Danıştay Kararı 8. Daire 2016/12831 E. 2020/4141 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/12831 E.  ,  2020/4141 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/12831
Karar No : 2020/4141

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalılar) : 1- … Valiliği
Vekili : Av. …
2-… Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davacı) : … Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Sağlık Ve Bilgisayar Hizmetleri Sanayi Ticaret A. Ş.
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirket tarafından, … Mahallesi … Sokak No:… adresinde işletilmekte olan … Tıpta Uzmanlık Sınavına Hazırlık Kursu’nun 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca kapatılmasına ilişkin Isparta Valiliği’nin … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işleme dayalı olarak hazırlık kursunun 24 saat içerisinde giriş kapıları mühürlenmek suretiyle faaliyetten men edileceğine ilişkin … Belediye Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, ders programında Biyoloji Öğretmeni … ile Uzman Öğretici … tarafından verilmesi gereken derslerin alanında uzman olan ancak kursla resmi ilişkisi olmayan uzman kişilerce verildiği hususunun ders veren uzmanların ve kursa devam eden kursiyerlerin ifadelerine başvurulmak suretiyle kuşkudan uzak, somut ve belirgin bir şekilde ortaya konulmadığı, bu uygulamanın süreklilik arz edip etmediği tespit edilmeden, konusunda uzman olan kişilerce ders verilmesinin Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 24/09/2007 tarihli, 157 sayılı Kararı’na aykırı olup olmadığının değerlendirilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Dava konusu işlem tarihinde 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun ” Kurum açma izninin iptali, kurumun kapatılması, devri ve nakli” başlıklı 7. maddesinde “Kurum açma izni verilen kurumlarda iki yıl içinde öğretime başlamayan ile amacı dışında kullanıldığı tespit edilen kurumun, kurum açma izinleri iptal edilir. Özel öğretim kurumları, kurum açma şartlarından herhangi birini kaybetmesi veya izinsiz değişiklik yapması, mevzuatta belirtilen sayıda personel çalıştırılmaması veya mevzuata aykırı personel çalıştırılması, reklam ve ilana ilişkin gerekli şartların yerine getirilmemesi halinde, davranışın ağırlık derecesine göre onbeş günden az olmamak kaydıyla üç aya kadar geçici olarak, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun genel ve özel amaçlarıyla temel ilkelerine uymayan, kurumunu mevzuata uygun kapatmayan, geçici olarak kapatma cezası alan ve aynı fiili tekrar işleyen kurumlar ise sürekli olarak kurum açma izni veren makam tarafından kapatılır.” kuralı yer almaktadır.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 02/12/2016 gün ve 6764 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile değişik “Kurum açma izninin iptali, kurumun kapatılması, devri ve nakli” başlıklı 7. maddesinde ise; ” Kurum açma izni verilen kurumlardan iki yıl içerisinde faaliyete başlamayan, faaliyete başladıktan sonra yönetmelikte belirtilen süreden daha fazla izinsiz ara veren veya söz konusu izni amacı dışında kullandığı tespit edilen kurumların kurum açma izni ve iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir.
Özel öğretim kurumunun;
a) Bakanlıkça onaylı yerleşim planında izinsiz değişiklik yapması,
b) Gerçeğe aykırı reklam ve ilan vermesi veya reklam ve ilanlarda öğrenci resim ve bilgilerini kullanması,
c) Haftalık ders çizelgesi ve programları Bakanlık izni olmadan kurumda uygulaması,
d) Bu Kanun ve bu Kanuna dayanılarak yürürlüğe konulan yönetmelik ve yönergelerde belirtilen hükümlere aykırı fiillerde bulunması,
e) Mevzuatta belirtilen sayıda personel çalıştırmaması veya mevzuata aykırı personel çalıştırması,
f) 14/6/1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun genel ve özel amaçları ile temel ilkelerine uymaması,
g) Kurum açma şartlarından herhangi birini kaybetmesi,
h) Mevzuata uygun olarak kapatılmaması,
hâllerinde; (a), (b), (c) ve (d) bentlerindeki fiiller için brüt asgari ücretin beş katı; (e) ve (f) bentlerindeki fiiller için brüt asgari ücretin on katı ve (g) bendindeki fiil için brüt asgari ücretin yirmi katı idari para cezası uygulanır. Bu fıkranın (a), (b), (c), (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki fiillerin tekrarı hâlinde idari para cezası miktarı beş kat artırılarak uygulanır ve bu bentlerdeki fiillerin üçüncü kez tekrarlanması hâlinde ise kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir, (h) bendindeki fiilin işlenmesi hâlinde brüt asgari ücretin yirmi katı idari para
