Danıştay Kararı 8. Daire 2016/13906 E. 2020/4458 K. 15.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/13906 E.  ,  2020/4458 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/13906
Karar No : 2020/4458

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : … Tarımsal Ürünler Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : … Bakanlığı
Vekili : Av. …
Davalı Yanında Davaya Katılan : Kendi adına asaleten … adına
vekaleten …
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Şikayetli avukatların alacaklı vekili sıfatıyla yürüttükleri icra takiplerinde tahsil ettikleri tutarların uhdelerinde kalması sonucu zimmet suçunun yasal unsurlarının oluştuğu iddiası yönünden, avukatların müşteki şirketten vekalet ücreti alacakları bulunduğundan yasal hapis hakkını kullandıkları yönünde savunmada bulundukları görülmekte olup, söz konusu uyuşmazlığın çözümü için davacı şirket tarafından şikayetli …’a yönelik başlatılan icra takibine itiraz sonucu davacı şirketin … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/200 esasına kayden açmış olduğu itirazın iptali davasında, şikayetli …’ın karşı taraftan vekalet ücreti alacağı bulunduğu iddiasıyla ‘davalı-karşı davacı’ sıfatıyla iddia ve savunmalarını ileri sürdüğü, Mahkemece, davalı avukatın tahsil ettiği para üzerinde vekalet alacakları nedeniyle hapis hakkını kullandığı gerekçesiyle yapılan azil işleminin haksız azil olduğu, davacı iş sahibinin onayı olmaksızın yapılan protokol sebebiyle uğradığı zararı karşılamakla yükümlü olduğu tespitlerine yer verilerek hazırlanan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı şirketin 124.453,00 TL alacaklı olduğu ve itirazın bu kısım yönünden iptali ile takibin devamına; davalı-karşı davacı avukatın ise, vekalet ücreti talep ettiği davaların azil öncesi döneme denk geldiği anlaşıldığından, 263.005,94 TL vekalet ücreti alacağı bulunduğunun tespiti ile karşı davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, şikayet tarihi itibarıyla şikayetli avukatların yasal hapis hakkı kapsamında kalan tutar henüz belli olmadığından ve bu hususun ancak adli yargıda karşılıklı açılan davalar neticesinde açıklığa kavuşturulduğu görüldüğünden, avukatların müşteki şirketten olan vekalet ücreti alacaklarına mahsuben icra takip dosyalarından tahsil ettikleri tutarlar üzerinde yasal hapis hakkı uygulayarak söz konusu tutarları uhdelerinde tutmaları sebebiyle kovuşturma izni verilmemesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla bu kısım yönünden Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Diğer taraftan, toplam 116.808,00 TL alacağın tahsili için başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün 2010/10217 esas sayılı icra takibinde davacı iş sahibinin onayı ve bilgisi olmaksızın 07/05/2010 tarihli protokol ile toplam alacağın 85.000,00 TL’si üzerinden tarafların sulh olmaları iddiası yönünden ise, avukatın üstlendiği işlerin durumu ve olası sonuçları hakkında müvekkilini bilgilendirme zorunluluğunun bulunduğu, bir haktan vazgeçme anlamındaki işlemlerinden dolayı müvekkilinin yazılı muvafakatinin alınmasının zorunlu olduğu, bu hususun avukatın takip ettiği işi özenle ifa etme ve hesap verme yükümlülüğü kapsamında kaldığı, bu nedenle görevin ihmali sonucunu doğurabilecek söz konusu işlem sebebiyle kovuşturma izni verilmesi gerekirken, aksi yönde tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu, bu nedenle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bu kısım yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.