Danıştay Kararı 8. Daire 2007/8946 E. 2011/150 K. 19.01.2011 T.

8. Daire         2007/8946 E.  ,  2011/150 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2007/8946
Karar No: 2011/150

Davacı : …
Vekili : …
Davalılar : 1-İçişleri Bakanlığı
2-Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
3-Ulaştırma Bakanlığı
4-İzmir Valiliği
Davanın Özeti : 18 Mayıs 2007 tarih ve 26526 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 23. maddesi ile değiştirilen Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin c bendinin iptali ve 14.9.2007 gün ve … sayılı sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemidir.
Savunmanın Özeti : İçişleri Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı tarafından, alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücülerin, alkol tespitine ilişkin tarih, saat ve ölçüm sonucu ile cihaza ait seri numarasını gösterir çıktı verebilen ve kalibrasyon ayarı yapılmış, teknik cihazlar kullanılarak yapılan ölçümlemeye ilişkin düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmuş olup, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İzmir Valiliği tarafından süresinde savunma yapılmamıştır.
Danıştay Tetkik Hakimi … Düşüncesi : Dava, 18 Mayıs 2007 gün ve 26526 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 23. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Yönetmeliğin 97. maddesinin c bendinin 1 ve 4 alt bentlerinin iptali ile davacının sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geçici olarak geri alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 23.3.2009 günlü ara kararı üzerine, alkollü içki almış sürücülerin alkol miktarlarının tespitinin teknik cihazlarla ya da kandan yapılması usullerinden hangisinin daha doğru ve gerçekçi sonuçlar vereceği, hangisinin uygulamada daha çabuk sonuç alınacağının tespiti için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, kandaki alkol miktarının tespitinde, ilgili kamu otoriteleri tarafından onaylanmış, uygun belgeye sahip, kalibrasyon ayarı yapılmış ve taşınabilir cihazlarla ölçümünün bilimsel olarak kabul edilebilir olduğu, kandan yapılan ölçüm ile solunum havasından yapılan ölçüm arasında istatistiksel bir fark olmadığı belirtildiğinden, bilirkişilerce belirtilen hususlar aynen benimsenerek, Yönetmeliğin 97. maddesinin c bendinin 1 numaralı alt bendi ile 4 numaralı alt bendindeki “1 numaralı alt bentte belirtilen teknik özelliklere sahip teknik cihazın özelliklerine eşdeğer özelliklerdeki teknik cihazlarla veya kan aldırmak suretiyle alkol tespitleri yaptırılır.” cümlesinin iptali isteminin reddi gerektiği, Yönetmeliğin iptali istenilen 97. maddesinin 4 numaralı alt bendindeki diğer kısmına gelince; Yönetmelikte teknik özellikleri sayılmış olan cihazlarla yapılan ölçüme itiraz edilememesi durumu, sürücülerin cihazın özelliklerini bilmeme ihtimalinin yüksek olması nedeniyle, yine ölçüme mukavemet etme ve mütecaviz davranışlarda bulunma durumu da, sürücülerin trafik zabıtası ile kavgaya itilmelerine neden olacağı için hukuka aykırıdır.
Davacının sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin işleme gelince ise, dosyanın incelenmesinden davacının alkolmetre cihazı ile ölçüme itiraz ettiği taraflar arasında ihtilafsız olduğundan davacının bu itirazı göz önünde bulundurulmaksızın sürücü belgesinin alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçeleriyle dava konusu Yönetmelik hükmünün kısmen iptali ve bireysel işlemin iptali, davanın kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … Düşüncesi : Dava, 18.5.2007 günlü, 26526 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin (c) bendinin iptali ve 14.9.2007 gününde tesis edilen sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dilekçesindeki iddialar dikkate alındığında, davanın düzenleyici işleme ilişkin bölümü Yönetmeliğin 97. maddesinin (c) bendi 1 ve 4. alt bentlerine hasren incelenmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 97. maddesinin c bendinin 1. alt bendinde; alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücülerin….kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihazlar kullanılarak….kontrol edileceği hükme bağlanmış; aynı bendin 4 numaralı alt bendinde ise …. teknik özelliklere sahip olmayan cihazlarla yapılan ölçümlere vaki itirazlar ile mütecaviz davranışlarda bulunulması veya cihazla yapılan ölçüme mukavemet gösterilmesi gibi durumlarda sürücülerin…..sağlık kuruluşlarına olay anından itibaren en geç iki saat içinde sevk edilerek …. teknik cihazlarla veya kan aldırmak suretiyle alkol tespitlerinin yaptırılacağı, yapılan tespitin değerlendirilmesinde….olay anından tespit yapıldığı ana kadar geçen sürenin de göz önünde bulundurulacağı….kurala bağlanmıştır.
