8. Daire 2011/3806 E. , 2011/3391 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/3806
Karar No: 2011/3391
İstemde Bulunan : Sivas Valiliği
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : … İli … Sulama Birliği Meclis üyesi olan … seçilme yeterliğini kaybettiğinden bahisle meclis üyeliğinden düşürülmesi istemidir.
Savunmanın Özeti : Kamu haklarından yasaklanmadığı, Sulama Birliği Yasasının yürürlüğe girmesi nedeniyle özel yasanın uygulanması gerektiği, bu Yasa uyarınca seçilme yeterliğini kaybetmediğinden, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi : İstem, … Valiliğince, … İli … İlçesi Sulama Birliği meclis üyesi olan … 5393 sayılı Belediye Kanunun 29. maddesinin son fıkrası uyarınca üyelikten düşürülmesine ilişkindir.
5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasasının 11. maddesinin son fıkrasında, birlik meclis üyeliğinin sona ermesi ile ilgili olarak Belediye Kanununun belediye meclislerine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış, 5393 sayılı Belediye Kanununun 29. maddesinin son fıkrasında ise, belediye meclis üyeliğine seçilme yeterliğinin kaybedilmesi durumunda, valinin bildirmesi üzerine Danıştay tarafından üyeliğin düşmesine karar verileceği hükmüne yer verilmiştir.
2972 sayılı Yerel Yönetimler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkındaki Kanunun 9. maddesinde; 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Yasasının 11. maddesinde belirtilen sakıncaları taşımamak şartıyla yirmibeş yaşını dolduran her Türk vatandaşının belediye başkanlığına, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeliğine seçilebileceği hükmü yer almış, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Yasasının 11. maddesinin (e) fıkrasında da , taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanların milletvekili seçilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 22.3.2011 gün ve 27882 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanununun Birlik Meclisine üyelik şartları, seçilme esasları, görev ve yetkileri başlıklı 6. maddesiyle özel düzenleme getirilmiş olup, bu 6. maddenin (b) bendinde “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle yada Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar,zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından hapis cezasına mahkum olmamak” birlik meclisine üyelik şartları arasında sayılmış, yine 6172 sayılı Yasanın 9. maddesinin (1) Nolu bendinde, Başkan’ın, birlik meclisinin üyeleri arasından birlik meclisi tarafından seçileceği, kuralı yer almış aynı 9.maddenin (6) nolu bendinde de, Birlik organlarını oluşturan üyelerin, bu kanunun 6 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki gerekçelerle hüküm giyerek seçilme yeterliliklerini kaybetmeleri durumunda; bahse konu üyeler için meclis tarafından kalan süreyi tamamlamak üzere yeni başkan, yönetim veya denetim kurulu üyesi seçileceği, ancak, bu durumda boşalan meclis üyeliği için seçim yapılamayacağı, belirtilerek üyeliğin kaybedilmesine ilişkin de hüküm getirilmiştir bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere, yukarıda anılan 6172 sayılı Yasadan önce, birlik meclis üyeliğinin sona ermesiyle ilgili olarak Belediye Kanununun belediye meclislerine ilişkin hükümleri ve dolayısıyla 2972 sayılı ve 2839 sayılı Yasaların ilgili hükümleri uygulanmakta iken, Sulama Birlikleri Kanunu ile özel bir düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar bu düzenleme yapılırken, birlik meclis üyeliğinin sona ermesi ile ilgili olarak Belediye Kanununun, belediye meclislerine ilişkin hükümlerinin uygulanacağına ilişkin 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasasının 11.maddesinin son fıkrasının halen yürürlükte olduğu, bu durumun, sulama birliği üyeliğinin düşürülmesi konusunda hangi Yasanın uygulanacağı konusunda bir tereddüt yarattığı görülmekte ise de, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanununun birlik organları ve üyeleri ile ilgili özel yasa niteliğinde olduğu ve artik sulama birliği üyeliğinden düşürülme konusunda 6172 sayılı Yasanın üyelik şartlarına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği, istem konusu olayında bu Yasa hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, … Sulama Birliği üyesi olan … daha önce birlik başkanı olarak görev yaparken müessir fiil, silahlı müessir fiil ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet etme suçu ile yargılandığı ceza davasında … Ağır Ceza Mahkemesinin … gün ve …sayılı kararı ile 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı bu kararın Yargıtayca onandığı, bu mahkumiyet nedeniyle de 2839 sayılı Yasanın yukarıda anılan hükmü uyarınca seçilme yeterliğini kaybettiği nedeniyle Danıştay Sekizinci Dairesinin 2.6.2010 gün ve E:2009/9144, K:2010/3173 sayılı kararı ile birlik başkanlığından düşürüldüğü, ancak … Sulama Birliğinin … tarihinde tekrar … birlik başkanlığına seçmesi üzerine, bu sefer bu kişinin birlik üyeliğinden düşürülmesi isteminin Sivas Valiliğince gündeme getirildiği anlaşılmaktadır.
