Danıştay Kararı 8. Daire 2016/1746 E. 2020/4518 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/1746 E.  ,  2020/4518 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/1746
Karar No : 2020/4518

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : … Madencilik Asfalt Tic. ve San. A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı-…
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Mahkeme kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Bursa ili Nilüfer ilçesi sınırlarında II-a grubu kalker madeni işleten davacının 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının eksik ödediğinden bahisle, eksik ödenen Devlet haklarının ödenmesinin istenilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın … tarihli ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; devlet hakkının, ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alınacağı, üretilen madenin hammadde olarak kullanılması veya satılması halinde, aynı pazar ortamında madenin işletmelerdeki tüvenan olarak ocak başı satışında uygulanan fiyatın, ocak başı satış fiyatı olduğu, bu fiyatın emsallerinden az olamayacağı, emsal fiyatının tespitinde bu maddenin üçüncü fıkrasının esas alınacağı, tüvenan madenin, herhangi bir zenginleştirme işlemine tabi tutulduktan veya bir prosesten geçirildikten sonra satış fiyatının oluştuğu durumlarda ise ocak başı satış fiyatının, madenin ocakta üretiminden ilk satışının yapıldığı aşamaya kadar oluşan nakliye, zenginleştirme ve varsa farklı prosese ait kullanılan tesis ve ekipmanın amortismanı dahil giderler çıkarılarak oluşan fiyat olduğu belirlenerek bu durumun düzenleme altına alındığı, davalı idare personelince mahallinde gerçekleştirilen denetim neticesinde düzenlenen raporda, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının anılan düzenleme doğrultusunda eksik ödediğinin belirlendiği ve dava konusu işlemle eksik ödemelerin talep edildiği anlaşıldığından, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Bursa ili Nilüfer ilçesi sınırlarında II-a grubu kalker madenini asfalt, agrega ve dolgu (pasa) olmak üzere üç farklı şekilde üreten davacı şirkete davalı idarece 2009 yılı ikinci satış formunun 4.05 TL , 2010 yılı 2.,3. ve 4. satış bilgi formlarının 5.00 TL üzerinden ve 2011 yılı 1., 2. ve 3. satış bilgi formlarının 5.50 TL üzerinden revize edilerek ödenmesinin istenildiği Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, çıkardığı madenin bir kısmını asfalt üretiminde kullandığı, bu zamana kadar asfalt üretiminde kullanılan maden için Maden Kanunu’nun 9. maddesinin 2. fıkrasında yer alan teşvik indiriminden yararlandığı, ancak dava konusu işlem ile kendisinden asfalt üretiminde kullandıkları maden için oluşan Devlet hakkının teşviksiz olarak istenildiği, agrega ve dolgu (pasa) malzemesinin fiyatının aynı olamayacağı, dolgu malzemesinin agreganın yarı fiyatında bile olamayacağı, kendisinin de piyasa koşullarına göre satabildiği birim fiyatlara malzemeleri sattığı iddia edilmiştir.
Davalı idare tarafından ise, 2009 yılı satış bilgi formunda fabrikaya sevk edilen madenin 1.75 TL beyan edildiği, bu miktarın davacının kendi beyanı olan 4.05 TL’ye çekilerek oluşan farkın istenildiği, 2010 yılına ilişkin olarak kalker (mıcır) fiyat Belirleme Komisyonu Raporu uyarınca Bursa ili için belirlenen 5,00 TL satış fiyatının esas alındığı, 2011 yıllarına ilişkin olarak da Devlet hakkı Komisyon Raporu uyarınca Bursa ili için belirlenen 5,50 TL fiyatın esas alınarak işlem tesis edildiği savunulmaktadır.
Davacı tarafından agrega ve dolgu(pasa) malzemesi şeklinde üretilen II-a grubu kalker madeni için dava konusu işlemle 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait Devlet haklarının eksik ödendiği belirtilen kısım ile davacı tarafından asfalt üretiminde kullanılan II-a grubu maden için 4,05 TL üzerinden Devlet hakkı yatırılmasının istenilmesine ilişkin kısım için yapılan inceleme:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen kararın bu kısmı usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmamaktadır.
Davacı tarafından asfalt üretiminde kullanılan II-a grubu kalker madeni için dava konusu işlemle 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait Devlet haklarının eksik ödendiği belirtilen kısım için yapılan inceleme:
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Madenler” başlıklı 2. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, “Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticari değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu Kanuna göre madendir.
Madenler aşağıda sıralanan gruplara göre ruhsatlandırılır:
I. Grup madenler
a) İnşaat ile yol yapımında kullanılan ve tabiatta doğal olarak bulunan kum ve çakıl.
b) Tuğla-kiremit kili, Çimento kili, Marn, Puzolanik kayaç (Tras) ile çimento ve seramik sanayilerinde kullanılan ve diğer gruplarda yer almayan kayaçlar.