Alkollü içki almış sürücülerin alkol miktarlarının teknik cihazlarla ya da kan testi yapılması suretiyle tespiti usullerinden hangisinin daha doğru ve gerçekçi sonuçlar vereceği, hangisinden uygulamada daha çabuk sonuç alınacağı hususlarının bilimsel olarak ortaya konulabilmesi amacıyla, konunun uzmanlarından oluşturulan bir kurula Danıştay Sekizinci Dairesince bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve düzenlenen raporda, kalibrasyon ayarları yapılmış ve taşınabilir özellikteki teknik cihazların solunum havasından alkol düzeyinin belirlenmesi yönteminin pratik kullanım olanağı sağladığı, sonuçların bilimsel olarak kabul edilebilir nitelikte olduğu, bu konudaki bilimsel yayınlarda kan alkol düzeyi ölçümü ile solunum havasından alkol düzeyi ölçümü arasında istatistiksel bir fark bulunmadığını ortaya koyduğu, ölçüm sonrası cihazın yeniden kullanımında bir sakınca bulunmadığı, ülkemizde ve dünyada solunum havasından alkol tayini yönteminin yaygın olarak kullanıldığı, ancak, Adli Tıp Kurumu verilerine göre kandaki alkol miktarının saatte ortalama 15 mg/dl olarak düştüğü dikkate alındığında ve kişinin metabolizmasına bağlı olarak kan alkol değerleri ile solunum alkol değerlerinde zamana bağlı olarak ciddi düşüşler yaşandığı gözönünde bulundurulduğunda, solunum havası alkol düzeyinin belirlenmesinin üzerinden makul bir sürenin geçmesinden sonraki tespitin kan testi yolu ile yapılmasının tercih edilir bir yöntem olarak benimsenmesinin uygun olacağı görüşlerine yer verilmiştir.
Bilirkişi raporundaki açıklamaların, dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmesinden, Yönetmeliğin 97. maddesinin c bendinin (1) numaralı alt bendindeki düzenlemede ve (4) numaralı alt bendindeki düzenlemenin itiraz halinde sürücülerin adli tıp kurumu, adli tabiplik veya Sağlık Bakanlığına bağlı resmi sağlık kuruluşlarına olay anından itibaren “en geç iki saat içerisinde” sevk edilerek (1) numaralı alt bentte belirtilen teknik özelliklere sahip teknik cihazın özelliklerine eşdeğer özelliklerdeki “teknik cihazlarla veya kan aldırmak suretiyle” alkol tespiti yapılacağına ve tespitin yapıldığı ana kadar geçen sürenin gözönünde bulundurulacağına ilişkin düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 97. maddesinin c bendinin 4 numaralı alt bendindeki, yeniden ölçüm yapılmasını gerektirecek itiraz koşullarına ilişkin düzenlemede ise; cezaya muhatap ilgili kişiden cihazın teknik özelliklerini bilmesi ve cihazın kalibrasyon ayarı yapılmış ve halihazırda doğru ölçüm yapan bir nitelikte olduğunu dışarıdan bakarak tespit etmesi beklenemeyeceğinden hukuka uyarlık görülmemiştir. Ayrıca, itiraz konusunun mütecaviz davranışlarda bulunulması ya da ölçüme mukavemet gösterilmesi koşuluna bağlanması ve bu usulde itirazda bulunmak isteyen ilgiliyi saldırıda bulunmaya teşvik edici düzenleme yapılması da kabul edilebilir nitelikte değildir.
