Danıştay Kararı 8. Daire 2006/6404 E. 2007/1790 K. 02.04.2007 T.

8. Daire         2006/6404 E.  ,  2007/1790 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2006/6404
Karar No: 2007/1790
Temyiz İsteminde Bulunan : … Valiliği
Vekili : …
Karşı Taraf : …
Vekilleri : …
İstemin Özeti : … İli, … İlçesi, … Köyü, … Irmağı kenarında bulunan bir taşınmazın … m² lik kısmının kum malzemesi alınacak saha, geri kalanının makine parkı ve kum depolama sahası olarak … Mal Müdürlüğünden 5 yıllık süre için ihale ile kiralayan davacının, anılan kum ocağı sahasına işletme izni verilmesi istemiyle yaptığı 7.4.2004 günlü başvurusunun cevap verilmeksizin reddine ilişkin … Valiliği işleminin iptali istemiyle açılan davada; dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından ilgili kurumlardan alınan olumlu görüşler dikkate alındığında, kum-çakıl ocağı işletme ruhsatı verilmesinin davalı idarenin takdir yetkisinden çok bağlı yetki içerisine girdiği, dolayısıyla anılan başvurunun sırf kamu yararı ve takdir yetkisi kullanılarak zımnen reddedilmesi yolundaki olumsuz işlemde yasal düzenlemelere ve hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiği öne sürülerek, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘in Düşüncesi : İstemin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasının gerekeceği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi : Davacı tarafından, … ili, … ilçesi, … Köyü, … ırmağı kenarında bulunan … m2 taşınmazın … m2 yüzölçümlü kısmının kum malzemesi alınacak saha, geri kalan kısmının makine parkı ve kum depolama sahası olarak … Mal Müdürlüğünden kiraladığından dolayı, kum ocağı sahasına işletme ruhsatı verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun, yanıt verilmeksizin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı, hukuka aykırı bularak iptal eden … İdare Mahkemesinin … gün ve E:… K:… sayılı kararının, davalı … Valiliğince temyizen incelenerek bozulması istenmektedir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 415.maddesiyle “Re’sen icrası emrolunan muamelenin istilzam ettiği masrafı iki taraftan birinin veya her ikisinin tediye etmesine karar verilir ve bunun için takdir olunacak meblağ mahkeme kalemine tevdi olunur.
Tayin olunan müddet içinde, işbu muameleye ait masraf tediye olunamaz ise, ileride icap edenlerden istifa olunmak şartıyla Devlet hazinesinden tediye olunmasına karar verilebilir.” hükmü yer almıştır.
Madde hükmünden, Mahkemenin kendiliğinden keşif kararı vermesi halinde, keşif giderlerini taraflardan birinin veya her ikisinin ödemesine de karar verir. taraf, yada iki taraf hakim tarafından belirlenen süre içinde keşif giderlerini ödemezse hakim, keşif giderlerinin, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak şartıyla Devlet hazinesinden ödenmesine karar verebilecektir.
Olayda, uyuşmazlığın çözümü için Mahkemece keşif yapılmasının zorunluluğuna karar verilip, naip üye tayin edildiği; bu nedenle naip üyece davacıdan keşif giderlerini karşılamak üzere istenen tutarın, davacı tarafından yatırılmaması üzerine, 2 nci kez, davacıdan tutarın yatırılmasının istendiği, ancak davacı tarafından belirlenen keşif bedelinin yine yatırılmaması üzerine mahkemece dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre dosya esastan incelenerek iptal hükmü kurulmuş ise de; Mahkemece kendiliğinden araştırma ilkelerinin uygulandığı davalarda, taraflar keşif giderlerini ödemezlerse, Mahkeme keşif giderlerinin, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak şartıyla Devlet Hazinesinden ödenmesine karar vermek zorundadır.
Mahkemece, belirlenen bu usulü zorunluluk yerine getirilmeksizin verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davacının kum ocağı sahasına işletme izni verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun cevap verilmeksizin reddine ilişkin işlemden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 31.maddesinde, “Bu Yasada hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sükununu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası hükümleri uygulanır.” hükmü öngörülmüştür.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının, Mesarifi Muhakeme başlıklı Onikinci Faslında “Madde 414 – İki taraftan her biri istimaını talep eylediği şahit ve ehlihibrenin veya talebine mebni icra kılınacak keşif ve sair muamelenin masrafını tediyeye ve buna kifayet edecek meblağı mahkeme veznesine tevdie mecburdur. Hakim tarafından tayin olunan müddet içinde masrafı vermeyen taraf talebinden sarfınazar etmiş addolunur.
Madde 415 – Re`sen icrası emrolunan muamelenin istilzam ettiği masrafı iki taraftan birinin veya her ikisinin tediye etmesine karar verilir ve bunun için takdir olunacak meblağ mahkeme kalemine tevdi olunur. Tayin olunan müddet içinde işbu muameleye ait masraf tediye olunamaz ise ileride icap edenlerden istifa olunmak şartiyle Devlet hazinesinden tediye olunmasına karar verilebilir.
Madde 416 – Masarifi muhakemeyi berveçhi peşin tediye eden taraf haklı çıkarsa bu masraf diğer tarafa tahmil olunur. ” hükmü öngörülmüştür.
Yukarıda anılan hükümler uyarınca, mahkeme tarafından re’sen keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi durumunda, bu giderlerin taraflardan birinin veya her ikisinin ödemesine de karar verilebilecek ve taraflardan birinin veya her ikisinin belirlenen süre içerisinde anılan giderleri ödememeleri halinde, ileride ödemesi gerekenlerden alınmak üzere Devlet hazinesinden ödenmesine karar verilebilecektir.
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesince, yapılan duruşmadan sonra uyuşmazlığın çözümü için yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek Mahkemede görevli hakimlerden birisinin naip üye olarak görevlendirildiği, Naip üye tarafından keşif ve bilirkişi giderlerinin ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere davacıdan iki kez istenilmesine karşın, davacı tarafından istenilen avansın yatırılmadığı, Mahkemenin dosyadaki bilgi ve belgelere göre uyuşmazlığı sonuçlandırdığı anlaşılmıştır.
İdare mahkemesince, işin esasına girilerek iptal kararı verilmiş ise de, yapılan duruşmada tarafların karşılıklı sav ve savunmaları da dinlenildikten sonra keşif ve bilirkişi incelemesine re’sen karar verilmiş olması nedeniyle yukarıda anılan yasal hükümler uyarınca tarafların ödememesi üzerine, giderlerin ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Devlet hazinesinden ödenmesine karar verilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Bu durumda, Yasada öngörülen usul hükümlerine uyulmadan verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine 02.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.