Olayda … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü kararı ile 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, Yargıtay’ca onanan suçunun 6172 sayılı Yasada sayılan ve süre sınırı aranmayan suçlardan olmadığı gibi “kasten işlenen ve 5 yıl ve daha fazla süreyle hapis” gerektiren bir suç olmadığı görüldüğünden, 6172 sayılı yasaya göre sulama birliği üyeliğine seçilme şartlarını kaybetmediği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenle istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İstem, … İli … Sulama Birliği Meclis üyesi olan … seçilme yeterliğini kaybettiğinden bahisle meclis üyeliğinden düşürülmesine ilişkindir.
Anayasanın 127. maddesinde, mahalli idarelere ilişkin kurallara yer verilerek bu maddenin son paragrafında; mahallî idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı ile, kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları, görevleri, yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezî idare ile karşılıklı bağ ve ilgilerinin yasayla düzenleneceği belirlenmiştir.
Anayasanın bu hükmüne dayanan 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasasının 19. maddesinde, sulama birliklerinin hukuki niteliği düzenlenmişken 22.3.2011 gün ve 27822 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6172 sayılı Sulama Birlikleri Yasasının 21. maddesi ile 5355 sayılı Yasanın 19. maddesi yürürlükten kaldırılarak sulama birliklerinin 5355 sayılı Yasa ile olan bağlantısı sona erdirilmiştir.
Ancak 6172 sayılı Yasanın mevcut birliklerin hukuki durumunu düzenleyen Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında; bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasasına göre kurulmuş olan sulama birliklerinin onsekiz ay içinde durumlarını bu Yasaya uygun hale getirmek zorunda oldukları, aksi takdirde bu birliklerin tüzel kişiliğinin kendiliğinden sona ereceği ve bu birliklerin valinin görevlendireceği vali yardımcısı başkanlığında; defterdarlık, tarım il müdürlüğü, DSİ bölge müdürlüğü ve il mahalli idareler müdürlüğü yetkililerinden oluşan tasfiye komisyonu tarafından en geç iki ay içinde tasfiye edileceği, birliğin tüm hak, alacak, borç ve 657 sayılı Devlet Memurları Yasasına tabi olmayan personeli ile birliğe ait taşınır ve taşınmazların bu Yasaya istinaden kurulan yeni birliğe devrolunacağı kurala bağlanmıştır.
Böylece, 5355 sayılı Yasadaki kurallara uygun olarak kurulmuş olan sulama birlikleri için yeni yasal kurallara göre yeniden oluşturulmaları için bir geçiş süreci öngörülmüştür.
Böyle bir geçiş süreci öngörülmesinin sebebi; 5355 sayılı Yasada düzenlenen birliklerin hukuki niteliği ile 6172 sayılı Yasada yapılan düzenlemeler ile sulama birliklerine kazandırılan hukuki niteliğin birbirinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır.
5355 sayılı Yasada aralarında sulama birliklerinin de yer aldığı birlikler yerel yönetim niteliği taşımakta ve bu şekilde örgütlenmekte iken sulama birliklerini ayrıca ve özel olarak düzenleyen 6172 sayılı Yasa ile sulama birliklerinin 5355 sayılı Yasada öngörülen şekli ile yerel yönetim niteliğinin ortadan kaldırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
5355 sayılı Yasada birlik üyelerinin hukuki statüsü, birlik organlarının oluşumu 6172 sayılı Yasadan tamamen farklı olduğu gibi birlik başkanlığının sona ermesi, meclisin feshi, meclis üyelerinin yükümlülüğü gibi konularda Belediye Yasasına yapılan atıf 6172 sayılı Yasada yer almamıştır.