Davacının sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin işleme gelince;
Davacı alveol havası ile yaptırılan ölçüme itiraz ettiğinden, bu itirazın dikkate alınması suretiyle yetkili sağlık kuruluşuna sevk edilmesi, burada teknik cihazlarla veya kan aldırılması suretiyle alkol düzeyinin yeniden tespit edilmesinin sağlanması gerekirken bu usule uyulmaksızın işlem tesis edildiği anlaşıldığından, işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Yönetmeliğin 97. maddesinin c bendi (4) numaralı alt bendinin ilk cümlesindeki itirazı belli koşullara bağlayan düzenlemenin ve uygulama işleminin iptali; Yönetmeliğin 97. maddesinin c bendi (1) numaralı alt bendine ve (4) numaralı alt bendinin diğer bölümlerine karşı açılan davanın ise reddi gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; 18 Mayıs 2007 tarih ve 26526 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik yapılmasına Dair Yönetmeliğin 23. maddesiyle değişik 18.07.1997 gün ve 23053 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin c bendinin iptali ve davacının sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 14.09.2007 gün ve … sayılı sürücü belgesi geri alma tutanağının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacının, davanın konusunu yukarıda anılan yönetmeliğin 97 maddesinin c bendi olarak belirtmesine karşın, dava dilekçesinin içeriğinden iptal edilmesi istenilen hükümlerin 97. maddenin c bendinin 1 ve 4. numaralı alt bendinin 1. cümlesi olduğu anlaşıldığından, bu hükümler yönünden incelemeye geçildi .
Anayasamızın 124. maddesinde, Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı Yasanın “Alkollü içki, Uyuşturucu veya keyif Verici Maddelerin Etkisi Altında Araç Sürme Yasağı” başlıklı 48. maddesinin 1. fıkrasında, uyuşturucu veya keyif verici maddeleri almış olanlar ile alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin, karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu hükme bağlanmış, 2.fıkrasında da uyuşturucu veya keyif verici maddelerin cinsleri ile alkollü içkilerin etki dereceleri ve kandaki miktarlarını tespit amacıyla trafik zabıtalarınca teknik cihazlar kullanılacağı, tespit usulleri ve muayene şartlarının Sağlık Bakanlığının görüşüne uygun olarak hazırlanacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa hükmü uyarınca çıkarılan ve 18.07.1997 gün ve 23053 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 18.05.2007 gün ve 26526 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik yapılmasına Dair Yönetmeliğin 23. maddesiyle değişik ve davacı tarafından iptali istenilen 97. maddesinin C bendinin 1. alt bendinde; alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücülerin, alkol tespitine ilişkin tarih, saat ve ölçüm sonucu cihaza ait seri numarasını gösteren çıktı verebilen, kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihazlar kullanarak, trafik zabıtası tarafından kontrol edileceği hükme bağlanmış, 4. alt bendinde de, bu bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen teknik özelliklere sahip olmayan cihazlarla yapılan ölçümlere vaki itirazlar ile mütecaviz davranışlarda bulunulması veya cihazla yapılan ölçüme mukavemet gösterilmesi gibi durumlarda sürücülerin adli tıp kurumu, adli tabiplik veya Sağlık Bakanlığına bağlı resmi sağlık kuruluşlarına, olay anından itibaren en geç iki saat içinde sevk edilerek (1) numaralı alt bentte belirtilen teknik özelliklere sahip teknik cihazların özellikleriyle eşdeğer özelliklerdeki teknik cihazlarla veya kan aldırmak suretiyle alkol tespitlerinin yaptırılacağı, yapılan tespitin değerlendirilmesinde, tespiti yapan kurum/kuruluş tarafından, olay anından tespit yapıldığı ana kadar geçen süre de göz önünde bulundurularak, sonucun belirleneceği ve çıkan sonuca göre yasal işlem yapılacağı düzenlenmiştir.
