Danıştay Kararı 8. Daire 2016/13984 E. 2020/5940 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/13984 E.  ,  2020/5940 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/13984
Karar No : 2020/5940

DAVACI : … Odası
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
21/05/2016 tarih ve 29718 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun … No’lu kararının ekinde yer alan “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinde yer alan “Ulaştırma Hizmetleri” başlıklı meslek kodlarının iptaline karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
13/07/2007 tarih ve 26551 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen 1 No’lu Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu kararıyla, “ulaştırma hizmetleri” kategorisi altında “şoförlük” bir meslek olarak tanımlanmış iken; dava konusu Kurul kararı ile şoförlüğün esnaf ve sanatkar meslek kolları arasından ve Nace.Rev 2 kodlama sisteminden çıkarıldığı, bu durumun kazanılmış haklara saygı ilkesine aykırı olduğu, davaya konu Kurul kararı ile davacı Odanın meslek kollu olma vasfının elinden alındığı, NACE kodu uygulaması açısından davacı Odanın üyelerinin Esnaf ve Sanatkar Sicil Müdürlüklerince 491 meslek kodunda “taksicilik” olması nedeniyle kayıtlarının … Otomobilciler Odasına yapıldığı; bir kişinin mesleğinin taksicilik olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, taksiciliğin tek başına bir meslek olarak değerlendirilemeyeceği, araç kullanan kişiye “şoför” denilirken; taksi kullanan kişiye de “taksi şoförü” denildiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde kara yolunda ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı süren kişi olarak tanımlanan şoförlüğün başlı başına meslek olarak değerlendirilmesi, alınan ehliyete ve taksi, kamyon, otobüs ve tır gibi araçları kullanmasına göre kategorilendirilmesi gerektiği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2010 tarih ve E:2010/7398 K:2010/10503 sayılı kararında şoförlüğün bir meslek olduğuna hükmedildiği ifade edilmiştir.
Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nin … tarih ve … sayılı yazısı ile Ticaret ve Sanayi Bakanlığı Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazılarında; hizmet akdi ile bir işverene bağlı çalışanlar hariç olmak üzere, hukuki ilişkinin niteliğine göre şoförün bir başkasına ait aracı kiralaması ya da malikinin aracını, şoförün de emeğini ortaya koyarak gelir ortaklığına bağlı çalışması hallerinde şoförlerin esnaf kabul edilmesi ve 507 sayılı Kanuna göre kurulan şoför odaları ve üyelerinin, 5362 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da varlıklarını sürdürmeleri ve haklarının korunmasının gerekliliği ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun şoförlüğü bir meslek olarak tanımlaması nedeniyle, Esnaf ve
Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 5362 sayılı Kanunun 63. maddesi uyarınca belirleyeceği esnaf ve sanatkar meslek kolları listesinde “şoförlere” yer verilmesinde hukuka aykırı bir yönün bulunmadığı belirtilmektedir.
Öte yandan 02/04/1986 tarih ve 86/10553 sayılı Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararnamesinde, şoförlük esnaf statüsünde tanımlanarak ticari plaka verilme şartları arasında da, şoförlük mesleğini geçim kaynağı olarak seçmiş olduğunu ve sürekli olarak icra ettiğini beyan etmek ve ilgili meslek odasına kayıt yaptırmak şartının arandığı; diğer taraftan şoförlüğün meslek olması sebebiyle Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından, 26/12/2013 tarih ve 28863 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete ile ilan edilen “Ulusal Meslek Standartlarına Dair Tebliğ” ile şoförlük mesleğinin mesleki yeterliliğine ilişkin standartlara yer verildiği; bu nedenle şoförlük mesleğine yer vermeyen dava konusu Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 2 No’lu karar ekinde yer alan “Ulaştırma Hizmetleri” başlıklı meslek kodlarının iptali gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :
Usule ilişkin olarak; davanın süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi ve süre geçirilmiş ise davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, öte yandan dava konusu karar ile davacının herhangi bir hukuki menfaati etkilenmediğinden davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak; esnaf ve sanatkar meslek kollarını belirlemek görev ve yetkisinin 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 63. maddesi ile münhasıran Esnaf ve Sanatkar ile Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’na verildiği, 5362 sayılı Kanunda 507 sayılı Kanunda yer alan “geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin” sözcüklerine yer verilmemesi suretiyle kanun koyucunun tercihinin, esnaf ve sanatkar meslek kollarının yetkili bir kurulca günün şartlarına göre belirlenebilir olmasını sağlayarak daha güncellenebilir bir esasa dayandırıldığı ifade edilmiştir.