(Değişik bent: 10/06/2010-5995 S.K./1.mad.) II. Grup madenler
a) Kalsit, Dolomit, Kalker, Granit, Andezit, Bazalt gibi kayaçlardan Agrega, mıcır veya öğütülerek kullanılacak kayaçlar.
b) Mermer, Traverten, Granit, Andezit, Bazalt gibi blok olarak üretilen taşlar ile dekoratif amaçla kullanılan doğal taşlar. ….” hükmüne yer verilmiştir.
Devlet Hakkı, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 3. maddesinde, maden istihracı ile sağlanacak gelirden devlet payına düşen kısım olarak; 06/11/2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 4. maddesinin (j) bendinde de, maden istihracından sağlanan gelirden ve/veya üretim yapılmayan
ruhsat sahalarından proje beyanı üzerinden alınan devlet payına düşen kısım olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun, “Maden teşvik tedbirleri” başlıklı 9. maddesinin, 5595 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki halinde, “Madencilik faaliyetleri Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılır. Ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının % 50’si alınmaz. (Ek cümle: 29/12/2005-5446 S.K./1.mad) Bu hüküm I. Grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmaz.” hükmü yer almakta iken, 10.06.2010 tarihinde kabul edilen ve 24.06.2010 tarih ve 27621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5595 sayılı Yasa ile 9. maddenin birinci fıkrasında değişiklik yapılmış, Kanunun 9. maddesi “(Değişik fıkra: 10/06/2010-5995 S.K/4.mad.) Madencilik faaliyetleri Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılır. Ancak hazır beton, asfalt ve yapı elemanları üretim tesisleri, imalat sanayi sektörü dışında madencilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmez. Ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının % 50’si alınmaz. (Ek cümle: 29/12/2005-5446 S.K./1.mad) Bu hüküm I. Grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmaz.” halini almıştır.
Öte yandan, 03.02.2005 tarih ve 25716 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 06/11/2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılan Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin, “Üretilen hammaddenin kendi tesisinde kullanılması” başlıklı 78. maddesinde, “Ürettiği tüvenan madeni yarı mamul veya mamul hale getirmek üzere işlemek amacı ile yurt içinde kendine ait tesisinde işleyip ek katma değer sağlayan ruhsat sahiplerinden, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının %50’si alınmaz. I.Grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi yukarıda belirtilen teşvikten yararlandırılmaz.” hükmüne yer verilmiş ve aynı Yönetmeliğin 76. maddesine, 18.07.2006 tarih ve 26232 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 10. maddesi ile, “II., III. ve IV. Grupta yer alan madenlerin kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılar ile kırılarak mıcır haline getirilmesi ve bu amaçla kullanılması durumunda Devlet Hakkı %4 üzerinden alınır. Bu madenlerin çimento ve kireç fabrikası, enerji ve beton santralı, asfalt plent tesisi gibi ruhsat sahibinin kendi tesisinde kullanılması durumunda Kanunun 9 uncu maddesi kapsamında Devlet Hakkının %50’si alınmaz.” hükmü eklenmiştir.
Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği’ni yürürlükten kaldıran Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Üretilen hammaddenin kendi tesisinde kullanılması” başlıklı 87. maddesinde, “(1) Ürettiği tüvenan madeni yarı mamul veya mamul hale getirmek üzere işlemek amacı ile yurt içinde kendine ait tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının %50’si alınmaz. (2) I. grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi yukarıda belirtilen teşvikten yararlandırılmaz.” hükmüne yer verilerek önceki Yönetmeliğin 78. maddesindeki düzenleme muhafaza edilmiş, ancak 76. maddesine eklenen “Bu madenlerin çimento ve kireç fabrikası, enerji ve beton santralı, asfalt plent tesisi gibi ruhsat sahibinin kendi tesisinde kullanılması durumunda Kanunun 9 uncu maddesi kapsamında Devlet Hakkının %50’si alınmaz.” yönündeki düzenlemeye bu yönetmelikte yer verilmemiştir.
