Danıştay Kararı 8. Daire 2016/10444 E. 2020/5198 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2016/10444 E.  ,  2020/5198 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/10444
Karar No : 2020/5198

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : … Kaymakamlığı

Karşı Taraf (Davacı) : …

Vekili : Av. …

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … ili, … ilçesi, … mahallesinde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmazın, 6292 sayılı Kanun kapsamında iadesi istemiyle yapılan başvuruların reddine ilişkin 08/08/2014 tarih ve 4123 sayılı işlem ile 08/07/2015 tarih ve 1881 sayılı işlemlerin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, … tarih ve … sayılı işlem yönünden; … Kadastro Müdürlüğü tarafından “Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan … ada, … parsel sayılı taşınmazın … kızı … kullanımında olduğu”na dair 05/08/2010 tarihli tutanak düzenlendiği, davacının tapuda “Adil” olarak görünen babasının soyisminin düzeltilmesi istemiyle açılan dava sonucunda … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile “taşınmazın beyanlar hanesindeki muhdesat bilgileri bölümünde yer alan kaydın … kızı … olarak” düzeltilmesine karar verildiği, bu kararın 13/02/2013 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen işbu Mahkeme kararı üzerine davacının 19/02/2013 tarihinde söz konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında iadesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin davacıya 13/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, 6292 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Kanun kapsamındaki başvuruların 2 yıl içinde yapılması gerektiği, davacının başvurusunun da belirtilen süre içinde olduğu anlaşılmakta olup dava konusu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline; … tarih ve … sayılı işlem yönünden ise; … ili, … ilçesi, … mahallesinde bulunan … ada, … parsel sayılı Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın … kızı … kullanımında olduğunun 05/08/2010 tarihinde Finike Kadastro Müdürlüğü tarafından tutanakla tespit edildiği, taşınmazın 06/01/1994 tarihli işlem ile davacı tarafından satış yoluyla mülkiyetinin alındığı, 2010 yılında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan ve tapu kayıt örneğinde beyanlar hanesine tescili yapılan taşınmazın, davacı tarafından, usulüne uygun oluşturulmuş kadastro tutanakları sonucunda satın alma yoluyla mülkiyetinin elde edildiği anlaşılmakta olup, süresi içerisinde 6292 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvurunun reddine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
6292 sayılı Kanun’un “2/A veya 2/B Belirtmelerinin Terkini ve İade Edilecek Taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinde;
“(1) İlgililer tarafından idareye başvurulması ve idarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
a) Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
b) Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
c) Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
(2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
(3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
(4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, … ili, … ilçesi, … mahallesinde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz iadesine ilişkin 19/02/2013 tarihinde davacının vekili aracılığıyla başvuruda bulunulduğu, söz konusu başvurunun davalı idarenin … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedildiği ancak tebliğ edilmediği, bunun üzerine davacı tarafından taşınmazın bedelsiz iadesi istemiyle 21/06/2015 tarihinde yeniden başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun da … tarih ve … sayılı işlem ile reddedilerek hem bu işlemin hem de … tarih ve … sayılı işlemin aynı anda tebliğ edilmesi üzerine söz konusu işlemlerin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu … tarih ve … sayılı işlem yönünden;
6292 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 7. maddesinde, bedelsiz iade talebinde bulunacak ilgililer bakımından Kanunun yürürlüğe girdiği 26/04/2012 tarihinden itibaren iki yıllık başvuru süresinin getirildiği ve belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin haklarının bu süre sonunda sona ereceğinin düzenlendiği görülmektedir. Her ne kadar anılan Kanunun geçici maddelerinde başvuru süreleri uzatılmış ise de, söz konusu süre uzatımının Kanun kapsamına giren taşınmazların satışına yönelik başvuruları kapsadığı, taşınmazların iadesine ilişkin sürelerin uzatılmadığı açıktır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin Kanunda öngörülen 2 yıllık süre içerisinde, 19/02/2013 tarihinde yapılan başvuru üzerine tesis edildiği belirtilmekte ise de, dava konusu işlemin, davacının 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesinde belirtilen, Kanun’un yürürlüğe girdiği 26/04/2012 tarihinden itibaren iki yıllık başvuru süresi geçtikten sonra 21/06/2015 tarihinde yaptığı başvuru üzerine tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 6292 sayılı Kanun kapsamında dava konusu taşınmazın bedelsiz iadesi talebiyle süresi içerisinde yapılmayan başvurunun, aynı gerekçeyle (başvurunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle) reddine yönelik işlemde hukuka aykırılık, anılan işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Dava konusu … tarih ve … sayılı işlem yönünden;
6292 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, bedelsiz olarak iade edilecek taşınmazların nitelikleri açıkça ifade edilmiş olup; Kanunun lafzından, “Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle Hazine tarafından açılan davalar sonucunda tapuları iptal edilen ve 2/A veya 2/B niteliğinde Hazine adına tescil edilen taşınmazların” iade kapsamında olduğu; orman vasfında olduğu gerekçesiyle tapuları iptal edilen ve orman vasfıyla Hazine adına tescil edilen taşınmazların (daha sonradan Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış olsa dahi) ise, iade edilecek taşınmazlar arasında sayılmadığı anlaşılmaktadır.
Nitekim, orman vasfıyla tapuda Hazine adına tescil edilen ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlar, 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesi kapsamında bulunmadığından, 345 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliğinde bu hususa ilişkin bir hükme yer veren düzenleme, 359 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliği ile kaldırılmış olup; 359 Sıra No.lu Milli Emlak Genel Tebliğine karşı açılan davada ise, Dairemizin 17/04/2018 tarih ve E:2014/4794, K:2018/2155 sayılı kararı ile, 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesinin kapsamını genişleten kuralın yürürlükten kaldırılması amacıyla tesis edilen dava konusu Milli Emlak Genel Tebliğinin, 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesinin gereği gibi uygulanmasına yönelik olduğu anlaşıldığından, hukuk devleti ilkesine, kanuni idare ilkesine ve normlar hiyerarşisine aykırılık taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Öte yandan, taşınmazların kadastro tespiti üzerine, idari bir tasarruf sonucunda Hazine adına tescil edilmesi halinde de 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesinde aranılan şekilde, Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle açılan davalar sonucunda tapusunun iptal edilip 2/A veya 2/B niteliğinde Hazine adına tescil edilen bir taşınmazın bulunmadığı kabul edildiğinden, bu kapsamdaki taşınmazların da iade edilmesi mümkün olamamaktadır.
Olayda, dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının Hazine tarafından açılan dava sonucunda iptal edilmediği, taşınmazın 07/09/2010 tarihinde tesis kadastrosu sonucu Hazine adına tescil edildiği görülmektedir.
Bu durumda, davacının, kadastro tespiti üzerine, idari bir tasarruf sonucu dava konusu taşınmaza ait tapu kaydını kaybettiği, 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesinde aranılan şekilde, açılan davalar sonucunda tapunun iptal edilip 2/A veya 2/B niteliğinde Hazine adına tescil edilen bir taşınmazın bulunmadığı anlaşılmakla, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yönde verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/11/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.