Danıştay Kararı 8. Daire 2016/5777 E. 2020/3767 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/5777 E.  ,  2020/3767 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5777
Karar No : 2020/3767

Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1- (Davalı) … Başkanlığı
Vekili : Av. …

2- (Davacı) …

İstemlerin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, karşılıklı olarak 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmaların Özeti : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup; davacı tarafından savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … Üniversitesi … Meslek Yüksekokulu’nda görev yapan davacı tarafından, görevden çekilmiş sayılma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarihli Yüksek Disiplin Kurulu kararının dayanağı olan Yönetmelik maddesinin yürürlükten kaldırıldığından bahisle, verilen disiplin cezasının kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, usul yönünden; davacı tarafından ise, esas yönünden inceleme yapılması suretiyle Mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Duruşma” başlığını taşıyan 17. maddesinin 1. fıkrasında; “Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmibeşbin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır.” hükmüne, 2. fıkrasında, “Temyiz ve istinaflarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır.” kuralına, 3. fıkrasında ise, “Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Sözü edilen Kanun hükümlerine göre, İdare Mahkemelerinde açılan iptal davalarında taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılmasının zorunlu olduğu ve bu hususun kamu düzeninden olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; davalı idare tarafından, savunma dilekçesinde duruşma talebinde bulunulduğu halde, İdare Mahkemesince yukarıda belirtilen Kanun hükmüne aykırı bir şekilde duruşma yapılmaksızın karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davalı idarenin duruşma isteminde bulunmasına karşın, İdare Mahkemesince duruşma yapılmadan karar verilmesinde usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan; Mahkeme kararının usul yönünden bozulması ve dosyada esas yönünden inceleme yapılmaması nedeniyle davacının temyiz istemi bu aşamada incelenmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, davacı tarafından ödenen temyiz başvuru ve karar harçlarının istemi halinde davacıya iadesine, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/09/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

(X)- Dava, … Üniversitesi … Meslek Yüksekokulu’nda görev yapan davacı tarafından, görevden çekilmiş sayılma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarihli Yüksek Disiplin Kurulu kararının dayanağı olan Yönetmelik maddesinin yürürlükten kaldırıldığından bahisle, verilen disiplin cezasının kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
T.C. Anayasasının “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141. maddesinde; davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının, yargının görevi olduğu belirtilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için, duruşmanın yapılıp yapılmadığından ziyade, ret ile sonuçlanan davada, duruşma talep eden tarafın davalı idare olması halinde, ilk derece Mahkemesince duruşma yapılmamasının, davalı idare lehine olan kararın bozulmasını gerektiren bir neden oluşturup oluşturmayacağının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin (1/c) bendinde, usul hükümlerine uyulmamasının bozma nedeni olduğu kuralına yer verilmiştir.
Burada söz konusu olan usul hükümleri, davanın açıldığı tarihten nihai kararın verildiği tarihe kadar geçen evrede, davaya bakan idari yargı yerince uygulanan veya uygulanması gereken yöntem kurallarıdır. Bu kurallara uyulmamış olması, kural olarak dava hakkında verilen nihai kararın üst yargı yerince (itiraz veya temyiz merciince) bozulmasını gerektirir.
Ancak; her usule aykırılık, kararın bozulmasını gerektirecek nitelik ve ağırlıkta değildir. Diğer bir anlatımla, yargılama esnasında usul hükümlerine uyulmamış olmasının bozma nedeni oluşturabilmesi için, temyiz talebinde bulunan aleyhine yapılan yanlış veya eksik uygulamanın hükmün neticesini etkileyecek ağırlıkta olması gerekmektedir.
İncelenen olayda, duruşmanın davalı idare tarafından talep edilmesi ve İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi karşısında davaların mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirten yukarıda aktarılan Anayasa hükmü gereğince işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Mahkeme kararının esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, duruşma yapılmadığı gerekçesiyle bozulmasına ilişkin aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.