Danıştay Kararı 8. Daire 2016/13054 E. 2020/3593 K. 16.09.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/13054 E.  ,  2020/3593 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/13054
Karar No : 2020/3593

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : … Üniversitesi Rektörlüğü – …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Anayasa Mahkemesi kararlarına göre masumiyet karinesi, kişinin suç işlediğine dair kesinleşmiş bir yargı kararı olmadan suçlu olarak kabul edilmemesini güvence altına aldığı, hiç kimsenin suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar yargılama makamları ve kamu otoriteleri tarafından suçlu olarak nitelendirilemeyeceği ve suçlu muamelesine tabi tutulamayacağını ifade eder. Suç isnadı mahkûmiyete dönüşse bile söz konusu mahkûmiyet hükmü hukuksal anlamda kesinleşmediği sürece masumiyet karinesinin devam ettiğinin kabulü gerekmektedir. Bu kapsamda Devlet Memurları Kanunu 48. Maddesinde geçen devlet memurluğunun sona ermesini gerektiren kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olmak ibaresinden ceza yargılaması sonucu verilen cezanın kesinleşmesinin gerektiğinin kabulü gerekmektedir.
Bu kapsamda davacının memuriyetinin ceza yargılaması sonucunda almış olduğu cezanın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği tarih olan 25.06.2015 tarihi sonrasında sona erdirilmesi gerekirken Ağır Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenilmeden Anayasa’nın 38. maddesinde güvence altına alınan masumiyet karinesi ilkesine aykırı olarak tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
Dava; … Üniversitesi İlahiyat Meslek Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, 657 Sayılı Yasa’nın 48. ve 98. maddesi kapsamında memurluğunun sona ermesine ilişkin 16.01.2015 günlü ve 309 sayılı işlemle bildirilen davalı idare işleminin iptali ile 15.11.2014 tarihinden itibaren ödenmeyen parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve eski görevine iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacıya isnat edilen fiillerle ilgili ceza hukuku mevzuatına göre yapılan yargılama sonucunda davacının … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla 16 yıl 3 ay hapis cezası ile 65.000,00 TL adli para cezasıyla mahkum edildiği, anılan hükmün … Ceza Dairesi’nin … günlü ve E:…,K:… sayılı kararıyla onandığı, dolayısıyla fiilin yargı kararıyla sabit olduğu görüldüğünden memurluğa alınma şartlarından biri olan kasten işlenen suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla bir süreyle hapis cezasıyla mahkum olmamak şartını kaybeden davacının 657 sayılı Yasa’nın 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca memuriyet görevinin sona erdirilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacı tarafından eski görevine iade edilmesi istemin idari işlem veya eylemde bulunma niteliğinde olduğu, idari yargıda idari işlem veya idari eylem tarzında istemde bulunulamayacağıdan belirtilen talebin incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmak suçundan … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla 16 yıl 3 ay hapis cezası ile 65.000,00 TL adli para cezasıyla mahkum edilmesi üzerine davalı idarece davacının uyuşturucu ticareti yapmak gibi yüz kızartıcı bir suç işlediğinden ve bu suçtan hüküm giydiğinden bahisle yönetim kurulu kararıyla 30.10.2014 tarih 1 sayılı işlemi ile davacının memuriyet görevine son verilmesi ve kendisine ödeme yapılmaması gerektiğine karar verildiği, 05.11.2014 tarih ve 7241 sayılı i Rektörlük oluru işlemi ile memuriyet görevine son verildiği anlaşılmaktadır. Davacının memuriyet görevine son verilmesine dayanak teşkil eden söz konusu … Ağır Ceza Mahkemesi kararının temyiz aşamasında Ceza Dairesi’nin … günlü ve E:…,K:… sayılı kararıyla onandığı anlaşılmaktadır.
657 Sayılı Yasa’nın  Memurluğun Sona Ermesi başlıklı 98/b maddesinde;”Devlet memurlarının    Memurluga alınma sartlarından her hangi birini tasımadıgının sonradan anlasılması veya memurlukları sırasında bu sartlardan her hangi birini kaybetmesi hallerinde memurlugu sona erer hükmü ile aynı Yasa’nın Genel ve Özel Şartlar Başlıklı 48/A maddesinin 5. bendinde; “Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…) (1) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak” düzenlemesinin yer aldığı görülmüştür.
Davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde her ne kadar Anayasa’nın 38. Maddesine göre suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı bu sebeple davacının ilgili ceza dosyasındaki suçluluğunun 25.06.2015 tarihli Yargıtay kararıyla kesinleştiği, dolayısıyla 15.11.2014 ile 25.06.2015 tarihleri arasında Devlet Memurları Kanunu 141. Maddesi uyarınca bu süre zarfında davacının aylıklarının üçte ikisini alabileceğini ve sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam edeceğini ileri sürse de; davacının uyuşturucu ve uyarıca madde ticareti yapmak fiilini işlediği gerekçesiyle Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkumiyete hükmedildiği, yukarıda alıntısı yapılan Devlet Memurları Kanun’un 48. maddesine göre 1 yıldan fazla kasten işlenen bir suçtan mahkum olan kişinin devlet memurluğunun sona ereceğine ilişkin hükümleri ile birlikte, davacının eğitim öğretim faaliyetinde bulunan bir kurumda öğretim görevlisi olması ve işlemiş olduğu fiilin de uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmak gibi yüz kızartıcı suç olması hususları göz önüne alındığında … Ağır Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmeden davacının memuriyetine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davacının bu talebinin kabul edilebilmesine olanak bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen açıklama ile birlikte onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.