Danıştay Kararı 8. Daire 2008/4076 E. 2009/3166 K. – T.

8. Daire         2008/4076 E.  ,  2009/3166 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/4076
Karar No: 2009/3166

Davacı :…
Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı
Davanın Özeti : 08.03.2008 gün ve 26810 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin; özel eğitim okulunu tanımlayan 4. maddesinin (p) bendinde yer alan “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ibaresinin üst hukuk normlarına aykırı olduğu ve haksız uygulamalara yol açtığı ileri sürülerek iptali, 4. maddesinin (r) bendinin sonuna “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ifadesinin eklenmesi ve 5. maddesinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi istemidir.
Savunmanın Özeti :Usul Hukukuna ilişkin olarak; davacının idari işlem tesis edilmesi şeklinde istemde bulunduğundan bu taleplerinin usul yönünden reddi gerekeceği, esasa ilişkin olarak, engelli vatandaşların dava konusu düzenleme sayesinde özel eğitim okullarında rehabilitasyon merkezlerinden farklı olarak hem rehabilite edilecekleri hem de diploma alabilecekleri ve bu düzenlemenin özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin Bakanlıktan alacağı ödeneğe engel teşkil etmediği belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi :Anayasanın 124. maddesi uyarınca yasa ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere çıkarılan yönetmeliklerin, içerik açısından yasa veya tüzüğün çizdiği çerçeve içinde kalmak kaydıyla uygulamayı somuta getirmek adına daha detaylı düzenlemelere yer vermesi tabi olup 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Yasası ve 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Yasada ve engellilere ilişkin diğer yasal düzenlemelerde; özel eğitim okullarında engellilerin sosyal hayata ve iş yaşamına daha etkin katılmasını sağlayacak olan bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetinin verilemeyeceği yönünde kısıtlayıcı bir düzenleme bulunmadığından, engellilerin örgün eğitim veren ve Özel Öğretim Kurumlarına Ait Standartlar Yönergesi uyarınca bireysel-grup destek eğitimi ve rehabilitasyon hizmeti için gerekli şartları sağlamış olan özel eğitim okullarında diploma imkanına da sahip olacak şekilde rehabilite edilmelerini sağlayacağı anlaşılan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 4. maddesinin (p) bendinde yer alan “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ibaresinde hukuka aykırılık bulunmadığı davanın anılan ibarenin istemi yönünden reddi gerektiği, aynı Yönetmeliğin 4. maddesinin (r) bendinin sonuna “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ifadesinin eklenmesi ve 5. maddesinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi istemi yönünden; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesi uyarınca idari işlem tesis edilmesine yönelik yargı kararı verilemeyeceğinden davanın incelenmeksizin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi :Dava, 08.03.2008 tarih ve 26810 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 4.maddesinin (p) bendinin sonunda yer alan “ayrıca bireysel grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel öğretim kurumunu” ibaresi ile “bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel öğretim kurumu” ibaresinin eksik kapsamı ifade ettiği ileri sürülerek 4. maddenin (r) bendinin ve özel eğitim alanında faaliyet gösteren farklı fonksiyonlara sahip kurumları mevzuatlarına göre yeniden tanımlanmadığı , bu suretle eksik düzenlendiği iddiaları ile de 5.maddenin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 124.maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunlar ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak koşuluyla yönetmelik çıkarabileceği öngörülmüştür.
5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1.maddesinde Bu Kanunun amacının,Türkiye Cumhuriyeti uyruklu, gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarına kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalıştırılması,kurumlara yapılacak mali destek ve bu kurumların eğitim-öğretim, yönetim denetim ve gözetimi ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, yönetim,denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usul ve esaslarını düzenlemek olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanunun Tanımlar başlıklı 2.maddesinin (h) bendinde özel eğitim okulu, özel eğitim gerektiren bireylere hizmet veren, özel olarak yetiştirilmiş personelin bulunduğu, geliştirilmiş eğitim programlarının uygulandığı özel öğretim kurumunu (k) bendinde, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi; özel eğitim gerektiren bireylerin konuşma ve dil gelişim güçlüğü, söz bozuklukları, zihinsel fiziksel, duygusal, sosyal, duygusal veya davranış problemlerini ortadan kaldırmak ya da etkilerini en az seviyeye indirmek, yeteneklerini yeniden en üst seviyeye çıkarmak, temel öz bakım becerilerini ve bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumlarını ifade edeceği belirtilmiştir.
