Danıştay Kararı 8. Daire 2010/8614 E. 2013/7386 K. 31.10.2013 T.

8. Daire         2010/8614 E.  ,  2013/7386 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2010/8614
Karar No : 2013/7386

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı – ANKARA
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : Dava konusu işlemle ilgili dava açma ehliyeti bulunmayan davacının açtığı davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, esastan reddine ilişkin karar verildiği görülmüş olup, sonucu itibariyle yerinde olan kararın anılan gerekçe (ehliyet yokluğu sebebiyle ret) ile onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı oda tarafından, Ankara Büyükşehir Belediyesi 2009 yılı bütçesinin kabulüne ilişkin 19.11.2008 günlü meclis kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, bütçenin hazırlanmasına ilişkin 5393 Sayılı Belediye Kanununun 61. maddesiyle, Mahalli İdareler Bütçe ve Finansman Yönetmeliğinden sözedilerek, mevzuatta öngörülen usul ve esaslara uyularak hazırlandığı anlaşılan bütçenin kabulüne ilişkin kararda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Hukuk devletinin temel dayanağı olan idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi, iptal davaları yoluyla sağlanmakta olup, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görülebilmesinin ön koşullarından olan dava açma ehliyeti, iptal davasına konu kararın niteliğine göre idari yargı yerlerince değerlendirilmektedir. Danıştayın istikrar bulan kararlarına göre, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü için idari kararın davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda; davacı Mimarlar Odası Ankara Şubesinin tüzel kişiliğinden kaynaklanan genel hak ve fiil ehliyetine dayanarak, menfaatlerini ihlal eden idari işlemlere karşı idari yargıda dava açabileceği açıktır.
Öte yandan, 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun 2. maddesinde; birliğin kuruluş amacı,
a-) Bütün mühendis ve mimarları ihtisas kollarına ayırmak ve her kol için bir oda kurulmasına karar vermek; bu suretle aynı ihtisasa mensup meslek mensuplarını bir Odanın bünyesinde toplamak; merkezde idare heyeti, haysiyeti divanı ve murakıplar gibi görevlilere yetecek kadar üyesi bulunmayan Odanın merkezini, Umumi Heyetin belirleyeceği yerde açmak;
b-) Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbiriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplin ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak;
c-) Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek olarak açıklanmış olup aynı maddenin son fıkrasında birliğin kuruluş amacı dışında faaliyette bulunmayacağı; 19. maddesinde, odaların, bu Kanunun 2. maddesinde belirtilen amaç için birlikçe kararlaştırılan işlerden yalnız odalarını ilgilendiren kısımlar ile görevli oldukları düzenlenmiştir.
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, bütçe; belirli bir dönemdeki gelir ve gider tahminleri ile bunların uygulanmasına ilişkin hususları gösteren ve usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan belge olarak tanımlanmıştır.
Aktarılan Kanun maddesinde belirlendiği şekli ile odanın ve üst birliğin kuruluş ve örgütleniş amaçları ile dava konusu bütçenin niteliği birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu bütçenin kabulüne ilişkin meclis kararının davacı odanın görev alanı ile ilgisinin bulunmadığı açıktır.
Bu hale göre, davacı odanın dava konusu işlem karşısındaki durumu ve statüsü dikkate alındığında; meşru, güncel ve kişisel menfaat ilişkisi bulunmadığından dava açma ehliyetinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, esastan incelenerek reddine ilişkin kararda hukuka uyarlık görülmemiş ise de sonucu itibariyle yerinde görülen kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile onanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; …. İdare Mahkemesi’nin temyize konu kararının yukarıda anılan gerekçe ile onanmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 31/10/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.