Dava konusu 2 No’lu Kurul kararının belirlenmesinde, zaman içinde sektörün genişlemesi/daralması, mesleğin sektör başlığı ile uyumlu olması, mesleğin kendi sektöründeki diğer meslekler ile uyumlu olması, mesleğin kendi sektöründeki diğer meslekler ile birleştiğinde sektör adını anlamlı kılması gibi kriterlerin göz önünde bulundurulduğu, ayrıca 2 No’lu kararın belirlenmesinde NACE kodlarının TÜİK tarafından kabul edilen ve ilan edilen şeklinin kullanıldığı, NACE kodlarında ulaştırma sektöründe şoförlük şeklinde bir meslek bulunmadığından bu kod esas alınarak belirlenen listede şoförlüğün yer almasının da mümkün olmadığı öne sürülmüştür.
Diğer taraftan davacının iptal talebine temel aldığı Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2010 tarih ve E:2010/7398 K:2010/10503 sayılı kararının, esnaf ve sanatkar yanında çalışanların iş hukuku kapsamındaki statülerinin belirlenmesine ilişkin olduğu, karar metninde şoförlüğün diğer ulaştırma sektörü mesleklerinden bağımsız bir meslek olduğu yönünde belirleme yapılmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ :Dava, 21.05.2016 günlü, 29718 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu 2 No’lu kararının ekinde yer alan ” Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinin “Ulaştırma Hizmetleri” başlıklı meslek kollarının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafından “Ulaştırma Hizmetleri” başlıklı meslek kollarının iptali istenilmişse de, dava dilekçesinde, önceki kararda şoförlük meslek olarak belirlenmişken dava konusu kararla meslek kolları arasında yer almaması nedeniyle kararın iptali istenilmiş olduğundan, dava,”Ulaştırma Hizmetleri” başlığı altında “şoförlük” meslek koluna yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemine yönelik olarak incelenmiştir.
507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Yasasının, Esnaf ve Sanatkar tanımını da içeren 2. maddesinde ister gezici olsun, ister bir dükkan veya bir sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar, ticareti sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icap ettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısiyle ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmeyen, aynı niteliğe sahip olmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren, hizmet, meslek ve sanat sahipleriyle bunların yanlarında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin birinci maddede belirtilen amaçlarla kuracakları odaların bu kanun hükümlerine tabi olacakları düzenlenmişken; 21.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5362 sayılı yasa ile 507 sayılı yasa yürürlükten kaldırılmış ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun tanımlar başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) bedninde, bu kanunun uygulanmasında, esnaf ve sanatkarın, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseleri, ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
5362 sayılı Yasanın 63. maddesi ile esnaf ve sanatkâr meslek kollarını belirlemek ve yıllık gayri safi gelirleri ve bölgelerin özelliklerine göre esnaf ve sanatkârlar ile tacir ve sanayicinin ayrımını yapmak, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1463 üncü maddesinde Bakanlar Kurulunca çıkarılması öngörülen karar taslağını hazırlayarak Bakanlığa sunmak üzere; Bakanlık Müsteşarı veya ilgili müsteşar yardımcısının başkanlığında, Bakanlık, Maliye, Millî Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının ilgili genel müdürleri ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bir temsilcisi ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğini temsilen katılan bir temsilci ve Konfederasyonu temsilen katılan bir temsilciden oluşan Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu kurulması öngörülmüş; yasanın geçici 1. maddesinde de, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş bulunan oda, birlik, federasyon ve Konfederasyonun tüzel kişiliklerinin bu Kanunda öngörülen şartları yerine getirmeleri kaydıyla devam edeceği hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda otomobil, yapısı itibarıyla, sürücüsü dahil en fazla dokuz oturma yeri olan ve insan taşımak için imal edilmiş bulunan motorlu taşıt olarak tanımlanmış, Karayolları Trafik Yönetmeliğinde de, otomobil genel tanımı içinde taksi ve taksi dolmuşlar ticari motorlu taşıtlar olarak yer almış olup, şoför, Karayolunda, ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı süren kişi olarak tanımlanmıştır.
