Danıştay Kararı 8. Daire 2016/10445 E. 2020/4545 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/10445 E.  ,  2020/4545 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/10445
Karar No : 2020/4545

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Kaymakamlığı
Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davacı) : … Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, İzmir ili, Menemen ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde bulunan davacı belediyeye ait kurs merkezinin izinsiz faaliyet gösterdiğinden bahisle 30 gün içinde kapatılması yönünde tesis edilen … tarih ve E…. sayılı Menemen Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin kapsamına; Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarının girdiği ve bu kapsamdaki özel öğretim kurumlarının izinsiz açılması veya faaliyet göstermesi durumunda kapatılmaları konusundaki yetkinin de Valiliklere verildiği, olayda ise, kapatılmasına karar verilen uyuşmazlık konusu kurs merkezinin kamu tüzel kişiliğini haiz mahalli bir yönetim birimi olan belediyeye ait olması sebebiyle 5580 sayılı Kanun ve bu kanun hükümlerine dayanılarak çıkarılan Yönetmelik hükümlerine tabi olmadığı, diğer yandan, konuyu düzenleyen birincil(kanun) ve ikincil(tüzük, yönetmelik) mevzuatta belediyelerce açılan kurs merkezleri için, önceden ilgili Kaymakamlıktan izin alınması gerektiğine ve izinsiz olarak açıldığı değerlendirilen bu tarz kurs merkezlerinin Kaymakamlıklarca kapatılabileceğine dair bir hükme de yer verilmediği, bu durumda, uyuşmazlık konusu kurs merkezinin 5580 sayılı Kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan Yönetmelik hükümlerine tabi olmaması ve belediyelerce açılan kurs merkezleri için ilgili Kaymakamlıktan önceden izin alınması gerektiğine ve izinsiz olarak açıldığı değerlendirilen kurs merkezlerinin Kaymakamlıklarca kapatılabileceğine dair mevzuatta bir hükme yer verilmemiş olması karşısında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmayarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun “Kanunun kapsamı” başlıklı 1. maddesinde, “Bu kanun, Türk milli eğitiminin düzenlenmesinde esas olan amaç ve ilkeler, eğitim sisteminin genel yapısı, öğretmenlik mesleği, okul bina ve tesisleri, eğitim araç ve gereçleri ve Devletin eğitim ve öğretim alanındaki görev ve sorumluluğu ile ilgili temel hükümleri bir sistem bütünlüğü içinde kapsar.” kuralına; aynı Kanunun “Yürütme, Gözetim ve Denetim” başlıklı 56. maddesinde ise, “Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu kanun hükümlerine göre Devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur.” kuralına yer verilmiştir.
5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu’nun 1. maddesinde; bu Kanunun amacının, “Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarına kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalıştırılması, kurumlara yapılacak malî destek ve bu kurumların eğitim-öğretim, yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, yönetim, denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemek olduğu, 2. maddesinin (b) bendinde, Kurum; okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşları, dershaneleri, motorlu taşıt sürücüleri kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, öğrenci etüt eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumlarını, (f) bendinde, Dershane; öğrencileri, bir üst okulun veya yüksek öğretime giriş sınavlarına hazırlamak, istedikleri derslerde yetiştirmek ve bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumlarını, (g) bendinde Çeşitli Kurslar; kişilerin sosyal, kültürel ve meslekî alanlarda bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini geliştirmek veya isteklerine göre serbest zamanlarını değerlendirmek üzere faaliyet gösteren özel öğretim kurumlarını ifade ettiği” hükümlerine yer verilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin Görev ve Soromlulukları” başlıklı 14. maddesinde, “Belediye, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla; a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. (Mülga son cümle: 12/11/2012-6360/17 md.) (…)(Ek cümleler: 12/11/2012-6360/17 md.) Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler.
b) (…) Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir… hükmü yer almış; aynı Kanunun “Belediyenin Yetkileri ve İmtiyazları” başlıklı 15. maddesinin (a) bendinde ise, “Belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her türlü faaliyet ve girişimde bulunmak” belediyelerin yetkileri ve imtiyazları arasında sayılmıştır.
