Danıştay Kararı 8. Daire 2008/1066 E. 2010/4990 K. 05.10.2010 T.

8. Daire         2008/1066 E.  ,  2010/4990 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/1066
Karar No: 2010/4990
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf : Malatya Valiliği
Davalı İdare Yanında Davaya Katılan : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İli … ile … Köyleri arasındaki sınırın tespitine ilişkin … İdare Kurulunun 24.5.2005 gün ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada; Mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden uyuşmazlık konusu sınırın Köy Yasasında belirtilen esaslara göre 1945 ve 1950 tarihli hudutnamelere uygun olarak çizildiği anlaşıldığından tesis olunan işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden … Mahkemesinin 13.9.2007 gün ve E:…, K:… sayılı kararının; bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığı öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : … Valiliğince savunma verilmemiş, davalı idare yanında davaya katılan tarafından usul ve Yasaya uygun bulunan Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, … İli … ile … Köyleri arasındaki sınırın tespitine ilişkin … İl İdare Kurulunun 24.5.2005 gün ve … sayılı kararının iptali istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 31. maddesinin (1) numaralı fıkrasında “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sükununu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri
uygulanır. (Ek cümle: 5.4.1990 – 3622/11 md.; Değişik: 10.6.1994 – 4001/14 md.) Ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re’sen yapılır.” hükmü uyarınca, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişi ile ilgili düzenlemelerinde (HUMK. 275. maddesinde); “Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.” hükmü yeralmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, Mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesinde, konunun uzmanı olarak … Vali yardımcısı ve İl Özel İdaresinde görevli ziraat mühendisi ile bir harita mühendisinin görevlendirildiği, bilirkişilerce hazırlanan raporlara dayalı olarak Mahkeme kararının oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, uyuşmazlığın taraflarından birinin İçişleri Bakanlığını temsilen … Valiliğinin olması karşısında, davalı idarenin kamu görevlisi olan Vali yardımcısı ve ziraat mühendisinin bilirkişi olarak seçilip, hazırlamış olduğu rapora dayalı olarak oluşturulan Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 05.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.