Danıştay Kararı 8. Daire 2016/9338 E. 2020/3922 K. 30.09.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/9338 E.  ,  2020/3922 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9338
Karar No : 2020/3922

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): … Genel Müdürlüğü
Vekili: …
Karşı Taraf (Davacı): … A.Ş.
Vekili: …

İstemin Özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketin İ.R.: … nolu II. Grup maden işletme ruhsatına istinaden, ruhsat sahasında kalan 16.547,27 m²’lik alanda açık maden işletme ile 4.135,95 m²’lik alana ilişkin altyapı tesis talebinin reddine ilişkin … Orman Bölge Müdürlüğü’nün 06.01.2015 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi de yaptırıldığı ancak sunulan bilirkişi raporunda, hiçbir teknik gerekçe ileri sürülmeden ve açıklamalar yapılmadan dosyada yer alan bilgi ve belgeler yorumlanarak görüş bildirildiği bu nedenle heyetin teknik yorumunun yetersiz bulunduğu ve ayrıca davacının başvurusunun yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre ilgili Bölge Müdürlüğü’nce incelettirilmesi ve daha sonra bu makam tarafından değerlendirme yapılması; 6831 sayılı Kanun’un 16. maddesindeki durumların varlığı davacı başvurusu hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemin ise gerekçesiz şekilde tesis edilmesinin hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
6831 sayılı Orman Kanunu’nun 16. maddesinde, “Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilir. Ancak, temditler dahil ruhsat süresince müktesep haklar korunmak kaydı ile Devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, orman içi
dinlenme yerleri, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi, Çevre ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlıdır. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin; baraj, gölet, liman ve yol gibi yapılarda dolgu amaçlı kullanacağı her türlü yapı hammaddesi üretimi için yapacağı madencilik faaliyetleri ile zorunlu tesislerinden bedel alınmaz.
Ruhsatname veya imtiyaz almış olanlarla, ruhsatname veya imtiyaz alacaklar, işe başlamadan evvel çalışma sahalarını orman idaresine haber vermeye ve ormana zarar gelebilecek hallerde, orman idaresinin göstereceği tedbirleri almaya ve yapmaya mecburdurlar.
Madencilik faaliyetlerinin ve faaliyetlerle ilgili her türlü yer, yol, bina ile tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya özel ormanlarda yapılmak istenmesi halinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Bu takdirde kullanım bedeli, kullanım süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilir.(…)” hükmü yer almıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan, 18/04/2014 tarihli ve 28976 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Orman Kanununun 16 ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği’nin “İnceleme ve değerlendirme” başlıklı 5. maddesinde; “(1) Bölge müdürlüğü yapılan müracaatı öncelikle evrak üzerinde inceler, eksiklikler varsa, on işgünü içinde müracaat sahibine bildirir. Eksiklikler tamamlanıncaya kadar talep değerlendirmeye alınmaz. Evrakın tam olması halinde heyet tarafından arazi üzerinde gerekli incelemeler yapılarak, talebin Devlet ormanlarına isabet eden kısımları için ön izin veya kesin izin raporu düzenlenir.
2) Ancak kazı gerektirmeyen maden arama izinlerinde belgelerin tam olması halinde bölge müdürlüğü müracaat yazısının bir örneği üzerine kayıt tarihini ve sayısını belirterek talep sahibine iade eder. Maden ruhsat sahibi ruhsat süresince bu belge ile ruhsat alanında prospeksiyon, jeolojik harita yapımı, numune alımı, jeofizik araştırma gibi kazı gerektirmeyen maden arama faaliyetinde bulunabilir.
(3) Değerlendirme Komisyonunun görev alanındaki; muhafaza ormanları, gen koruma alanları, tohum meşcereleri, orman içi dinlenme yerleri ile endemik ve korunması gereken nadir ekosistem alanlarına isabet eden maden işletme, tesis ve altyapı tesisi izin müracaatları ile muhafaza ormanlarındaki ruhsat talepleri bölge müdürlüğünce müracaat evrakı ve düzenlenen tutanak ile birlikte Genel Müdürlüğe gönderilir. Talebin bir kısmının Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmesi gerektiği durumlarda talep bir bütün olarak ele alınır….” hükmü bulunmaktadır.
