Danıştay Kararı 8. Daire 2005/4721 E. 2007/3650 K. 12.06.2007 T.

8. Daire         2005/4721 E.  ,  2007/3650 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/4721
Karar No: 2007/3650

Davacı : …
Vekili : …
Davalı : İçişleri Bakanlığı
Davanın Özeti : Davacı tarafından, TBMM üyeleri, Hakim ve Savcılar ile Diplomatik Dokunulmazlığı olan kişilerin trafik kurallarını ihlal etmeleri halinde trafik suç veya ceza tutanağı düzenlenmemesi bunun yerine tespit tutanağı düzenlemesini öngören İçişleri Bakanlığının 25.02.2005 gün ve 2005/21 sayılı Genelgesinin, kanun önünde eşitlik ilkesine dolayısıyla Anayasa’ya ve Yasalara aykırı olduğu öne sürülerek iptali istemidir.
Savunmanın Özeti : Genelgeden belirtilen kişilere trafik cezası uygulanmamasının söz konusu olmadığı, sadece trafik ihlali halinde uygulanacak müeyyidenin uygulayıcısının farklı olduğunun gösterildiği, TBMM üyeleri hakkındaki tespit tutanağının TBMM Başkanlığına, Hakim ve Savcılarla ilgili olanların yetkili yargı mercilerine, Diplomatlar ile ilgili tutanaklarında Dışişleri Bakanlığına gönderilerek kural ihlalinin müeyyidesinin bu makamlarca yerine getirilmesinin söz konusu olduğu, dolayısıyla bu haliyle Anayasa’ya, Yasalara herhangi bir aykırılık bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi … ‘un Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ün Düşüncesi : Davacı, bazı kişi ve görevlilere trafik cezası kesilmeyeceği yolundaki 25.2.2005 tarihli İçişleri Bakanlığı Genelgesinin iptalini istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
İptal davasının hukuki nitelikleri gözönüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur.
TBMM Üyeleri, Hakim, Savcı ve Diplomat dokunulmazlığı olan kişiler hakkında trafik ceza tutanağı düzenlenmemesine, tesbit tutanağı düzenlenmesine ilişkin dava konusu genelge ile davacının meşru, kişisel ve güncel bir menfaatinin etkilenmediği dolayısıyla işlemle menfaat ilişkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle davanın ehliyet yönünden reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı tarafından, TBMM üyeleri, Hakim ve Savcılar ile Diplomatik Dokunulmazlığı olan kişilerin trafik kurallarını ihlal etmeleri halinde trafik suç veya ceza tutanağı düzenlenmemesi bunun yerine tespit tutanağı düzenlemesini öngören İçişleri Bakanlığının 25.02.2005 gün ve 2005/21 sayılı Genelgesinin, kanun önünde eşitlik ilkesine dolayısıyla Anayasa’ya ve Yasalara aykırı olduğu öne sürülerek iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu genelge, trafik kurallarını ihlal eden sürücülerin tespit edilerek, sürücünün yüzüne karşı yapılan işlemlerde, trafik kuralını ihlal eden kişinin TBMM üyesi, Hakim ve Savcılar, Diplomatik muafiyeti olan kişi olması durumunda, trafik suç veya ceza tutanağı düzenlenmeyeceği, bunun yerine maddi olayı tespit eden ve kuralı ihlal eden kişinin adı, soyadı, unvanı, görev yeri, ihlal edilen kural ve ihlale ilişkin diğer bilgiler ile ilgili aracın tescil plakası belirtilmek suretiyle görevlilerin imzasını taşıyan tespit tutanağı tutulmasını, bu tutanakların, Yargıtay üyeleri için Yargıtay Başkanlığına, Hakim ve Savcılar için ilgilinin görev yerine en yakın Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına, merkez kuruluşlarındaki hakimler ve savcılar için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, TBMM üyeleri için TBMM Başkanlığına, Diplomatik muafiyeti olan kişiler için Valilikler aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına gönderilmesi belirtilmiş, dolayısıyla trafik ihlali halinde bu kişilere uygulanacak müeyyidenin uygulayıcısı gösterilmiştir.
Görüldüğü üzere Genelgede sayılan kişilerin trafik ihlali yapmaları halinde, trafik cezası uygulanmaması söz konusu olmayıp, ihlalin gerektirdiği müeyyidenin hangi organ tarafından uygulanacağı gösterilmektedir. Dolayısıyla kural ihlalinin diğer kişilere uygulandığı ölçüde uygulanması konusunda bir farklılık bulunmamakta, sadece müeyyidenin uygulayıcısı farklı olmaktadır.
Davacı tarafından bu uygulamanın Anayasa’da yer alan kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğu öne sürülmekte ise de Genelgede, belirtilen kişilerin trafik ihlallerinin müeyyidesiz kalmadığı, sadece cezayı uygulayacak makam konusunda bir farklılık bulunduğu açık olduğundan bu iddia yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak soruşturulmaları ve yargılamaları özel koşullara bağlanmış olan özel statüdeki bu kişilerin, kuralları ihlal etmeleri halinde müeyyide uygulanması konusunda farklı işleme tabi tutulmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 12.06.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.