6172 sayılı Yasada yer alan kurallar incelendiğinde, sulama birliklerinin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden (DSİ) devir alınan tesislere yönelik mahalli ve müşterek ihtiyaç niteliğindeki hizmet ve faaliyetleri yürütmek üzere su kullanıcısı olarak tanımlanan gerçek ya da tüzel kişilerce hazırlanan birlik ana statüsünün DSİ’nin görüşü alınarak DSİ’nin bağlı olduğu bakanlıkça onaylanması sonucu kamu tüzel kişiliği kazandığı belirlenerek birlik organlarını oluşturan üyeler için seçilme yeterliği şartı da ayrıca düzenlenmiştir.
Nitekim 6172 sayılı Yasanın gerekçesinde, sulama birliklerinin belediye ve köy tüzel kişiliklerinin katılımı ile kurulması, görev ve yetkileri konusunda belediye meclisi, başkanı ve encümenin yetkilerine atıfta bulunan hükümler nedeniyle, büyük ölçüde genel ve yerel idarelerin tabi olduğu, ancak sulama işletmeciliğinin tabiatı ve ekonomik işleyişle, doğal kaynak olan su üzerindeki tasarruf açısından denetlemenin yapılabilmesiyle bağdaşmayan yasal düzenlemelerin bu birliklerin işlemlerinde ve denetiminde sıkıntılar yarattığından bu konuda yasal bir düzenlemenin gerektiği belirlenmiştir.
Yine Yasanın gerekçesinde, DSİ’ye ait tesislerin, bu tesislerden istifade eden kişiler tarafından işletilmesinin amaçlanarak bu tesislerin Anayasanın 168 ve 6200 sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Yasanın 2. maddesinin 1. fıkrasının k bendi uyarınca demokratik katılımcılığı sağlayan yerel sivil toplum örgütü olarak ve mahalli idareler sınırları ile bağlı olmayan sulama birlikleri adı altında kurulacak birliklere devrinin öngörüldüğü ve bu birliklerin yaptığı işlerin kamu hizmeti niteliği taşıması nedeniyle kamu tüzel kişiliği olduğuna işaret edilmiştir.
Bu açıklamalar ve 6172 sayılı Sulama Birlikleri Yasasının mevcut birliklerin hukuki durumunu düzenleyen geçici maddesi dikkate alındığında, 5355 sayılı Yasadaki kurallara göre kurulmuş olan birliklerin tüzel kişilikleri sona erdirilerek 6172 sayılı Yasada öngörülen sürece göre yeniden tüzel kişilik kazanana kadar hukuki statüsünün oluşturulduğu yasa kurallarına tabi olacağı açıktır.
5355 sayılı Yasa ile oluşturulan birliklerin seçimle gelen organların organlık sıfatlarını kaybetmelerine ilişkin istemler, bu Yasada Belediye Yasasına yapılan atıf doğrultusunda incelenmektedir.
Bu bakımdan, 5355 sayılı Yasadaki kural ve süreçlerle oluşturulmuş olan ve 6172 sayılı Yasaya göre henüz yeniden oluşturulmamış olduğu anlaşılan … İli … Sulama Birliği meclis üyeliğinden düşürülme isteminin de 5355 sayılı Yasadaki kurallara göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasasının 11. maddesinin son paragrafında; birlik meclislerinin toplantıları, kararları, çalışma esas ve usulleri, bilgi edinme ve denetim yolları, feshi, meclis üyeliğinin sona ermesi, ihtisas komisyonu üyelerinin seçimi ile meclis üyelerinin yükümlülükleri hakkında bu Yasada hüküm bulunmayan durumlarda, Belediye Yasasının belediye meclislerine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
5393 sayılı Belediye Yasasının “meclis üyeliğinin sona ermesi” başlıklı 29.maddesinin son paragrafında da, belediye meclisi üyeliğine seçilme yeterliğinin kaybedilmesi durumunda, Valinin bildirmesi üzerine Danıştay tarafından üyeliğin düşmesine karar verilir kuralına yer verilmiştir.
2972 sayılı Yerel Yönetimler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkındaki Kanunun 9.maddesinde; 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Yasasının 11.maddesinde belirtilen sakıncaları taşımamak şartıyla, yirmibeş yaşını dolduran her Türk vatandaşının belediye başkanlığına, il genel meclisi ve belediye meclis üyeliğine seçilebileceği hükmü yer almıştır.