Diğer yandan, 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun “Mesleki rehabilitasyon” başlıklı 13.maddesinde “Özürlülerin yeteneklerine göre mesleğini seçme ve bu alanda eğitim alma hakkı kısıtlanamaz.
Özürlülerin yetenekleri doğrultusunda yapabilecekleri bir işte eğitilmesi, meslek kazandırılması, verimli kılınarak ekonomik ve sosyal refahının sağlanması amacıyla mesleki rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasının sağlanması esastır.
Gerçek veya tüzel kişilerce açılacak olan özel mesleki rehabilitasyon merkezleri, yetenek geliştirme merkezleri ve korumalı işyerlerinin değişik tipleri ile özel işyerlerinde bireylerin bireysel gelişimleri ve yeteneklerine uygun iş veya becerilerini geliştirici tedbirler alınır. Bu alandaki hizmetler ihtiyaçlara göre iş ve analizi yapılarak hizmet satın alınması suretiyle temin edilebilir. Buna ilişkin usul ve esaslar, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri belediyeler tarafından da verilir. Belediyeler bu hizmetlerin sunumu sırasında gerekli gördüğü hallerde,halk eğitim ve çıraklık eğitim merkezleri ile işbirliği yapar.Özürlünün rehabilitasyon talebinin karşılanamaması halinde özürlü,hizmeti en yakın merkezden alır ve ilgili belediye her yıl bütçe talimatında belirlenen miktarı hizmetin satın alındığı merkeze öder.” hükmü getirilmiş,Kanunun “Eğitim ve öğretim” başlıklı 15.maddesinde hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez.Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkanı sağlanır.
Özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim hayatlarını kolaylaştırabilmek için Yükseköğretim Kurulu bünyesinde araç-gereç temini, özel ders materyallerinin hazırlanması, özürlülere uygun eğitim, araştırma ve barındırma ortamlarının hazırlanmasının temini gibi konularda çalışma yapmak üzere Özürlüler Danışma ve Koordinasyon merkezi kurulur.
Özürlüler danışma ve Koordinasyon Merkezinin çalışma usul ve esasları, Sağlık Bakanlığı, milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim kurumu ile Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
İşitme özürlülerin eğitim ve iletişimlerinin sağlanması amacıyla Türk Dil Kurumu Başkanlığı tarafından Türk işaret dili sistemi oluşturulur. Bu sistemin oluşturulmasına ve uygulanmasına yönelik çalışmaların esas ve usulleri Türk Dil Kurumu Başkanlığı koordinatörlüğünde, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Özürlülerin, her türlü eğitim ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kabartma, sesli, elektronik kitap; alt yazılı film ve benzeri materyal üretilmesini teminen gerekli işlemler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca müştereken yürütülür” kurallarına yer verilmiş aynı Kanunun “Eğitsel değerlendirme” başlıklı 16. maddesinde de “özürlülerin eğitsel değerlendirme ve tanılaması il milli eğitim müdürlükleri rehberlik araştırma merkezlerinde uzman kişilerden oluşan ve özürlü ailesinin yer aldığı özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yapılır ve eğitim planlaması geliştirilir. Bu planlama her yıl yeniden değerlendirilerek gelişmeler doğrultusunda gözden geçirilir.
Çıraklık eğitimi almak isteyen özürlülerin ilgi, istek yetenek ve becerileri doğrultusunda ve sağlık kurulu raporunu da dikkate almak suretiyle hangi meslek dalında eğitim alacaklarına kurul karar verir.
Kurulun teşkili ve çalışma usul ve esasları Milli Eğitim Bakanlığı ile Özürlüler İdaresi Başkanlığınca müşterek çıkarılacak yönetmelikle belirlenir” kuralları getirilmiştir.
Uyuşmazlık konusu Yönetmelik’in 1.maddesinde bu Yönetmelik’in amacının her derece ve türdeki özel öğretim kurumlarının açılış ve işleyişiyle ilgili usul ve esasları düzenlemek olduğu belirtildikten sonra, kapsam başlıklı 2.maddesinde bu Yönetmeliğin’in T.C. uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişilerce açılan özel öğretim kurumları ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarını kapsayacağı öngörülmüştür.
