Danıştay Kararı 8. Daire 2016/5589 E. 2020/4146 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/5589 E.  ,  2020/4146 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5589
Karar No : 2020/4146

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Vergi Dairesi Başkanlığı – …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacı) : … İnşaat ve Hafriyat ve Ticaret Ltd.şti.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirket tarafından, uhdesinde bulunan Adana İli, Seyhan İlçesi hudutları dahilindeki … sicil numaralı I(b). Grup maden işletme ruhsat alanı dışından üretim yapıldığından bahisle 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca 606.611,00TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlem ile söz konusu para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, idari para cezası yönünden; 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca verilen idari para cezasının görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğuna ilişkin açık bir kanuni düzenlemenin bulunmadığı, Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak olması nedeniyle, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılarak, davanın idari para cezasına yönelik kısmının görev yönünden reddine; ödeme emri açısından ise 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca verilen idari para cezasının dava konusu edilmekle henüz kesinleşmediği anlaşıldığından ödeme emri düzenlenmek suretiyle takip ve tahsil edilebilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılarak dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlılık bulunmadığı anlaşıldığından iptaline karar verilmiştir.
Mahkeme kararının … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptaline yönelik kısmı yönünden incelenmesi;
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın bu kısmı usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının, davacı hakkında 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca 606.611,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemi hakkında görev yönünden reddine ilişkin kısmı yönünden incelenmesi;
3213 sayılı Maden Kanunu’nun işlem tarihinde yürürlükte bulunan 12. maddesinin 5. fıkrasında, “(Değişik beşinci fıkra: 10/6/2010-5995/6 md.) Ruhsatı olmadan veya başkasına ait ruhsat alanı içerisinde üretim yapıldığının tespiti halinde faaliyetler durdurularak üretilen madene mülki idare tarafından el konulur. Bu fiili işleyenlere, bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve el konulma imkanı ortadan kalkmış olan tüm madenin ocak başı satış bedelinin üç katı tutarında idari para cezası uygulanır. Ruhsat alanında ruhsat grubu dışında üretim yapıldığının tespiti halinde faaliyetler durdurularak üretilen madene mülkî idare amirliklerince el konulur. Bu fiili işleyen kişilere, bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin, ocak başı satış bedelinin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır. El konulan madenler, mülki idare amirliklerince satılarak bedeli il özel idaresi hesabına aktarılır.
” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün davacı şirkete gönderdiği … tarih ve … sayılı işlemde, ruhsat sahası dışında faaliyette bulunulduğu ve 80.881,50 ton tuğla kiremit kili üretimi yapıldığının tespit edilmesi üzerine Maden Kanunu’nun 12. maddesinin uygulandığı, daha sonra ise Adana Vergi Dairesi Başkanlığına 16.02.2015 tarihinde yazı yazılarak, uygulanan idari para cezasının tahsil işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine Adana Vergi Dairesi Başkanlığınca tahakkuk ettirilen 606.611,00 TL idari para cezasının tahsili için 05.03.2015 tarihinde ödeme emri düzenlendiği tespit edilmektedir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesinin 1. fıkrasında, özel kanunlarda idari yargının görevli olduğu belirtilmemiş idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği belirtilmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan Maden Kanununda, “Bakanlık, mülki idare amirlikleri ve il özel idareleri tarafından bu Kanuna göre verilen idarî para cezaları 30.03.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununa göre tahsil edilir…” düzenlemesine yer verilmekte iken, 28.02.2019 tarih ve 30700 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 14.02.2019 tarih ve 7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 13. maddesi ile Maden Kanunu’nun 13. maddesinde değişiklik yapılarak, “Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğün muhasebe birimi hesabına ödenir. İdari para cezalarına karşı otuz gün içinde idare mahkemelerinde dava açılabilir….” düzenlemesine yer verilmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, Mahkemelerce yasama organı tarafından aksi hüküm altına alınmadığı takdirde derdest dosyalarda uygulanacağı bilinen bir genel hukuk ilkesidir.
Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.
Öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3/f bendinde, dava dilekçelerinin husumet yönünden inceleneceği; 15. maddesinin 1/c bendinde de, 14. maddenin 3/f bendine göre, davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde, dava dilekçesinin tespit edilecek gerçek hasma tebliğine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Olayda, Adana İli, Seyhan İlçesi hudutları dahilindeki … sicil numaralı I(b). Grup maden işletme sahasında ruhsat alanı dışından üretim yapıldığından bahisle 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca 606.611,00TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemi de dava konusu edildiği halde işlemi tesis eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın hasım olarak gösterilmediği anlaşılmaktadır.
Dava konusu edilen işlemin, bu işlemi tesis eden idarenin ve bunlara bağlı olarak husumet yöneltilen tarafın açık ve kesin bir şekilde dava dilekçesinde belirtmesi gerekmekte ise de, yargı yerince yapılan inceleme sonucunda, davanın konusu esas alınmak suretiyle, davalı tarafın hatalı gösterilmiş olması halinde husumetin düzeltilmesine re’sen karar verileceği ve varsa dava konusu işlemin tesisinde ilgisi olmayan tarafın husumet mevkiinden çıkartılarak davanın doğru hasım belirlenerek görülmesine karar verileceği tabii olup, davaya konu
uyuşmazlığın incelenmesi ve sonuçlandırılmasının ancak husumetin doğru olarak tespit edilmesine bağlı olması nedeniyle husumete yönelik eksiklik ya da yanlışlık içeren bir kararın bu yönden usul hükümlerine aykırılık taşıyacağı açıktır.
Bu durumda, 2577 sayılı Yasa’nın yukarıda anılan maddeleri uyarınca hasım düzeltme kararı alınmak suretiyle dava konusu işlemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca tesis edilmiş olmasına rağmen, (03 sayılı K.H.K. ile 3213 sayılı Maden Kanunu’na eklenen Geçici 33. madde ve 15.07.2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 766. maddesi uyarınca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yerine Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün) husumete alınıp dosyanın tekemmülü sağlandıktan sonra uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, sadece Adana Vergi Dairesi Başkanlığı husumetiyle dosyanın incelenerek karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, temyize konu İdare Mahkemesi kararının idari para cezasının görev yönünden reddine ilişkin kısmı yönünden bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; temyize konu … İdare Mahkemesi kararının; dava konusu işlemlerden ödeme emrine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleriyle bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden kararın bu kısmının onanmasına; idari para cezasının görev yönünden reddine ilişkin kısmının bozulmasına, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.