhsat veya hammadde üretim izin sahasında birden fazla daimi nezaretçi atanabilir. Atanan daimi nezaretçi; ruhsat sahibi, hammadde üretim izin sahibi, rödövansçı veya faaliyeti gerçekleştiren tarafından istihdam edilebilir.
… düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davalı idarece Tekirdağ Valiliğine hitaben …tarihli …sayılı yazı ile Tekidağ ili, Malkara ilçesi hudutları dahilinde davacının rodövansçı olarak faaliyette bulunduğu Sicil: …sayılı IV.grup maden işletme ruhsatlı sahada 21.05.2015 tarihli makam oluru ile mahallinde yapılan tetkikte, üretim faaliyetleri sonucu ocak çevresinde heyelanlı alanlar ve gerilme çatlaklarının oluştuğu, ayrıca madencilik faaliyetleri sırasında ruhsat sahasından geçen Malkara ile köylerini birbirine bağlayan yola fazla yaklaşıldığı ve bir koordinatta heyelan bulunduğundan yolun zarar görebileceği, sahada tehlikeli durumların bulunduğu tespit edilerek, sahadaki teknik/daimi nezaretçi kontrolünde işletme güvenliğine yönelik faaliyetlere izin verilmesi ancak üretim faaliyetlerine izin verilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
Ruhsat sahasında 21.05.2015 tarihli makam oluru ile 22-25.05.2015 tarihleri arasında yapılan mahallinde tetkikte, mevcut teknik nezaretçi ataması olmadığı, eski teknik nezaretçi tarafından defterin düzenli tutulduğundan söz edilmiştir.
Davacı tarafından davalı idareye hitaben 25.06.2015 tarihinde kayda giren dilekçe ile sahada faaliyette bulunabilmek için daimi nezaretçi bulundurulmasının zorunlu olduğu, mevcut teknik nezaretçinin istifa ettiği için faaliyetlerinin durduğu, konu ile ilgili 17.06.2015 tarihinde ruhsat sahibine hitaben noter aracılığıyla çekilen ihtarname ile ruhsat sahibi tarafından atama yapılıncaya kadar daimi nezaretçi olarak seçtikleri kişinin maden mühendisinin atama onayının yapılması veya bir başka maden mühendisinin atamasının yapılmasının istenildiği, daimi/teknik nezaretçi atama belgelerinin sunulmasına karşın atamanın yapılmadığı belirtilerek kendisine bilgi verilmesi istenilmiştir.

Davalı idarece …tarihli …sayılı işlemi ile Maden Kanunu ve Genel Müdürlüğün uygulamaları doğrultusunda teknik/daimi nezaretçi atama ve istifa işlemlerinin ruhsat sahibinin onayı ile yapıldığı, 25.06.2015 tarihinde davacı tarafından sunulan dilekçe ekinde yer alan teknik/daimi nezaretçi atama belgelerinin ruhsat sahibi tarafından imzalanmadığı ve onaylanmadığından değerlendirmeye alınmadığı belirtilerek davacının teknik/daimi nezaretçi atama talebi reddedilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından idarenin …tarihli …sayılı işlemi ile dayanağı olan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin 131. ve 139. maddelerinin iptali istemiyle Danıştay Sekizinci Dairesinde E:2016/4423 sayılı dava açılmıştır.
Davacı tarafından 01.04.2015 tarihinde sahada görevli teknik nezaretçi tarafından sahadaki faaliyetin durdurulduğuna ilişkin bir yazı üzerine faaliyetin durdurulduğu, ancak bu imzanın sahte olup bu kararın kaldırılması için adli yargıda dava açıldığı, kararın iptal edilmesi üzerine imza sahteliği için de ayrı bir dava açıldığı ve teknik nezaretçinin ifade tutanağında imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiğini belirttiğine ilişkin tutanağı dosyaya sundukları, ruhsat sahibince sahada görev yapan teknik nezaretçinin istifa ettirildiği, bu durumun idareye bildirilmesi üzerine de mühendis atanıncaya kadar faaliyetin durdurulduğuna ilişkin yazının 06.06.2015 tarihinde kendilerine tebliğ edildiği, yeni ruhsat sahibi …Sulh Hukuk Mahkemesinde E:…sayılı dava ile sözleşme şartları yerine getirilmediğinden sözleşmenin iptali davası açtığı iddia edilmektedir.
Ruhsat sahası 23.03.2016 tarihli makam oluru ile mahallinde yeniden tetkik edilmiş tetkik tarihinde sahada faaliyetin olmadığı, teknik nezaretçi atamasının olmadığı ifade edilmiştir.
Dava konusu edilen işlemde, davacının faaliyeti öncelikle ocak sahasında işletme güvenliğinin sağlanması amacıyla 23.06.2015 tarihli Valiliğe hitaplı yazı ile durdurulduğu, ardından ise Maden Kanunu’nun 31. maddesi kapsamında 27.05.2015 tarihinde faaliyeti durdurulduğu, teknik/daimi nezaretçi istifalarından sonra sahaya halen atama yapılmadığı, mahallinde tutulan tutanakta belirtilen koordinatlarda mevsimsel yağışlar nedeniyle şev kaymaları olabileceğinden işletme güvenliği açısından gerekli tedbirlerin alınmadan üretim faaliyetlerine izin verilmemesi gerektiği, ayrıca üretilen kömürün sevk edildiğinin tespit edildiği, daha önceden üretim faaliyeti durdurulan davacının sahada daimi nezaretçi kontrolünde tehlikeli durumları gidermeye yönelik faaliyetlerine izin verilerek üretim amaçlı faaliyetleri yeniden durdurulması ile üretilen kömürün de sevk edilmesine izin verilmemesi gerektiği, üretim yapıldığının yeniden tespit edilmesi halinde faaliyetin acilen durdurularak faaliyette bulunmaya izin verilmemesi yönünde davalı idarece Valiliğe hitaben yazı yazılmıştır.
