Danıştay Kararı 8. Daire 2012/3694 E. 2016/1795 K. 29.02.2016 T.

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2012/3694 E.  ,  2016/1795 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/3694
Karar No : 2016/1795

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi müdürü olan davacının, müdürlük görevinin üzerinden alınarak bir daha yöneticilik görevi verilmemesine ilişkin 04.01.2011 tarih ve 200 sayılı Vali adına İl Milli Eğitim Müdürü tarafından imzalı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının “gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” fiilini işleyerek, seansa gelmeyen öğrenciler adına aylık bireyselleştirilmiş çalışma ve rehabilitasyon planları hazırlattığı ve bu planları imzalayarak öğrenciler adına fatura düzenlettirdiği fiilinin sabit olduğu, hizmete devamında sakınca bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun “Özlük Hakları ve Sorumluluklar” başlıklı 9. maddesinin 6. fıkrasında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerin işlenmesi halinde bu kişilere kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine brüt aylığından 1/4’ü ile 1/2’si arasında maaş kesim cezası, çalışma izni veren makam tarafından verileceği, tekrarı hâlinde ise göreve son verileceği; 7. fıkrasında ise, 1702 sayılı Kanuna göre meslekten çıkarılma veya 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlenmesi hâlinde, Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle personelin görevine, izni veren makam tarafından son verileceği kuralı bulunmaktadır.
Yine aynı Yasanın “Çalışma İzninin İptali ve Geçici Görevlendirme” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında, iki defa teftiş raporuyla başarısızlığı tespit edilen yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin çalışma izninin, izni veren makam tarafından iptal edileceği; 2. fıkrasında ise, hizmete devamında 9. madde hükümlerine göre sakınca görülen yönetici, öğretmen, uzman öğretici, usta öğretici ve diğer personelin görevine, izni veren makam tarafından son verileceği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının müdür olarak görev yaptığı Özel … Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi hakkında yapılan soruşturma neticesinde hazırlanan 20.12.2010 tarih ve 410/54 sayılı soruşturma raporunda; disiplin yönünden; davacının, seansa gelmeyen öğrenciler adına aylık bireyselleştirilmiş çalışma ve rehabilitasyon planları hazırlattığı ve bu planları imzalayarak öğrenciler adına fatura düzenlettirdiği iddialarının sübuta erdiği gerekçesiyle 657 sayılı Yasanın 125/D-f maddesi gereğince bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması ve idari yönden ise; yöneticilik görevinin üzerinden alınmasının ve bir daha özel kurumlarda yöneticilik görevi verilmemesi yönünde getirilen teklifler doğrultusunda dava konusu 04.01.2011 tarih ve 200 sayılı Vali adına İl Milli Eğitim Müdürü tarafından imzalı davalı idare işlemi ile davacının müdürlük görevinin üzerinden alınarak bir daha yöneticilik görevi verilmemesine karar verilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlem davacının müdürlük görevinin üzerinden alınması ve bir daha yöneticilik yapamaması şeklinde iki ayrı kısımdan oluşmakta olup; bu kısımların ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir.
Dava konusu işlemin davacıya bir daha yöneticilik görevi verilmemesine ilişkin kısmı açısından;
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan ve uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde, sürekli olarak yöneticilik görevi verilmemesine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, öte yandan; anılan Yasanın 10. maddesinin 2. fıkrasında yer alan hizmete devamında sakınca bulunan yöneticinin görevine son verileceği hükmünün de bir daha yöneticilik görevi verilmemesi şeklinde yorumlanamayacağı açıktır.
Bu itibarla, gerçeğe aykırı belge düzenleme fiilleri nedeniyle davacıya mevzuatta düzenlenmeyen bir idari yaptırım uygulanmak suretiyle özel öğretim kurumlarında bir daha yöneticilik görevi verilmemesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin davacının yöneticilik görevinin üzerinden alınmasına ilişkin kısmı açısından ise;
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasının Anayasa’nın 5., 13. ve 48. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle … 11. İdare Mahkemesince somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurması üzerine, 12.07.2013 gün ve 28705 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 22/05/2013 tarih ve E:2013/39, K:2013/65 sayılı kararı ile “İtiraz konusu kural, hizmete devamında 9. maddeye göre sakınca görülmesi durumunda özel öğretim kurumlarında görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin görevine, çalışma iznini veren makam tarafından son verilmesini öngörmektedir. Atıf yapılan 9. maddenin itiraz konusu kuralı ilgilendiren bölümü, söz konusu kişilerin, yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından tabi oldukları kanunları göstermekte olup hizmete devamında sakınca oluşturan eylemleri düzenlememektedir. Bu durumda idarenin, göreve devamında sakınca oluşturan eylemlerin neler olduğunun belirlenmesi hususunda geniş bir takdir yetkisine sahip olacağı açıktır. Bu hâliyle ne tür eylemlerin 9. maddeye göre sakınca oluşturduğunun ilgili kişilerce önceden bilinebilir olduğu söylenemez. Özel öğretim kurumunda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticilerin görevine son verilmesini gerektiren fiillerin tespiti hususunda idareye geniş takdir yetkisi tanıyan itiraz konusu kural, öngörülebilir olmadığı gibi ilgiliye, idarenin keyfi yorum ve uygulamalarına karşı yeterince koruma sağlayacak nitelikte olmadığından hukuki güvenlik ilkesini zedelemektedir.” gerekçesiyle Anayasa’nın 2. maddesine aykırı bulunan söz konusu Kanun hükmünün iptaline karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlemin tesis edildiği tarih ve Anayasa Mahkemesi kararının etkileri dikkate alınmak suretiyle, dava konusu yöneticilik görevinin üzeriden alınması işlemi ile ilgili gerekli değerlendirme yapılarak İdare Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca; dosyadaki bilgi ve belgelerden; dosyada sadece idare tarafından tanzim edilmiş soruşturma raporunun yer almasına karşın soruşturma raporunun dayanağı tanık ifadeleri ve gerekli tüm eklerin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmış olup; İdare Mahkemesince işin esasına girilmesine karar verilmesi halinde bu usuli eksikliğin de giderilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle; … 2. İdare Mahkemesinin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.