13.06.2007 günlü, 26651 sayılı Resmi gazete’de ilan edilen Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu 1 No’lu kararının ekinde yer alan “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinin “Ulaştırma Hizmetleri” başlıklı meslek kolları arasında “şoförlük” ve “taksicilik” yer almışken dava konusu 2 No’lu kararın eki listede ulaştırma hizmetleri başlıklı meslek kolları arasında adı geçen meslek kolları yerine “taksi işletmeciliği” belirlenmiştir.
507 sayılı yasada “geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin” ibarelerine 5362 sayılı yasada yer verilmemiş, esnaf ve sanatkar ile tacir veya sanayici ayrımında farklı kriterlere yer verilmiş olup, “geçimini münhasıran bu işten sağlama” ölçütü yerine herhangi bir meslek adı belirtilmeyerek, ekonomik sermayesi ile birlikte bedeni çalışma sonucu elde edilen kazancın tacir sanayici niteliğini aşmaması ve vergilendirme ölçütleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak esnaf ve sanatkarların meslek kollarının belirlenmesi konusunda Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kuruluna görev ve yetki verilmiştir.
Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kuruluna tanınan bu yetki kapsamında, kurul tarafından, Türkiye İstatistik Kurumunca ülkemiz için belirlenen ve ilan edilen NACE Rev. 2 Altılı Ekonomik Faaliyet Sınıflaması listesi esas alınarak meslek kolları belirlenmiş ve dava konusu kararda “şoförlük” bir meslek kolu olarak kabul edilmemiştir.
Bu durumda, 5362 sayılı Yasa ile esnaf ve sanatkar tanımında yapılan değişiklik ve bu kapsamda 507 sayılı Yasada açıkça yer alan “şoförlük” ibaresinin kaldırıldığı gözönünde bulundurulduğunda, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınarak mesleklerin gelişmeleri, sektörel bağlantılar ve günün şartları doğrultusunda yapılan değerlendirmeler sonucunda ve ekonomik faaliyetlerin uluslararası standartlarda sınıflanması için geliştirilen NACE kodları esas alınarak daha önce meslek kolu olarak belirlenmiş olan şoförlüğün müstakil bir meslek kolu olarak kabul edilmemesinde yasaya ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
5362 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş bulunan meslek kuruluşlarının tüzel kişiliklerinin bu Kanunda öngörülen şartları yerine getirmeleri kaydıyla devam edeceği hükme bağlandığından, anılan hüküm ile kazanılmış haklar korunmuştur.
Diğer taraftan, dava konusu kararın eki listede ulaştırma hizmetleri başlığı altında meslek kolları sayılırken taşımacılık ve işletmecilik genel terimlerinin kullanıldığı, otobüsçülük, minibüsçülük, taksicilik gibi ibarelere yer verilmediği gözönünde bulundurulduğunda, listede sayılan ve 5362 sayılı Yasada belirtilen esnaf tanımı kapsamında meslek kollarından biri olan
taksi işletmeciliğinin ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı süren kişi olarak tanımlanan esnaf niteliğindeki şoförleri de içerdiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ SÜREÇ :
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun “Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu” başlıklı 63. maddesinde, “Esnaf ve sanatkar meslek kollarını belirlemek ve yıllık gayri safi gelirleri ve bölgelerin özelliklerine göre esnaf ve sanatkarlar ile tacir ve sanayicinin ayrımını yapmak, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1463 üncü maddesinde Bakanlar Kurulunca çıkarılması öngörülen karar taslağını hazırlayarak Bakanlığa sunmak üzere; Bakanlık Müsteşarı veya ilgili müsteşar yardımcısının başkanlığında, Bakanlık, Maliye, Milli Eğitim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının ilgili genel müdürleri ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bir temsilcisi ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğini temsilen katılan bir temsilci ve Konfederasyonu temsilen katılan bir temsilciden oluşan Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu kurulmuştur. Kurulun sekretarya hizmetleri Genel Müdürlük tarafından yürütülür.” hükmü yer almaktadır.