Yönetmeliğin dava konusu edilen 4. maddesinin (p) bendinde, özel eğitim okulları, özel eğitim gerektiren bireylere hizmet veren özel olarak yetiştirilmiş personelin bulunduğu, okulun özelliğine göre hazırlanmış örgün eğitim programlarının uygulanmadığı, ayrıca bireysel grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel öğretim kurumunu (r) bendinde, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi; özel eğitim gerektiren bireylerin konuşma ve dil gelişim güçlüğü, ses bozuklukları, zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal veya davranış problemlerini ortadan kaldırmak ya da etkilerini en az seviyeye indirmek, yeteneklerini yeniden en üst seviyeye çıkarmak, temel öz bakım becerileri ile bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumlarını ifade edeceği belirtilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin “Kurum açma” başlıklı 5. maddesinde okullara Bakanlıkça, okullar dışındaki kurumlara valiliklerce kurum açma izni verileceği, maddenin diğer bentlerinde de, istenilecek belgeler, taahhütname, uygun görüş yazısı, yabancı uyruklu gerçek tüzel kişiler veya Türk vatandaşlarıyla ortaklık yolu ile açılarak Milletlerarası özel öğretim kurumları için 4875 sayılı Kanunu çerçevesinde Bakanlar kurulu izninin temin edilmesi ve kurum açma izni için izlenecek yol ve başvurulacak merciler düzenlenmiştir.
5580 ve 5378 sayılı Yasaların yukarıda yer verilen kuralları ile, uyuşmazlık konusu yönetmelik hükümleri birlikte incelendiğinde; özürlülere eğitim veren özel öğretim kurumlarının da yer aldığı tüm özel öğretim kurumlarının bağlı oldukları özel mevzuatı ile ilgili kurallar gözetilerek, bu kuralların uygulanmasına engel olmayacak biçimde Özel Öğretim Kanununun uygulanmasına ilişkin çerçeveyi belirleyen düzenleme yapıldığı, özürlülerin eğitimi ve rehabilitasyonu ile ilgili özel mevzuatta belirlenen hususların ayrıca uygulanması bakımından dava konusu yönetmeliğin kısıtlayıcı hükümler getirmediği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, dava konusu yönetmelik kurallarında üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, dayanağı olmayan davanın reddinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; 08.03.2008 gün ve 26810 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin; 4. maddesinin (p) bendinde yer alan “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ifadesinin iptali, 4. maddesinin (r) bendinin sonuna “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ifadesinin eklenmesi ve 5. maddesinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi isteminden doğmuştur.
Dava konusu edilen Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin tanımlar başlıklı 4. maddesinin (p) bendinde, özel eğitim okulu; özel eğitim gerektiren bireylere hizmet veren özel olarak yetiştirilmiş personelin bulunduğu, okulun özelliğine göre hazırlanmış örgün eğitim programlarının uygulandığı, ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel öğretim kurumu olarak tanımlanmış, aynı maddenin (r) bendinde ise, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinin; özel eğitim gerektiren bireylerin konuşma ve dil gelişim güçlüğü, ses bozuklukları, zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal veya davranış problemlerini ortadan kaldırmak ya da etkilerini en az seviyeye indirmek, yeteneklerini yeniden en üst seviyeye çıkarmak, temel öz bakım becerileri ile bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumu olduğu belirtilmiş olup 5. maddede de özel öğretim kurumu açılmasıyla ilgili olarak, yetkili makamlar ve gerekli belgelere ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Anayasanın 124.maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunlar ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak koşuluyla yönetmelik çıkarabileceği öngörülmüştür.
Yukarıda anılan Anayasal düzenleme uyarınca, yasa ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere çıkarılan yönetmeliklerin, içerik açısından yasa veya tüzüğün çizdiği çerçeve içinde kalmak kaydıyla uygulamayı somutlaştırmak amacıyla daha detaylı düzenlemelere yer vermesi tabiidir.