Olayda davacı tarafından, üretilen madenin bir kısmını asfalt üretiminde kullanmak suretiyle kendi asfalt tesisinde işleyip ek katma değer sağlayarak asfalt ürettiğinden asfalt üretiminde kullandığı maden için %50 teşvik indirimden yararlandırılması gerektiği iddia edilmekte olduğundan Mahkemece davacının kalker madeninden asfalt üreterek bu asfaltı kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayıp sağlamadığı hususunun araştırılarak bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan davacı tarafından asfalt üretiminde kullanılan maden için de davalı idarece belirlenecek bedelden Devlet hakkı yatırılması gerekmekle birlikte, asfalt üretiminde değerlendirilen madenin mevzuatta belirtildiği şekilde ek katma değer sağlayıp sağlamadığı hususunun araştırılarak, buna göre bir karar verilmesi gerektiğinden eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının, davacı tarafından agrega ve dolgu (pasa) malzemesi şeklinde üretilen II-a grubu kalker madeni için dava konusu işlemle 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait Devlet haklarının eksik ödendiğinden bahisle istenilmesine ilişkin kısmı ile davacı tarafından asfalt üretiminde kullanılan II-a grubu maden için 4,05 TL üzerinden Devlet hakkı yatırılmasının istenilmesine ilişkin onanmasına oybirliği ile, davacı tarafından asfalt üretiminde kullanılan II-a grubu kalker madeni için dava konusu işlemle 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ait Devlet haklarının istenilmesine ilişkin kısmının bozulmasına oyçokluğu ile, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY :
(X)- Dava, Bursa ili Nilüfer ilçesi sınırlarında II-a grubu kalker madeni işleten davacının 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının eksik ödediğinden bahisle, eksik ödenen Devlet haklarının ödenmesinin istenilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; devlet hakkının, ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alınacağı, üretilen madenin hammadde olarak kullanılması veya satılması halinde, aynı pazar ortamında madenin işletmelerdeki tüvenan olarak ocak başı satışında uygulanan fiyatın, ocak başı satış fiyatı olduğu, bu fiyatın emsallerinden az olamayacağı, emsal fiyatının tespitinde bu maddenin üçüncü fıkrasının esas alınacağı, tüvenan madenin, herhangi bir zenginleştirme işlemine tabi tutulduktan veya bir prosesten geçirildikten sonra satış fiyatının oluştuğu durumlarda ise ocak başı satış fiyatının, madenin ocakta üretiminden ilk satışının yapıldığı aşamaya kadar oluşan nakliye, zenginleştirme ve varsa farklı prosese ait kullanılan tesis ve ekipmanın amortismanı dahil giderler çıkarılarak oluşan fiyat olduğu belirlenerek bu durumun düzenleme altına alındığı, davalı idare personelince mahallinde gerçekleştirilen denetim neticesinde düzenlenen raporda, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin Devlet haklarının anılan düzenleme doğrultusunda eksik ödediğinin belirlendiği ve dava konusu işlemle eksik ödemelerin talep edildiği anlaşıldığından, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun “Madenler” başlıklı 2. maddesinin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde, “Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticari değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde bu Kanuna göre madendir.
Madenler aşağıda sıralanan gruplara göre ruhsatlandırılır:
I. Grup madenler
a) İnşaat ile yol yapımında kullanılan ve tabiatta doğal olarak bulunan kum ve çakıl.
b) Tuğla-kiremit kili, Çimento kili, Marn, Puzolanik kayaç (Tras) ile çimento ve seramik sanayilerinde kullanılan ve diğer gruplarda yer almayan kayaçlar.
(Değişik bent: 10/06/2010-5995 S.K./1.mad.) II. Grup madenler
a) Kalsit, Dolomit, Kalker, Granit, Andezit, Bazalt gibi kayaçlardan Agrega, mıcır veya öğütülerek kullanılacak kayaçlar.
b) Mermer, Traverten, Granit, Andezit, Bazalt gibi blok olarak üretilen taşlar ile dekoratif amaçla kullanılan doğal taşlar. ….” hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca aynı Kanunun 10.06.2010 tarihinde kabul edilen ve 24.06.2010 tarih ve 27621 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5595 sayılı Yasa ile değişik 9. maddesinde “(Değişik fıkra: 10/06/2010-5995 S.K/4.mad.) Madencilik faaliyetleri Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılır. Ancak hazır beton, asfalt ve yapı elemanları üretim tesisleri, imalat sanayi sektörü dışında madencilik faaliyeti kapsamında değerlendirilmez. Ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının %50’si alınmaz. (Ek cümle: 29/12/2005-5446 S.K./1.mad) Bu hüküm I. grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat, baraj, gölet, liman, yol gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Kalker gibi mıcır veya öğütülerek kullanılacak kayaçlar, II. grup madenler olarak sayılmıştır. Ayrıca madencilik faaliyetlerinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen teşviklerden yararlandırılacağı, ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için Devlet hakkının %50’sinin alınmayacağı, ancak, bu hükmün I. grup madenler ve mıcır ile kaba inşaat, yol …gibi yapılarda kullanılan her türlü yapı hammaddesi için uygulanmayacağı açıktır.
Bu durumda, asfaltın bir yapı malzemesi olması ve kalker madeninin de bu yapı malzemesinin hammaddesi olarak kullanılması sebebiyle, davacı şirketin 3213 sayılı Kanunun 9. maddesinde devlet hakkı için öngörülen teşvik uygulamasından yararlandırılamayacağı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın bozulan kısmı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.