Dava konusu Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun … Nolu kararı 5362 sayılı Kanunun 63. maddesinde belirtilen görev kapsamında Kurul tarafından 21/05/2016 tarih ve 29718 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilerek yürürlüğe konulmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.

ESAS YÖNÜNDEN:

İlgili Mevzuat:
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinde, “Bu Kanunun uygulanmasında; a) Esnaf ve sanatkar: İster gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseleri, (…) ifade eder.”; “Sicile kayıt mecburiyeti ve sicil işlemleri” başlıklı 68. maddesinin 1. fıkrasında, “Bu Kanun kapsamındaki esnaf ve sanatkarlar, yanlarında çalışanlar hariç, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren durumlarını otuz gün içinde bağlı bulundukları sicile tescil ve Sicil Gazetesinde ilan ettirmekle yükümlüdürler. (…)”; aynı maddenin 3. fıkrasında, “Esnaf ve sanatkarların mesleki faaliyette bulunabilmeleri ve ilgili odaya kaydedilmeleri için sicile kayıtları şarttır ve sicile her bir meslek için ayrı kayıt yapılması gereklidir.”; “Yönetmelikler” başlıklı 75. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde, “63 üncü maddesindeki, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun çalışma usul ve esasları Bakanlık tarafından, (…) üç ay içerisinde çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir”; “Yürürlükten kaldırılan hükümler ile atıflar” başlıklı 76. maddesinde, “17/07/1964 tarihli ve 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. Diğer kanunlarda, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununa yapılmış olan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır.”; Geçici 1. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş bulunan oda, birlik, federasyon ve Konfederasyonun tüzel kişilikleri bu Kanunda öngörülen şartları yerine getirmeleri kaydıyla devam eder.” hükümleri yer almaktadır.
01/08/1964 tarih ve 11770 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 21/06/2005 tarihinde yürürlüğe girmesiyle aynı Kanunun 76. maddesiyle yürürlükten kaldırılan 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu’nun “Kanunun kapsamı” başlıklı 2. maddesinde, “İster gezici olsun, ister bir dükkanda veya bir sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar, ticareti sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icabettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısiyle ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmiyen, aynı niteliğe (Sermaye unsuru olsun, olmasın) sahibolmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet, meslek ve küçük sanat sahipleriyle bunların yanlarında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin birinci maddede belirtilen amaçlarla kuracakları dernekler bu kanun hükümlerine tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Esnaf” başlıklı 15. maddesinde, “İster gezici olsun ister bir dükkanda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır. Ancak, tacirlere özgü 20 ve 53 üncü maddeler ile Türk Medeni Kanununun 950 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü bunlara da uygulanır.” hükmü yer almıştır.
14/12/2018 tarih ve 30625 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Esnaf ve Sanatkarlar Sicili Yönetmeliği’nin “Tescili zorunlu hususlar” başlıklı 26. maddesinde, “Esnaf ve sanatkârın; (…) d) Sektörü, meslek kolu, NACE kodu ve tanımı, (…) sicile tescili zorunlu olan hususlardır.”; “Sicil tasdiknamesi” başlıklı 28. maddesinde, “Esnaf ve sanatkârın sicile tescil yaptırması halinde ilgiliye onaylı sicil tasdiknamesi verilir. Tasdiknamede aşağıdaki bilgiler yer alır: (…) e) Sektörü, meslek kolu, NACE kodu ve tanımı (…)” hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde, şoför, “Karayolunda, ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı süren kişidir.” şeklinde tanımlanmıştır.
