Danıştay Kararı 8. Daire 2016/3745 E. 2017/1098 K. 23.02.2017 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/3745 E.  ,  2017/1098 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3745
Karar No : 2017/1098

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti :…İdare Mahkemesinin …gün ve E:…., K:…. sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının… Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum ve Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, tüp bebek tedavisi gören S.Y. isimli hasta ile rızası dışında cinsel ilişkiye girdiği gerekçesiyle Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/b-6 maddesi uyarınca ‘Kamu Görevinden Çıkarma Cezası’ ile cezalandırılmasına ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun 22.05.2014 tarih ve 2014/53 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacıya verilen disiplin cezasının yasal dayanağının Anayasaya ve hukuka aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi kararı ile ortaya konulduğundan, yasal dayanağı bulunmayan davacının kamu görevinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53. maddesinin (b) bendinde;”Öğretim elemanları, memur ve diğer personele uygulanabilecek disiplin cezaları uyarma, kınama, yönetim görevinden ayırma, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarıdır. Hangi fiillere hangi disiplin cezasının uygulanacağı, bu bentte sayılan kişilerin disiplin işlemleri ve disiplin amirlerinin yetkileri, Devlet memurlarına uygulanan usul ve esaslar da göz önüne alınmak suretiyle Yükseköğretim Kurulunca düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
Dava konusu işlem tarihi itibariyle yürürlükte olan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 11/b-6. maddesinde, kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak, kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Anayasa Mahkemesi, 07/04/2015 tarihli ve 29319 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 14/01/2015 gün ve E:2014/100, K:2015/6 sayılı kararında; 2547 Kanun’un 53. maddesinin (b) bendinin ikinci cümlesini, kapsama dâhil personelin disiplin işlemlerine dair usul ve esasların kanunda gösterilmeyerek, tüm bu işlemlerin Yükseköğretim Kurulunca düzenlenmesini öngördüğünden bahisle Anayasa’nın 38., 128. ve 130. maddeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle iptal etmiştir. Bu hükmün iptali nedeniyle doğacak hukuksal boşluğun kamu düzenini ihlal edici görerek, Anayasa’nın 153/3 ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66/3. maddeleri gereğince iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesini kararlaştırmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının kurumlarının izni ve bilgisi olmadan kurum dışında maddi menfaat karşılığında mesleki faaliyette bulunduğu, meslektaşı ile kurumdaki odasında cinsel ilişkide bulunduğu ve hastalarını, özellikle de tüp bebek yaptıracak olan hastaların çaresizliğinden yararlanarak yapacağı tıbbi tedavilerin karşılığı olarak cinsel ilişkiye zorladığı ve bir kısım hastası ile hastanedeki odasında bile cinsel ilişkiye girdiği iddiaları ile ilgili olarak hakkında yapılan soruşturma sonucunda, ….. Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum ve Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptığı dönemde, tüp bebek tedavisi gören S.Y. isimli hasta ile rızası dışında cinsel ilişkiye girdiği iddiasına ilişkin; dosya kapsamında yer alan bütün delillerden davacının tüp bebek hastası olan ve kendisine muhtaç konumda, bir anlamda çaresiz durumda bulunan müşteki S.Y.’nin bu çaresiz durumundan istifade ederek, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı ve Anabilim Dalındaki tek profesör olmasının verdiği güçlü konumunu yani kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak sergilemiş olduğu tutum ve davranışları ile, müştekinin tedavisinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde yapılmayacağı endişesine kapılmasına, kendisini mecbur hissetmesine yani iradesinin fesada uğramasına neden olarak müşteki ile rızası dışında cinsel ilişkiye girdiği bu fiili ile Yükseköğretim Kurumları Yönetici öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nın 11/b-6 maddesinde yer alan “Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,” disiplin suçunu işlediği sonucuna ulaşılarak aynı madde hükmü uyarınca “Kamu Görevinden Çıkarma Cezası” ile cezalandırılmasının teklif edildiği, bu teklif …. Üniversitesi Rektörlüğünün 24.12.2013 tarih ve 11641 sayılı işlemiyle uygun görülerek dosyanın ‘na gönderildiği, Yüksek Disiplin Kurulunun 22.05.2014 tarih ve 2014/53 sayılı kararı ile getirilen teklif doğrultusunda davacının söz konusu fiili nedeniyle ‘Kamu Görevinden Çıkarma Cezası’ ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının yürürlüğe girdiği 8/1/2016 tarihine kadar Yükseköğretim Kurumları, Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin dayanağı olan 2547 sayılı Kanunun 53. maddesinin (b) bendinin ikinci cümlesi yürürlükte olduğundan, uyuşmazlığın dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki mevzuat dikkate alınarak çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, Mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davacıya verilen disiplin cezasının yasal dayanağının Anayasaya ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğinden bahisle, dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.