Danıştay Kararı 8. Daire 2006/4397 E. 2006/3398 K. 06.06.2010 T.

8. Daire         2006/4397 E.  ,  2006/3398 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No: 2006/4397
Karar No: 2006/3398
Temyiz İsteminde Bulunan : …
Vekili : …
Karşı Taraf : …
Vekili : …
İstemin Özeti : Davacının … İlçe Emniyet Müdürlüğünden aldığı … gün ve … numaralı sürücü belgesinin iptaline ilişkin … gün ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının davacı vekilince temyizen incelenerek bozulması isteminde bulunulması üzerine, … tarihinde tebliğ edilen Mahkeme kararına karşı (30) günlük temyiz süresi geçirildikten bir gün sonra … tarihinde temyiz talebinde bulunulduğu gerekçesiyle 2577 sayılı Yasanın 48/6. maddesi uyarınca temyiz istemini süre aşımı nedeniyle reddeden ilişkin … İdare Mahkemesinin … gün ve E:…, K:…, T:… sayılı kararının, Mahkeme kararının davacı vekili yerine davacıya tebliğ edilmiş olması nedeniyle, temyiz süresinin vekilin öğrendiği tarihten itibaren başlatılması gerekçesiyle 2577 sayılı yasanın 48/6. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘ün Düşüncesi : İstemin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘nin Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık, temyiz süre ret kararının doğrudan davacıya tebliğ edilmesinden kaynaklanmaktadır.
2577 sayılı Yasanın 48/6. maddesinde, “Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı veren; mahkeme veya Danıştay daire başkanı tarafından verilecek onbeş günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde de kararı veren mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi, temyiz isteminin reddine karar verir. Mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararları ile bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” kuralı yer almaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesinde ise, vekil vasıtası ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması hüküm altına alınmıştır. Dosyanın incelenmesinden, davacı …’in … tarihinde … İdare Mahkemesine gönderilmek üzere … Asliye Hukuk Hakimliği kaydına giren dilekçesi ile dava açtığı, … tarihinde … Noterliğince düzenlenmiş … yevmiye numaralı vekaletname ile …’i vekil tayin ettiği, vekilin … tarihinde dava ile ilgili tüm harçları ödediği, … İdare Mahkemesinde devam eden yargılama sırasında davacının vekili mevcut iken tüm tebligatların davacı … adına yapıldığı, son olarak anılan Mahkemenin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının da davacıya … tarihinde tebliğ edildiği, davacının … tarihli temyiz talebinin … gün ve E:…, K:… sayılı karar ile süre aşımı nedeniyle reddedildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre, vekil vasıtası ile takip edilen işlerde tebligatların vekile yapılması gerektiği hükmü çerçevesinde Mahkeme kararının doğrudan davacıya değil davacı vekili …’e yapılması gerekmekte olup, temyize ilişkin sürenin de vekile tebliğ tarihinden başlaması gerekmektedir. Diğer taraftan, … İdare Mahkemesinin … tarihli temyiz süre ret kararında da “… vekili … tarafından” açılan dava ibaresi ile, davanın vekil tarafından takip edildiğinin açıkça ifade edildiği görülmüştür. Bu durumda, temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 6.10.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Azlık Oyu (X) : Dosya içeriğinden, davacının, vekaletname ile bir avukatı vekil tayin etmesine ve vekaletnameyi de dava dilekçesine eklemesine karşın, davanın bizzat davacı tarafından imzalanan dilekçe ile açıldığı ve yargılamanın tüm aşamalarında tebligatın davacının bizzat kendisine yapıldığı, Mahkeme kararının da davacıya tebliği üzerine yine davacı tarafından, temyiz dilekçesinin yasal süreden sonra verilmesi nedeniyle Mahkemece istemin süre aşımından reddedildiği anlaşılmıştır.
Yargılama süresince tüm tebligatların davacının bizzat kendisine yapılması ve vekil tarafından bu duruma ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmaması karşısında, davacı vekilinin, Mahkeme kararının temyizi aşamasında, tebligatın davacıya değil, kendisine yapılması gerektiği yolundaki iddiası kabul edilemez.
Bu durumda, Mahkemece davacıya yapılan tebligat esas alınarak, istemin süre aşımından reddi hukuka uygundur.
Belirtilen nedenle, temyiz isteminin reddi ve Mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.