Öte yandan, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11.maddesinin (e) fıkrasında da; taksirli suçlar hariç, toplam bir yıl veya daha fazla hapis veya süresi ne olursa olsun ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanların milletvekili seçilemeyeceği kurala bağlanmıştır.
Halen … İli … Sulama Birliği Meclis üyesi olan … adı geçen Sulama Birliğinin Başkanı iken müessir fiil, silahlı müessir fiil ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçu ile yargılanması sonucu … Ağır Ceza Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve bu karar Yargıtayca onanarak kesinleşmiş olduğundan, Dairemizin 2.6.2010 gün ve E:2009/9144, K:2010/3173 sayılı kararı ile başkanlıktan düşürülmesine karar verilmiştir. Bu karara yapılan itiraz üzerine İdari Dava Daireleri Kurulunun 25.08.2010 gün ve E:2010/2172, K:2010/1332 sayılı kararı ile itiraz reddedilmiştir.
İlgilinin söz konusu hapis cezası nedeniyle 2839 sayılı Yasanın yukarıda aktarılan maddesi hükmü uyarınca meclis üyesi seçilme yeterliğini de kaybettiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, istemin kabulü ile … İli … Sulama Birliği Meclis üyesi … meclis üyeliğinden düşürülmesine 29.06.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu (X) : … İli … Sulama Birliği Meclis üyesi olan … … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararı ile 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılması ve kararın kesinleşmesi üzerine Sivas Valiliğinin 04.05.2011 tarihli ve 2081 sayılı yazısı ile, adı geçenin, 5393 sayılı Belediye Yasasının 29/son maddesi uyarınca meclis üyeliğinden düşürülmesi talep edilmektedir.
… Sulama Birliği 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasasının 19. maddesi çerçevesinde faaliyet gösterirken, birlik başkanlığının sona ermesi, meclisin feshi, meclisi üyelerinin üyelik sıfatlarını kaybetmeleri gibi hususlarda 5393 sayılı Belediye Kanunu, 2972 sayılı Yerel Yönetimler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkındaki Kanun ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Yasası hükümlerinin uygulanması ve bu konulardaki istemlerin Danıştayca karara bağlanması öngörülmüştür.
22.3.2011 gün ve 27822 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu ile sulama birlikleri özel olarak düzenlenmiş ve 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Yasası kapsamından çıkarılmıştır. Bu çerçevede sulama birliklerinin yapısı, üyelik koşulları, birlik organları ayrıca düzenlenmiştir.
6172 sayılı Kanunun 9/6 maddesinde; birlik organlarını oluşturan üyelerin, Kanunun 6/1-a,b bentlerindeki gerekçelerle hüküm giyerek seçilme yeterliliklerini kaybetmeleri durumunda, bahse konu üyeler için meclis tarafından kalan süreye tamamlamak üzere yeni başkan, yönetim veya denetim kurulu üyesi seçileceği; ancak bu durumda boşalan meclis üyeliği için seçim yapılamayacağı hususu düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere 6172 sayılı Kanun, meclis üyeliğinin sona erdirilmesi hususunda doğrudan doğruya görev vermediği gibi, bu konuda Danıştaya görev veren bir başka düzenlemeye de atıfta bulunmamıştır.
Öte yandan; 6172 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin ilk cümlesinde, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte (22.3.2011 tarihinde) 26.5.2005 tarihli ve 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununa göre kurulmuş olan sulama birliklerinin onsekiz ay içinde durumlarını bu Kanuna uygun hale getirmek zorunda oldukları belirtilmiştir.
Söz konusu maddede, 5355 sayılı Kanununa göre kurulmuş olan sulama birliklerinin durumlarını 6172 sayılı Kanuna uygun hale getirinceye kadar 5355 sayılı Kanuna tabi olacaklarına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı gibi, maddenin yukarıda belirtilen cümlesinden de bu durumdaki sulama birliklerinin 5355 sayılı Kanuna tabi olacakları sonucu da doğmamaktadır.
Yukarıda açıklanan hukuksal gerekçelere adı geçenin sulama birliği meclis üyeliğinden düşürülmesi hususunun 6172 sayılı Kanun çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği; Kanunda bu hususta Danıştaya bir yetki verilmemiş olması karşısında, Sivas Valiliğinin incelemeye konu isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.