Danıştay Kararı 8. Daire 2011/2237 E. 2011/2623 K. 11.05.2011 T.

8. Daire         2011/2237 E.  ,  2011/2623 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/2237
Karar No: 2011/2623

Temyiz İsteminde Bulunan: …
Vekili : …
Karşı Taraf : Edirne Belediye Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacı şirketin sigortalısına ait işyerinin arka cephesinde bulunan rögardan taşan sular nedeniyle bodrum katında bulunan teşhir ürünlerinin hasarlandığından bahisle sigortalıya ödenen 16.000,00 TL zararın 01.09.2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte rücuen tazmini istemiyle açılan davada; sigortalıya ait işyerinde su basması nedeniyle oluşan zararın nedeninin herhangi bir adli veya idari tespite veya özel şahıslarca tanzim edilen bir tutanağa bağlanmadığı ve bu haliyle zarar ile idarenin sorumluluğu arasında illiyet bağı tespit edilemediğinden idareye atfedilebilecek kusurlu veya kusursuz bir eylem bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden … Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacı şirketin sigortalısına ait işyerinin arka cephesinde bulunan rögardan taşan sular nedeniyle bodrum katında bulunan teşhir ürünlerinin hasarlandığından bahisle sigortalıya ödenen 16.000,00 TL zararın 01.09.2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte rücuen tazmini isteminden kaynaklanmıştır.
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işleminde doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kurumlardan biri hizmet kusuru olup genel olarak bir kamu hizmetinin kuruluş ve işleyişinde aksaklık ve bozukluk olarak ifade edilmektedir.
İdarenin hukuki sorumluluğunun bir sonucu olan tam yargı davalarındaki amaç, idarenin bir eylemi ya da işlemi nedeni ile uğranılan zararın giderilmesidir. Bu türden bir uyuşmazlık çözümlenirken kesin ve gerçek bir zarar oluşup oluşmadığı ve bu zararın idari hizmetin eksik ya da kusurlu işlemesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. İlgilisinin, zararın varlığını, nedenleri ve miktarı ile birlikte belgeleyerek ortaya koyması gereği tam yargı davasının ön koşuludur.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirket tarafından, sigortalısına ait işyerinin bodrum katında bulunan teşhir ürünlerinin 11.07.2009 tarihinde yağan yağmur nedeniyle meydana gelen su basması sonucu zarar gördüğü ve bu zararın 14.07.2009 tarihinde yapılan ve 14.08.2009 tarihinde rapora bağlanan ekspertiz incelemesi ile tespit ettirildiğinden bahisle sigortalısına ödenen miktarın olayda hizmet kusuru bulunan daval Belediyeden rücuen tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü; zararı doğuran olayın nedenleri ile zararın miktarını belirleyen ekspertiz raporunun hukuki niteliğinin irdelenmesini gerekli kılmaktadır.
5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 2/m maddesinde; “Sigorta Eksperi”, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan tarafsız ve bağımsız kişi olarak tanımlanmıştır.
Aynı Yasanın 22. maddesinde, sigorta eksperliğinin gerçek veya tüzel kişilerce yapılacağı belirlenerek, sigorta eksperliği ile ilgili ayrıntılı düzenlemelere yer verilerek, sigorta eksperi olabilme koşulları, mesleki faaliyetlerinin kapsamı, denetimi ve faaliyetin gereği gibi yerine getirilmemesi halinde uygulanacak müyyediler de belirlenmiştir.
Bu madenin 17. fıkrasında, maddi hasarla sonuçlanan trafik kazaları için yetkili sigorta eksperleri tarafından düzenlenmiş örneği İçişleri Bakanlığınca tespit olunacak raporun, sigorta tazminatının ödenmesinde Karayolları Trafik Yasasının 99. maddesindeki kaza ve zarara ilişkin tespit tutanağı hükmünde olduğu, eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliği taşıdığı; 19. fıkrasında da, sigorta eksperlerinin sigortacı veya sigorta ettiren ya da sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler tarafından serbestçe tayin edileceği kurala bağlanmıştır.
Bu maddeye dayanılarak yürürlüğe konulan Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinde sigorta eksperliği kursları, sınavları ve stajı düzenlenmiş, stajı tamamlayanlara TOBB’ne başvurmaları üzerine Hazine Müsteşarlığınca ruhsatname verileceği kurala bağlanmıştır.
Bu kurallardan anlaşılacağı üzere, sigorta hukukunda tazminat yükümlüğünün belirlenmesi açısından sigorta ekspertiz müessesine yer verilerek sigorta ekspertizlerine hukuki bir statü kazandırılmıştır.
Ekspertiz raporlarının delil niteliği taşıdığını belirleyen Yasa kuralı ile sigorta ekspertizlerinin sigortalayan ve sigorta ettirene karşı tarafsız ve bağımsız çalışma ilkeleri gereği tazminat yükümlüğünü doğuran olayların nedenlerini de ortaya koyan raporlarının hukuken geçerli belge niteliği taşıdığının kabulü zorunludur.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı sigorta şirketinin talebi üzerine sigortalısının uğradığı zararı tespit eden sigorta ekspertiz şirketi raporunun incelenmesinden, 11.07.2009 günü bölgede yaşanan şiddetli yağış nedeniyle sigortalı işyerinin bulunduğu binanın arka cephesindeki rögarın taşarak sigortalı işyerinin yan cepheye açılan kapısından içeriye dolması sonucu hasarın meydana geldiğinin sigorta ile yapılan görüşme ve incelemeler sonucu tespit edilerek zararın miktarının da hesaplanmış olduğu görülmektedir.
Davalı idarenin savunmasında ise; o tarihte bölgede yağış olduğu kabul edilmekte ve kanalizasyon şebekesinin bakımının zamanında yapılarak yağmur sularına karşı önlemler alınmış olduğu beyanından başka, zararın idarenin yürüttüğü hizmetin dışında başka bir sebeple gerçekleştiğini ortaya koyacak bir tespitte bulunulmamaktadır.
Bu açıklamalar karşısında uyuşmazlık konusu olayda hukuken geçerli delil niteliği taşıdığı anlaşılan ekspertiz raporu dikkate alınmak suretiyle oluşan zarar ile idarenin yürüttüğü hizmet arasında nedensellik bağının var olduğu kabul edilerek tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, tazminat istemini reddeden Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 11.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.