Dava konusu Yönetmeliğe dayanak olan 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Yasasının amaç ve kapsam başlıklı 1. maddesinde; “Bu Kanunun amacı, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılacak özel öğretim kurumlarına kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli, devri, personel çalıştırılması, kurumlara yapılacak mali destek ve bu kurumların eğitim-öğretim, yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancılar tarafından açılmış bulunan özel öğretim kurumlarının; eğitim-öğretim, yönetim, denetim, gözetim ve personel çalıştırılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Yasanın tanımlar başlıklı 2. maddesinde özel eğitim okulu; özel eğitim gerektiren bireylere hizmet veren, özel olarak yetiştirilmiş personelin bulunduğu, geliştirilmiş eğitim programlarının uygulandığı özel öğretim kurumu olarak, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi ise; özel eğitim gerektiren bireylerin konuşma ve dil gelişim güçlüğü, ses bozuklukları, zihinsel, fiziksel, duyusal, sosyal, duygusal veya davranış problemlerini ortadan kaldırmak ya da etkilerini en az seviyeye indirmek, yeteneklerini yeniden en üst seviyeye çıkarmak, temel öz bakım becerilerini ve bağımsız yaşam becerilerini geliştirmek ve topluma uyumlarını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren özel öğretim kurumları olarak tanımlanmıştır.
Davacının iptalini istediği Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin tanımlar başlıklı 4. maddesinin (p) bendinde yer alan bireysel ve grup destek eğitiminin 5580 ve 5378 sayılı yasalarda tanımı olmamakla birlikte, 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Yasanın tanımlar başlıklı 3. maddesinde rehabilitasyon; doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan özrü ortadan kaldırmak veya özürlülüğün etkilerini mümkün olan en az düzeye indirmek, özürlüye yeniden fiziksel, zihinsel, psikolojik, ruhsal, sosyal, meslekî ve ekonomik yararlılık alanlarında başarabileceği en üst düzeyde yetenekler kazandırarak; evinde, işinde ve sosyal yaşamında kendine ve topluma yeterli olabilmesi ve özürlünün toplum ile bütünleşmesi, ayrımcılığa karşı tüm tedbirlerin alınması amacıyla verilen koruyucu, tıbbî, meslekî, eğitsel, rekreasyonal ve psiko-sosyal hizmetler bütünü olarak tanımlanmıştır.
Yine 5378 sayılı Yasanın 13. maddesinde; özürlülerin yeteneklerine göre mesleğini seçme ve bu alanda eğitim alma hakkının kısıtlanamayacağı, özürlülerin yetenekleri doğrultusunda yapabilecekleri bir işte eğitilmesi, meslek kazandırılması, verimli kılınarak ekonomik ve sosyal refahının sağlanması amacıyla meslekî rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasının sağlanmasının esas olduğu belirtilmiş ve 15. maddesinde; hiç bir gerekçeyle özürlülerin eğitim almasının engellenemeyeceği, özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânın sağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Dolayısıyla engelli kişiler için öngörülen rehabilitasyon hizmetinin, hatta bir bütün olarak engellilere yönelik verilen tüm eğitim-öğretim hizmetinin; salt tedaviye yönelik bir hizmet olmayıp, engelli bireyi, toplum yaşamına daha aktif bir şekilde katılımı noktasında, demokratik ve medeni bir toplum olmanın gereği olarak topluma kazandırmak, sosyal hayata ve iş yaşamına hazırlamak gibi işlevleri olan bir süreç olduğu açıktır. Bu noktada engelli kişilerin, özür gruplarına göre gerekli koşullara sahip örgün eğitim veren özel eğitim okullarına devam etmeleri ve belli bir eğitim (ilköğretim gibi) seviyesinde mezun olmaları; toplum yaşamına katılımları ile yeteneklerine göre iş bulmaları açısından lehlerine bir durum yaratacaktır. Ayrıca bu konuda Özel Öğretim Kurumlarına Ait Standartlar Yönergesinin 64/c bendinde; okul bünyesinde ayrıca Destek Eğitim Birimi ile Bireysel-Grup Eğitimi ve İyileştirme Biriminin oluşturulabilmesi için; 1-Destek eğitim birimi: Her bir program için bir bireysel eğitim odası (Bir kontenjan),2-Bireysel-grup eğitim ve iyileştirme (Rehabilitasyon) birimi: her bir program için bir bireysel eğitim odası, bir grup eğitim odası, (Bireysel eğitim odasına bir, grup eğitim odasına da özür grubuna göre kontenjan verilir)bulunur, hükmüne yer verilerek, ancak gerekli şartların sağlanması durumunda özel özel eğitim okullarında rehabilitasyon hizmetinin verilebileceği belirtilmektedir.
