Danıştay Kararı 8. Daire 2010/4154 E. 2014/1039 K. 18.02.2014 T.

8. Daire         2010/4154 E.  ,  2014/1039 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2010/4154
Karar No : 2014/1039

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İktisadi Devlet Teşekkülü olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetindeki taşınmaz üzerinde Maden Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca irtifak hakkı kurulamayacağından, davacının talebinin reddine dair işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve aksi yönde verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … İlçesi’nde davacının maden arama ruhsat sahası içerisinde bulunan ve mülkiyeti Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait taşınmazın bir kısmında madencilik faaliyeti yapabilmek için irtifak hakkı tesis edilmesine izin verilmesi isteminin reddine ilişkin 27.11.2008 gün ve 10414 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 3213 sayılı Yasanın 46. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu sahada irtifak hakkı tesisine yönelik olarak kamu yararı kararının alınmış olması, yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda, anılan sahada yapılacak madencilik faaliyetinin tarım ve hayvancılık faaliyetine olumsuz etkisinin olmayacağının saptanmış olması karşısında, davacının yaptığı başvurunun, davalı idarece 3213 sayılı Maden Kanunu ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda belirtilen ve irtifak hakkı tesisi için öngörülen diğer esas ve usuller kapsamında değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir işlem tesis edilmesi gerekirken, irtifak hakkı tesisi talep edilen sahanın salt tarımsal faaliyet dışında başka bir amaçla kullanılmayacağı gerekçesiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, “Maden arama dönemi içerisinde arama sahası özel mülkiyete konu gayrimenkul üzerinde kullanma amacına münhasır olmak üzere belli süreler için madenci, Bakanlığa müracaat ile irtifak ve/veya intifa hakkı tesisi isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinde, İktisadi devlet teşekkülü “Teşekkül”; sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsü olarak tanımlanmış, aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Devlet malı sayılma” başlıklı 57. maddesinde, teşebbüslerin, müesseselerin, işletmelerin ve bağlı ortaklıkların malları ve her çeşit mevcutları aleyhine işlenen suçların, Devlet malı aleyhine işlenmiş sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait Ankara İlinin Bala İlçesinde bulunan 8382 hektarlık alanın, 1306 hektarlık kısmının davacı şirketin … nolu maden arama ruhsat sahasına isabet ettiği, davacı tarafından davalı idareye başvurularak sözkonusu alanda maden arama çalışması yapmak üzere izin verilmesinin istenildiği, Maden Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca ruhsat sahalarında irtifak/intifa hakkı tesisi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na başvuruda bulunulması gerektiğinin bildirildiği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yapılan başvuru üzerine ise söz konusu alanda arama ve sondaj faaliyetlerinin yapılması için irtifak hakkı tesisinin gerekli olduğu belirtilerek Maden Kanunu’nun 46. maddesi gereği kamu yararı kararı verilmesi ve irtifak hakkı tesisi için gerekli işlemlerin Ankara Valiliği tarafından yürütülmesine karar verildiği, Ankara Valiliği İl İdare Kurulu tarafından anılan sahanın irtifak hakkı tesis edilmek suretiyle kamulaştırılmasında kamu yararı olduğuna karar verilerek sözkonusu saha için irtifak hakkı tesis edilmesi işlemlerinin yapılması için işlem dosyasının Bala Kaymakamlığı’na gönderildiği, Bala Kaymakamlığı tarafından da gerekli işlemler yapılarak irtifak hakkı tesisi ilgili işlem dosyasının davalı idareye gönderildiği, davalı idare tarafından ise Yüksek Planlama Kurulu’nun 24.12.1999 tarih ve 99/T-46 sayılı kararı ile söz konusu taşınmazların tamamında iştirak kurulmasına karar verildiği ve bu suretle işletmenin tamamında tarımsal faaliyetlerin yürütülmesinin amaçlanarak kuruluş amacı dışında bir faaliyetin yapılmasına imkan bulunmadığı belirtilerek irtifak hakkı tesisi talebinin uygun bulunmadığının bildirilmesi üzerine, tüm bu süreçlerden haricen bilgi sahibi olan davacı tarafından, taşınmazın ziraat yapmaya müsait olmayan dağlık taşlık kısımları için irtifak hakkı tesisi kararının yeniden değerlendirilmesi istemiyle yapılan başvurunun dava konusu işlemle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Maden Kanunu’nun 46. maddesinde belirtilen irtifak hakkı tesisine ilişkin düzenlemenin özel mülkiyete konu taşınmazlara yönelik olduğu, bu düzenlemeye dayalı olarak kamu idarelerine ait taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesis edilemeyeceği açıktır.

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi, sermayesinin tamamı devlete ait bir iktisadi devlet teşekkülü olup, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ilgili kuruluşudur.
Davacının maden arama ruhsat sahasına isabet eden ve irtifak hakkı tesis edilmesini talep ettiği taşınmazın da Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ait olduğu ve bu taşınmazın 25.08.2008 tarih ve 2008/T-9 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararı ile iştirakine karar verilen … Tarım Hayvancılık İşletmesi Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye kiralandığı ancak mülkiyetinin devrinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, iktisadi devlet teşekkülü olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetindeki taşınmaz üzerinde Maden Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca irtifak hakkı kurulamayacağından, davacının talebinin reddine dair işlemde hukuka aykırılık bulunmamakta olup, davacı tarafından yapılacak yeni bir başvuru üzerine, davalı idareyi davacı lehine irtifak hakkı tesisine muvafakat vermeye zorlayacak şekilde verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … 1. İdare Mahkemesi’nin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/02/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.