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 32. maddesinin (f) bendinde, “Devlete, özel idareye, belediye ve köylere ait olan ve bunlara bağlı bulunan yahut bunların gözetim ve denetimi altında iş gören daire ve müesseselerle diğer bütün gerçek ve tüzelkişiler tarafından işletilen mali, ticari, sınai ve iktisadi müesseseler, işletmeler, ambarlar, depolar ve sair uzman, fen adamı, teknisyen ve işçi gibi personel bulunduran ve barındıran yerler Devlet ve memleket emniyet ve asayişi ve iş hayatının düzenlenmesi bakımından kaymakamın gözetim ve denetimi altındadır.” kuralı yer almaktadır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin Görev, Yetki ve Sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde yer alan “Okul öncesi eğitim kurumları açabilir;” ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesi’nin 24.01.2007 tarih ve E:2005/95, K:2007/5 sayılı kararıyla; “…Anayasanın 127. maddesinin birinci fıkrasındaki “mahalli müşterek ihtiyaç” ölçütü, yerel yönetimlerin görev ve yetkilerinin sınırını çizmektedir. Yasa koyucu, yerel yönetimlerin görevlerine ilişkin bir düzenleme yaparken, bu ölçütü gözetecektir. Mahalli müşterek ihtiyaç, herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları içinde yaşayan kişi, aile, zümre ya da sınıfın özel çıkarlarını değil, aynı yörede birlikte yaşamaktan doğan eylemli durumların yarattığı, yoğunlaştırdığı ve sürekli güncelleştirdiği, özünde etkinlik, ölçek ve sağladığı yarar bakımından yerel sınırları aşmayan, bölünebilir ve rekabet konusu olabilen yerel ve kamusal hizmet karakterinin ağır bastığı ortak beklentileri ifade etmektedir. … Milli eğitim, program ve yöntem itibariyle ulusal nitelikte olduğundan, mahalli müşterek nitelikte bir ihtiyaç olarak görülemez. Açıklanan nedenlerle kural Anayasanın 127. maddesine aykırıdır, iptali gerekir.” gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, İzmir ili, Menemen ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde bulunan mülkiyeti davacı belediyeye ait binada Menemen İlçesinde eğitim gören ve ikamet eden yoksul aile çocuklarının eğitim düzeylerinin yükseltilerek üniversite ve lise yerleştirme sınavlarına hazırlanabilmeleri ve yabancı dillerini geliştirebilmeleri için destek ve işsizlikle mücadele kapsamında meslek kursları açılması için Belediye Meclisinin 03.01.2011 tarih ve 09 sayılı kararı ile Belediye başkanına yetki verildiği, bu yetkiye istinaden 14.01.2011 tarihli Başkanlık onayı ile ücretisiz YGS ve LYS kursları açılmasına karar verilerek, durumun 24.01.2011 tarih ve 236 sayılı yazı ile Menemen Kaymakamlığına bildirildiği, ancak kimliği ve adresi tespit edilemeyen bir kişi tarafından verilen şikayet üzerine İzmir Valiliği Maarif Müfettişleri Başkanlığı tarafından yürütülen inceleme ve soruşturma sonucu tanzim edilen … tarih ve … sayılı raporda getirilen teklif doğrultusunda 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 5/4.maddesi uyarınca Menemen Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih ve E…. sayılı işlemi ile davacı belediyeye ait söz konusu kurs merkezinin kapatılmasına karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen Milli Eğitim Temel Kanunu ile Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde eğitim ve öğretim kurumlarının kurulması konusunda iki farklı usulun öngörüldüğü, bunlardan birinin devlet tarafından Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulan eğitim ve öğretim kurumlarından oluştuğu, diğerinin ise Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişilerce açılan özel öğretim kurumları ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel eğitim kurumları olduğu görülmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun yukarıda yer verilen belediyenin görev ve sorumlulukları ile yetkileri ve imtiyazları başlıklı maddeleri birlikte incelendiğinde; belediyelerin eğitim ve öğretime ilişkin olarak devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilecekleri gibi yaptırabilecekleri, bu okulların her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyacını karşılayabileceklerinin öngörüldüğü, belediyelerin bunun ötesinde eğitim ve öğretim faaliyetlerine yönelik görev ve sorumluluklarının bulunmadığı, “okul öncesi eğitim kurumu” açabileceklerine yönelik hükmün de Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla iptal edildiği, anılan karar gerekçesinde de, mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlara yönelik faaliyette bulunma yetkisi olan belediyelerin, program ve yöntem itibariyle ulusal nitelikteki Milli Eğitim konusunda yetkili olmadığının belirtilmesi karşısında, belediyelerin eğitim-öğretim faaliyetinde bulunamayacağının kabulü gerekmektedir.
Olayda ise, davacı belediye tarafından açılan ve dava konusu işlemle kapatılmasına karar verilen kurs merkezinin, öğrencileri bir üst okula veya yüksek öğretime giriş sınavlarına hazırlamak, istedikleri derslerde yetiştirmek ve bilgi düzeylerini yükseltmek amacıyla faaliyet gösteren “dershane” kapsamında olduğu ve söz konusu dershanelerin de yukarıda yer verilen mevzuat gereğince sadece gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılabileceği, belediyelerin ise herhangi bir eğitim-öğretim kurumu açamayacağı açıktır.
Bu durumda; belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan belediyelerin, “ulusal nitelikteki eğitim faaliyeti” kapsamında yer alan dershane kurması ve işletmesine hukuken olanak bulunmadığından, davacı belediyeye ait kurs merkezinin kapatılmasına ilişkin davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.