Danıştay Kararı 8. Daire 2016/5427 E. 2020/4496 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/5427 E.  ,  2020/4496 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/5427
Karar No : 2020/4496

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacı) : … Adına … Sendikası
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; … Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Çeviri Bilimi Bölümü’nde okutman olarak görev yapan davacının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilmesine, ancak daha önce cezası bulunmadığından bir alt cezanın uygulanması suretiyle 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 25.02.2015 tarih ve 2015/08 sayılı Fakülte Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2015 gün ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararıyla, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin dayanağı olan 2547 sayılı Yasa’nın 53. maddesinin (b) fıkrasının ikinci cümlesinin iptaline karar verilmiş olması nedeniyle, yasal dayanağı kalmayan Yönetmelik hükmü uyarınca tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı; öte yandan davacının diğer iddialarının esasa ve usûle yönelik olduğu, ancak 2547 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin (b) fıkrasının konuya ilişkin hükmünün bir bütün olarak Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle, (esas ve usûl yönünden) fiilin sübutuna yahut soruşturma usûlüne dair kararda bir değerlendirme/tartışma yapılmasının bu safhada mümkün olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53. maddesinin (b) bendinde; “Öğretim elemanları, memur ve diğer personele uygulanabilecek disiplin cezaları uyarma, kınama, yönetim görevinden ayırma, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarıdır. Hangi fiillere hangi disiplin cezasının uygulanacağı, bu bentte sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkileri, Devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslar da göz önüne alınmak suretiyle Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Dava konusu işlem tarihi itibariyle yürürlükte olan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 8. maddesinde, aylıktan kesme cezasını; 9. maddesinde, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiiller sayma suretiyle belirlenirken, 16. maddesinde ise, disiplin cezası verilirken iyi halin değerlendirilmesine ilişkin hususlara yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; … Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Çeviri Bilimi Bölümü’nde okutman olarak görev yapan davacının, “amirine ve maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak” ve “amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek” fiillerini işlediğinden bahisle, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 9. maddesinin (d) ve (l) bentleri uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilmesine, ancak daha önce cezası bulunmadığından bir alt cezanın uygulanması suretiyle 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi, 07/04/2015 tarihli ve 29319 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14/01/2015 gün ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararında; 2547 Kanun’un 53. maddesinin (b) bendinin ikinci cümlesini, kapsama dâhil personelin disiplin işlemlerine dair usul ve esasların Kanunda gösterilmeyerek, tüm bu işlemlerin Yükseköğretim Kurulunca düzenlenmesini öngördüğünden bahisle Anayasa’nın 38., 128. ve 130. maddeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle iptal etmiştir. Bu hükmün iptali nedeniyle doğacak hukuksal boşluğu kamu düzenini ihlal edici görerek, Anayasa’nın 153/3 ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66/3. maddeleri gereğince iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesini kararlaştırmıştır.
Bu çerçevede, iptal kararının yürürlüğe girdiği 08/01/2016 tarihine kadar Yükseköğretim Kurumları, Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin dayanağı olan 2547 sayılı Kanunun 53. maddesinin (b) bendinin ikinci cümlesi yürürlükte olduğundan, uyuşmazlığın, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki mevzuat dikkate alınarak çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınmak suretiyle, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

(X)- İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.