03/05/1986 tarih ve 86/10553 sayılı Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararının “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Karar’da amaç; vatandaşın ulaşım ihtiyacını karşılamak üzere toplu taşımacılığın geliştirilmesi ve disiplin altına alınması, korsan taşımacılığın önlenmesi ve fiilen çalışmakta olan şoför esnafının haklarının korunması maksadıyla taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçlarına verilecek ticari plakaların sayısı, verilme usul ve esaslarını tesbit etmektir.”; “Ticari plaka verilecekler” başlıklı 3. maddesinde, “Ticari Plaka verilebilmesi için;
1. (Değişik bend: 10/11/2003 – 2003/6259- BKK./1. md.) Taksi, dolmuş ve minibüslerde; şoförlük mesleğini geçim kaynağı olarak seçmiş olduğunu ve sürekli olarak icra ettiğini beyan etmiş ve ilgili meslek odasına, ilgili meslek odasının bulunmadığı yerlerde ise şoförler odasına üye olmak,
2. (Değişik bend: 10/11/2003 – 2003/6259- BKK./1. md.) Umum servis araçlarında; şoförlük mesleğini geçim kaynağı olarak seçtiğini beyan etmiş ve ilgili meslek odasına, ilgili meslek odasının bulunmadığı yerlerde şoförler odasına üye olmak veya ticaret odalarına kayıtlı taşımacı şirketlerce şehir içinde taşımacılık yapmak, şartı aranır.
Taksi, dolmuş ve minibüs sahipleri, bu plakaları bu maddenin (1) numaralı bendinde sayılan şartları haiz kişilere, umum servis aracı sahipleri, bu maddenin (2) numaralı bendinde sayılan şartları haiz kişilere ve taşımacı şirketlere satabilirler.” hükmü yer almaktadır.
Dava Konusu Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu Kararının İncelenmesi:
21/05/2016 tarih ve 29718 sayılı Resmi Gazete ile ilan edilen 2 No’lu Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu Kararının 1. maddesinde, esnaf ve sanatkarlar meslek kollarının 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 63 üncü maddesi gereğince Kurul tarafından belirlendiği; 3. maddesinde, bu listede yer alan meslek kollarına giren esnaf ve sanatkârların kullanabilecekleri Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ilan edilen NACE Rev.2 (Altılı Düzey) Ekonomik Faaliyet Sınıflamasında belirlenen faaliyet kodlarının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü tarafından bu kararın yayınlanmasını takip eden 6 ay içinde belirleneceği; 4. maddesinde,13/6/2007 tarihli ve 26551 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 No’lu Koordinasyon Kurulu Kararının yürürlükten kaldırıldığı ve 5. maddesinde, bu Kararın, yayımı tarihinden 6 ay sonra yürürlüğe gireceği ifade edilmiştir.
Dava konusu Kurul kararının ekinde yer alan “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” incelendiğinde, “P. Ulaştırma Hizmetleri” başlığı altında; “P.01- At arabası ve faytonculuk, P.02- Deniz ve iç sularda yapılan yolcu taşımacılığı, P.03- Deniz ve iç sularda yapılan yük taşımacılığı, P.04- Evden eve taşımacılık hizmetleri, P.05- Halk otobüsü işletmeciliği, P.06- Kargo ve kurye faaliyetleri, P.07- Minibüs işletmeciliği, P.08- Nakliyat acente ve komisyoncularının faaliyetleri, P.09- Oto kurtarıcı faaliyetleri, P.10- Servis aracı işletmeciliği, P.11- Şehir içi yük taşımacılığı, P.12- Şehirlerarası yolcu taşımacılığı, P.13- Şehirlerarası yük taşımacılığı, P.14- Taksi işletmeciliği, P.15- Uluslararası yolcu taşımacılığı, P.16- Uluslararası yük taşımacılığı” şeklinde belirleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından dava dilekçesinde her ne kadar “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinin “Ulaştırma Hizmetleri” başlığı altındaki meslek kodlarının tamamının iptali istemine yer verilmiş ise de; dava dilekçesinde … No’lu Kurul kararında şoförlüğün meslek olarak tanımlanmış iken; dava konusu … No’lu Kurul kararında “şoförlük” mesleğine yer verilmemesi nedeniyle hukuka aykırılık iddialarına bu çerçevede yer verildiği görüldüğünden, dava konusu … No’lu Kurul kararının hukuka uygunluk denetiminin de şoförlüğün esnaf ve sanatkar meslek kolları arasında yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi yönünden yapılması gerekmektedir.