Öte yandan, özel özel eğitim okullarında bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetinin verilemeyeceği veya anılan bu eğitim ve hizmetin yalnızca özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilebileceğine dair kısıtlayıcı bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Kaldı ki yukarıda belirtildiği üzere, bu eğitim ve hizmetin verilebilmesi amacıyla özel eğitim okullarında gerekli şartların bulunması yönünde Özel Öğretim Kurumlarına Ait Standartlar Yönergesinde hüküm de bulunmaktadır.
Diğer taraftan 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Yasanın Ek-3. maddesinde; görme, ortopedik, işitme, dil-konuşma, ses bozukluğu, zihinsel ve ruhsal özürlü çocuklardan özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam etmeleri uygun görülenlerin eğitim giderlerinin, her yıl bütçe uygulama talimatında belirlenen miktarı Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır hükmü yer almaktadır. Davacı bu hüküm uyarınca Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 4. maddesinin (p) bendinde yer alan dava konusu ibare ile özel özel eğitim okullarına da ödemeler yapılacağını ve bunun haksız kazanç sağlayacağını ileri sürmekte ise de; özel eğitim okullarına yapılacak ödemenin de, hizmet verebilmek için gerekli şartları sağlamış özel eğitim okuluna devam etmesi uygun görülen engelli kişilere sunulan hizmetin karşılığı olacağı açıktır. Ayrıca 24.7.2008 gün ve 5793 sayılı Yasa ile 3797 sayılı Yasanın anılan Ek-3. maddesi; özürlü sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili sağlık kurum veya kuruluşlarınca verilen sağlık kurulu raporuyla asgari % 20 özürlü olduğu tespit edilen ve özel eğitim değerlendirme kurulları tarafından da eğitsel değerlendirme ve tanımlamaları yapılarak 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan özel eğitim okulları ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen destek eğitimini almaları uygun görülen; görme, işitme, dil-konuşma, spastik, zihinsel, ortopedik veya ruhsal özürlü bireylerin; eğitim giderlerinin her yıl Maliye Bakanlığınca belirlenen tutarı, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bu amaçla konulan ödenekten karşılanır, şeklinde değiştirilmiştir. Bu hüküm ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin yanında rehabilitasyon hizmeti sunabilmek için gerekli şartları taşıyan özel eğitim okullarına, verecekleri bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetinin karşılığı olarak yapılacak ödeme yasal bir zemine oturtulmuştur.
Bu durumda; 5580 sayılı Yasanın çizdiği çerçeve içinde, yukarıda açıklandığı üzere üst hukuk normlarına da aykırılık teşkil etmeyecek şekilde ve engelli kişilerin örgün eğitim veren özel eğitim okullarında bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetini de almasını sağlamaya yönelik olarak düzenlediği anlaşılan, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim
Kurumları Yönetmeliğinin 4. maddesinin (p) bendinde yer alan “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ibaresinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Davacının Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 4. maddesinin (r) bendinin sonuna “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ifadesinin eklenmesi ve 5. maddesinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesinde idari dava türleri tanımlanmış ve idari yargı yetkisinin sınırları belirlenmiştir. Maddenin 2. fıkrasında;idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari yargı makamlarının; yerindelik denetimi yapamayacağı, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Alıntısı yapılan Yasa maddesi uyarınca davacının, idari işlem tesis edilmesine yönelik bir talep niteliğinde olan; Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 4. maddesinin (r) bendinin sonuna “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ifadesinin eklenmesi ve 5. maddesinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi istemlerinin incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, üst hukuk normlarına uygun bir şekilde düzenlendiği anlaşılan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin 4. maddesinin (p) bendinde yer alan “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ibaresinin iptali istemi yönünden davanın reddine, aynı maddenin (r) bendinin sonuna “ayrıca bireysel-grup destek eğitimi veya rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği özel eğitim kurumunu” ifadesinin eklenmesi ve 5. maddesinin iptal edilerek yeniden düzenlenmesi istemi yönünden davanın incelenmeksizin reddine, …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, artan …-TL posta ücretinin istenilmesi halinde davacıya iadesine 14.5.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.