Davacı tarafından teknik/daimi nezaretçi atamasının yapılması istemiyle idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın …tarihli …sayılı işleminin iptali ile dayanağı olan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 131. ve 139. maddelerinin iptali istemiyle açılan davada, “Maden Kanununun 31. maddesi ve madde gerekçesinin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, iş riski yüksek olan maden sahalarında yapılacak madencilik faaliyetlerinin can ve mal emniyeti ile kazaların en aza indirgenmesi amacıyla maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinin maden mühendisi nezaretinde yapılmasının zorunlu kılındığı anlaşılmıştır. Madencilik faaliyetini yürüten maden işçilerinin can güvenliği ve maden işletmesinin çevre yönünden taşıdığı tehlike dikkate alınarak, maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinde asgari bir maden mühendisinin daimi olarak istihdamı ve işletme faaliyetinin maden mühendisinin gözetiminde yapılması konusunda bir istisna öngörülmemiştir. Nitekim bu durum, maddede maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinin, maden mühendisi nezaretinde diğer bir ifade ile gözetiminde yapılmasının zorunlu olduğu lafzı ile ortaya konulmuştur. Teknik nezaretçinin kaldırılarak, daimi nezaretçi istihdamının zorunlu kılınmasındaki amacın, bu görevin daimi olarak yürütülmesi ve yapılan denetimlerdeki tespit ve önerilerin düzenli olarak kaydedilmesi olduğundan, maden işletme faaliyetinde bulunulan her bir ruhsat için en az bir maden mühendisinin daimi olarak nezaret görevini yürütmesi gerekmektedir.
Nitekim, 21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yürüklükte olan Maden Yönetmeliği’nin 123. maddesinin 2. fıkrasında ise “ Ruhsat sahibi, hammadde üretim izin sahibi, rödövansçı veya faaliyeti gerçekleştiren tarafından daimi nezaretçinin atanması, Genel Müdürlük onayı ile tamamlanır….” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, Maden Kanununun Ek 7. maddesinde, maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumlulukların rödövansçıya ait olduğunun hükme bağlanması karşısında, Yönetmeliğin dava konusu edilen maddelerinde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle hukuka aykırılığı yukarıda saptanmış olan Yönetmelik hükmüne dayalı olarak tesis edilen bireysel işlemin iptali ile davaya konu Yönetmeliğin yürürlükten kaldırılması nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunmayan Yönetmelik hakkında karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığı belirtilerek, Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 131. ve 139. maddeleri yönünden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Olayda, davacının sahadaki faaliyetinin teknik/daimi nezaretçi ataması yapılamaması nedeniyle dava konusu işlem ile yeniden durdurulduğu, davacının sahaya daimi nezaretçi atama istemli başvurusunun reddine ilişkin işlemin de Dairemizin 14.10.2020 tarihli E:2016/4423 K:2020/4341 sayılı kararı ile iptal edildiği, aynı davada davacının sahaya daimi nezaretçi atamasına engel teşkil eden Yönetmelik hükümlerinin de davadaki bireysel işlem yönüyle incelenip hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Bakılan uyuşmazlığın da daimi nezaretçi atamasının davacı tarafından yapılamaması nedeniyle faaliyetinin durdurulmasından kaynaklanmakta olup, Kanunda daimi nezaretçinin istihdam edilmesinin zorunlu olduğu belirtilmekle birlikte atanma usul ve esaslarının Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile belirleneceğinin ifade edilmiş olduğundan, hukuka aykırılığı saptanan mülga Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği hükümleri gereği daimi nezaretçi atamasına izin verilememesine ilişkin işlemin devamı niteliğinde olan faaliyetin durdurulmasına yönelik dava konusu işlemin de iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, 21/09/2017 tarih ve 30187 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve yürüklükte olan Maden Yönetmeliği’nin 123. maddesinin 2. fıkrasında ise “ Ruhsat sahibi, hammadde üretim izin sahibi, rödövansçı veya faaliyeti gerçekleştiren tarafından daimi nezaretçinin atanması, Genel Müdürlük onayı ile tamamlanır. Ancak, bir ruhsat sahasında rödövans sözleşmesinin bilgi amaçlı maden siciline şerh edilmesi için yapılan başvuru ile birlikte, daimi nezaretçi atanma talebinin de ruhsat sahibi ve rödövansçı tarafından birlikte yapılması zorunludur. Ruhsat sahasında rödövansçı bulunması veya hammadde üretim izin sahasında faaliyeti gerçekleştiren bulunması halinde, atanması müştereken veya münferiden talep edilebilir, daimi nezaretçi atanmasında anlaşmazlığın olması durumunda ise ilgili taraflardan birinin talebi üzerine daimi nezaretçi atanabilir.” hükmüne yer verilerek davacı rodövansçının da daimi nezaretçi atama konusunda yetkili hale getirildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki karara yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.