Öte yandan dava devam etmekte iken; Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun … No’lu kararı 13/02/2019 tarih ve 30685 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, aynı kararın 3. maddesiyle dava konusu 2 No’lu Kurul kararı yürürlükten kaldırılmış ve kararın, 01/05/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır. Kararın ekinde yer alan “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” incelendiğinde ise, “J. Ulaştırma Hizmetleri” başlığı altında, “J.14- Taksicilik” şeklinde belirlenmiş, dava konusu Kurul kararında olduğu gibi “şoförlük” yine esnaf ve sanatkar meslek kolları arasında sayılmamıştır.
Bu durumda, her ne kadar dava konusu … No’lu Kurul kararı 13/02/2019 tarih ve 30685 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen 3 No’lu Kurul kararı ile yürürlükten kaldırılmış ise de; bakılan davada davacının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava konusu yaptığı eksik düzenlemenin 3 No’lu Kurul kararında da aynen devam ettiği, belirtilen değişikliğin davacının talebini karşılayacak nitelikte olmadığı görüldüğünden, davanın konusuz kalmadığı anlaşılmakla birlikte uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Kamu hizmetlerinin hangi koşullar altında ve nasıl yürütüleceğini önceden saptamak her zaman mümkün olmadığı için idarelerin, normlar hiyerarşisine aykırı olmayacak şekilde, hizmet etkinliğinin sağlanması için gerekli önlemleri almak, gelişen durumlara ayak uydurmak ve ortaya çıkan ihtiyaçları karşılayabilmek amacıyla düzenleyici işlemler üzerinde gerekli değişiklikleri yapmak hususunda takdir yetkisi bulunmaktadır. Takdir yetkisinin yargısal denetimi ise, bu yetkinin hukuka, eşitlik ilkesine ve kamu yararına uygun olup olmadığı ile sınırlıdır. Kamu yararı kavramı ise, tüm devlet organlarının işlem ve eylemlerinin genel nitelikteki amacını ve aynı zamanda nedenini oluşturmakta olup, bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yararı ifade etmektedir.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 63. maddesinde esnaf ve sanatkar meslek kollarını belirlemek ve yıllık gayri safi gelirleri ve bölgelerin özelliklerine göre esnaf ve sanatkarlar ile tacir ve sanayicinin ayrımını yapmak görevi Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’na verilmiştir.
507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanunu’nda esnaf ve sanatkar tanımı yapılırken; “geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimseler” sözcüklerine yer verilmiş iken; 21/06/2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 507 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkar Meslek Kuruluşları Kanununda ise yeni bir tanımlama yapılmıştır. Buna göre, 5362 sayılı Kanun uyarınca esnaf ve sanatkar sayılabilmek için; a- ekonomik faaliyetin sermaye ile birlikte bedeni çalışmaya dayanması, b- kazancı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1. fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) nolu bentte yer alan nakdi limitin tamamını aşmayacak şekilde tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olması, c- basit usulde vergilendirmeye ve işletme hesabı esasına göre defter tutmaya tabi olması yahut vergiden muaf bulunması, d- Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarından birine dahil olması şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.
Görüldüğü üzere, Kanunda, esnaf ve sanatkar tanımı kapsamında “geçimini münhasıran belirli bir işten sağlama” gibi bir kritere yer verilmemiş; “kamyonculuk, otomobilcilik, şoförlük” gibi meslek isimleri de zikredilmemiştir. Diğer taraftan esnaf ve sanatkar sayılma kriterleri arasında Kanunda belirli meslek isimleri zikredilmek yerine Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’na günün değişen ihtiyaç ve şartlarına göre güncelliğini yitiren veya sektöre yeni dahil olmuş birtakım mesleklerin tespiti ile niteliklerini de göz önünde bulundurarak esnaf ve sanatkar meslek kollarının belirlenmesi ve güncelliğinin sağlanması mümkün hale getirilmiştir.