Alkollü içki almış sürücülerin alkol miktarlarının tespitinin teknik cihazlarla ya da kandan yapılması usullerinden hangisinin daha doğru ve gerçekçi sonuçlar vereceği, hangisinden uygulamada daha çabuk sonuç alınacağı hususunun tespiti için Dairemizin 23.3.2009 günlü kararıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, …, … oluşan bilirkişi heyetinin 27.10.2009 günlü raporu ve 10.12.2009 günlü ek raporunda, kandaki alkol tayininin tespitinde kamu otoritelerinin onayı ile kullanıma sunulan kalibrasyon ayarları yapılmış ve taşınabilir özellikteki teknik cihazların, kandaki alkol seviyelerini göstermede pratik kullanım açısından faydalı olabileceği, bu yöntemde ortaya çıkabilecek muhtemel problemlerin ölçümlerin tekrarlanabilirliği ile azaltılabileceği, solunum yolu ile alkol düzeyinin ilgili kamu otoriteleri tarafından onaylanmış, uygun belgeye sahip, kalibrasyon ayarı yapılmış ve taşınabilir cihazlarla ölçümünün bilimsel olarak kabul edilebilir olduğu, kan alkol düzeyleri ölçümü ile solunum havasından alkol düzeyi ölçümü arasında istatistiksel bir fark olmadığı ve ülkemizde ve dünyada alveol havasından alkol tayininin yaygın olarak kullanıldığı belirtilmiş olup, bilirkişilerce belirtilen hususlar aynen benimsenerek, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin davaya konu 97. maddesinin c bendinin 1 numaralı alt bendinin ve 4 numaralı alt bendindeki, “1 numaralı alt bentte belirtilen teknik özelliklere sahip teknik cihazın özelliklerine eşdeğer özelliklerdeki teknik cihazlarla veya kan aldırmak suretiyle alkol tespitleri yaptırılır.” cümlesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
İptali istenilen Yönetmelik hükmünün 4 numaralı alt bendindeki diğer kısmına gelince; itirazın, yalnızca 1 numaralı alt bentte sayılan teknik özelliklere sahip cihazlarla yapılmamış olması ve mütecaviz davranışlarda bulunması veya cihazla yapılan ölçüme mukavemet gösterilmesi gibi durumlarla olanaklı kılınması hali de, uygulamada cihazın özelliklerinin kişilerce bilinmemesi ihtimalinin yüksek olması nedeniyle hukuka aykırı olduğu gibi, cihazın özelliklerinin bilinmesi durumunda dahi itiraz edebilmek için Yönetmelikte aranan koşulların, sürücüleri trafik zabıtası ile kavgaya teşvik eder nitelikte olduğu kuşkusuz olduğundan, alkollü olarak araç kullandığından şüphe edilen sürücülerde alkol tespitindeki ölçüme ve bu tespiti yapan kamu görevlilerine karşı kuşku ve güvensizlik doğuracağı gerekçesiyle davaya konu Yönetmeliğin bu hükmünün hukuka uygunluğundan söz edilemez.
Davacının sürücü belgesinin geçici olarak 2 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin işleme ilişkin olarak ise; olayda, 14.5.2007 günü saat 02.46 sıralarında trafik ekiplerince yapılan ölçümde davacının 163 promil alkollü olduğunun tespiti üzerine yapılan itiraza rağmen, bu talebinin kabul edilmediği, hem davacının, hem de davalı idarelerin davaya cevap dilekçelerinde belirtilmesi karşısında Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin c bendinin 4 numaralı alt bendinin 1. cümlesindeki, Bu bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen teknik özelliklere sahip olmayan cihazlarla yapılan ölçümlere vaki itirazlar ile mütecaviz davranışlarda bulunulması veya cihazla ölçüme mukavemet gösterilmesi gibi durumlarda; sürücüler adli tıp kurumu, adli tabiplik veya Sağlık Bakanlığına bağlı resmi sağlık kuruluşlarına olay anından itibaren en geç iki saat içerisinde sevk edilir” cümlesinin yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka aykırılığa tespit edilmiş olduğundan, davacının itirazı göz önünde bulundurulmaksızın, sürücü belgesinin geçici olarak 2 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin C bendinin 1 numaralı alt bendi ile 4 numaralı alt bendindeki “(1) numaralı alt bentte belirtilen teknik özelliklere sahip teknik cihazın özelliklerine eşdeğer özelliklerdeki teknik cihazlarla veya kan aldırmak suretiyle alkol tespitleri yaptırılır” cümlesinin iptali isteminin reddine; 4 numaralı alt bentteki “bu bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen teknik özelliklere sahip olmayan cihazlarla yapılan ölçümlere vaki itirazlar ile mütecaviz davranışlarda bulunulması veya cihazla yapılan ölçüme mukavemet edilmesi gibi durumlarda sürücüler Adli Tıp Kurumu, Adli Tabiplik veya Sağlık Bakanlığına bağlı resmi sağlık kuruluşlarına olay anından itibaren en geç iki saat içinde sevk edilerek” cümlesi ile davacının sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin işlemin iptaline, dava kısmen iptal, kısmen retle sonuçlandığından … TL yargılama giderinin … lirasının davacı üzerinde bırakılmasına, … liralık kısmının davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre … TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine 19.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi .