Danıştay Kararı 8. Daire 2016/7129 E. 2020/4104 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/7129 E.  ,  2020/4104 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7129
Karar No : 2020/4104

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …

Karşı Taraf (Davalı) : … Genel Müdürlüğü – …
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :İstemin belirtilen açıklama ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince 703 sayılı K.H.K. ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33.madde ve 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı hasım mevkiiden çıkarılıp Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü hasım mevkiine alınarak işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli … İlçesi Sınırları içerisinde bulunan davacıya ait … sicil numaralı I-B grubu maden ruhsatına ilişkin olarak davalı idareye, 21.05.2014 tarihli dilekçe ile yapılan ruhsatı kapsamında hiçbir faaliyetinin bulunmadığı, idarenin tespitlerinin de bu yönde olduğu, üretim yapılmayan üç yıldan fazla zamana tekabül eden tarih itibariyle ruhsatının iptal edilmesi istemini içeren 21.05.2014 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile mahkeme kararında ruhsatın iptal edilmesi gereken tarihin de belirtilerek ruhsatının iptali ve ruhsata bağlı iptal tarihinden sonraki dönemlere ait ödenmiş ruhsat harcı ve devlet haklarının iade edilmesi konusunda karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; dava konusu maden ruhsatının, verildiği maden sahasında baştan itibaren faaliyet ve üretim yapılmadığının davalı idare tarafından tutulan 21.11.2011 tarihli tutanak ile tespit edilmesi üzerine 29.12.2011 tarihli işlem ile iptal edildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile dava konusu ruhsat sahasında üretim yapmamasının Maden Kanunu’nun 24/12. maddesinde belirtilen beklenmeyen bir halden kaynaklandığı gerekçesiyle iptal edildiği, davacının bu davadan feragat ettiği 27.12.2012 tarihine kadar bu sahayı kullanma ve faaliyet gösterme iradesi olduğu, ancak beklenmeyen bir halden kaynaklanan sebeplerle faaliyette bulunamadığı görüldüğünden, dava konusu ruhsatın Maden Kanunu’nun bahsedilen 24/12. maddesi hükmüne dayalı olarak 27.12.2012 tarihinden önceki bir tarih itibariyle iptalinin mümkün olmadığı ve dava konusu işlemin dava konusu ruhsatın 27.12.2012 tarihinden önceki bir tarih itibariyle iptal edilmemesine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan, dava konusu işlemin davacıya ait … sicil numaralı I-B grubu maden ruhsatının Maden Kanununun 24/12. maddesinde yer alan “beş yıllık sürede mücbir sebepler ve beklenmeyen haller dışında üç yıldan fazla üretim yapılmayan ruhsatlar, teminatları irad kaydedilerek iptal edilir.” yolundaki hükmü uyarınca 27.12.2012 tarihi itibariyle iptali gerektiği görüldüğünden dava konusu işlemde bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin dava konusu ruhsatın 27.12.2012 tarihinden itibaren iptal edilmemesine ilişkin kısmının iptaline, dava konusu ruhsatın 27.12.2012 tarihinden önceki bir tarih itibariyle iptal edilmesi istemi bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir.
Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 83. maddesinin 1. fıkrasında, ” Arama ruhsat süresi içinde sahanın terk edilmesi halinde, sahada faaliyette bulunulmamış ise ruhsat sahibi sahada alınacak bir önlem olmadığını Genel Müdürlüğe bildirmek zorundadır. Genel Müdürlük bu dilekçeye dayalı olarak terk talebini değerlendirir. ” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idare tarafından davacıya … sayılı I-B grubu maden ruhsatı verildiği ve bu ruhsatın 05.09.2005-07.09.2015 tarihleri arasında geçerli olduğu, daha sonra davalı idarenin 25.04.2008 tarihli oluru ile davacının ruhsat sahasının büyük bir bölümünü kapsayan alana katı atık depolama sahası yapımı için uygun görüş verildiği ve söz konusu alanda davalı idarece mahallinde yapılan tetkik neticesinde düzenlenen 21.12.2011 tarihli raporda da katı atık depolama alanı inşaatının devam ettiğinin belirtildiği, öte yandan davacının ruhsat sahasını kapsayan alanın büyük bir kısmını da kapsayan 28,5 hektar alanın katı atık düzenli depolama alanı olarak, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Müdürlüğünce … tarih ve … sayılı yazıyla … Belediye Başkanlığı’na tahsis edildiği, davacı tarafından davalı idareye verilen 29.03.2006 tarihli dilekçe ile