cezası verilir ve kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir. İdari para cezası, kurum açma iznini vermeye yetkili makam tarafından verilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir…..” hükmüne yer verilmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin “Kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının iptali ve geçici olarak kapatma” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında; ” Kanunun 7 nci maddesi hükümlerinde belirtilen durumların gerçekleşmesi hâlinde kurumların kurum açma izinleri ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatları iptal edilir veya kurum geçici olarak kapatılır.” kuralı bulunmakta iken 13/01/2017 tarih ve 29947 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğinin 5. maddesi ile değişik 20/3/2012 tarihli ve 28239 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin “Kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatının iptali ile idari para cezaları ” başlıklı değişik 9. maddesinin 1. fıkrasında ise; “(1) Kanunun 7 nci maddesi hükümlerinde belirtilen durumların gerçekleşmesi hâlinde işlenen fiile göre kuruma idari para cezası uygulanır veya kurum açma izni ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirkete ait … Tıpta Uzmanlık Sınavına Hazırlık Kursu hakkında Maarif Müfettişlerince yapılan incelemede, kursta uzman öğretici olarak Dr. … ile Kurucu Temsilci, Kurum Müdürü ve Biyoloji öğretmeni olarak …’nın görevli oldukları, 26/04/2015 tarihli tutanak ile; program gereği Biyokimya dersini biyoloji öğretmeni ve Kurum Müdürü olan …’nın vermesi gerekirken, kursla resmi bir bağlantısı bulunmayan … isimli bir profesörün ders verdiği, 30/05/2015 tarihli tutanakta ise, program gereği Anatomi dersinin biyoloji öğretmeni ve Kurum Müdürü olan … tarafından işlenmesi gerekirken kursla bağlantısı bulunmayan Dr. … tarafından dersin işlendiğinin tespit edildiği, her iki tutanak tarihinde ders öğretmeni …’nın derste olmadığının görülmesi üzerine hazırlanan rapor ile mevzuata aykırı personel çalıştıran ve aynı fiili tekrar işleyen kurumun 5580 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca sürekli kapatılması yönünde teklif getirildiği, bu teklif doğrultusunda; davaya konu Isparta Valiliğinin … tarihli, … sayılı işlemi ile davacı şirkete ait kursun kapatılmasına yönelik olur alındığı, bu işlemin uygulanmasına yönelik …Belediye Başkanlığı’nın 30/11/2015 tarih ve 10871 sayılı yazısı ile hazırlık kursunun 24 saat içerisinde giriş kapıları mühürlenmek suretiyle faaliyetten men uygulaması yapılacağından gerekli önleyici tedbirlerin alınmasının istendiği, anılan işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, …’nın alınan ifadesinde dersleri kendisinin vermediğini derslerin sahasında uzman olan hocalar tarafından işlendiğini, Dr. …’in de ders işlemediğini ifade ettiği; uzman öğretici Dr. …’ın ise alınan ifadesinde, dersleri kendisinin işlediğini, bazı derslerin soru çözümü konusunda dışarıdan bazı doktorlardan yardım aldığını, ders konularının memur tarafından ders defterine yazıldığını, kendisinin imza attığını belirttiği; kurum memurunun ifadesinde; kurum öğretmenlerinin tüm derslere girmediğini, bazen kendilerinin bazen de uzman kişilerin derslere girdiğini ifade ettiği, tüm bu bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, görevli öğreticilerin derse girmeden veya ders işlemeden memur tarafından yazılan ders konuları ve isimleri altına imza attıkları anlaşılmaktadır.
Olayda, soruşturma dosyasında yer alan mevcut bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi neticesinde davacının üzerine atılı fiili işlediği sabit olup uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan Kanun ve ilgili Yönetmelik maddesi daha sonraki tarihli Kanun ve ilgili Yönetmelik değişikliği ile tamamen değiştirildiğinden, uyuşmazlığın çözülebilmesi için öncelikle davacının işlediği fiile hangi Kanun ve Yönetmelik hükmünün uygulanması gerektiği hususunun karara bağlanması gerekmektedir.
Ceza Hukuku kökenli bir ilke olan “lehe olan hükmün uygulanması ilkesi”; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiil sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunuyorsa veya sonradan yürürlüğe giren düzenleme suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine ise, sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir. Kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmaktadır. Bu anlamda idari işlem niteliğindeki yaptırımın tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yargısal denetiminin yapılması gerekmekte ise de, ilke olarak suç ve cezadan lehe olan normun uygulanması kuralının bu yaptırımlar yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla, fiilin işlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise yaptırım uygulanacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır. Ancak lehe hükmün uygulanması amacıyla verilecek bir iptal kararının başka yaptırımların uygulanmasına engel olmayacağı da tabidir.
Bu bakımdan, yeni oluşan hukuki durum dikkate alınarak, davalı idarece davacının eylemine uyan Kanunun ve ilgili Yönetmeliğin eski halinde düzenlenen fiilin, Kanun ve ilgili Yönetmeliğin yeni halinde düzenlenip düzenlenmediği ve/veya söz konusu fiil için daha hafif bir ceza öngörülüp öngörülmediğinin araştırılarak, eski ve yeni mevzuat hükümlerinden davacı lehine olanın uygulanması sureti ile yeniden bir işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan; davacı şirkete ait kurumun 5580 sayılı Kanun’un 7. maddesi uyarınca 26/02/2014 tarihinden itibaren 1 ay süreyle geçici olarak kapatılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; Dairemizin 27/05/2019 tarih ve E:2014/7734, K:2019/5138 sayılı kararıyla yukarıda yer alan gerekçeler doğrultusunda Mahkeme kararının bozulduğu, Dairemizin 24/06/2020 tarih ve E:2019/8345, K:2020/2726 sayılı kararıyla da davalı idarenin karar düzeltme istemi reddedilerek karar kesinleştiği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.