Öte yandan ekonomik alandaki verilerin uluslararası karşılaştırılabilirliğini sağlamak amacıyla Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından NACE Rev.2 Ekonomik Faaliyet Sınıflaması oluşturulmuş; kurum ve kuruluşların uluslararası sınıflamalara geçişini sağlamak ve aynı zamanda kurumsal ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla da NACE Rev.2’ye dayalı olarak altı basamaklı bir ulusal ekonomik faaliyet sınıflaması oluşturularak 15 Ocak 2012 yılından itibaren ülkemizde kullanıma sunulmuştur. Ülkemizin sosyal ve ekonomik yapısına ilişkin değerlendirmeler yapılabilmesi bakımından ihtiyaç duyulan istatistiksel bilgilerin gerek kullanıcılar arasında gerekse uluslararası alanda anlamlı olabilmesi, ortak sınıflandırma ve belirli standartlara dayanılarak düzenlenmiş kodlama sistemleri ile sağlanabilecektir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi internet sitesinde yer verilen 2015 yılı NACE Rev.2 Altılı Düzey Ekonomik Faaliyet Sınıflaması listesinin “H. Ulaştırma ve depolama” kısmı ve “Kara taşımacılığı ile yapılan diğer yolcu taşımacılığı” grubu altında “49.32 Taksi taşımacılığı” sınıfına yer verildiği, alt sınıfında ise, “49.32.01-Taksi ile yolcu taşımacılığı”, “49.32.02-Sürücüsü ile birlikte diğer özel araç (otomobil, limuzin vb. dahil; minibüs, otobüs vb. hariç) kiralama faaliyeti”ne yer verildiği; 2017 yılında güncellenen NACE Rev.2 Altılı Düzey Ekonomik Faaliyet Sınıflaması listesi incelendiğinde ise, “49.32.01 Şehir içi taksicilik hizmetleri”, “49.32.01 Şehiriçi taksi taşımacılığı hizmetleri”, “49.32.01 Taksi ile yolcu taşımacılığı (dolmuşlar hariç)”, “49.32.02 Şehirlerarası taksicilik” şeklinde faaliyetlere yer verildiği, anılan listede “şoförlük” şeklinde bir ekonomik faaliyet sınıfına yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, esnaf ve sanatkarların mesleki faaliyette bulunabilmeleri ve ilgili odaya kaydedilebilmeleri için esnaf ve sanatkar siciline kayıt yaptırmaları şart olup; 14/12/2018 tarih ve 30625 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Esnaf ve Sanatkarlar Sicili Yönetmeliği’nin 23. maddesinde “Tescil” başlığı altında, esnaf ve sanatkarların çalışmaya başladıkları tarihten itibaren durumlarını otuz gün içinde bağlı bulundukları sicile tescil ve ilan ettirmekle yükümlü tutuldukları; 26. maddesinde de, esnaf ve sanatkarların sektörleri, meslek kolları, NACE kodları ve tanımları, sicile tescili zorunlu tutulan hususlar arasında belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, esnaf ve sanatkarların sicile kayıtlarının yapılması esnasında Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ülkemiz için belirlenen NACE Rev.2’ye dayalı altılı sınıf ekonomik faaliyet sınıflaması listesinin dikkate alındığı, esnaf ve sanatkarın sektörü ile yaptığı mesleğin belirlenmesinde bahsi geçen sınıflama sisteminin esas alındığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan davacının, dava konusu … No’lu Kurul kararında şoförlüğe yer verilmemesi sebebiyle eksik düzenleme yapıldığı iddiasını 02/04/1986 tarih ve 86/10553 sayılı Ticari Plakaların Verilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Bakanlar Kurulu Kararnamesinde yer alan düzenlemelere dayandırdığı görülmektedir.
Bahsi geçen Bakanlar Kurulu Kararnamesinde, ticari plaka verilebilmesi için, taksi, dolmuş ve minibüslerde; şoförlük mesleğini geçim kaynağı olarak seçmiş olduğunu ve sürekli olarak icra ettiğini beyan etmiş ve ilgili meslek odasına, ilgili meslek odasının bulunmadığı yerlerde ise şoförler odasına üye olmak, şartları aranmıştır.
