Danıştay Kararı 8. Daire 2015/4292 E. 2015/6730 K. 07.09.2015 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2015/4292 E.  ,  2015/6730 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/4292
Karar No : 2015/6730

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : –
İstemin Özeti : …. 10. İdare Mahkemesinin …. gün ve E:….. sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi: İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketin 05/08/1999 tarihli rödovans sözleşmesine istinaden yürütmekte olduğu madencilik faaliyetinden kaynaklanan devlet hakkı bedellerinin hatalı hesaplandığından bahisle, eksik yatırılan devlet hakkı farkının gecikme cezaları ile birlikte ödenmesi yönünde tesis edilen 04/08/2014 tarih ve 352753 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; uyuşmazlığa konu ruhsat sahasını rödovans sözleşmesi karşılığında işletmekte olan davacının, devlet hakkı bedelinin ruhsat sahibinden tahsiline ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada hukuken geçerli ve korunabilir bir hakkının ya da menfaatinin olmadığından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1/a bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Anılan hüküm ile idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görülebilmesi için aranılan ön koşul, dava açanın subjektif ehliyeti olan menfaat ihlali olarak belirlenmiştir. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ihlali şartı da ancak, kişisel, meşru ve güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Diğer bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin, davacının hukuki, maddi veya manevi durumuna doğrudan veya dolaylı etki etmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen kişisel, meşru ve güncel bir menfaatin varlığı, taraf ilişkisinin kurulmasında yeterli sayılmakta ve bu husus davanın niteliği ve özelliğine göre belirlenmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; …. Mahallesi sınırlarında mermer(kalker) maden ruhsat sahibi olan …. A.Ş. ile davacı şirket arasında imzalanan rödövans sözleşmesi ile davacının söz konusu sahada madencilik faaliyetinde bulunduğu, davalı idare yetkililerince anılan sahada yapılan incelemeler sonucunda rödovansçı davacı şirketçe 2010-2011 ve 2012 yılları satış bilgi formlarında orman bedellerinin eksik hesaplandığının, 2011 ve 2012 yılların satış bilgi formlarında belirtilen ocak başı satış fiyatının hatalı olduğunun tespit edilmesi üzerine, idare tarafından ruhsat sahibi İSTMAD Maden İşletmeleri A.Ş. adına devlet hakkının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin 04/08/2014 tarih ve 352753 sayılı işlemin tesis edildiği, iş bu işlemin iptali istemiyle de bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Devlet hakkı ocaktan çıkarılan madenin ocak başındaki fiyatından alınmakta olup çıkarılan madenin grubuna göre devlet hakkının hangi oranda alınacağına Maden Kanununun 14. maddesinde açıkça yer verilmiştir. Anılan Kanunda devlet hakkının her yıl Nisan ayı sonuna kadar ilgili idareye sunulması zorunlu olan satış bilgi formunda doğru olarak belirtilmesinin gerektiği, idarece, satış bilgi formundaki beyanlarda hata ve noksanlıklar tespit edilmesi hallinde ruhsat sahibi tarafından bu durumun iki ay içerisinde düzeltilmesi gerekeceği aksi halde ruhsat teminatının irat kaydedileceği, irat kaydedilen teminatın yeniden yatırılmaması durumunda ise maden işletme ruhsatının iptal edileceğine dair düzenlemelere yer verilmiştir.
Olayda; davacı şirketin 05/08/1999 tarihli rödovans sözleşmesine istinaden sözleşmeye konu sahada madencilik faaliyetinde bulunduğu görülmekte olup, anılan sözleşme hükümleri uyarınca davacının Maden Kanunu kapsamında ödenmesi gereken devlet hakkı, madencilik fonu vs. gibi ödemeler ve bunlarla ilgili bildirimleri yerine getirme mükellefiyeti olduğu, bu sorumluluğun eksik veya hiç yerine getirilmemesi halinde doğabilecek cezalar ve ödeme emirlerinden dolayı ruhsat sahibinin davacıya rücu edebileceği ve sözleşme hükümlerine uyulmadığı gerekçesiyle sözleşmenin feshedilebileceği taraflarca kararlaştırılmıştır.
Bu durumda; Maden Kanunu kapsamında ruhsat sahibinin ruhsat hukukunu ilgilendirecek her türlü yaptırımın bu ruhsata dayalı olarak rödövans sözleşmesi karşılığında faaliyette bulunan davacı şirketi de doğrudan etkileyeceği ve diğer yandan taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davaya konu işlemin sonuçlarından davacının maddi olarak mutlak suretle etkileneceği, ruhsata konu sahada madencilik faaliyetinin sona ermesinin de muhtemel olduğu hususları dikkate alındığında, rödovansçı davacı şirket tarafından devlet hakkının eksik bildirilmesi nedeniyle ruhsat sahibi adına tesis edilen işlemin davacının hukuki durumuna etki ettiği ve menfaatini ihlal eder nitelik taşıdığı açıktır.

Sonuç itibarıyla dava konusu işlem nedeniyle açıkça menfaati ihlal edilen davacının dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davayı ehliyet yönünden reddeden Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … 10. İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 07/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.