Danıştay Kararı 8. Daire 2016/11486 E. 2020/4148 K. 07.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/11486 E.  ,  2020/4148 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/11486
Karar No : 2020/4148

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf (Davacı) : … Çimento Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme Kararının açıklama ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Dava; davacı şirket adına tahakkuk ettirilen 2009-2012 yılları için 88.025,25 TL’lik maden devlet hakkı farkının meblağın tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali ve ihtirazı kayıt ile ödenen 88.025,25 TL’nin tarafına iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; ara kararıyla dava konusu alacağa ilişkin ödeme emri düzenlenmeden önce davacı hakkında söz konusu borcun ödenmesi için herhangi bir tahakkuk fişi düzenlenip düzenlenmediği, düzenlendi ise davacıya tebliğ edilip edilmediğinin davalı idareden sorulduğu; tahakkuk fişinin davacıya tebliğ edilmediğinin bildirilmesi nedeniyle kesinleşmemiş alacağın tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline ve ihtirazı kayıtla ödenen miktarın iadesine karar verilmiştir.
3213 Sayılı Maden Kanunu’nun (işlem tarihinde yürürlükte bulunan hali ile) “Harç, teminat, cezalar ve diğer yaptırımlar ” başlıklı 13 üncü maddesinde; “… Tahakkuk eden ve ödenmeyen Devlet hakları ile ruhsat harçları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmek üzere ilgili tahsil dairesine bildirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un (işlem tarihinde yürürlükte bulunan hali ile) 55 inci maddesinin birinci fıkrasında; amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmış, Kanun’un 58 inci maddesinde ise; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği hükmü öngörülmüştür.

Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan Tahsilat Genel Tebliği’nin 3. Bölümünün Ödeme Zamanı alt başlığı altında yer alan 6. maddesinde, “3213 sayılı Maden Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan, madenden Devlet hakkı, işletmelerce birer yıllık dönemler halinde üretilen madenlerin ocak başı fiyatları üzerinden hesaplanan ve takip eden yılın haziran ayı sonuna kadar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına beyan edilerek tahakkuk ettirilen ve bu süre içerisinde ödenmesi gereken mali yükümlülüklerdir.
Devlet hakkı, ruhsat sahibince her yılın haziran ayının sonuna kadar ödenir ve bu sürenin son günü amme alacağının vade tarihidir.
Ruhsat sahiplerinin, Devlet hakkını yatırdıklarına dair makbuz suretlerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne vermeleri gerekmektedir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına beyan edildiği halde süresinde (vadesinde) ödenmeyen Devlet hakkının, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilmesi için bir yazı ile vergi dairesine bildirilmesi üzerine, vade tarihi olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca bildirilen tarih esas alınacak ve bu alacağa vade tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı hesaplanacaktır.
Devlet hakkının takibine, ayrıca ödeme süresi verilmeksizin, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesine göre düzenlenecek ödeme emrinin tebliği ile başlanılacaktır.
Ancak, süresinde tahakkuk ettirilmediği için faiz de hesaplanarak vergi dairesine bildirilen Devlet haklarının takibine 6183 sayılı Kanunun 37 nci maddesine göre mükellefe tebliğ edilecek bir yazı ile 1 aylık ödeme süresi verilmek suretiyle başlanılacaktır. Bu takdirde sonradan tahakkuk ettirilen bu alacağın vade tarihi, 1 aylık ödeme süresinin son günüdür.
Madenlerden alınan Devlet hakkının süresinde tahakkuk ettirilmemesi nedeniyle alınması gereken faizin ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hesaplanması gerektiğinden faiz olarak bildirilen tutar; madenden alınan Devlet hakkı ve faiz olarak ayrı ayrı tahakkuk ettirilerek takip edilecektir. Bu takdirde de yalnızca Devlet hakkı alacağının aslına, vade tarihinden tahsil edildiği tarihe kadar geçen süre için 6183 sayılı Kanuna göre gecikme zammı hesaplanacaktır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin işlettiği … sicil numaralı maden sahasına ilişkin olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı heyeti tarafından mahallinde yapılan tetkikte 2009,2010,2011 ve 2012 yıllarına ait ilave devlet haklarının ödenmesi gerektiğinin tespit edilerek tahsil edilmesi için 12.05.2015 tarihinde … Valiliği’ne yazılı bildirimde bulunulduğu; … Vergi Dairesi Müdürlüğünce önce tahakkuk fişi düzenlendiği ve ardından … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin düzenlenip davacı şirkete tebliği üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Kamu alacağını ödemekle yükümlü olan borçlunun, bu alacak ile ilgili ödeme emri çıkartılması aşamasına gelmeden alacağın esasına ilişkin yargı mercilerine başvurma hakkı bulunmaktadır. Özel kanununda hüküm bulunan hâllerde ödeme vadesinde, yoksa 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre tebliğden itibaren bir aylık süre içinde yargı yerlerine başvurularak kamu alacağının esası dava konusu edilebilecektir. Kamu alacağının esasının dava konusu edilmemesi veya dava konusu edilmesine rağmen alacakta hukuki sakatlık bulunmadığına karar verilmesi durumunda alacak kesinleşmiş olacak ve tahsili için ödeme emri düzenlenecektir. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin birinci fıkrasına göre bu aşamada ödeme emrine itiraz hâlinde mahkeme davayı sırf tahsile ilişkin olarak, böyle bir borcun olmadığı, borcun kısmen ödendiği ve borcun zamanaşımına uğradığı nedenleriyle sınırlı olarak inceleyebilecektir.(AYM, E.2009/83, K.2011/29, K.T. 3/2/2011).
Dava konusu olayda, davalı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın … günlü … sayılı işlemi üzerine Vergi Dairesi tarafından davacı şirkete devlet hakkı alacağının ödenmesi için 6183 sayılı Kanun”un 37. maddesi gereğince herhangi bir bildirimde bulunulup süre verilmeden ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmakta olup, devlet hakkı payı tahakkukunun kesinleştiğinden söz edilmesine olanak bulunmadığından dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan ödenmesi gereken aşamaya gelen vergi ve cezanın bu aşamasını belgeleyen tahakkuk fişi ise vergi dairesinin iç işlemi niteliğinde olduğundan, tahakkuk fişinin mükellefe tebliğ ya da tevdi edilmiş olmasının da bu durumu değiştirmesine olanak yoktur.
Salt tahakkuk fişinin davacıya tebliğ edilmemesi gerekçesine dayalı olarak verilen kararda hukuki isabet bulunmamakta ise de; işlemin, kamu alacağını kesinleştirmeden ödeme emri düzenlenerek tesis edildiği anlaşılmakla işlemde sebep yönünden hukuka uyarlık bulunmadığından işlemi iptal eden kararın onanması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın yukarıda yer verilen açıklama ile onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.