Belirtilen düzenleme 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesi ile bir arada değerlendirildiğinde, karayolunda, ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı süren kişi” olarak tanımlanan şoförlerin, taksiyi bizatihi kullanan kişi olması ve geçimini bu suretle sağlıyor olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda ticari plaka verilebileceği anlaşılmakta olup; anılan düzenlemelerden şoförlüğün müstakil bir meslek olarak belirlendiği sonucunun çıkarılabilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Nitekim Bakanlar Kurulu Kararnamesinde yer alan şartları taşıyan ve ticari plaka sahibi olup kendi nam ve hesabına çalışan şoförlerin, belli bir il sınırları içinde bedel karşılığında binek otomobil ile yolcu taşıma işi yaptıkları, bu faaliyetin de ticari taksi işletmeciliği faaliyeti olduğu açıktır.
Buna göre, Bakanlar Kurulu Kararnamesinde, ticari plaka verilme şartları açısından, ticari olarak tescil edilmiş bir motorlu taşıtı kullanarak kendi nam ve hesabına çalışan şoförler yönünden bir düzenleme yapıldığı açık olup bu kişilerin ticari taksi işletmesi sahibi olarak değerlendirilmesinde ve kendilerine esnaf statüsü tanınmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır. Zira dava konusu Kurul kararıyla da belirtilen durum dikkate alınarak esnaf ve sanatkar meslek kolları arasında “taksi işletmeciliği” düzenlemesine yer vermiştir.
Diğer taraftan, Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle şoförlüğü geçim kaynağı olarak seçmiş olduğunu beyan eden kişilere ticari plaka verileceği yönündeki düzenlemeyle kendi nam ve hesabına çalışan kişiler için ticari plaka verileceği düzenlenmiş ise de; hukuki ilişkinin niteliğine göre ticari plaka sahibi ile şoför arasında yapılan sözleşme ile şoförlerin bahsi geçen taksi işletmesinde hizmet akdiyle çalışmaları da söz konusu olmuştur. Belirtilen hukuki ilişkiye işletmede “çalışan kişi sayısına” bağlı olarak Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesi noktasında uygulanacak hukuk bakımından İş Kanunu veya Borçlar Kanunu hükümlerinden hangisinin uygulanacağına yönelik Yargıtay tarafından pek çok karar tesis edilmiştir.
Davacının hukuka aykırılık iddiaları arasında yer alan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15/04/2010 tarih ve E:2010/7398 K:2010/10503 sayılı kararında da, davalıya ait minibüs işletmesinde çalışmakta iken iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğinden bahisle ihbar ve kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsili istemiyle … İş Mahkemesinde açılan davada 4857 sayılı İş Kanunu’nun “İstisnalar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendi gereği, “507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde” bu Kanunun uygulanmayacağı kuralından hareketle verilen görevsizlik kararının, 507 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılarak 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle getirilen yeni esnaf ve sanatkar tanımı da dikkate alınarak işinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyerinin İş Kanununa tabi olacağı, aksi halde Borçlar Kanunu hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümleneceği yönünde bir değerlendirme yapıldığı anlaşılmakta olup; kararda davacının iddia ettiği gibi şoförlüğün müstakil bir meslek olarak kabulü yönünde herhangi bir değerlendirmeye yer verilmediği görülmektedir.
Öte yandan, 5362 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinde, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş bulunan oda, birlik, federasyon ve Konfederasyonun tüzel kişilikleri bu Kanunda öngörülen şartları yerine getirmeleri kaydıyla devam edeceği hükme bağlandığından, anılan hüküm ile kazanılmış hakların korunduğu açıktır.
Bu durumda, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun 2 No’lu kararıyla, gerek 5362 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle esnaf ve sanatkar tanımının değişmiş olması gerek ekonomik faaliyetlerin uluslararası standartlarda sınıflanması için geliştirilen NACE kodları esas alınarak bir belirleme yapılması gerekse ilgili kamu kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak günün şartlarına ve ihtiyaçlarına göre oluşturulan “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinin “Ulaştırma Hizmetleri” başlığı altında “şoförlük” ibaresine yer verilmemesinde kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 21/05/2016 tarih ve 29718 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulu’nun … No’lu kararının ekinde yer alan “Esnaf ve Sanatkar Meslek Kolları” listesinde “Ulaştırma Hizmetleri” başlığı altında “şoförlük” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.