Aynı Yönetmeliğin “Kısıtlamalar” başlıklı 29. maddesinde; ” Muhafaza ormanları, gen koruma alanları, tohum meşcereleri ile orman içi dinlenme yerlerinde Maden Kanununun 2 nci maddesindeki I(a), I(b) ve II(a) grup madenler ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi
yapılarda dolgu amaçlı kullanılan her türlü yapı hammaddesi üretimi için yapılacak madencilik faaliyetlerine izin verilmez. Ancak muhafaza ormanlarında gen koruma alanları, tohum meşcereleri ile orman içi dinlenme yerlerinde; bu gruplardaki madenlere Bakanlıkça bu Yönetmeliğin yayımından önce verilen izinlerin süre uzatım talepleri Değerlendirme Komisyonu tarafından incelenerek izne konu edilebilir…” hükmü düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, … İli, … İlçesinde İR … sayılı ruhsat ile 08.09.2008 tarihinden itibaren 10 yıl süreli II. grup maden işletme ruhsatı verildiği; 03.11.2009 tarihinden bu yana da kalker cinsinden maden işletmesi faaliyetine fiilen devam edildiği; davacının 03.02.2014 tarihinde … Orman Bölge Müdürlüğüne başvurarak aynı alanda toplam 20.683,22 m²’lik alanda maden işletmeciliği ve depolama faaliyetine devam etmek istediği; ancak davacının bu talebinin, 06.01.2015 tarihli işlem ile reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, 02.11.2015 tarihinde yaptırılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu incelendiğinde; bilirkişi heyetinin “…tespit edilen hususlar bölümünde yer alan kamu kurumlarının ilgili izin talebi esnasında görüşlerinde herhangi bir olumsuz görüş vermemesi, izin istenilen yerin, yasal mevzuat gereği daha önce iki aşamalı bir izin onay sürecinden geçmiş olduğu, buna bağlı olarak Maden Kanunu uyarınca İşletme Ruhsatı ve İşletme İzni , Orman Kanunu uyarınca Orman İşletme İzni almış bir üretim sahası olduğunun görüldüğü; Onaylanan işletme izin ruhsatlarına karşın şirket olarak yapmış oldukları yatırım, işgücü planlaması, alt yapı projeleri dikkate alındığında, üretimde gereği düşünüldüğünde yasal sınırlar içinde sahanın genişlemesi talebi söz konusu olup, idarenin objektif kriterler göz önüne alınarak izin talebi değerlendirmesi gerektiği…” yönünde görüş verildiği anlaşılmaktadır.
Bahsi geçen bilirkişi raporunda; davacının başvurduğu alanının, 6831 sayılı Kanun’un 16. maddesinde düzenlenen devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için tesis, yol ve altyapı tesislerinin zorunlu olup olmadığı; maden işletmesinin ekolojik dengeye zarar verip vermeyeceği gibi uzmanlık alanlarına yönelik inceleme ve tespitler yapılmadan düzenlendiği açıktır.
Her ne kadar temyize konu Mahkeme kararında bilirkişi heyetinin teknik yorumunun yetersiz bulunduğu belirtilmiş olsa da sonrasında ; Mahkemece bilirkişilerin ihtar edilerek yeniden rapor düzenlenmesini sağlamak yerine 19.11.2015 tarihinde ara karar yapılarak davalı idareden işlem gerekçelerinin sorulması ile yetinildiği, ayrıca dava konusu maden tesis ve alt yapı tesislerinin orman sayılan alanda yapılması zorunluluğunun bulunup bulunmadığı yönünde de herhangi bir değerlendirme de yapılmadığı açıktır. Öte yandan davalı idarece ara karara verilen cevapta dava konusu alanın öneri sit alanında bulunduğu iddiası da mevcuttur.
Buna göre, alanında uzman kişilerden oluşacak bir bilirkişi heyeti marifetiyle, maden tesis ve alt yapı tesislerinin orman sayılan alanda yapılması zorunluluğunun bulunup bulunmadığı ve öneri sit alanını akıbetinin somut olarak ortaya koyacak biçimde tekrar tespit ettirilmesi sonrasında Mahkemece karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiş olup, eksik incelemeye dayalı Mahkeme kararının bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 30/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.