Danıştay Kararı 8. Daire 2016/14805 E. 2020/3596 K. 16.09.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/14805 E.  ,  2020/3596 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/14805
Karar No : 2020/3596

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü – …/…
Vekili : Av. … – (Aynı adreste)
Karşı Taraf (Davacı) : … Adına … Sendikası
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; … Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürlüğü’nde memur olarak görev yapan davacının, hakkında başlatılan soruşturma sonucunda Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 8/i maddesi uyarınca 1/15 oranında “aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına” ilişkin … tarih ve … sayılı davalı idare işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kalınan mali hakkın yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, ifadesine başvurulan (H.Ç.) ‘nin, davacının şikayetçi öğrencinin omuzuna elini attığı ve karınına hafifçe dokunduğu yolundaki davranışının karşısındaki bir kişiyi rahatsız edecek mahiyette bir fiil olduğu kanaatine varılmış ise de başka bir öğrencinin yanında yapılan bu hareketin hizmet içinde taşıdığı resmi sıfatın gerektirdirdiği itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte bir fiil olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla verilen cezanın işlenen fiil ile mütenasip olmadığı sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline ve bu işlem nedeniyle davacının aylığında yapılan kesintinin de yasal faiziyle geri ödenmesine karar verilmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 5. maddesinin (e) bendinde “taşıdığı sıfatın gerektirdiği vakara yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak” ve (ı) bendinde “öğrencilerle olan ilişkilerinde, Devlet memurluğu ve öğretim elemanı saygınlığına aykırı davranışlarda bulunmak” fiilleri uyarma cezasını; 6. maddesinin (i) bendinde “görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda
bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret resim ve benzeri şekiller çizmek veya yapmak” fiili kınama cezasını; 8. maddesinin (i) bendinde “hizmet içinde taşıdığı resmi sıfatın gerektirdiği itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; … Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürlüğü’nde memur olarak görev yapan davacı hakkında, bir kız öğrenciyi uygunsuz el hareketleri ve üslupla rahatsız etmek ve uygunsuz zamanda ve işle ilgili olmayan konularda telefonla aramak fiilerinden dolayı soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonucunda düzenlenen raporda, davacının telefonla öğrenciyi defalarca arayarak rahatsız etmek fiilinin subut bulmadığı ancak diğer fiilerin subuta erdiği gerekçesiyle aylıktan kesme cezası verilmesinin ve işlenenen fiilin niteliği gereği alt ceza uygulanmaması yönünde kanaat bildirildiği ve soruşturmacının bu teklifini uygun bulan Disiplin Kurulu’nca davacıya aylıktan kesme cezasının verilmesi üzerine işbu disiplin cezasının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda; şikayetçi öğrencinin mayıs 2013 ten beri … Kulubü üyesi olduğu, kulüp faaliyetleri ile ilgili davacının sorumlu olduğu … binasına ilişkin davacı ile sık sık görüştükleri ve gerek bu görüşmeler gerekse de diğer başka zamanlarda davacının öğrenciye karşı olağan dışı samimiyet gösterdiği, yanağından makas aldığı, gereksiz yere öğrencinin telefon numarasını edinip onunla telefon görüşmeleri yapmak istediği, elini öğrencinin omzuna atarak gayri ciddi ve laubali davranışlarda bulunduğu, hatta şikayetçinin karın bölgesine dokunup sıkması, göğüslerine dokunması gibi fiilerle şikayetçi öğrenciyi taciz ettiği, dolayısıyla uygunsuz el hareketleri ve üslupla rahatsız ettiği iddiaları üzerine soruşturma açılmıştır. Açılan disiplin soruşturması sonucunda davacının şikayetçi olan öğrenciyi telefon ile rahatsız etmediğine yönelik telefon kayıtlarını sunması sonucunda bu iddianın geçerli olmadığı sonucuna varılmış ancak davacıya şikayetçi öğrencinin omuzuna elini atmak, göğüslerine dokunmak ve karın bölgesine dokunmak yolundaki suçlamalardan dolayı ceza verilmiştir. Davacının şikayetçi öğrencinin yanağından makas aldığının ve göğüslerine dokunduğu yönündeki iddiaları kapsamında dinlenen tanıkların olaya bizzat şahit olmadıkları olayı şikayetçi olan öğrencinin anlattıkları şekilde ifade ettikleri anlaşılmaktadır. Davacının, öğrencinin omuzuna eline attığı ve hafifçe karın bölgesine dokunduğu yönündeki iddia açısından ise olaya öğrenci (H.Ç)’ nin tanık olduğu ve bu olayı doğrular şekilde tanıklık yapıtığı görülmektedir. Davacı da savunmasında şikayetçi olan öğrencinin omuzuna elini attığını kabul ettiği ancak bunda kötü bir niyetinin olmadığını samimiyetten dolayı böyle bir harekette bulunduğunu ifade etmiştir.
İlgilisinin işlemiş olduğu disiplin suçunun ağırlığına göre disiplin cezası verilmesi; diğer bir deyişle cezanın suç ile orantılı olması gerekmektedir. Orantılılığın bir yandan mevzuatta suç tipi olarak belirlenmiş olan eylem ile buna karşılık verilecek ceza arasında adil bir dengenin
olması, benzer hukuksal değerleri korumaya yönelik suçlar için öngörülen cezalar arasında mantıklı bir dengenin olması, diğer yandan ise hukuksal değerlerin hiyerarşik özelliğinin zorunlu bir sonucu olarak farklı hukuksal değerleri koruyan suçlar için öngörülen cezalar arasında bir dengenin olması şeklinde sonuçları bulunmaktadır.
İşlenen disiplin suçu karşılığında, niteliği itibariyle o suç için öngörülenden daha ağır bir disiplin cezası verilmesi durumunda “eylemin ağırlığına göre cezalandırma”, diğer bir deyişle “orantılılık” ilkesi ihlal edilecektir.
Takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunmalı ve bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
Bu kapsamda dava konusu olayda, davacının tacize varacak davranışlarının soruşturma kapsamında dinlenen tanık ifadelerinden somut olarak ortaya konulmadığı anlaşılmakla birlikte davacının da savunmasında kabul ettiği ve dosya kapsamında olaya şahit olan tanık öğrencinin de ifadesi doğrultusunda davacının şikayetçi öğrencinin omuzuna elini attığı hareketinin sübut bulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının bu eyleminin mülga Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 8/i maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, diğer bir ifadeyle davacının fiili ile disiplin cezasına esas alınan disiplin suçunun örtüşmemesi nedeniyle disiplin hukukunda yer alan “tipiklik” şartının gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Bununla birlikte, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının sübut bulan fiilinin, dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mülga Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 5. maddesinin (ı) bendinde yer alan “öğrencilerle olan ilişkilerinde, Devlet memurluğu ve öğretim elemanı saygınlığına aykırı davranışlarda bulunmak” fiili kapsamında uyarma cezası olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır.

Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.