davalı idareden, ruhsat sahasını kapsayacak şekilde yapılması planlanan katı atık depolama tesisi için ÇED raporu verilmemesinin talep edildiği, davacının sahibi olduğu I-B grubu maden ruhsatının, ruhsat sahasında 5 yıl içerisinde 3 yıldan fazla süreyle üretim yapılmadığı gerekçesiyle 29.12.2011 tarihli işlem ile iptal edildiği, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile “davacının ruhsat sahasının büyük bir kısmını kapsayacak şekilde yapılması planlanan katı atık depolama alanı ile ilgili hukuki ve usuli sürecin, davacının maden ruhsatını aldığı tarihin hemen sonrasında başladığı hususu ve devam eden süreç neticesinde davacının ruhsat sahasının büyük bir kısmının ruhsat alanından çıkarılma ihtimali ve kalan alanın madencilik faaliyeti için yeterli ve gerekli rezervi taşımama
ihtimallerinin bulunduğu da dikkate alındığında, davacının söz konusu ruhsat sahasında üretim yapmamasının Maden Kanunu’nun 24/12. maddesinde belirtilen beklenmeyen bir halden kaynaklanması nedeniyle davacının sahibi olduğu maden ruhsatının, ruhsat sahasında 5 yıl içerisinde 3 yıldan fazla süreyle üretim yapılmadığı gerekçesiyle iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle iptaline karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesinden sonra davacının 27.12.2012 tarihli dilekçesiyle davadan feragat etmesi nedeniyle Danıştay Sekizinci Dairesi’nin 28.01.2013 gün ve E:2013/143, K:2013/386 sayılı kararı ile feragat nedeniyle bozulması üzerine anılan bozma kararına uyularak … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile feragat nedeniyle davanın konusu kalmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmemesi sonucu 05.06.2013 tarihinde kesinleştiği, davacının 21.05.2014 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvurarak ruhsat aldığı tarihten itibaren hiçbir faaliyeti ve üretiminin olmaması nedeniyle üretim yapılmayan üç yıldan fazlaya tekabül eden tarih itibariyle ruhsatın iptal edilmesini istediği, davacının anılan başvurusunun davalı idare tarafından cevap verilmemek suretiyle zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile mahkeme kararında ruhsatın iptal edilmesi gereken tarihin de belirtilerek ruhsatının iptali ve ruhsata bağlı iptal tarihinden sonraki dönemlere ait ödenmiş ruhsat harcı ve devlet haklarının iade edilmesi konusunda karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından temyiz dilekçesinde, ruhsatın 29.12.2011 tarihinde iptal edildiği, anılan işlemi iptal eden yargı kararının, temyizen incelenmesi sırasında, kendisinin davadan feragat etmesi nedeniyle anılan kararın temyiz mercii Danıştay tarafından bozulduğu, dolayısıyla 29.12.2011 tarihli iptal işleminin tekrar geçerli hale geldiği, ruhsatın yeniden geçerlilik kazandığı tarihte ruhsat sahası üzerinde çöp tesisi bulunduğu ve idarece kendisine yer teslimi veya işletme alanı gösterilmediği, ruhsatın 06.09.2008 tarihi itibariyle terk işleminin gerçekleştirilmesi gerektiği, terk tarihinden sonra kendisinden alınan ruhsat harcı, devlet hakkı, özel idare payları, köylere hizmet götürme birliği paylarının tarafına iadesinin istenilmesine karşın Mahkemece bu konuda bir hüküm kurulmadığı iddia edilmektedir.
Ruhsat için terk talebinde bulunmanın, ruhsatın doğrudan iptali sonucunu doğurmadığı, bu talebin idarece değerlendirildikten sonra şartlar yerinde ise kabul edilmesi ile birlikte sonuç doğuracağı, öte yandan davacı tarafından ruhsatın 29.11.2011 tarihi itibariyle davalı idarece iptali işlemi üzerine dava açıldığı ve bu davadan feragat edildiği 27.12.2012 tarihine kadar davacının dava konusu sahayı işletme iradesi bulunduğu anlaşıldığından, davacının ruhsatının 27.12.2012 tarihi itibariyle iptal edilmesine ilişkin İdare Mahkemesi gerekçesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacı tarafından temyiz dilekçesinde dava dilekçesi ile ruhsata bağlı iptal tarihinden sonraki dönemlere ait ödenmiş ruhsat harcı ve devlet haklarının iade
edilmesi konusunda karar verilmesinin de istenilmesine rağmen Mahkeme tarafından iadesini istediği bedellerle ilgili hüküm kurulmadığı iddia edilmekteyse de, yargı mercilerince idare yerine geçilmek suretiyle idari işlem niteliğinde karar verilmesi istenilemeyeceğinden kararın belirtilen açıklama ile onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan kararın yukarıda belirtilen açıklama ile onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.